YÖNETİM VE ORGANİZASYON - Deneme Sınavı - 7

Psikolojik faktörler, örgütleri ve farklı dönemlerdeki yönetim uygulamalarını etkileyen faktörlerden biri değildir.

Durumsallık yaklaşımı, klasik yönetim anlayışını temsil eden yaklaşımlardan biri değildir.

Ekonomik özgürlük, ideal bürokrasi yaklaşımının nitelikleri ve üstünlükleri arasında yer almamaktadır.

Hawthorne araştırmalarında öncelikli olarak, verimlilik ve çalışma koşulları arasındaki ilişkilerin incelenmesi hedeflenmiş ve temelde klasik yönetim düşüncesinin varsayımları ile
yola çıkılmıştır.

"Bilginin toplanması, kullanılması, paylaşılması ve analiz edilmesi ile ilgili belirli araçların geliştirilmesi gerekmektedir." ifadesi Davranışsal Yönetim Yaklaşımı içinde değerlendirilemez. Bu ifade Sistematik Yönetim Yaklaşımı düşüncesi içerisinde değerlendirilebilir.

Sayısal Yönetim Yaklaşımı, yönetsel karar alma süreçlerinde bilimsel metodolojiyi temel alan bir dizi yöntemin kullanılmasına ilişkin bakış açısını yansıtan bir yaklaşımdır. Günümüzde genel olarak yönetim bilimi ya da yöneylem araştırması adını almaktadır. Yaklaşımın sıklıkla kullandığı sayısal araçlar ve teknikler arasında istatistik, doğrusal programlama, şebeke analizi, karar ağaçları ve bilgisayar simülasyonları bulunmaktadır.

Açık ve Kapalı Sistemler. Kapalı sistemler kendi kendine yeterli olabilen sistemlerdir. Açık sistemler ise yaşamını sürdürebilmek için dış çevreye bağımlı olan sistemlerdir.

Durumsallık Yaklaşımı, klasik yönetim yaklaşımlarının örgütsel sorunlara en iyi çözüm arayışının aksine, böyle bir en iyi yolun ya da çözümün var olmadığı görüşünü savunan, yöneticilerin gerçekleştirdiği uygulamaların, verili bir dizi duruma göre koşulsal ya da durumsal olarak belirlendiği yaklaşımdır.

Sinerji, bütünün kendisinin, parçalarının toplamından daha büyük olduğuna ilişkin kavramsal bir tanımlamadır. Sistem yaklaşımının temel kavramlarından biri olan sinerji, yöneticiler için de son derece önemli bir kavramdır. Çünkü, sinerji kavramı örgüt içerisinde iş birliği zihniyetiyle birlik içerisinde çalışmanın önemini vurgulamaktadır.

Henri Fayol, yönetim süreci yaklaşımı denildiğinde akla gelen en önemli isim, Fransız yönetici ve maden mühendisidir.

Devlet tarafından bilgi ve iletişim sektörünü ilgilendiren bir konuda yapılan değişiklikler, ilgili sektörde faaliyet gösteren işletmelerin faaliyetlerini yakından etkilemesi politik faktörler kapsamında değerlendirilebilir.

Sayısal yönetim yaklaşımı, klasik yönetim yaklaşımları arasında yer almamaktadır.

Sistematik yönetim yaklaşımı, örgütsel faaliyetleri düzenleyen ve koordinasyonu kuvvetlendiren belli prosedürlerin ve süreçlerin geliştirilmesi çabasıdır.

Yönetim süreci yaklaşımı denildiğinde akla gelen en önemli isim ise Fransız yönetici ve maden mühendisi Henri Fayol (1841-1925)’dur.

Bürokrasi yaklaşımı Alman sosyolog Max Weber (1864-1920) tarafından ortaya konulmuştur.

Follett ayrıca bugün yaygın olarak kullanılan çapraz fonksiyonel yapının da fikir öncüsüdür.

McGregor’un önemli çalışmalarından biri olan “The Human Side of Enterprise” isimli kitabında yöneticilerin iş yerindeki bireylerin sosyal ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarına daha fazla dikkat etmeleri gerektiğinden bahsetmiştir. Bu kitap X ve Y Teorilerinin altyapsını oluşturmuştur.

Durumsallık yaklaşımı temelde “eğer-ise (if-then)” ilişkisine dayanır.

Hawthorne araştırmaları, Harvard Business School’dan Elton Mayo tarafından yürütülmüştür.

Klasik yönetim yaklaşımlarının hareket noktası, örgütsel verimliliği arttırıcı önlemlerin geliştirilmesi ve işletme sorunlarını çözmeye yönelik en iyi yöntemin ya da diğer bir deyişle en iyi örgüt yapısının bulunmasıdır.