YATIRIMCI İLİŞKİLERİ YÖNETİMİ

Sürdürülebilirlik, rekabetin çok keskinleşmiş olduğu küresel ekonomilerde özellikle doğal kaynaklar, çevresel koşullar ve topluma dönük hizmetlerin yetersizliği açısından ciddi bir sorun olarak kendini göstermektedir. Sürdürülebilirlik ile şirketlerin ekonomik ve kâr odaklı hedefleri korunurken, çıkarlarının toplumsal çıkarlarla çatışmadığı bir çevrede, sosyal ve çevresel konuları da şirketlerin sorumluluğu haline getirmek hedeflenmektedir. Sürdürebilirlik bir şirketteki çalışanların çalışma sürelerini azaltmayı hedeflemez. Bu nedenle seçeneklerde I, II, III numaralı öncüllerin birlikte verildiği seçenek aranmalıdır. Bu nedenle doğru yanıt A’dır.

Kurumsal sürdürülebilirlik, yeni bir anlayış olarak ortaya çıktığı için, artık şirketler, bilinen geleneksel yöntemlerle iş yapmaya devam edemeyecektir. Kurumsal sürdürebilirlik şirketlere “yeni iş yapma modeli” önerisi getirir ve şirketleri sadece şu andaki kazanımlarına değil, geleceğe de yatırım yapmaya yönlendirir. Kurumsal sürdürülebilirlik modeli veya anlayışı, geleneksel yapıdaki büyüme ve kâra odaklı modele bir alternatiftir. Kurumsal sürdürülebilirlik bağlamında ortaya çıkan yeni yönetim anlayışının örgütsel yapısında Hiyerarşik olmayan yapı, Katırımcı karar alma, Merkezi olmayan otorite ve Gelirler arasındaki büyük olmayan farklılık yer alır. Hissedarların refahı ise geleneksel yönetim anlayışının amaçları arasında yer aldığı için yanlıştır. Bu nedenle doğru yanıt E’dir.

Sürdürülebilir kalkınma; ilk olarak 1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” raporu (Brundtland Komisyonu Raporu olarak da bilinir) ile ortaya konmuştur. Bu nedenle 1987 yılının yer aldığı seçenek doğrudur. Bu nedenle doğru yanıt C’dir

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Piramiti’ nin en üst basamağında Hayırseverlik boyut yer alır. Onu sırasıyla Etik boyut, Yasal boyut ve Ekonomik boyut izler. Sosyal boyut ise kurumsal sosyal sorumluluk Piramiti’nde yer almaz. Fakat soruda piramidin en üst basamağı sorulduğu için seçeneklerde hayırseverlik boyutu aranmalıdır. Bu nedenle doğru yanıt B’dir.

Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Şirketlere Faydaları şunlardır: Kurum kültürü içinde sosyal sorumluluğa ağırlık verilmesi, çağdaş bir yönetim anlayışını yansıtmakta olup, bu yaklaşım şirketlere birçok açıdan fayda sağlar. Özetle;  İyi niyeti geliştirir,  müşteri sadakatini artırır, bağlantılı kurumlar için fayda sağlar, çalışan sadakatini artırır, paydaşlarla ilişki kurmaya yardımcı olur, kurumsal itibarın oluşmasına ve gelişmesine yardımcı olur, rakiplere karşı avantajlı konuma getirir, fakat toptan satışı arttırmaz bilakis perakende satışları artırır. Bu nedenle doğru yanıt D’dir.

Son yıllarda da Almanya, İspanya, Avusturya, Danimarka, İsveç, Norveç gibi ülkelerin borsalarında da sürdürülebilirlik endeksi bulunmaktadır. Diğer yandan gelişmekte olan piyasalarda da sürdürülebilirlik  endeksleri hesaplanmıştır. Güney Afrika, Brezilya, Çin, Endonezya, Kore, Mısır sürdürülebilirlik endeksini hesaplayan borsalardır. Borsa İstanbul’da Sürdürülebilirlik Endeksi 4 Kasım 2014 tarihinden itibaren hesaplanmaya başlamıştır. Fakat Japonya’da borsa sürdürülebilirlik endeksi hesaplanmamıştır. Bu nedenle doğru yanıt B’dir.

Yatırımcı ilişkileri açısından sürdürülebilirliğin bileşenleri şunlardır:

Etik, Kurumsal itibar, Kamuyu aydınlatma, Güven, Entegre Raporlama, Kurumsal sosyal sorumluluk, Kurumsal imaj,  Adillik, Hesapverebilirlik,  Şeffaflık, Kurumsal kimliktir. Hissedarların refahı ise geleneksel yönetim anlayışının amacıdır. Bu nedenle yatırımcı ilişkileri açısından sürdürülebilirliğin bileşenleri arasında yer almaz. Bu nedenle doğru yanıt E’dir.

Sürdürülebilir kalkınma (gelişme); ekonomik büyüme ihtiyacını, çevrenin korunması ve sosyal eşitliğin sağlanmasını dengeleyen geniş bir kavram olup, ekonomi bilimi, sosyal adalet, çevre bilimi ve yönetimi, işletme, siyaset bilimi, hukuk gibi bilim alanlarında konu edilmektedir, fakat tarih bilimi alanına konu edilmez bu nedenle doğru yanıt A’dır.

Entegre raporlama ile kurumlar, başta yatırımcılar olmak üzere tüm paydaşlarına, kurumuna ilişkin bilgileri bütüncül bir bakış açısı ile sunarak,  paydaşların yerinde kararlar almalarına yardımcı olmayı hedefler. Soruda entegre raporlamanın tanımı yapıldığı için doğru yanıt C’dir.

Borsa İstanbul’da Sürdürülebilirlik Endeksi 4 Kasım 2014 tarihinden itibaren hesaplanmaya başlamıştır. Bu nedenle doğru yanıt D’dir.

İlk olarak 1972 Stockholm Çevre ve İnsan Konferansı’nda “sürdürülebilir kalkınma” kavramı gündeme getirilmiştir.

1970’li yıllardan itibaren ülkelerin ve şirketlerin endüstriyel gelişmesine devam edebilmeleri ve gelişimlerini sürdürebilmeleri için, finansal konularının yanısıra, sosyal, çevresel  ve toplumsal konulara da özen göstermeleri gerekmiştir.

Yeni yönetim anlayışı içinde yer alan çevresel verimlilik üretim sistemleri kapsamında değerlendirilmektedir.

Karlılık yeni yönetim anlayışında farklılaşma kapsamındaki temel varsayımların konuları arasında yer almaz.

Kurumsal sürdürülebilirlik; şirketlerin geleneksel büyüme kuramlarına bir alternatif olarak geliştirilen maddi-manevi her türlü riski minimize etmeyi sağlayarak kurumları
geleceğe daha sağlıklı aktarmayı hedefleyen yönetim anlayışıdır.

Sürdürülebilir kalkınma; ilk olarak 1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” raporu (Brundtland Komisyonu Raporu olarak da bilinir) ile ortaya konmuştur.

Siyasi boyut kurumsal sosyal sorumluluk piramidi içinde yer almamaktadır.

Sürdürülebilir kalkınma; insan ve doğa arasında denge kurarak, doğal kaynaklara zarar vermeden, kaynakların bilinçli olarak tüketilmesini sağlayarak gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kalkınmasına imkân verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamının ve kalkınmasının planlanmasıdır.

Borsa İstanbul’da Sürdürülebilirlik Endeksi 4 Kasım 2014 tarihinden itibaren hesaplanmaya başlanmıştır.

Sürdürülebilir kalkınma yatırımcı ilişkileri açısından sürdürülebilirliğin bileşenleri arasında yer almamaktadır.