aofsorular.com
TDE302U

KIPÇAK TÜRKÇESİNİN OLUŞUMU VE SES BİLGİSİ

9. Ünite 20 Soru
S

XIV. ve XV. yüzyılda Kıpçakların yaşadığı bölgelerde verilen eserler içerikleri dikkate alınarak temelde hangi iki başlık altında toplanır?

 

XIV. ve XV. yüzyılda Kıpçakların yaşadığı bölgelerde verilen eserler içerikleri dikkate alınarak temelde 1) Sözlük ve gramerler 2) Edebiyat, din, askerlik, baytarlık vb. alanlarındaki metinler olarak iki başlık altında toplanır.. XV. ve XVII. yüzyıllarda Ermeni harfleriyle yazılmış olan eserler ise Ermeni harfli Kıpçakça metinler başlığı altında toplanır.

 

S

“Kodeks Kumanikus”u kısaca açıklayınız.

 

Latince olan Kodeks Kumanikus’un anlamı “Kıpçak Kitabıdır. Kodeks Kumanikus, Karadenizin kuzeyindeki Kıpçak Türklerinden İtalyanlar ve Almanlar tarafından derlenmiş malzemelerden oluşan iki defterin birleştirilmesiyle oluşmuş bir eserdir. Kodeks Kumanikus’un 55 yapraktan oluşan ve İtalyanlar tarafından hazırlanan birinci defteri iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kısa bir Latince girişten sonra sırayla Latin, Fars ve Kıpçak dilleri üzerine üç paralel sütun halinde tertip edilmiş sözlükler yer almaktadır. Burada fiiller, isimler, sıfatlar, zamirler ve zarflar ele alınmıştır.  (Argunşah vd. 2010: 190). Bu bölümde sözler dönemin Latin alfabesine göre sıralanmıştır. İkinci bölümde eşya adları, ticaretle ilgili sözler, kıymetli taşların adları, kültür ve sosyal hayatla ilgili sözler, meslek adları vb. konularla ilgili sözlerden gruplar oluşturulmuştur. 27 yapraktan oluşan ve Almanlar tarafından hazırlanan ikinci defter Gotik harfleriyle yazılmıştır. Bu defter Kıpçakça-Almanca, Kıpçakça-Latince olan iki karışık sözlük listesi ve bazı metinlerden oluşur.

 

S

“Kit a bü’l-İdrak li-Lis a ni’l-Etrak”ı kısaca açıklayınız.

 

18 Aralık 1312’de Kahire’de tamamlanmış olan kitabın yazarı Endülüslü Ebu Hayyan’dır. Türkmen ve Kıpçak Türkçesinin dil özelliklerini barındıran eser Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazılmıştır. Eser, sözlük, dil bilgisi ve cümle bilgisi olmak üzere üç bölümde düzenlenmiştir. Sözlük bölümünde isim ve fiiller karışık olarak Arap alfabe sırasına göre düzenlenmiştir. Türkçe sözlere genellikle tek sözden oluşan Arapça anlamlar verilmiştir. Baştan sona harekeli olan eserde Türkçe sözler kırmızı mürekkeple yazılmıştır (Özyetgin 2001: 52).

S

“Kit a b-ı Mecm u -ı Tercüm a n-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî”yi kısaca açıklayınız.

 

1343 veya 1345 yılında Halil bin Muhammed el-Konevî adlı Konyalı bir Türk tarafından yazılmış veya istinsah edilmiş olan eser bir sözlük ve dil bilgisidir. 63 yaprağı Arapça-Türkçe sözlük ve dil bilgisi, 13 yaprağı Moğolca-Farsça sözlük olan eserin günümüze ulaşan tek nüshası Holanda’da Leiden Akademi Kütüphanesi’ndedir. Eser 1) isimler, 2) fiillerin mastar ve emir biçimleri, 3) kelime ve fiil çekimleri, 4) cümle kuralları olmak üzere dört kısma ayrılır. Türkçe kelimeler kırmızı mürekkeple yazılmıştır ve harekelidir (Ercilasun 2004: 390).

 

S

“Et-Tuhfetü’z-Zekiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye”yi kısaca açıklayınız.

 

Memluk Kıpçak sahasına ait bir sözlük olan eserin yazıldığı tarih ve yer kesin olarak bilinmemektedir. Eserin tek nüshası İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümündedir. Harekeli olmayan eserde Türkçe sözler kırmızı, Arapça sözler siyah mürekkeple yazılmıştır. Eser, Arapça-Türkçe bir sözlük ve dilbilgisidir. Sözlük bölümünde Arapça sözler alfabetik olarak sıralanmıştır. Dil bilgisi bölümünde şekil bilgisi ve cümle bilgisi konuları ele alınmıştır. Eserin diğer sözlüklerden en önemli farkı, giriş bölümünde yazarının “Bu kitapta Kıpçak diyeleği üzerine dayandım; çünkü en çok kullanılan odur. Burada Türkmen diyeleğini -sıkışmadıkça- söylemedim.” kaydıdır. Atalay’ın “diyelek” olarak çevirdiği kelime özgün metinde “lüga”dır (Ercilasun 2004: 391). Eserde bazen Türkmen ve Kıpçak diyalektleri arasındaki farklılıklar da gösterilmektedir. Kıpçak sözlük ve gramerleri arasında gerçek Kıpçak dil özelliklerini en iyi yansıtan kitaptır (Argunşah vd. 2010: 190).

S

Diyalekt (Diyelek) nedir?

 

Diyalekt (Diyelek): Bir dilin tarihi, siyasi ve kültürel sebeplerle, farklı coğrafyalardaki ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı bakımından birbirinden ayrılan dalları.

S

“Kitabu Bülgatü’l-Müştak fî Lugati’t-Türk ve’l-Kıfçak”ı kısaca açıklayınız

 

Cemâleddin Eb ū Muhammed Abdullah et-Türkî tarafından 14. yüzyılın ikinci yarısında veya XV. yüzyılın başlarında yazıldığı tahmin edilen Arapça-Türkçe bir sözlüktür. Eser, normal satırlar olarak değil, ikinci yapraktan itibaren zikzaklı baklava dilimi biçiminde yazılmıştır. Kare biçimindeki baklava dilimlerinde her köşeyi bir kelime oluşturmaktadır. Her sayfada 23 baklava dilimi bulunmaktadır (Argunşah vd. 2010: 190). Baştan sona harekeli olan eserde Türkçe sözler kırmızı, Arapça sözler siyah mürekkeple yazılmıştır.

 

S

“El-Kav a nînü’l-Külliyye li-Zabti’l-Lügati’t-Türkiyye”yi kısaca açıklayınız.

 

Arapça olarak 15. yüzyılın başlarında Kahire’de yazıldığı tahmin edilen bir Türkçe dil bilgisi kitabıdır. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Şehit Ali Paşa bölümünde bulunan eserin bilinen tek nüshası 85 yapraktır. Arapça sözler siyah mürekkeple, Türkçe sözler ise harekeli olarak kırmızı mürekkeple yazılmıştır. El-Kav ā nin’in diğer Memlük sahası dilcilik eserlerinden ayrılan en önemli yönü, sözlük bölümünün olmayıp sadece gramerden ibaret bulunmasıdır. Eser; fiil, isim ve ekler olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır. Sonuç kısmında da fiillerin teklik ikinci kişi emir biçimleri liste halinde verilmiştir (Ercilasun 2004: 393).

 

S

“Ed-Dürretü’l-Mudiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye”i kısaca açıklayınız.

 

Yazarı, yazıldığı yer ve yazılış tarihi bilinmeyen eser, Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmış sözlük ve bir konuşma kılavuzu özelliği taşımaktadır. 24 yapraktan oluşan ve baştan sona harekeli olan eserde Arapça kısımlar üst satıra siyah mürekkeple, Türkçe kısımlar ise kırmızı mürekkeple hemen alt satıra yazılmıştır. Eser 24 bölüme ayrılmıştır. Allah, gök ve yerdekiler, sular, güzel kokulu bitkiler, meyveler, ağaçlar vb. kavramların herbiri bir fasıl oluşturur (Ercilasun 2004: 393). “Sözlerin terkibi veya mürekkep sözler” adlı 24. Bölümdeki 220 kısa konuşma cümlesinde kimi zaman karşılıklı soru ve cevap biçiminde diyaloglar, kimi zaman da emir cümleleri yer alır (Argunşah vd. 2010: 187).

 

S

“Kitab Gülistan bi’t-Türk”ü kısaca açıklayınız.

 

Sadi’nin 1258 yılında yazdığı Gülistan adlı eserinin bilinen en eski tarihli Türkçe tercümesidir. 1 Eylül 1391 tarihinde tamamlanan tercüme Seyf-i Sarayî tarfından Kıpçak Türkçesiyle yazılmıştır. Eserin yazarı Seyf-i Sarayî hakkında bilinenler oldukça sınırlıdır. Adından Altın Ordu’nun başkenti Saray’dan olduğu anlaşılmaktadır (Karamanlıoğlu 1989: XXIV). Seyf-i Sarayî eseri Mısır’da hacipler hacibi Emir Bathâs adına tercüme etmiştir. Serbest çeviri özelliği taşıyan eser Kıpçak Türkçesinin bilinen tek edebi eseridir. Seyf-i Sarayî’nin elinden çıkan nüsha günümüze ulaşan tek nüshadır ve Hollanda’da Leiden İlimler Akademisi Kütüphanesindedir.

 

S

“İrşa dü’l-Müluk ve’s-Selatin” i kısaca açıklayınız.

 

İskenderiye’de aynı adlı eserden 1287 yılında yapılan satır altı bir tercümedir. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Ayasoyfa bölümünde bulunan ve 498 yapraktan oluşan eldeki tek nüshanın müstensihi Berke Fakih’tir. Her sayfasında sekizi Arapça, sekizi Türkçe on altı satır bulunan eserde, Arapça satır siyah ve çok az hareke kullanılan Türkçe satır kırmızı mürekkeple yazılmıştır (Ercilasun 2004: 396). Hanefi mezhebinin fıkıh görüşlerine göre oluşturulan 29 bölümde temizlik, namaz, zekât, oruç, hac, ant içmek, azat kılmak, haddini bilmek, hırsızlık, gazilik, yerde çocuk bulmak, kurban, cinayet, ekin ekmek vb. konular işlenmiştir (Argunşah vd. 2010: 192).

 

S

“Kitab fi’l-Fıkh bi-Lisani’t-Türkî”yi kısaca açıklayınız.

 

Çeşitli fıkıh kitaplarından derlenen fetvaları içeren kitabın yazarı, yazıldığı yer ve tarih bilinmemektedir. Ancak 1421 yılında vefat eden Sultan Tatar’ın hazinesinde bulunmasından anlaşılacağı üzere, 1421 tarihinden daha önce yazılmıştır (Toparlı 1992: 16). Eserin günümüze ulaşan ve 429 yapraktan oluşan tek nüshası İstanbul Millet Kütübhanesi Feyzullah Efendi bölümündedir.

 

S

“Kitab-ı Mukaddime-i Ebu’l-Leysi’s-Semerkandî”yi kısaca açıklayınız.

 

10. yüzyılda yaşamış Hanefi mezhebinin tanınmış fıkıh bilginlerinden Ebu’l-Leysi’sSemerkandî’nin fıkıhla ilgi Arapça eserinin satır altı tercümesidir. Kansu Gavri için tercüme edilen eser sonundaki ibareden anlaşıldığına göre Esenbay b. Sudun tarafından istinsah edilmiştir (Toparlı 1992: 16). 47 yapraktan oluşan eser İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Ayasoyfa bölümünde kayıtlıdır.

 

S

“Münyetü’l-Guzat”ı kısaca açıklayınız.

 

 

 

Arapçadan Türkçeye tercüme edilmiş, konusu askerlikle ilgili olan bir eserdir. Eseri tercüme edenin kim olduğu ve tercüme edildiği yer bilinmemektedir. (Uğurlu 1987:12). 115 yapraklık günümüze ulaşan tek nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi III. Ahmed bölümündedir. Mütercim eserini altı fen üzerine tertip ettiğini belirtmesine rağmen (Uğurlu 1987:13) nüshada ata binmek, süngü tutmak, kılıç kullanmak, ok atmak ve top vurmak konuları bulunmaktadır.

S

"Kitab fî İlmi’n-Nüşşab”ı kısaca açıklayınız.

 

Çeşitli Arapça kaynaklardan derlenen bilgilerin tercümesiyle oluşmuştur. Eser okçuluk, ok atmanın şartları, yayın özellikleri ve uzunluğu, ok atma şekilleri, ok atarken yapılan hatalar ve bunlardan korunma yolları, dini açıdan at ve Müslümanlar için önemi vb. konuları içermektedir (Argunşah vd. 2010: 193). Günümüze iki nüshası ulaşmıştır. İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümündeki nüshada Kıpçakça unsurlar, Paris Bibliotheque Nationale’deki nüshada Oğuzca unsurlar ağırlıktadır.

S

Ünlü uyumu nedir?

 

Türkçe kökenli sözlerin kök veya gövdeleri ile çekimlenmiş şekillerinde; alıntı sözlerin ise Türkçe ek almış şekillerinde bulunan ünlüler arasındaki düzenli ünlü benzeşmelerine ünlü uyumu denir.

 

S

 Kapantılı ünsüz nedir?

 

Sesin boğumlanması sırasında, hava akımının önüne bir engelin çıkıp geçidi tamamen kapatıp açılmasıyla oluşan ünsüzlere kapantılı ünsüz denir.

 

S

Türkçe dilbilgisinde “Uyum” nedir?

 

Türkçe kökenli sözlerin kök veya gövdeleri ile çekimlenmiş şekillerinde; alıntı sözlerin ise Türkçe ek almış şekillerinde yan yana gelen ve ötümlü / ötümsüz karşılıkları bulunan ünsüzler arasında görülen düzenli ünsüz benzeşmelerine uyum denir.

S

Ünsüz Ötümlüleşmesi nedir?

 

Boğumlanmaları sırasında ses telleri titreşmeyen ötümsüz ünsüzlerin ses telleri titreşerek oluşan ve karşılıkları olan ötümlü ünsüzlere (p>b, t>d, v>f, g>k, ġ > ḳ , ş>j, ç>c, s>z) dönüşmesi olayıdır. -t->-d-: ti-> di-(İM 52a/7), tamar > damar (KTS 55), tüş- > düş- (KTS 67) ḳ ->ġ -: aḳar > aġar (KK 4b/6), saḳış > saġış (KM 23a/8)

 

S

Ünsüz Dudaksılaşması nedir?

 

Dudak ünlüsü veya ünsüzünün etkisiyle, yanlarında bulunan sesin dudak ünsüzüne dönüşmesi olayıdır. ñ - > -m : köñlek > kömlek (DM 12b/2)