aofsorular.com
LBV209U

Gram Negatif Çomaklar

4. Ünite 20 Soru
S

Brusellosis nedir ve nasıl bulaşır?

Brusellaların neden olduğu hastalıklara genel olarak brusellosis denir. Brusellosis etkenin sığır, koyun, keçi, koç ve domuz ve bazı deniz canlılarında özellikle testis, meme, uterus olmak üzere genital organlara yerleşmesiyle yavru atmaya ve infertiliteye (kısırlık) neden olan kronik, bulaşıcı ve nekrotik yangısal infeksiyonlarla ortaya çıkar. Etken infekte hayvanların etleri ve sütlerini ya da bunların ürünlerini yiyen insanlarda ve infekte hayvanlara çıplak elle müdahale eden hekimlerde de infeksiyon oluşturduğu için Brusellosis en önemli zoonoz hastalıklardan biridir. Brusellalar dış ortam koşullarına dayanıklıdırlar; toz ve toprakta 125 gün, dışkıda 1 yıl kadar canlı kalabilirler. İnfekte gebe hayvanlar yavru atarken veya doğum esnasında özellikle fötus ve fötusa ait sıvılarla dış ortamı bulaştırır. Hayvana bulaşma sindirim yoluyla olur. Sığır ve koyun brusellosisi Tarım ve Orman Bakanlığı İhbarı Mecburi Hastalıklar listesinde yer almaktadır.

S

Brusellosis’in laboratuvar tanısında serolojik tanı nasıl gerçekleştirilir?

Serolojik Tanı: Brusellosisin teşhisinde serolojik testler çok önemli bir yer tutmaktadır. Serolojik testler arasındaki uyumsuzluklar nedeni ile tek bir serolojik yoklama ile infeksiyonu saptamak güvenli olmadığından en az 2 hafta arayla 2 veya 3 serolojik metodun uygulanması infeksiyon tanısı yönünden daha uygun olmaktadır. Brusella aşılı hayvanlarda karşılaşılabilecek yanlış pozitiflik de göz önünde bulunarak, aşılı ve infekte hayvanları ayırabilecek en uygun yöntemlerin seçilmesi gerekmektedir. Öncelikle ve yaygın olarak tamponlanmış aglütinasyon testleri sürü takibinde kullanılmaktadır. Rose Bengal Pleyt Aglutinasyon (RBPA) Testinde, Rose Bengal ile boyalı brusella antijeni kan serumuyla lam üzerinde karıştırılarak aglutinasyon oluşumu incelenir. Bir diğer test olan Brusella Serum Aglutinasyon Testi (SAT) de sensitivitesi ve spesifitesi düşük olmasına rağmen uzun yıllardır kullanılmıştır. Aglutinasyon testleri genellikle tam güvenli sonuçlar veremediğinden sadece ön tarama testleri olarak değerlendirilmelidirler. SAT da sonucun
değerlendirmesi/yorumu şu şekilde yapılır. Aşısız sığırlarda 1/40’dan yukarı dilusyonlarda antikor titresi, pozitif (infekte); 1/40 dilusyonda antikor titresi şüpheli; 1/40’ın altındaki dilusyonlarda antikor titresi negatif (infekte değil) kabul edilir. Aşılı sığırlarda 1/80’den yukarı dilusyonlarda antikor titresi pozitif (infekte); 1/80 dilusyonda antikor titresi şüpheli; 1/80’in altındaki dilusyonlarda antikor titresi negatif (infekte değil) olarak değerlendirilir. Aşısız koyunlarda 1/20’den yukarı dilusyonlarda antikor titresi, pozitif (infekte); 1/20 dilusyonda antikor titresi şüpheli; 1/20’nin altındaki dilusyonlarda antikor titresi negatif (infekte değil) kabul edilir. Aşılı koyunlarda 1/40’den yukarı dilusyonlarda antikor titresi pozitif (infekte); 1/40 dilusyonda antikor titresi şüpheli; 1/40’ın altındaki dilusyonlarda antikor titresi negatif (infekte değil) olarak değerlendirilir.
Komplement fikzasyon testi, SAT’a oranla daha spesifiktir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın brusellosis ile mücadele programında, bu hastalığın teşhisi için yapılması gereken serolojik test olarak belirlenmiş önemli ve referens bir yöntemdir. Yapılışının biraz kompleks olması ve iyi bir laboratuar ve eğitimli elemanlara gereksinim göstermesi dezavantajlarına sahiptir. Brusella infeksiyonu tanısında ELISA testinin birçok varyasyonları geliştirilmiştir. Örneğin, İndirekt ELISA (I-ELISA) ve Kompetetif ELISA (C-ELISA) bunlar arasındadır. Floresan polarizasyon testi sahada ya da laboratuarda uygulanabilen antijen-antikor reaksiyonuna dayanan basit bir testtir. Brusellosisin ulusal ve uluslararası kontrolünde, RBPA testi, komplement fiksasyon testi, ELISA ve floresan polarizasyon testi uygun yöntemler olarak kabul edilmişlerdir.

S

Kampilobakterlerin genel özellikleri nelerdir?

Kampilobakterler, Gram negatif, mikroskop altında tipik olarak S (martı kanadı), helikal, spiral, çomak şekilli, mikroaerofilik, sporsuz, kapsülsüz, hareketli bakterilerdir. Boyutları 0,2-0,3×1,5-5µm arasındadır. Üreme sıcaklıkları 25-37 °C arasındadır. Termofilik olarak tanımlanan türler (Campylobacter jejuni, C.coli ve C.lari) ise 37-42 °C’ler arasında ürerler. Oksidaz pozitif, jelatin, üre, MR ve VP negatiftirler. Campylobacteraceae familyası içinde 2 bakteri cinsi bulunur. Bunlar kampilobakter ve arkobakter genuslarıdır. Kampilobakter türleri genellikle memeli ve kanatlıların intestinal sisteminde ve genital sistemde hastalık yapmaksızın bulunabilirler. Hayvanlarda hastalık oluşturan önemli kampilobakterler bulunmaktadır. C.fetus subsp. fetus, monotrik flagellası ile tribişon benzeri hareket eder. Kapsülü yoktur, fakat saha suşlarının çevresinde ‘S katmanı’ veya mikrokapsül olarak nitelenen bir tabaka vardır. Kan ve serum kampilobakter üremesini arttırır. Koloniler Kanlı Agar’da hemoliz oluşturmaz. Katı besi yerinde 3-5 günlük inkübasyon sonrası S-tipi, küçük, gri, krem koloniler ve sıvı besiyerinde bulanıklık oluşur. C.fetus subsp. venerealis oksijene daha hassastır ve mikroskopik morfolojisi yönünden C.fetus subsp. fetus’a göre daha gevşek kıvrımlı ve daha uzundur. Kolonileri daha geç ve nazlı şekillenir. Suşların küçük bir bölümü H2S üretir ve bu suşlar C.fetus subsp. venerealis biovar intermedius olarak adlandırılır. Yüksek nemli ortamda yuvarlak kokoid formlar oluştururlar. Her iki uçlarına yerleşmiş birer adet flagella ile aktif hareket ederler. Kapsül ya da fimbriaları yoktur. Suşların yarıya yakını plazmid taşır. Üreme gereksinimleri C.fetus subsp. fetus’a benzer. Ancak kan veya seruma gereksinim göstermezler, oksijene toleransları daha fazladır. 25°C’de üreyemezler. Koloni morfolojileri ortamın nem oranına göre değişir, nem arttıkça koloniler büyür, şekilleri yuvarlaklaşır ve pasajı mümkün olmayan hale dönüşürler. C.upsaliensis, C.helveticus, katalaz negatif olmaları dışında termofilik kampilobakterlerle benzer özelliklere sahiptirler.

S

Kampilobakter infeksiyonlarında serolojik tanı nasıl gerçekleştirilir?

Serolojik Tanı: C.fetus subsp. fetus infeksiyonlarında atık yapan hayvanlardan 2 hafta sonra alınan kanlarla, aglutinasyon, komplement fiksasyon ve ELISA testleri yapılabilir. C.fetus subsp. venerealis infeksiyonlarında, antikor düzeyi genellikle düşük olduğu için serum kullanılmaz bunun yerine vaginal mukus fizyolojik tuzlu suyla çözdürülüp sulandırılır ve bu çözeltiden vaginal mukus aglutinasyon testi veya ELISA testi uygulanır. C.jejuni antijeni ile komplement fiksasyon ve ELISA testi uygulanır. Ancak termofilik kampilobakter infeksiyonlarının enterik türlerinde pratikte serolojik testler kullanılmamaktadır.

S

Franciella tularensis’in genel özellikleri nelerdir?

Franciella tularensis (F.tularensis), Gram negatif, kokobasil şeklinde, 37°C’de üreyen, hareketsiz, sporsuz, zorunlu aerobik, 0,2-0,5×0,7-1,0 µm boyutlarında bir bakteridir. Oksidaz negatif, zayıf katalaz pozitiftir. Basit agar ve buyyonda üremez. Üremek için glikoz, yumurta sarısı, sistine ihtiyaç duyar. Endotoksini bulunan etken Brusella ile kros-aglutinasyon reaksiyonu vermektedir. Françisella genusu içinde insan ve hayvanların Tularemi hastalığını, tavşanların, geyiklerin Sinek Humması isimli infeksiyonunu oluşturan F.tularensis ve sularda bulunan F.novicida ve F.philomiragia türleri bulunmaktadır.

S

Franciella tularensis infeksiyonunda bakteriyolojik tanı nasıl gerçekleştirilir?

Bakteriyolojik Tanı: Alınan örneklerden yapılan sürme preparatlarda etken gözlenebilirse de bakteriyoskopi ile teşhis oldukça zordur. Floresan antikor testi gibi immunokimyasal boyamalarla etken gösterilebilir. F.tularensis normal besiyerlerinde üremez. Marazi maddeler glikoz, yumurta sarısı, sistin, kan, serum bulunan besi yerlerine (Francis medyum, McCoy ve Chapin medyum ve Thayer-Martin agar) ekimler yapılarak 37 °C’de, % 5 CO2’li ortamda inkübe edilirler. Üç-altı gün içinde oluşan çok küçük, koyu kıvamlı, pürüzlü kolonilerin sıvı besiyerlerinde saf kültürleri hazırlanarak izolasyon ve identifikasyona gidilir. F.tularensis için ayırıcı özellikler, sıradan besiyerlerinde ürememesi, hücresel morfolojisi, floresan antikor ve lam aglutinasyon testlerinde oluşturacağı reaksiyonlardır. Ayrıca oksidaz negatif, zayıf katalaz pozitiftir, MacConkey Agar’da üremez ve H2S pozitiftir.

S

Pastörella ve Manhemia türlerinin genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Bu iki cins 0.2×1-2 µm boyutlarında, hareketsiz, Gram negatif çomak veya kokobasil tarzında bakterilerdir. Oksidaz testleri pozitif olan bu iki bakteri cinsi fakültatif anaerob karakterdedir. Her iki genusun içindeki türlerin birçoğu katalaz pozitiftir. Zenginleştirilmemiş besi yerlerinde üreyebilirlerse de, kan ve serum katkısı üremeyi artırır. Bu bakteriler katı besiyerlerinde sadece birkaç gün canlılıklarını sürdürebilir. Mannheimia kaernolyrica (M.kaernolyrica), Pasteurella trehalosi (P.trehalosi) ve P.aerogenes MacConkey agar içindeki safra tuzlarını tolere edebilir. İnfekte dokulardan yapılan preparatların Giemsa ile boyanması sonucu pastörellalar bipolar boyanma özellikleri sergiler. Pasteurellaceae ailesinde 5 cins bulunur. Bunlar Actinobacillus, Haemophilus, Mannheimia, Pasteurella ve Lonepinella genuslarıdır. Bu cinsler içinde birbirine çok yakın özellikler gösteren türler bulunur. Bu genuslar içinde en çok hastalık yapan üç bakteri türü P. multocida, P. trehalosi ve M. haemolytica’dır. Pastörellalar ve manhemia türleri birbirinden koloni ve üreme özellikleri ve biyokimyasal reaksiyonlar ile ayırt edilebilir. P.multocida alt tipleri ise serotiplendirme ve biyotiplendirme ile belirlenebilir. Yine M.haemolytica ve P.trehalosi suşları da serotiplendirme ile saptanabilir. P.multocida kolonileri ince narin yapıda, gri renkte yuvarlak, hemoliz oluşturmayan tarzda ve tatlı bir koku verirler. P.testudinis kolonileri hemolitiktir, buna karşın bazı patojenik tipleri kalın bir kapsül taşıması nedeniyle mukoid tabiatlı olabilir. M.haemolytica ve P.trehalosi kolonileri kokusuz ve hemolitiktir. MacConkey agarda M.haemolytica ve P.trehalosi ince, kırmızı koloniler şekillendirir. Patojenik pastörellalar MacConkey’de üremez. Tüm bu grup bakteriler TSI eğik agarlarında (Triple Sugar Iron Agar) sarı bir yüzey üremesi, sarı bir dip üremesi gösterirken, hidrojen sülfür oluşturmaz. Pastörella ve Manhemia türlerinin ayrımı Tablo 4.2’ (S:67, Tablo 4.2) de tanımlanan kriterlere göre yapılır. Ayrıca kapsüler polisakkarid antijenik yapılarına göre P.multocida suşları A, B, C, D, E ve F serotiplerine ayrılır. İleri tiplendirme ise bakterinin hücre duvarı lipopolisakkaridlerine göre yapılır ve 16 farklı tip belirlenir. Pastörella ve manhemia türlerinin hayvanlarda yaptıkları hastalıklar Tablo 4.3(S:68, Tablo 4.2)’de verilmektedir.

S

Pastörella ve Manhemia türlerinin hayvanlarda yaptığı hastalıklar nelerdir?

S

Aeromonas ve Vibrioların genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Aeromonaslar basil şekilli, hareketli, fakültatif anaerobik ve sporsuz olup, glikozu kullanırlar. Hareketli Aeromonaslarda bulunan 3 temel grup ve bunlara ait 11 tür birkaç fenotipik özellik dışında birbirlerine benzerler. Optimum üreme sıcaklıkları 28 °C’dir. Nutrient Agar’da S tipli, çoğu hemolizli koloniler oluştururlar. 12 adet somatik ‘O’ antijeni ve 9 adet flagellar ‘H’ antijenleri bulunmaktadır ve enterobakterilerle ortak antijenlere sahiptirler. Taksonomilerinde sürekli değişiklikler bulunan Aeromonaslara ait en son sınıflandırmaya göre; hareketli ve mezofilik Aeromonaslar olan ‘A.hydrophila kompleksi’ içinde; A.hydrophila ve A.bestiarum, ‘A.caviae kompleksi’ içinde, A.caviae, A.media, A.encheleia ve A.eucrenophilc, ‘A.sobria kompleksi’ içinde; A. sobria, A.veronii, A.jandaei ve A.trota türleri bulunmaktadır. Hareketsiz ve psikrofilik Aeromonaslar ise A.salmonicida ve alt türlerini kapsamaktadır. A.salmonicida çeşitli balık türlerinde furunkulosis hastalığına sebep olur. 5 alt türü bulunur, bunlar; subsp. salmonicida, subsp. achromogenes, subsp. masoucida, subsp. pectinolytica ve subsp. smithia. Flagellasız ve hareketsizdirler.

Vibriolar, düz veya eğri çomakcık şeklinde, kılıflı flagella ile hareketli, sporsuz, aerobik, basit besiyerlerinde üreyen bakterilerdir. Anaerobik koşullarda da üreyebilirler, glikozu kullanırlar, hatta üreme ihtiyaçları mineral madde, tuz ve glikozdan ibarettir. Vibrio cinsi içinde 63 tür bulunmaktadır. İnsanlarda mezofilik Vibrio türleri bulunur ve bunlardan en önemlisi Kolera hastalığı etkeni (V. cholerae)’dir. Vibrio cinsinin genel özelliklerini taşıyan etkenin izolasyonunda genellikle alkali peptonlu su zenginleştirme ortamı sonrası Thiosülfat-Sitrat-Safra, Tuz-Sükroz Agar besiyeri kullanılır.

S

Aeromonas ve Vibrioların bulaş yolları ve neden oldukları hastalıklar nelerdir?

Epidemiyoloji
Kirli sularda daha çok A.caviae, temiz sularda ise A.hydrophila ve A.sobria suşlarına rastlanır. At, koyun ve domuz gibi hayvanların ve aynı zamanda balık ve deniz kabuklularının dışkılarında bulunduklarından, kontamine su ve et ürünleri ile insanlara bulaşma sonucu sporadik infeksiyonlar oluştururlar; yani zoonozdurlar. Sığırlarda abortus, mastitis, memeli hayvanlarda septisemi, enteritis, balıklarda hemorojik septisemi ve insan ve domuzlarda ishale neden olurlar. A.salmonicida, salmonoid türü balıklar başta olmak üzere birçok balık türünde septisemi hatta akut olaylarda infeksiyon görülmeden ölüm oluşturlar. Daha kronik infeksiyonlarda kuyruk kenarları ve yüzgeçte furunküller oluştururlar. Hareketsiz Aeromonas’lar genellikle su ve su ile ilişkili ortamlarda bulunur, su hayvanları ve memelilerde infeksiyona neden olurlar.
V. cholerae kaynağı sulardır ve bulaşma, bu sular ve bu sularla bulaşık gıdalar vasıtasıyla meydana gelmektedir. V.parahaemolyticus, V.metschnikovii ve V.fluvialis türleri de insanlarda gastroenteritise neden olurlar. V.vulnificus hepatitli hastalarda septisemiye neden olur. Vibrioların neden olduğu bu hastalıklar, çoğunlukla sporadik seyirlidir.

S

Hemofilus & Aktinobasillus türlerinin genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Hemofiluslar, boyutları 0,3-0,5x1,5 µm olan, çok küçük çomak veya kokobasillerdir. Sporsuz, hareketsizdirler ve ilk izolasyonlarında kapsül oluşturabilirler. Boyamalarda mikroskop altında tek tek veya ikili görülürler. Sulu karbol fuksin ile daha iyi boyanırlar. Aerobik olmalarına rağmen anaerobik ortamda da üreyebilirler. Hemofilus etkenlerinin en ayırt edici özellikleri standart besiyerlerinde üreyemeyip tam kanlı besiyerlerine, kanda bulunan X veya V faktörlerine ihtiyaç göstermeleridir. Bu faktörler özel olarak hazırlanan Çikolata Agar’da bulunmaktadır.

Aktinobasilluslar 0.5 µm eninde değişen uzunluklarda Gram negatif kokobasillerdir. Aerobik veya mikroaerofilik karakterde, bipolar boyanma özelliğine sahip, hareketsiz, kapsülsüz olan etkenlerdir. Serum ve kan bakterinin üremesi üzerine olumlu etki yapar. Bu durumda 37 °C’de 1 günde S tipli, mavi-grimsi koloniler meydana getirir.

S

Hayvan sağlığı açısında önemli hemofilus ve aktinobasillus türleri nelerdir ve hangi hastalıklara sebep olurlar?

Epidemiyoloji
Hayvan sağlığı açısında önemli türleri şunlardır: Haemophilus Somnus (H.somnus), şu anki adıyla Histophilus somni (H. somni), sığırlarda bronkopömoni, beyin yangıları, üreme kanalı infeksiyonları oluşturur. H.somni’nin koyun izolatları, koçlarda epididimitis, koyunlarda mastitis ve üreme problemleri, kuzularda pnömoni şekillendirir. H.parasuis domuzlarda serozalarda yangılarla ve ensefalitisle karakterize Glasser Hastalığı etkenidir. Bir de kanatlılarda Koriza Hastalığı etkeni H.paragallinarum bulunmaktadır.
Actinobasillus lignieresii ruminantlarda, Actinobasillus equuli atlarda, Actinobasillus suis domuzlarda infeksiyonlara neden olurken, Actinobasillus pleuropneumonia domuz, buzağı ve danalarda pnömoni meydana getirmektedir.
Actinobasillus lignieresii, ruminantlarda, baş ve yumuşak dokuların, özellikle dil, dudak, farengeal ve maksiller lenf yumrularının şişmesi, apseleşmesi ve granulasyon dokusu oluşturması ile karakterize, kronik bir infeksiyon oluşturur. Etken bağırsak ve ağız boşluğunda kommensal olarak bulunmaktadır. Diğer aktinobasillozis etkenleri de bahsedilen hayvan türlerinde ruminantlara benzer karakterde infeksiyon oluşturmaktadırlar.

S

Psödomonas türlerinin genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Zorunlu aerobik, sporsuz, kapsülsüz, çomak şekilli, bir veya daha çok flagellası bulunan etken, 0,5-1,0×1,0-5,0 µm boyutlarındadır. Birçoğu katalaz ve oksidaz pozitiftir. Genel besiyerlerinde 1 günde 37 °C’de kolaylıkla ürer. Kanlı Agar’da çoğu suş b-hemoliz oluşturur. İnsan ve hayvanlarda genelde irinli ama bazen de sistemik akut infeksiyonlar meydana getirirler. Psödomonasların birçok cinsleri bulunmasına rağmen veteriner hekimlik için önemli olan türü Pseudomonas aeroginosa (P.aeroginosa)’dır. P.aeroginosa çok sayıda hayvan türünde oportunistik infeksiyonlar meydana getirmektedir.

S

Psödomonas infeksiyonlarında bakteriyolojik tanı nasıl gerçekleştirilir?

Bakteriyolojik Tanı: Gram negatif çomak şeklinde olmaları dışında başka ayırt edici bir özellikleri olmaması nedeni ile bakteriyoskopinin tanı açısından önemi yoktur. Kanlı Agar, MacConkey Agar, Triptic Soy Agar, Nutrient Agar gibi besiyerlerine, ayrıca XLD Agar, Brillant Green Agar gibi enterobakterilerin üreyebildiği besiyerlerinde gelişebilen psödomasların biyokimyasal testlerle identifikasyonu yapılmalıdır. İzolasyonda 37 °C’de 1 gün içinde oluşan koloniler içerdiği piyosiyonin pigmentinden dolayı mavi renkli ve tipik üzümsü meyve kokusundadır.  MacConkey Agar’da yeşilimsi-mavi büyük, solgun laktoz negatif koloniler, Brillant Green ve XLD Agar’da alkali reaksiyonun göstergesi olarak kırmızı koloniler şekillendirir ve besiyerinin rengini kırmızıya dönüştürür. Klinik örneklerden izole edilen suşlar katı besiyerlerinde S tip, parlak, pürüzsüz, büyük koloniler oluştururlarken, çevresel kaynaklardan izole edilen suşlar küçük, kuru, granüler ve R tip koloniler oluştururlar. P.aeroginosa suşları besiyerlerinde farklı kombinasyon ve miktarlarda olmak üzere piyosiyonin (mavi), piyoverdin (sarı), piyorubin (kırmızı), piyomelanin (koyu kahverengi) denilen eriyebilir pigmentler oluştururlar. Kuvvetli oksidaz pozitif reaksiyonu Enterobactericiae familyasından ayırımında kullanılmaktadır.

S

Moraksella familyasının genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Moraxellaceae familyası, aerobik, sporsuz, hareketsiz, çoğu fimbrialı, bazıları kapsüllü, 1-1,5×1,5-2,5 µm boyutlarında bakterileri içerir. Besiyerlerinde yapılan boyamalardan bakteriyoskopisinde moraksellalar tek veya ikili kok, kokoid veya kısa çomaklar şeklinde, genellikle ikili veya kısa zincirler halinde uç uca eklenmiş olarak gözlenir. Bu etkenlerin optimal üreme ısısı 37 °C’dir. Familyanın çoğu üyeleri sıcakkanlıların çeşitli muköz membranlarında bulunurlar ve buralarda sporadik infeksiyonlara neden olurlar. Bu familyada 3 cins bulunmaktadır; Moraksella, Asinetobakter ve Psirobakter. Etkenin adhesif fimbriası bulunur. Üreme gereksinimleri komplekstir. Son taksonomide Moraksella genusu Moraksella ve Branhamella olmak üzere 2 alt genusa ayrılmıştır. Moraksella alt genusunda en sık görülen tür Moraxella bovis (M.bovis) zenginleştirilmiş besiyerlerinde ürer ve Kanlı Agar’da hemolitik koloniler oluşturur. Transformasyonla genetik madde aktarımı ve otoaglutinasyon özellikleri vardır. M.bovis, klortetrasiklin ve streptomisine dirençli, penisiline çok duyarlıdır. Asinetobakterler çevrede yaygın olarak bulunurlar ve insan ve hayvanlarda çok çeşitli sporadik infeksiyonlara neden olurlar. En sık rastlanan tür A.calcoaceticus’tur. Nutrient Agar’da, 32-35 °C’de kolayca ürer. Kapsüllü suşlar mukoid, diğerleri S tipli, bazı suşlar hemolizli koloniler oluştururlar.

S

Moraksellaların neden olduğu infeksiyonlar nelerdir?

Moraksellalar memeli hayvan ve insanların nasofarinks ve göz mukozalarında klinik infeksiyonlara neden olurlar. En çok görülen tür, M.bovis sığırlarda keratokonjuktivitise neden olan bir infeksiyon yapar. Gözyaşı ve burun akıntılarında etken bol miktarda bulunur. Hayvanlar arasında M.bovis direk temas veya mekanik vektör olarak sinekler aracılığı ile bulaşır. Sürüde infeksiyon morbiditesi % 80’e kadar ulaşır. Yaz aylarında UV ışınları duyarlılığı artırdığı için özellikle gençlerde ve düvelerde infeksiyon sık görülür. Vitamin A yetmezliği, genetik faktörler, toz, polenler predispoze faktörler olarak önemli rol oynarlar. Asinetobakterlerin en sık görülen cinsi A.calcoaceticus, hayvanların yaşadığı çevrede yaygın olarak bulunur ve immunsupresif hayvanlarda mastitis, pnömoni gibi sporadik infeksiyonlara neden olurlar.

S

Taylorella equigenitalis’in genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Taylorella equigenitalis (T.equigenitalis), kokobasil şeklinde, 0,3-0,6×1,0-2,0 µm arasında boyutlara sahip, bazen pleomorfik ve bipolar boyanma özelliğinde olabilen, hareketsiz, sporsuz, kapsülsüz bir bakteridir. Katalaz, fosfataz ve güçlü oksidaz pozitivitesi gösterir. En iyi 37 °C’de mikroaerofilik koşullarda ve Çikolata Agar üzerinde üremektedir. At kanı ile hazırlanan Eugon Çikolata Agar izolasyonda kullanılan en uygun ortamdır. İki günde gri beyaz, S tipli koloniler meydana gelmektedir. Katı besiyerinde hem küçük hem de büyük koloniler oluşturabilir. Etkenin biyokimyasal aktivitesi çok sınırlıdır. Kurumaya karşı çok duyarlıdır. Kullanılacak besiyerinin kalınlığı ve ortamın nemi fazla olmalıdır. İlk izolasyonda kontaminantların besiyeri pH’sını düşürmelerinden dolayı besiyerinde glikoz bulunmamalıdır.
Atların bulaşıcı metritisi (CEM) başta atlar olmak üzere tek tırnaklıların T.equigenitalis’den ileri gelen vaginitis, servitis ve endometritis ile karakterize olan akut, bulaşıcı, infeksiyöz bir veneral hastalığıdır. İhbarı mecburi hastalıklar arasında bulunmaktadır.

S

Taylorella equigenitalis infeksiyonlarında serolojik tanı nasıl gerçekleştirilir?

Serolojik Tanı: En çok kullanılan serolojik testler aglutinasyon ve komplement fikzasyon testleridir. Gerektiğinde floresan antikor ve ELISA gibi testlerde kullanılır. En güvenilir sonuçlar infeksiyondan 2 hafta sonra alındığında ortaya çıkmaktadır. Fakat önemli vakalarda infeksiyondan en az 1 hafta sonra alınan kanlardan yapılan çabuk lam aglutinasyon testi ön tanı olarak kolay bir testtir. İnfeksiyonu 7. günden sonra bu testle saptamak mümkün olmaktaysa da en güvenilir sonuçlar 2 haftadan sonra alınmaktadır. Tüp aglutinasyon ve geç infeksiyonları ortaya çıkarmada komplement fikzasyon testleri de rutinde önemli serolojik testler ara sındadırlar. Kısraklar tohumlamadan 21-45 gün sonra kontrol amacıyla bakteriyoloji ile birlikte paralel olarak komplement fikzasyon testine tabi tutulurlar. Serolojik testlerin tek başlarına teşhiste değerleri olmasa da bakteriyoloji ile birlikte kullanıldığında daha güvenilir sonuçlar sağlanabilmektedir.

S

Burkholderia türlerinin genel özellikleri nelerdir?

Genel Özellikleri
Burkholderialar çomak şekilli, hareketli, zorunlu aerobik, 0,5-1,0×1,0-5,0 µm boyutlarında bakterilerdir. Tüm dünyada her sıcaklıktaki toprak ve yüzey sularında bulunurlar. Bu cins içinde veteriner hekimlikte önemli 2 tür bulunur. İlki saprofitik olan, tropikal bölgelerde Melioidiozis hastalığına neden olan ve epidemiyolojisi tam açıklanmamış olan Burkholdria pseudomallei (B.pseudomallei) ve ikincisi atlar ve diğer tek tırnaklılarda ve bazen de insanlarda Ruam hastalığını oluşturan B. mallei’dir. Burkholderiaların diğer özellikleri sporsuz, kapsülsüz, hareketsiz, katalaz ve oksidaz pozitif olmalarıdır. İndol, nitrat, H2S, Metil Red (MR), Voges-Proskauer (VP) ve sitrat testleri negatiftir. Önceden Pseudomonas mallei olarak isimlendirilmiş olan bakteri B. mallei, B.pseudomallei ile büyük benzerlik göstermektedir.
B.mallei mutlak gerekli olmasa da % 1 gliserol katılmış genel besi yerinde optimum 37 °C’de (4-22 °C’ler arasında da üreyebilmektedir) küçük, S tipli beyaz koloniler oluşturur. Sürme preparatlar sonucu mikroskopik olarak Gram negatif, çift veya grup halinde düz ya da eğri çomaklar şeklinde görülür. B.mallei izolatlarının çoğu MacConkey Agar’da iyi üreme göstermektedir. Etkenin spesifik bir endotoksini bulunmaktadır. Bu endotoksin tuberkuline benzerlik gösterir ve hastalık tanısında kullanılan ve alerjik reaksiyona dayanan bir test olan mallein testinin esasını teşkil eder. Soğuk, nemli ve karanlık ortamlarda etken 6 ay canlılığını koruyabilmektedir. B.pseudomallei ise hareketli, aerobik, saprofitik bir bakteridir. Enerji gereksinimleri olan organik maddeleri kullanarak sağlar. Kanlı Agar ve Nutrient Agar’da 37 °C’de mukoid veya R tipinde kuru koloniler meydana getirir. Daha uzun süre inkübasyonda koloniler portakal renginde pigment oluştururlar. S, M, R koloni varyasyonları sıkça görülür.

S

Burkholderiaların infeksiyonlarında serolojik tanı nasıl gerçekleştirilir?

Serolojik Tanı: Her iki hastalığın tanısında Komplement fiksasyon (CF) testi özellikle kronik olguların tespitinde % 95 özgünlük ve duyarlılığa sahip bir testtir. CF testi, mallein testi kadar hassas olmasa da hastalığın teşhisinde yıllardır kullanılan bir serolojik testtir. CF dışında ELISA, floresan antikor testi ve aglutinasyon testleri de kullanılabilmektedir. Yapılan çalışmalarda ELISA testinin B.mallei ve B.pseudomallei infeksiyonlarını ayıramadığı ortaya çıkarılmıştır. Monoklonal antikorlarla hazırlanan bir kompetatif ELISA testi geliştirilmiş ve bu testin CF testi ile benzer performansta olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Ruam’ın alerjik tanısı Mallein testi ile yapılır. B.mallei % 1 gliserinli sıvı besi yerinde üretilmesinden sonra, kültür ısı veya alkolle çöktürülür. Çöküntüde bakteriye ait endotoksinleri içeren glikoprotein ekstratı, intradermal, oftalmik, subkutan veya intrapalpebral yolla atlara uygulanır. Ruamlı hayvanlar malleine alerjiktirler ve mallein injeksiyonundan sonra, tüberkülin testinde görülenlere benzer şekilde, lokal veya sistemik aşırı duyarlılık reaksiyonları gösterirler. İnjeksiyon yerindeki kalınlaşma 0-3 mm ise negatif, 3-5 mm ise şüpheli ve 5 mm’den fazla ise pozitif olarak kabul edilir. Pozitif olgularda mallein uygulanan bölgede ödem, sıcaklık ve duyarlılık artışı da gözlenir. Mallein injeksiyonu humoral immun yanıtı da etkileyeceği için, uygulamadan sonra serolojik testlerden alınan sonuçlar güvenilir olmamaktadır. Bu yüzden Mallein testi yapılmadan önce serolojik taramalar yapılmalıdır.