Şirketlerin Vergilendirilmesi
Gelir vergisi ve kurumlar vergisi arasında kalın çizgilerle sınır çizmek gerekirse bu çizgi konusunda ne söylenebilir?
Gelir vergisi ve kurumlar vergisi arasında kalın çizgilerle sınır çizmek gerekirse; gelir vergisinin gerçek kişilerin, kurumlar vergisinin tüzel kişilerin kazançları üzerinden alındığı söylenebilir.
Şirketleşmenin avantajları nelerdir?
İşletmelerin hukuki yapısı kurumlar vergisine tabi olacak şekilde yapılandırıldığında, gelir vergisine göre bazı avantajlar ortaya çıkmaktadır. Bu avantajlara aşağıda kısaca değinilecektir.
Gelir vergisi mükellefleri, ödenmeyen vergiler bakımından bütün mal varlığıyla sorumludur. Bir ticari işletmenin vergi borçları ödenmediğinde işletmenin sahibi özel mal varlığı ile de sorumlu tutulur. Sınırsız sorumluk olarak nitelenen bu durum kurumlar vergisine tabi şirketlerde söz konusu değildir. Başka bir avantaj, gelir vergisine tabi olarak ticari kazanç elde edenler, yanlarında çalışan eş ve küçük çocuklarına yapmış oldukları ücret ödemelerini gider olarak düşürmezler. Kurumlar vergisinde bu yönde bir kısıtlama yoktur. Üzerinde durulması gereken başka bir avantaj ise vergi oranları konusundadır. Gelir vergisi yapı olarak, artan oranlıdır. Vergi matrahı arttıkça matraha uygulanan oran kademeli olarak artmakta ve %35’e ulaşmaktadır. Kurumlar vergisi ise düz oranlı yapıya sahip olduğundan matrahın arttığı hâllerde ciddi avantajlar ortaya çıkarmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılmış olan kurumlar vergisi mükellefleri kimlerdir?
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılmış olan kurumlar vergisi mükellefleri; anonim şirketler, hisseli komandit şirketler, limitet şirketler, yabancı sermaye şirketleri, fonlar, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarıdır.
Anonim şirket nedir?
Anonim şirket; bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mevcut mal varlığı ile sorumlu bulunan bir şirket türüdür.
Hisseli komandit şirket nedir?
Hisseli komandit şirket; bir ticaret unvanı altında ticaret yapmak amacıyla sermayesi paylara bölünen, ortaklardan bir kısmının şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu (komandite) ve bir kısım ortakların şirkete koydukları sermaye ile sınırlı sorumlu (komanditer) olduğu şirket türüdür.
Limitet şirket nedir?
Limitet şirket; iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup ortakların sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi belli olan şirket türüdür.
Yabancı sermaye şirketleri kavramı ne ifade etmektedir?
Başka bir ülkenin hukukuna göre kurulan ve özellikleri itibarıyla anonim, hisseli komandit veya limitet şirkete uygun bir yapıdaki kurumları ifade etmektedir.
İş ortaklıklarını, kurumlar vergisi mükellefiyeti yönünden nasıl değerlendirebiliriz?
Daha çok büyük çaptaki işler için kurulan iş ortaklıklarının ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. İş ortaklıkları; kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurulurlar. İş ortaklıklarının kurumlar vergisi mükellefi olacak şekilde mükellefiyet tescili talep etmeleri halinde kurumlar vergisi mükellefi olmaları söz konusudur.
Kurumlar vergisi açısından tam mükellefiyetin tanımı nedir?
Kurumlar vergisi mükelleflerinden tüzel kişiliğe sahip olanlardan “kanuni merkezi” veya “iş merkezi”nden herhangi biri Türkiye’de olanlar tam mükellef olarak kabul edilir.
Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre tam mükellef kurumların vergilendirilmesi nasıl olmaktadır?
Tam mükellefler, hem Türkiye’den hem de diğer ülkelerden elde ettikleri kazançların toplamı üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi öder.
Kurumlar vergisi açısından dar mükellefiyetin tanımı nedir?
Hem kanuni merkezi hem de iş merkezi Türkiye’de olmayan kurumlar Türkiye’den
kazanç elde etmeleri hâlinde dar mükellef sayılırlar.
Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre dar mükellef kurumların vergilendirilmesi nasıl olmaktadır?
Dar mükellefler sadece Türkiye’de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi öder. Uluslararası anlaşma hükümleri ise saklıdır.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan ve kurum kazancının tespitinde indirilebilecek giderler nelerdir?
Kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nda ve diğer kanunlarda yer alan giderlere ek olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan giderler de düşülecektir. Bu giderler; menkul kıymetlerin ihraç giderleri, kuruluş ve örgütlenme giderleri, genel kurul toplantıları, birleşme, fesih ve tasfiye giderleri, komandite ortağın kâr payı, katılım bankalarının ödedikleri kâr payları ve sigorta teknik ihtiyatlarıdır.
“Ortakla ilişkili kişi” kavramı neyi ifade etmektedir?
Ortakla ilişkili kişi;
- Ortağın, doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında ortağı olduğu,
- Ortağın en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkına sahip olduğu bir kurumu,
- Doğrudan veya dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya kâr payı hakkına sahip hisselerinin en az %10’unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu ifade etmektedir.
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin emsallere uygun olup olmadığını belirlemek için kullanılan yöntemler nelerdir?
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin emsallere uygun olup olmadığını belirlemek için; “karşılaştırılabilir fiyat”, “maliyet artı”, “yeniden satış fiyatı” ve “mükellefçe belirlenen yöntem” olmak üzere dört yöntem bulunmaktadır. Kurumlar bu yöntemlerden işlerinin yapısına göre kendisine uygun bulduğunu seçebilir.
"Kontrol edilen yabancı kurum" kavramı neyi ifade etmektedir?
Kontrol edilen yabancı kurum kavramı; tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az %50’sine sahip oldukları kurumları ifade etmektedir.
"Pasif nitelikli gelir" ile kastedilen nedir?
Pasif nitelikli gelir ile faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış gelirleri ve benzerleri kastedilmektedir.
Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için taşıması gereken ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. Maddesinde sayılan şartlar nelerdir?
Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulması, kazancın belirli nitelikleri taşımasına bağlıdır. Bunlar, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinde üç şart şeklinde düzenlenmiştir. Bu üç şart; kazançta pasif nitelikli gelirlerin ağırlıkta olması, kazancın düşük vergi yükü taşıması ve gayrisafi hasılatın belli bir tutarı aşmasıdır.
İştirak kazançları istisnasının şartları nelerdir?
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limitet şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.
- İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması,
- Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması
- Yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dâhil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke, vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dâhil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke, vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
- İştirak kazancının elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi.
Kurumların, taşınmazlar ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnasından yararlanabilmesi için istisnaya konu varlıkları ne kadar süre ile aktiflerinde tutmaları gerekmektedir ve bu istisnanın oranı nedir?
Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı vergiden istisna edilmiştir.