Yönlendirici Vergilendirme
Yönlendirici vergilendirme kavramına nedir?
Vergilendirmenin kişilerin davranışlarında özendirme ve caydırma yöntemlerini kullanarak değişimler yaratabilmesi bizi “yönlendirici vergilendirme” kavramına götürmektedir. Vergilendirme amaçları yönünden “mali amaçlı” ve “mali amaç olmayan” şeklinde sınıflandırılabilir.
Vergilendirme ile devlet, ekonomik istikrarı sağlamayı hedefler. Ancak bunun yanında sosyal ve kültürel hayata yön vermek amacıyla da vergilendirmeyi kullanabilir.
Vergilendirmenin amacı sadece gelir elde etmek olmadığında bir yönlendirme söz konusu olur. Vergilendirme araç olarak kullanılarak belirli davranışlar özendirilebilir veya caydırılabilir.
Caydırma yöntemini içeren vergilendirmeye örnekler neler olabilir?
Caydırma yöntemini içeren vergilendirme ile kişilerin bazı davranışları göstermelerinin engellenmesinin amaçlanır. Caydırılmaya çalışılan davranışlara tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi, çevrenin korunması, nüfus planlaması, bağımlılık yaratan maddelerin kullanımının önlenmesi veya azaltılması gibi konular örnek gösterilebilir.
Yönlendirici vergilendirmenin amacı olarak caydırma yönteminin kullanılması için hangi vergilendirme araçlarına ihtiyaç duyulur?
Yönlendirici vergilendirmenin amacı olarak caydırma yönteminin kullanılması için bazı vergilendirme araçlarına ihtiyaç duyulur. Bu kapsamda caydırıcılığın başarılı olabilmesi için vergi yükünün artırımı veya vergi kolaylıklarının kullanımı araçlarına başvurulabilir.
Kişilerin tercihlerini yönlendirmek için vergi kolaylıklarının caydırıcı etkisinin kullanılması nasıl mümkün olabilir?
Kişilerin tercihlerini yönlendirmek için vergi kolaylıklarının caydırıcı etkisinin kullanılması mümkündür. Şöyle ki, insanın doğasında kaliteli ve ucuzu aynı anda bulma dürtüsü mevcuttur. Harcamalardan alınan vergilerde, ikame ürünlere uygulanacak vergi avantajları mükellef tercihleri etkiler. Bu şekildeki yönlendirmede aslında tercih edilecek olan rakip/alternatif ürünlere vergi kolaylıkları ile fiyat avantajı sağlanmaktadır. Böylelikle rakip ürünlerden fiyatı daha uygun olanına doğru bir yönlendirme ve en başta cazip görülenin tüketiminin caydırılması amaçlanmaktadır. Birbirine alternatif olabilecek ürünlerde devletin tüketilmesini istediği ürün için vergi avantajı sunularak, tüketici tercihleri yönlendirilmektedir.
Yönlendirici vergilendirmenin vergi yükünün azaltılması örnekleri nelerdir?
Yönlendirici vergilendirmenin ikinci yöntemi, belirli davranışların vergi yükünün azaltılması, vergi kolaylıkları, vergi iadeleri ve hatta vergi afları araçlarının kullanılması ile özendirilmesi oluşturmaktadır. Özendirme yöntemi ile sunulan vergi avantajlarıyla devlet aslında vergi harcaması gerçekleştirmektedir. Bir başka deyişle, toplayabileceği vergilerden vazgeçmektedir.
Vergi Kolaylıklarının Kullanımı
Yönlendirici vergilendirmenin bir aracı olan vergi kolaylıklarının kullanımına örnekler nelerdir?
Yönlendirici vergilendirmenin en göz önündeki örneği mükelleflere vergi istisna ve muafiyetleriyle vergi avantajı sunmaktır. Harcamalardan (Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi vb.), servetten (Motorlu Taşıtlar Vergisi, Emlak Vergisi vb.) ve gelir üzerinden (Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi) alınan vergiler bakımından avantaj sağlanması söz konusu olabilir.
Yönlendirici vergilendirmede sübvansiyon hangi amaçlarla kullanılabilir?
Sübvansiyonlar, kişileri belirli davranışlara yönlendirme amaçlı olarak belirli tüketim mallarının üretim veya tüketimini artırmak, bunların fiyatları üzerinde destekleyici yüksek alımlar gerçekleştirmek, belirli bölgelerde yapılacak yatırımların teşvik edilmesi olabilir.
Yönlendirici vergilendirmenin kullanım alanlarından biri olan tüketici alışkanlıkları nedir?
Tüketim alışkanlıkları: Bireylerin belirli zaman aralıklarında tekrarlanan ekonomik, sağlık, sosyal, kültürel satın alma davranışları ve kişilerin ekonomik ve sosyal durumlarıyla örtüşen tercihler ağı, tüketim alışkanlıkları olarak adlandırılmaktadır
YÖNLENDİRİCİ VERGİLENDİRMENİN KULLANIM ALANLARI nelerdir?
Tüketim Alışkanlıklarının Değiştirilmesi, Kültürel Alan, Çevre Koruma Alanı, Nüfus Planlaması, Bağımlılık Yaratan Maddelerin Kullanımının Önlenmesi olabilir.
Yönlendirici vergilendirmeyle devletlerin nüfus politikalarında bir araç olarak kullanılma nedenleri ne olabilir?
Ülke nüfusunun fazlalığı, devletin üstlendiği kamu hizmetlerindeki harcamaların artması sonucunu doğurmaktadır. Nüfus artışının kontrol altına alınması çabalarının dünyanın geleceğine de yön vereceği açıktır. Azalan tarım alanları ve su havzalarının ötesinde endüstri devrimi sonrasında oluşan ve halen devam eden kirlilikler ve iklim değişikliğinin gölgesinde kaynaklarının yeryüzünde yaşayan insanlara yetmeyeceği bir dünyaya doğru yol alınmaktadır. Dolayısıyla sadece kamu harcamalarının artması değil, doğal ve yaşanabilir bir dünyanın gerekliliği olarak nüfus artışının kont- rol altına alınması çok önemlidir
Vergiden kaçınma nedir?
Vergiden kaçınma; vergiyi doğuran olayın gerçekleştirilmemesi gibi kişilerin veya işletmelerin mevzuat boşluklarından kendi lehlerine faydalanarak kanuna aykırılık yaratılmadan verginin ödenmesinden kurtulmaları da vergiden kaçınma olarak tanımlanmaktadır
Vergi hukukunda tipiklik nedir?
Vergi hukukunda tipiklik; “Vergi hukukunda soyut bir tip olan vergiyi doğuran olay-yani yasada öngörülen olay, fiil ya da durumlar- somut olarak yaşamda gerçekleşirse tipiklikten söz edilir. Ortaya çıkan sonuç ise vergilendirmedir. Vergi kuralının yarattığı soyut çerçevenin özelliklerini belirsiz sayıda somut olay taşır. Somut bir olayın, durumun ya da ilişkinin, soyut tip olan vergiyi doğuran olaya uygunluğundan söz ettiğimiz zaman hukukî bir niteleme yapmış oluruz. Bu olay, durum ve ilişkilerin vergilendirilebilmesi, soyut tipe uymasına, onun asgari unsurlarını taşımasına bağlıdır. Tek tek vergi kuralları ne kadar somutlaştırılırsa somutlaştırılsın bir tip ya da modeldir. Somut yaşamda vergi doğurucu olay hiç gerçekleşmese de soyut tip (soyut, yasada yer alan vergiyi doğuran olay) hukuk düzeni içinde varlığını sürdürür.
Vergi kaçırma nedir?
Vergiyi doğuran olay gerçekleşip vergi borcu doğduğunda vergi kanunlarına aykırı şekilde verginin hiç veya kısmen ödenmemesi hâlinde vergi kaçakçılığından bahsedilebilir. Görüldüğü üzere vergi kaçırma vergiden kaçınmanın tersine kanuna aykırıdır ve denilebilir ki burada kanuna karşı hile söz konusudur.
Vergilendirme sonrasında kanun koyucunun öngöremediği sonuçlar neler olabilir?
Vergilendirme sonrasında kanun koyucunun öngöremediği sonuçlar doğabilir. Bunlar temel olarak kültürel sonuçlar, kanun dışı yollara sapma ve siyasal baskı uygulama şeklinde ifade edilebilir.
17. yüzyılda İngiltere’de uygulanmaya başlanan “Pencere Vergisi” Vergilendirmenin toplumun kültür hayatını etkileyen beklenmeyenler sonuçlarına nasıl etki etmiştir?
Vergilendirmenin kültürel alanda öngörülemeyen sonuçlarına en önemli örneklerinden birini 17. yüzyılda İngiltere’de uygulanmaya başlanan “Pencere Vergisi” oluşturmaktadır. Yaklaşık 150 yıl yürürlükte kalan, İngiltere’deki evlerde bulunan pencere sayıları baz alınarak salınan bir vergidir.
Kiliseler ve saraylar dışında pencere sayısı altıdan fazla olan binalarda 7-9 penceresi olan binalar için iki Şilin, 10-20 penceresi olan binalar için dört Şilin ve 20’den fazla penceresi olan binalar için sekiz Şilin olarak öngörülmüştür. Bu noktada, vergilerin yönlendirici etkilerinin en önemli örneklerinden biri görülmeye başlanmış ve eski binalarda pencereler kapatılmaya yeni binalar pencere sayısı altıyı geçmeyecek şekilde inşa edilmeye başlamıştır. Dönemin mimarisini etkileyen ve vergi ödemekten kaçınmak için pencere sayılarının sınırlandırılması şeklinde özetlenebilecek bu çözüm ile kültürel anlamda mimari anlayışı değişmiştir.
Belirli ürünlerin tüketimi caydırılmaya çalışılırken vergi yükü çok arttığında mükelleflerin alternatif ama illegal ürünlere yönelmesine ne ad verilmektedir?
Vergilendirmeye karşı tepkilerin kanun dışı yollara dönüşmesi aslında öngörülmektedir. Bu nedenle de örneğin vergi kaçakçılığı suçu hürriyeti bağlayıcı ceza gerektiren bir suç olarak Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Ancak devletin öngöremediği olgu, vergiyi ödememek adına farklı yolların tercih edilmeye başlanmasıdır. Örneğin, alkol tüketiminin azaltılması amaçlanarak yapılan bir değişikliğin bazı kişileri yüksek vergiler nedeniyle fiyatı oldukça artan alkollü içkileri temin için kaçakçılığa veya Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan üretim lisansı almaksızın kaçak içki üretimine yönlendirmesidir. Burada daha az vergi ödemek veya hiç ödememek için çeşitli belge sahteciliklerinden öte vergiden kaçınma görünümü ile birleşen “illegaliteyi doğuran olay”a dönüşüm mevcuttur.
Belirli ürünlerin tüketimi caydırılmaya çalışılırken vergi yükü çok arttığında mükelleflerin alternatif ama illegal ürünlere yönelmesini engellemek için vergilemenin optimum noktayı aşmamasına dikkat edilmelidir.
Soğuk savaş döneminde İngiltere’yi 1979’dan 1990’a kadar yöneten Başbakan Margaret Thatcher’ın partisi içindeki iktidarı kaybetmesiyle Başbakanlıktan ayrılmasının, uygulamaya koymaya çalıştığı ‘Kelle Vergisi’ne (Poll tax) karşı tepkilerin neticesi olduğu kabul edilmesi, gerçekleşmesi beklenmeyen sonuçlardan hangisine ait olabilir?
Vergilendirme ile kişilerin davranışlarında değişiklik yapılmak istendiğinde önceden tahmin edilemeyen/öngörülemeyen sonuçlardan bir diğeri ise hükûmetlere karşı toplumsal baskı doğmasıdır.
Yüksek vergi oranlarından ekonomik anlamda yorulmuş, bıkmış mükellefler, seçim dönemlerinin yaklaşmasıyla iktidarda olan veya seçimde iktidar olması beklenen siyasi partilerden vergi yükünün azaltılması konusunda yoğun taleplerde bulunabilmektedirler.
Soğuk savaş döneminde İngiltere’yi 1979’dan 1990’a kadar yöneten Başbakan Margaret Thatcher’ın par- tisi içindeki iktidarı kaybetmesiyle Başbakanlıktan ayrılmasının, uygulamaya koymaya çalıştığı ‘Kelle Vergisi’ne (Poll tax) karşı tepkilerin neticesi olduğu kabul edilmektedir
Vergi hukukunda tipiklik nedir?
Vergi hukukunda tipiklik; “Vergi hukukunda soyut bir tip olan vergiyi doğuran olay-yani yasada öngörülen olay, fiil ya da durumlar- somut olarak yaşamda gerçekleşirse tipiklikten söz edilir. Ortaya çıkan sonuç ise vergilendirmedir. Vergi kuralının yarattığı soyut çerçevenin özelliklerini belirsiz sayıda somut olay taşır. Somut bir olayın, durumun ya da ilişkinin, soyut tip olan vergiyi doğuran olaya uygunluğundan söz ettiğimiz zaman hukukî bir niteleme yapmış oluruz. Bu olay, durum ve ilişkilerin vergilendirilebilmesi, soyut tipe uymasına, onun asgari unsurlarını taşımasına bağlıdır. Tek tek vergi kuralları ne kadar somutlaştırılırsa somutlaştırılsın bir tip ya da modeldir. Somut yaşamda vergi doğurucu olay hiç gerçekleşmese de soyut tip (soyut, yasada yer alan vergiyi doğuran olay) hukuk düzeni içinde varlığını sürdürür.
Vergiye uyum nedir?
Vergilendirme sonrasında devletin mükelleflerinden beklediği davranış vergiye uyum göstermeleridir. Yasa koyucu, mükelleflerin ödemeyecekleri- ni bilerek bir vergi kanunu çıkarmaz. Ancak sonuç, vergiye bir direnç olarak karşımıza çıkabilir. Ancak yeni bir vergi ihdas edildiğinde doğal olarak beklenen durum verginin zamanında ve tam olarak ödenmesidir. Yine de bu durum dikkate alınarak vergi düzenlemelerinin içine verginin geç ödenmesi veya hiç ödenmemesine ilişkin yaptırımlar eklenir.
Tütün mamullerinde olduğu gibi alkol tüketiminin de kontrol altına alınmasının sosyal amaçları ön plana çıkmakla birlikte, kullanımın azaltılmasının sosyal güvenlik sağlık harcamalarını azaltıcı etki yaratması vergilemenin hangi amacına hizmet etmektedir?
Tütün mamullerinde olduğu gibi alkol tüketiminin de kontrol altına alınmasının sosyal amaçları ön plana çıkmakla birlikte, kullanımın azaltılma- sının sosyal güvenlik-sağlık harcamalarını azaltıcı etkisi olacaktır.
Alkol tüketiminin kontrol altına alınabilmesi için kullanılabilecek en etkili yöntemin fiyat mekanizmasının caydırıcılığı olduğu açıktır. İşletmelerin maliyet ve kâr marjları dışında fiyatın oluşmasındaki en etkili araç vergilendirmedir. Kişilerin davranışlarını yönlendirme amaçlı vergilendirmenin etkinliği bu noktada önem taşır.