20. Yüzyıldan 21. Yüzyıla: Savaşlar, Barış ve Küreselleşme Dönemi
I. Dünya Savaşı'nın genel nedenleri nelerdir?
Savaşın Genel Nedenleri:
1. Fransız Devrimi’nin yaydığı milliyetçilik düşüncesi,
2. Bağımsızlık isyanlarının artması,
3. Devletler arası bloklaşma,
4. Ham madde ve pazar arayışı,
5. Silahlanma yarışının hızlanması,
6. Sömürgecilik
I. Dünya Savaşı'nın özel nedenleri nelerdir?
Savaşın Özel Nedenleri:
1. Almanya ve İngiltere arasında ham madde ve pazar arayışından kaynaklanan rekabet,
2. Fransa’nın 1871 Sedan Savaşı’nda Almanya’ya kaptırdığı Alsas Loren’i geri almak istemesi,
3. Balkanlar’da Avusturya ve Rusya’nın emperyalist emellerinin çatışması,
4. İtalya’nın Akdeniz’e egemen olma arzusu,
5. Rusya’nın tarihî emellerine ulaşmak istemesi (Boğazlar-Panslavizm),
6. Uzak Doğu ve Afrika sömürgelerinde yaşanan rekabet,
7. Avusturya-Macaristan Veliahdı Ferdinand’ın Saraybosna’da öldürülmesi
Birinci Dünya Savaşı’na yol açan olayların başlangıcı hangi olay olmuştur?
Balkanlar’da genişlemek isteyen Avusturya, aynı bölgede aynı amaçlarla hareket eden Sırbistan’a gücünü göstermek üzere, 1914 yılı Haziran ayı sonlarında Bosna’da bir manevra yapmaya yöneldi. Buna katılmak üzere Avusturya Veliahdı Arşidük Ferdinand Saray-Bosna’ya gelmişti. Ancak Veliaht ve karısı 28 Haziran 1914 günü Princip adında bir Sırplı tarafından öldürüldü. Bu da Birinci Dünya Savaşı’na
yol açan olayların başlangıcı oldu.
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'na neden ve nasıl girmiştir?
II. Meşrutiyet’in ilanı (23 Temmuz 1908) sonrasında yapılmaya çalışılan yenileşme hareketlerinin (idari-askerî) tam olarak gerçekleşmemiş olması, dünya savaşlarının ön günlerinde Osmanlı’yı, oluşan bloklara yanaşmaya itti. Kısmen bloklaşan dünyada yalnız kalma korkusu, biraz da yüzyıl başından beri kaybedilen toprakları tekrar kazanma arzusu ile Osmanlı Devleti kendini Almanya’nın yanında buluverdi (2 Ağustos 1914 Osmanlı-Alman İttifakı). İttifakın hemen sonrası genel seferberlik ilan edilerek ordu hazır duruma getirilmeye çalışıldı. Bu arada devlet, tarafsızlığını ilan etti ve Meclis-i Mebusan dağıtıldı.
1914 yılında iki Alman (Goeben-Breslav) gemisinin Boğazlara sığınması ve satın alındığı ilan edilen bu gemilerin Karadeniz’de Rusya’nın sahillerini bombalaması üzerine Osmanlı fiilen savaşın içine girdi.
I. Dünya Savaşı hangi coğrafyalara yayılmıştır?
Savaşın uzun sürmesi onun geniş bir coğrafyaya yayılmasına neden oldu. Savaşanlar yönünden dolaysız olarak 3 kıtaya, fakat dominyonlar ve sömürgeler açısından da dolaylı olarak 5 kıtaya yayıldı. Avrupa’da İspanya, İsviçre ve İskandinav ülkeleri dışında 14 devlet bu savaşın içinde yer aldı. Asya’dan Japonya, Amerika Kıtası’ndan ABD eylemli olarak buna katılırken, Afrika’daki sömürgelerle Avustralya ve Yeni Zelanda gibi İngiliz dominyonları da kendilerini bu savaşın dışında tutamadı.
Dominyon ne demektir?
Dominyon: Eskiden Britanya İmparatorluğu’na ya da Commonwealth ‘e bağlı ülkeleri belirten terim. Bu devletler Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya, Güney Afrika Birliği, İrlanda ve Newfoundland’dır. Bunlar yasal açıdan özerk olmakla ve dış işlerinin yönetimini kendileri üstlenmekle birlikte, Büyük Britanya İmparatorunu hükümdar olarak kabul ediyorlardı. Dominyon teriminin yerine 1947’den sonra, “Commonwealth üyesi” ya da “Commonwealth devleti” terimi kullanılmaya başlandı.
Savaşın sonunda imzalanan ayeşkes ve barış antlaşmaları hangileridir?
| Devlet Adı | Ateşkes Adı ve Tarihi | Barış Antlaşması ve Tarihi |
| Bulgaristan | Selanik | Nöyyi |
| Osmanlı İmparatorluğu | Mondros 30 Ekim 1918 | Sevr |
| Avusturya-Macaristan İmparatorluğu | (Macaristan) Belgrat 3 Kasım 1918 | Triyanon |
| (Avusturya) Willaquiste 4 Kasım 1918 | Sen Jermen 10 Eylül 1919 | |
| Almanya | Redhondes 11 Kasım 1918 | Versay |
Genel olarak değerlendirilecek olursa I. Dünya Savaşı'nın özellikleri nelerdir?
-
28 Temmuz 1914’te başlayan Dünya Savafiı 11 Kas›m 1918’e kadar 4 yıl 3 ay 14 gün sürdü. Bu hâliyle dönemi itibarıyla tarihin kesintisiz en uzun savaşıydı.
-
Başlangıçta 3 kıtaya, daha sonra getirilen askerler açısından 5 kıtaya yayıldı.
-
Nüfuslarının toplamı 1.170.735.000’ i bulan ülkelerden, 66.058.810 kişilik ordular karşı karşıya geldi [22.850.000 Bağlaşma (İttifak), 43.188.810 Anlaşma (İtilaf)].
-
Savaştaki insan kayıpları, 17 milyona yakını Bağlaşma, 22 milyonu Anlaşma devletlerine ait olmak üzere 39 milyonu aştı.
-
Yapılan hesaplara göre 4 yıl boyunca toplam savaş harcamaları Bağlaşıkların 60, Anlaşma devletlerininki 125 milyar doları aşmış olup, toplamı 186 milyar dolara ulaşmaktaydı.
-
Bu savaş içerisinde Osmanlı Devleti’nin savaş giderleri de 1.430.000.000 dolar olarak hesaplanmaktaydı.
-
Dünya Savaşı’nın en önemli özelliklerinden biri de bazı yeni silahların bu savaşta ilk kez kullanılmasıydı. Bunlar arasında başta uçak olmak üzere en etkili zırhlı araç tank, denizaltı ve zehirli gazlar vardı.
-
Rusya’da Boşevik Devrimi gerçekleşti. İktidara geçen Bolşeviklerin ilk işi 3 Mart 1918’ de Rusya ile ona karşı savaşan devletler (Avusturya-Macaristan, Almanya, Osmanlı Devleti, Bulgaristan) arasında Brest-Litovsk Antlaşması’nı imzalamak oldu. Bu arada yeni yönetim, savaş içerisinde Anlaşma Devletleri arasında yapılan Anadolu’yu paylaşma planlarını (Gizli Anlaşmalar) da açığa vurdu.
I. Dünya Savaşı'nda imzalanan gizli anlaşmalardan biri olan Londra Anlaşması'nın amacı neydi?
Londra Anlaşması 26 Nisan 1915
Taraflar: İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya
Amaç: İtalya’yı kendi yanlarına çekebilmek
Anlaşmaya göre, İtalyan işgalinde olan Rodos ve 12 Ada ile Bingazi ve Derne (Trablusgarb)’deki Osmanlı hakları İtalya’ya geçiyor, ayrıca Anadolu Asya’sı paylaşıldığında Antalya ve çevresi İtalyanlara vadediliyordu.
I. Dünya Savaşı'nda imzalanan gizli anlaşmalardan biri olan St. Jean de Maurienne Anlaşması'nın amacı neydi?
St. Jean de Maurienne Anlaşması ( 19-21 Nisan 1917)
Taraflar: İngiltere, Fransa, Rusya ile İtalya
Amaç: İtalya’nın Anadolu Asyası üzerindeki haklarının belirlenmesini sağlamaya çalışması. Anlaşmaya göre Antalya, Konya, Aydın, İzmir ve kuzeyi İtalya’ya bırakılıyordu.
Kurtuluş Savaşı başlarken yapılan temel saptamalar nelerdir?
Kurtuluş Savaşı başlarken hemen her olgu ve olanak değerlendirilmiş ve “üç” temel saptama yapılmıştı:
1. Türk toplumu tarihsel, sosyal ve kültürel yapısı gereği yabancı işgale karşıdır ve bağımsız yaşama geleneğine sahiptir, Türk halkına güven esastır.
2. Rus Devrimi, ulusal kurtuluş savaşları için önemli bir güç yaratmıştır. Bu güçle gerçekleştirilecek dayanışma “Türk Kurtuluş Savaşı” na önemli katkı sağlayacaktır.
3. Büyük devletler dört yıllık Dünya Savaşı’ndan sonra savaşacak durumda değildirler, bu nedenle Anadolu’nun içlerine uzanarak bir silahlı çatışmayı göze alamazlar.
I. Dünya Savaşı sonrasında Üç Büyükler denen güç odağı nasıl oluşmuştur?
Birinci Dünya Savaşı'ndan galibiyetle çıkanlar, sürekli bir barış sağlayacak konferansın Paris’te toplanmasını kararlaştırmışlardı. Bu konferansa Bağlaşık Devletlere karşı savaşmış ya da onlara savaş ilan etmiş olan 32 devleti çağırmışlardı. Ancak söz konusu devletleri üç gruba ayırmışlar, böylece beş büyük devlet yetkiyi kendi ellerinde toplamışlardı: ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya. Bu devletlerin başbakan ve dışişleri bakanlarından oluşan Onlar Konseyi, en yetkili kurul kabul edilmişti. Ayrıca kimi sorunlarda Japonya’nın dışında öteki devletlerin katıldığı Dörtler Konseyi öngörülmüştü. Baş gösteren anlaşmazlık yüzünden İtalya bir ara konferanstan çekilince de ABD Başkanı Wilson ile İngiliz Başbakanı Lloyd George ve Fransa Başbakanı Clamenceau dünya barışı adına kararlar almaktan çekinmemişler, böylece Üç Büyükler denen güç odağını oluşturmuşlardı.
1919 Barış Konferansı’nın sonuçları şu şekilde özetlenebilir:
1. Avrupa’da yedi yeni devlet yaratıldı: Çekoslovakya, Yugoslavya, Finlandiya, Polonya, Estonya, Litvanya, Letonya.
2. Wilson’un “halkların kendi kaderini tayin hakkı” (self-determination) ilkesi benimsenmiş gözüküldü. Ancak sınırlar, egemen devletlerin belirlediği şekilde gerçekleşti. Ama yine de Avrupa’da milliyetçi akımların güçlenmesine zemin hazırladı. Self-determination ilkesinin pek çok farklı dili konuşan Doğu Avrupa’da uygulanmasının güçlüğü anlaşıldı.
3. Fransa’nın ısrarları üzerine Almanya’nın ağır biçimde cezalandırılması Alman halkında olumsuz tepkilere yol açtı ve Hitler’in iktidara gelmesinin alt yapısını oluşturdu.
4. ABD Kongresi Versay Antlaşması’nı onaylamadı. Aslında, Amerikan Kongresi “inziva politikası”na başka deyişle Avrupa’nın iç işlerine karışmama ilkesine geri dönmek niyetindeydi.
5. ABD’nin bu tutumu, Fransa’yı tedirgin etti ve bu nedenle Almanya’yı izole etmek için onun komşuları ile ittifak antlaşmaları yapmaya başladı.
6. Versay Antlaşması’nın onaylanmaması, kuruluş fikri Wilson’a ait olan Milletler Cemiyetini zayıflattı.
ABD Başkanı Wilson'un başlangıçte Amerika'yı savaştan uzak tutmak istemesinin sebebi neydi?
1913’te ABD’nin 28. Başkanı olan Woodrow Wilson, Dünya Savaşı’na kadar Monroe Doktrini ve Açık Kapı İlkesi adı verilen iki ana ilkeyi dış politika esası olarak belirledi. Birincisi ile Avrupa devletlerini kıtadan uzak tutmaya çalışırken, diğeriyle de Amerika’nın dışa açılımı sağlanmak istenmekteydi. Bu nedenlerle de başlangıçta Amerika’yı savaştan uzak tutmaya çalıştı.
Milletler Cemiyeti hangi amaçlarla kurulmuştu?
Kuruluş fikri ABD Başkanı Wilson’dan kaynaklanan Cemiyet, 18 Ocak 1919 Paris Barış Konferansı’nda görüşülmüş ve nihayet dünya barışının kalıcı kılınması, anlaşmazlıkların barış yoluyla çözülmesi, büyük devletlerin olduğu kadar küçük devletlerin de bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini sağlamak, adalete dayalı yeni bir dünya düzeni kurmak vb. amaçlarla 8 Ocak 1920’de İsviçre’nin Cenevre kentinde kuruldu.
Locarno Antlaşmaları ne zaman imzalanmıştır ve önemi nedir?
Almanya Başbakanı Streseman’ın 1925 şubatında Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya arasında bir saldırmazlık paktı imzalanması teklifiyle başlayan görüşmeler, 16 Ekim 1925’te İsviçre’de Locarno Antlaşmalarının imzalanmasıyla sonuçlandı.
Bu anlaşmalar, Almanya’yı tekrar uluslararası iş birliğine sokması bakımından iki savaş arası dönemin önemli bir dönüm noktasıdır.
Almanya'da Nazizm döneminde dış politikada nasıl bir pan uygulanmaktaydı?
Dış politikada üç aşamalı bir plan uygulamaktaydı:
-
Almanya’nın Versay Barış Antlaşması’nın sınırlayıcı ağır koşullarından kurtarılması›,
-
Almanya’nın dışında yaşayan bütün Almanların birleştirilmesi: Tek Ulus, Tek Devlet ilkesinin gerçekleştirilmesi,
-
Hayat Sahası (Lebensraum) teziyle Almanya’nın refah seviyesinin artırılması. Hitler’in ismini koyduğu bu tez, Almanya’nın emperyalist bir politika sürdüreceğinin en belirgin işaretiydi.
İki dünya savaşı arası dönemin en önemli ekonomik gelişmesi nedir?
İki dünya savaşı arası dönemin en önemli ekonomik gelişmesi Büyük Buhran adı verilen ve tüm dünya ülkelerini etkileyen ekonomik bunalımdır.
Ekonomik bunalımın bazı unsurları, başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede var olmasına rağmen krizin başlangıcında, dünyanın birkaç önemli ekonomi ve ticaret merkezlerinden birisi olan New York “Wall Street Borsası”nın çöküşü rol oynadı. Kriz ABD’den bütün dünyaya yayıldı.
1929’un yazında Amerikalı yetkililer kredileri kısıtlamaya karar verdiler. Bu da çöküş için psikolojik ortamın yaratılmasını sağladı. Çöküş 23 Ekim 1929’da patladı.
İkinci Dünya Savaşı'nın nedenleri nelerdir?
-
I. Dünya Savaşı’ndan sonra galip devletlerin dayatmalarıyla oluşan şartları ağır antlaşmalar,
-
Dünya Savaşı sonrası emperyalist çıkarlar doğrultusunda çizilen yeni sınırlar (Milliyet ilkesinin göz önünde bulundurulmaması),
-
Milletler Cemiyetinin barışı koruyacak, savaşı önleyecek yapıya sahip olmaması,
-
Almanya’nın her fırsattan yararlanarak Versay koşullarını esnetmesi,
-
İtalya’da faşizmin, Almanya’da Nazizmin ortaya çıkışı,
-
Militarist eğilimlerle birlikte emperyalist düşüncenin de artması (ırkçılık ve saldırganlık),
-
Avrupa ülkelerinde, Mussolini ve Hitler’e istediklerini vererek yatıştırma politikasının başarsızlığı,
-
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı ve korumacı ekonominin getirdiği yüksek gümrük duvarlarının devletler arası rekabete ve sürtüşmelere yol açması,
-
Hitler’in Hayat Sahası (Lebensraum) ve Almanya’yı dünyanın hâkimi yapma çaba ve arzusu (hakimiyet hırsı),
-
Savaşan Tarafların Mihver Devletleri: Almanya, İtalya, Japonya; Müttefikler: İngiltere, Fransa, ABD, SSCB şeklinde bloklaşması
İkinci Dünya Savaşı nasıl sonuçlanmıştır?
1943’ten sonra savaş Almanya’nın aleyhine döndü. Özellikle müttefiklerin Normandiya Çıkarması’yla Alman düşüşü başladı.
Uzak Doğu’da ise Japonya, ABD’nin 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya, 9 Ağustos 1945’te Nagasaki’ye atom bombası atmasıyla kayıtsız şartsız teslim oldu. 1945 yılında mihverin tamamı (Almanya-Japonya-İtalya) öne sürülen şartları kabul ederek savaştan çekildi.
Washington’da 26 devlet tarafından imzalanmış olan Washington Demeci'nde neler kabul edilmiştir?
1 Ocak 1942’de Washington’da 26 devlet tarafından imzalanmış demeç şu şekilde özetlenebilir:
-
- ABD ve Büyük Britanya topraklarını genişletmek istememektedirler.
-
- Toprak (sınır) değişikliği arzu edilmemektedir.
-
- Her ulus kendi istediği hükümet biçimini seçebilecektir.
-
- Bütün devletler dünya ticaretine eşit bir şekilde katılabilecektir.
-
- Uluslararasında ekonomik anlamda tam işbirliği istenmektedir.
-
- Deniz ve okyanuslarda serbest dolaşım (ticaret).
-
- Nazi istibdadının yıkılmasından sonra, bütün ulusların güvence içinde yaşadıkları bir barışın sağlanması.
II. Dünya Savaşı sırası ve sonrasında yapılan toplantılar hangileridir?
Atlantik Demeci, Casablanca Konferansı, Washington Konferansı, Quebec Konferansı, Moskova Konferansı, Kahire Konferansı, Tahran Konferansı, Yalta Konferansı, Potsdam Konferansı
II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da yaşanan önemli gelişmeler nelerdir?
Savaştan sonra Avrupa’nın gücünü yitirmesiyle dünya politikasına iki yeni kuvvet, ABD ve Sovyet Rusya yön verir olmuştu. Sovyet Rusya’nın etkinliği ile yine dünya politikasında ideoloji de ön plana çıkmış oldu. Sovyet Rusya’nın komünist düzen ve ideolojiyi yayma girişimlerine karşı ABD de Truman Doktrini ve ardından Marschall Planı ile engel olmaya çalıştı. Bu da iki kutuplu dünyada soğuk savaşın başlangıcı oldu.
Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri de sömürgeciliğin tasfiyesidir. Asyalı ve Afrikalı uluslar bağımsızlık için ayaklanmaya başladılar. En azından fiilî emperyalizmin sonu geldi.
II. Dünya Savaşı sonrası dönemin bir başka önemli gelişmesi ise ABD öncülüğünde NATO’nun kurulmasıdır (Kuzey Atlantik Paktı, 1949). Buna Sovyet Rusya’dan cevap gecikmedi; ekonomik işbirliği ve koordinasyonu sağlayacak COMEKON ve Varşova Paktı (1955) kuruldu.
Emre Kongar'a göre küreselleşme ne anlama gelmektedir?
Kongar’a göre, küreselleşme dünyanın yaşadığı tarım ve endüstri devrimlerinden sonra ortaya çıkan üçüncü büyük devrimin, iletişim ve bilişim (telefon ve bilgisayar) devriminin görüntülerinden biridir. Buna bir de Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle, 1945’ten bu yana devam eden Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve iki kutuplu dünyadan tek kutuplu/merkezli dünyaya geçilmesi eklenince süreç tamamlanmaktadır.
Küreselleşmenin boyutları nelerdir?
Siyaset Bilimi, İşletme, Finans, Sosyoloji gibi birçok farklı disiplinin küreselleşme kavramını kendi perspektifleri açısından ele almaları sonucunda, küreselleşmenin birbirinden bağımsız 8 farklı boyutu ortaya konmuştur:
-
Ekonomik Küreselleşme: Çok uluslu firmaların dünyanın her yerinden sermaye ve emek kullanan yeni küresel üretim sistemlerine geçmesi.
-
Siyasal Küreselleşme: Serbest pazar ekonomisi, kamu harcamalarının kısılması, özelleştirilme vs. yi öngören neo-liberal politikaların tüm dünyaya yayılması.
-
Sosyal Küreselleşme: “Dünya toplumu” fikirlerinin yaygınlaşması, uluslararası sivil toplum hareketlerinin yaygınlaştığının düşünülmesi.
-
Teknolojik Küreselleşme: Başta internet olmak üzere bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması.
-
Finansal Küreselleşme: Dünya sermaye piyasalarının artan karşılıklı bağımlılıkları ve ortaklıklar kurmaları.
-
Coğrafi Küreselleşme: Artan iletişim ve ulaşım fikriyle sınırsız dünya fikri.
-
Kültürel Küreselleşme: Başta Amerikan olmak üzere Batılı kültürel değerlerin egemenliğinde tek boyutlu bir dünya kültürünün oluşması ve küresel ürünlerin tüketilmesi.
-
Ekolojik Küreselleşme: Sınır tanımayan “küresel ekolojik sorunlar”ın ortaya çıkışı ve ortak eylem planı gerektirmeleri.