UYGARLIK TARİHİ I - Deneme Sınavı - 2

Tel Sotto yöresinde, Proto-Hassuna döneminde küçük çocuklar çömlek içinde evlerin tabanları altına gömülmüştür.

Mezopotamya’da köy yaşamının başlangıcıyla yazılı belgelerin ortaya çıkışı arasındaki gelişmeler, taş alet ya da madencilikte kat edilen aşamayı gösteren adlar yerine ortak kültürel unsurları tanımlayan adlarla anılır. Fakat ticari anlaşmalar bu kültürel unsurlar içerisine o dönem şart ve koşullarından ötürü dahil olmamıştır.

İştar Kapısı, Yeni Babil Devleti döneminde,yeni yıl şenliklerinde kullanılan tören yoluna açılan ünlü eserdir.

Sümerler muhtemelen ayın devrelerine dayalı bir takvimi kullanan ilk medeniyetti.[1] Sümer-Babil ayları yeni Ay'ın göründüğü gün başlıyordu. Saray astronomları mevsim hataları bariz hale geldiğinde takvimde gerekli düzenlemeleri yapıyorlardı. M.Ö. 380 civarında ay takvimlerine sabit düzenlemeler getirildi. 7 artık ay, 19 yıllık periyotlarda yıllara ekleniyordu. Daha sonra Yunan astronomlar da Ay yılını Güneş yılına uyarlayan çeşitli düzenlemeler yaptılar. Dolayısıyla eski Mezopotamya da ay takvimi ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.

Eski Mezopotamya Tarihi'nde Kuzey Mezopotamya'da Yukarı Habur Bölgesinde Tel Halaf Höyüğü'nde yaşayan insanlar boyalı çanak çömlekleriyle ünlü bir kültür yaratmışlardır. Bu insanlar tholos adı verilen ev biçimlerini kullanmışlardır.

Sümer Erken Hanedanlar Dönemi'nin son kralı Ummalı Lugalzaggezi'dir. Lugalzaggezi ö dönemin en güçlü kıralı iken Sami kökenli Akkadlar'ın gelişi üzerine, Akkad kralı I. Sargon'a yenilmiştir (İ.Ö. 2334). Bu olaydan sonra Sümer Erken Hanedanlar dönemi sona ermiş ve Akkad Dönemi başlamıştır.

Gutiler bir dağ kavmiydi. Zagros dağlarından gelerek Akkad Krallığı'nı yıkmışlardır. Akkadlar Sümer Kültürünü benimsemiş ve bir Sümer-Akkad kültürü yaratmışlardı. Ancak Gutiler Sümer-Akad kültürünün taşıyıcısı olamamışlar ve bir süre sonra geldikleri Zagros Dağları'na çekilmişlerdir.

Eski Babil Devleti'nin 1595 yılında Hititler tarafından yıkılmasından sonra Babil'e Kassitler egemen olmuştur?

Eski Mezopotamya'da İÖ. 1000 yıllarında Babil'e gelen toplum bir Arami kabilesi olan Kaldeliler'di. Bu nedenle Yeni Babil Devleti'ne Kalde Devleti de denilir.

İştar Kapısı, Babil Kulesi ile birlikte Yeni Babil Krallığı döneminde son şeklini alan eserdir ve Babil kentinde inşa edilmiştir.

Nabukadnezzar Nabopolassar'dan sonra başa geçen Yeni Babil Devleti kralıdır.

Mezopotamya'da tanrı kral düşüncesi ilk kez Akkad kralı Naram-Sin zamanında ortaya çıkmıştır. Naram-Sin kendisini ünlü stelinde tanrılara özgü olan boynuzlu başlıkla betimlettirmiştir.

Eski Mezopotamya'da En ünvanı Bey anlamında kullanılmıştır.

Tabii çevresel faktör olarak çöller ve denizler ile kaplı olan bir yerleşim yeri, coğrafi konum bakımından pek fazla istilaya ve göç dalgalarına maruz kalmamaktadır. Mısır da coğrafi konum açısından bu ülkelerden biridir. Dolayısıyla çok çeşitli insan faktörü olmadığından inanç ve dil sistemi bakımından da dışarıdan çok fazla müdahaleye uğramamıştır.

Mısırda dini inanç sistemi açısından, firavunlar Piramit olarak anılan mezarları yaptırmış ve eşyaları ile birlikte buraya gömülmek istemişlerdir. Ölümden sonra da yaşamın olduğunun savunan bu gelenek ve görenekler inanç sisteminin temelde çok kuvvetli olduğunu göstermektedir.

Mısır, diğer Ön Asya krallıkları gibi mutlak bir krallıktı. Firavun sözcüğü büyük ev anlamındadır. Bu sözcüğün kral anlamında kullanılması Yeni Krallık Döneminden itibaren kabul görmüştür. Firavun, tanrıların yanında gösterilir ancak tanrı değildir. Buna göre doğru cevap E'dir.

Firavunun sözünün kanun sayıldığı bir yönetim biçiminde kişinin hak ve özgürlüklerinin elinde bulunmasından söz edilemez. Dolayısıyla bu kavramın önem kazandığı da savunulamaz. Doğru cevap B'dir.

Mısır’da yaşam süresi kısa olduğu için yirmili yaşlarına ulaşacak kadar uzun yaşayanlar mezarlarını planlamaya başlarlardı. Ölen kişinin ölümden sonraki yaşamına karar verilen bir duruşma, tanrılar katında yapılırdı. Duruşmaya Osiris başkanlık ederdi. Duruşmada ayrıca ölünün önünde yalvarmak zorunda olduğu kırk iki yargıç bulunurdu. Dolayısıyla ölen kişilerin mumyalanması buna delalettir.

Camuşlu Mağarası Kars çevresinde, Yarımburgaz Mağarası İstanbul çevresinde, Tıkalı Mağara Antakya-Hatay çevresinde, Küllününin Elazığ çevresinde yer alır. Öküzini Mağarası ise Antalya çevresindeki Paleolitik Çağ mağaralarından biridir.

Mezolitik Çağ'da Antalya'da yer alan Öküzini Mağarası'nde dibek ve öğütme taşlarının kullanımı ile ilgili olarak tahıl öğütme sürecine girildiği saptanmıştır.