Dış Ticaret Politikası
Devletin dış ticarete müdahale yolları nelerdir?
Devletin dış ekonomik ilişkilere müdahaleleri, çoğunlukla bu faaliyetlerin engellenmesi veya sınırlandırılması biçimindedir. Örneğin, gümrük tarifeleri, kotalar, kambiyo denetimi vb. bu türdendir. Ancak bir kısım hükûmet müdahaleleri de belirli ekonomik işlemlerin özendirilmesi amacına yönelik olmaktadır. İhracata veya genel olarak döviz kazandırıcı işlemlere yönelik hükûmet politikaları çoğunlukla bu faaliyetlerin özendirilmesi biçiminde olur
Dış ticaret politikasının hedeflerini başlıklar halinde sayınız?
DIŞ TİCARET POLİTİKASININ HEDEFLERİ Hükûmetin ülkenin dış ticaret ilişkilerine müdahalede bulunmasına yol açan bazı önemli nedenleri şu şekilde belirtebiliriz:
-Dış Ödeme Dengesizliklerinin Giderilmesi
- Dış Rekabetten Korunma
- Ekonomik Kalkınma
- Ekonominin Liberalleştirilmesi
- İç Ekonomik İstikrarın Sağlanması
- Piyasa Aksaklıklarının Giderilmesi
- Hazineye Gelir Sağlamak
- Dış Piyasalarda Monopol Gücünden Yararlanma
- Dış Politika Amaçlarına Hizmet
- Otarşi
- Sosyal ve Siyasal Nedenler
ABD Türkiye’den ithal ettiği tekstil ürünlerine kota koymaktadır. Bu duruma uyan ABD’nin dış ticaret hedefi hangisidir?
Dış Rekabetten Korunma: Ülkeler dış piyasanın rekabetine dayanamayan yerli endüstrileri korumak için ithalatı sınırlandırma yoluna gidebilirler. Az gelişmiş ülkelerde, yeni kurulan veya ilerde kurulacak endüstriler, belirli bir olgunluk aşamasına ulaşıncaya kadar böyle bir korunmaya ihtiyaç duyabilirler. Sanayileşmiş ülke hükûmetleri de özellikle az gelişmiş ülkelerin ihraç ettikleri tekstil gibi emek yoğun bir kısım sanayi mallarıyla rekabet edemeyen bazı yurt içi endüstri dallarını koruyucu politikalar izlemektedirler.
Türkiye fındık üretiminde dünya lideridir. Türkiye’nin bu duruma bağlı olarak fiyatlarda belirleyici olması dış ticaret hedeflerinden hangisi ile açıklanabilir?
Dış Piyasalarda Monopol Gücünden Yararlanma: Bazen dış ticaret politikasının amacı, ihraç edilen mallarla ilgili olarak uluslararası piyasalarda monopol duruma geçmek düşüncesi olabilir. Bunun için ülke, tek üretici olduğu ürünlerin dışarıya satışına sınırlandırmalar koyar veya benzer malı üreten az sayıdaki öteki ülkelerle anlaşarak birlikte kartel kurma yoluna gidebilir. Böylece, uygulanacak aşırı yüksek fiyatlarla ticaret hadleri lehte değiştirilmeye çalışılır.
Kalkınmanın ana hedef olarak benimsenmesi nedeniyle hükümetlerin dış ticarete müdahalelerine hangi ülkelerde daha yoğun rastlanmaktadır?
Az gelişmiş ülkelerde ekonomik politikanın temel amacı kalkınma olduğundan, hükûmetler dış ticarete geleneksel olarak yoğun müdahalelerde bulunmuşlardır. Diğer bir deyişle, bu ülkelerde uluslararası ticaret politikası âdeta ekonomik kalkınmanın bir aracı olarak kullanılmıştır.
Kuzey Kore dış dünya ile ilişkilerini en düşük düzeyde tutan bir ülkedir. Bu durumda Kuzey Kore’nin dış ticaret politikasını tanımlayan kavram nedir?
Otarşi: Bir kısım ülkeler, geçmiş dönemlerde ekonomik ve siyasi rejimlerinin bir gereği olarak otarşi adı verilen politikaları uygulamaya çalışmışlardır. Otarşi, ekonomik bakımdan kendi kendine yeterlilik demektir. Dolayısıyla bu politikayı benimseyen ülkelerde ticaret politikasının amacı, dış dünya ile ekonomik bağların en düşük düzeye indirilmesidir.
Dış ticaret politikasının dış politika doğrultusunda kullanılır mı? Nasıl?
Dış Politika Amaçlarına Hizmet: Yukarıda da belirtildiği gibi dış ticaret politikası, izlenen dış politika ile yakından ilgilidir. Bu amaçla örneğin, dost ülkelere gümrük indirimleri şeklinde ticari ödüller verilirken diğerleri bu olanaktan yararlandırılmaz. Askerî bakımdan kritik kabul edilen bazı mamul, yarı mamul, ham madde veya teknolojilerin düşman ülkelere satışı yasaklanır (askerî malzeme satış ambargosu) veya askerî açıdan kritik önem taşıyan bazı endüstriler yoğun koruma önlemleri altına alınarak geliştirilmeye çalışılır vs.
Devletin dış ticarete müdahalede kullandığı geleneksel yöntem nedir?
Gümrük Tarifeleri: Devletin dış ticarete müdahale için kullandığı geleneksel araç, gümrük tarifeleridir. Ancak zamanla gümrük tarifelerinin etkisi azalmış, bunun yerine çok sayıda yeni araç ve düzenlemeler ortaya çıkmıştır. Malların ülke sınırlarından geçişi sırasında alınan vergilerdir. Tarifelerin ekonomi üzerindeki etkileri fiyat mekanizmasının işleyişi yoluyla gerçekleşir.
Aşağıdakilerden hangisi serbest ticaretle bağdaşmayan bağlı ticaret hangi yöntemlerle gerçekleşir?
Aşağıdakilerden hangisi serbest ticaretle bağdaşmayan bağlı ticaret hangi yöntemlerle gerçekleşir?
Dış ticarette tarife dışı araçlar nelerdir?
Tarife-Dışı Araçlar: Gümrük tarifelerinin dışında genellikle döviz çıkışına yol açan işlemleri kısıtlamak için hükûmetin tek taraflı kararı ile konulan müdahale önlemleridir. Sayıları pek çoktur, bazıları aşağıdaki gibidir: • Miktar kısıtlamaları: Devletin ithalatı doğrudan doğruya belirli miktarla sınırlandırmasına dayanan uygulamaları kapsar. Bunlar ithalat kotaları, ithalat yasaklamaları ve döviz kontrolü gibi önlemlerden oluşur. Fiyat mekanizmasını kaldırıp yerine hükûmet yetkililerinin kararlarını geçirdikleri için, kaynak dağılımı açısından oldukça sakıncalı sonuçlar doğurabilirler. • Tarife benzeri faktörler: Gümrük tarifeleri gibi ithalatı pahalılaştırıp yerli üretimin kârlılığını artıran, yani fiyat mekanizması yoluyla serbest ticarete müdahale niteliğinde olan önlemlere tarife benzerleri adı verilebilir. Örneğin çoklu kur uygulamaları, yerli katkı oranları, ithal-ikamesi endüstrilerine verilen sübvansiyonlar vs. bu grupta yer alırlar. • Görünmez engeller: Bu önlemler devletin, halk sağlığı, çevre korunması veya kamu güvenliği gibi nedenlerle çıkartmış olduğu idari, teknik düzenleme veya standartları içerir. Her ne kadar konuluş amaçları farklı olsa da dış ticareti sınıflandırdıkları ölçüde bir tür dış ticaret engeli niteliği taşırlar. Günümüzde bu tür engellerin sayısında hızlı bir artış ortaya çıkmıştır. • “Gönüllü” ihracat kısıtlamaları: Bunlar ithalatçı ülkenin piyasasını bozduğu gerekçesi ile üretici ülkelerin mal ihracını sınırlandırmaya yönelik bir tür kota uygulamasıdır. İthalat kotalarından farkları ithalatçı ve ihracatçı ülkeler arasında bir anlaşmaya dayanması ve karşı tarafın ihracatı üzerine konulmuş olmalarıdır. Bunlara aynı zamanda ihracat kotaları da denir.
I.Dünya Savaşı öncesinde dönemde sanayileşmeye yeni başlamış olduğu için dış ticarette koruyuculuktan yana olan devletler hangileridir?
I.Dünya Savaşı’ndan önceki dönemde en gelişmiş sanayi ülkesi İngiltere idi. Bu ülke aynı zamanda serbest ticaretin de şiddetli bir savunucusuydu. Diğer yandan sanayileşmeye yeni başlamış Almanya, Fransa ve ABD gibi ülkeler koruyuculuktan yana idiler.
I.Dünya Savaşı sonrasında oluşturulmuş uluslararası organizasyonlar hangileridir?
Büyük Dünya Depresyonu yıllarında, hemen her ülke tarifelerini yükseltmiş, böylece rekabetçi devalüasyonlar dönemine girilmiştir. Bu, bir anlamda merkantilist uygulamaların hortlaması demek oluyordu. Hatta geleneksel olarak serbest ticaretin savunuculuğunu yapan İngiltere bile 1932 yılında, Commonwealth Tercihli Tarife Sistemini kurmuş ve bu bölgenin dışındaki ülkelere karşı tarifelerini önemli ölçüde yükseltmişti.
II. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde ise uluslararası iş birliği düşüncesi, geçmişteki dar ve katı milliyetçilik uygulamalarına ağır basmış ve bir dizi uluslararası örgüt kurulmuştur. Birleşmiş Milletler Teşkilatı (UN) bu anlayışın bir sonucu idi. Uluslararası ekonomik ve ticari konularda iş birliğini sağlamak amacıyla Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (IBRD) ve Uluslararası Ticaret Örgütünün (ITO) kurulması kabul edilmişti. Ancak ileride de belirtildiği gibi bunlardan uluslararası ticareti serbestleştirmek amacı taşıyan ITO, ABD’nin sözleşmeyi onaylamaması üzerine resmen faaliyete geçememiştir.
1973 Enerji krizinden sonra egemen olmaya başlayan ve gönüllü ihracat kotalarına ve görünmez ticaret engellerine dayanan anlayış nedir?
1973’lerden sonra ise dünyada koruyuculuk akımları yeniden egemen olmaya başladı. Buna yeni korumacılık adı verilir. İlerde görüleceği gibi, bu dönemde korumacılık gümrük tarifelerinden çok, gönüllü ihracat kotalarına ve öteki görünmez ticaret engellerine dayanıyordu.
1994’te sonuçlanan toplantılar ile tarifelerin yanında görünmez engellerin indirilmesi konusunda sınırlı da olsa bazı kararların alınması ve GATT anlaşmasını kapsayan Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization) kurulması kararı hangi ülkede gerçekleşmiştir?
Nihayet 1994’te sonuçlanan Uruguay toplantılarında ilk kez, tarifelerin yanında görünmez engellerin indirilmesi konusunda sınırlı da olsa bazı kararlar alınmış ve GATT anlaşmasını kapsayan Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization) kurulmuştur. Bundan sonraki dönemde ve günümüzde ticareti serbestleştirme çabaları, Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde yürütülmektedir.
Gümrük tarifelerini yürüttüğü çok yanlı görüşmelerle önemli ölçüde azaltan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ne zaman ortaya çıkmıştır?
1948 yılında Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ortaya çıktı. GATT’ın yürüttüğü bir dizi çok-yanlı görüşmeler sonucunda İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde gümrük tarifeleri önemli ölçüde azaltılmıştır.
“Savunma zenginlikten daha önemlidir.” diyerek ulusal savunma amacıyla koruyuculuğu kabul eden ekonomist kimdir?
Aslında Adam Smith bile “Savunma zenginlikten daha önemlidir.” diyerek ulusal savunma amacıyla koruyuculuğu kabul eder. Bununla birlikte, yukarıda da belirtildiği gibi ulusal güvenlik bakımından hiçbir ülke tam anlamıyla kendi kendine yeterli sayılamaz. Büyük ülkeler de savaş sanayii için gerekli bazı hammaddelerden yoksundurlar. Bu mallarda kendi kendine yeterli olmak, ancak savaştan önce yapılan stoklamalarla sınırlıdır. Kısacası savaşta dayanma gücünü artıran ve askerî-siyasi nedenlerle kurulmasına karar verilen endüstrilerin dış rekabetten korunmasında zorunluluk vardır
Korumacılıktan en büyük çıkarı sağlayan işletmeler hangileridir?
Korumacılık daima monopolü besler. Koruma duvarları altında bazı büyük firmalar, küçük işletmeleri endüstriden kovarak veya kendilerine katarak kolayca tekelci duruma gelebilirler. Birkaç büyük firmanın, aralarında anlaşıp iç piyasaya diledikleri fiyat ve satış koşullarını benimsetmeleri de güç değildir.
Aselsan mühendislerine yönelik saldırılar hangi ekonomik görüş çerçevesinde açıklanabilir?
Uluslararası rekabet konusunda, genç endüstrileri henüz işin başındayken yıkmak için yapılan girişimlerin örnekleri pek çoktur. Bir ülkeye işlenmiş ürün satan yabancı şirketler, kendilerine iyi bir pazar olduğu sürece söz konusu ülkede bu malların üretilmesini çıkarlarına uygun bulamayabilirler. O nedenle pazar ülkedeki genç endüstriyi daha baştan baltalamak istemeleri olağandır.
Hangi ülkelerin uygulamaları stratejik sanayi ve ticaret politikasına örnek verilebilir?
Japonya’da stratejik sanayi ve ticaret politikasının örnekleri 1950’lerde çelik endüstrisinde, 1970 ve 1980’lerde yarı geçişkenlerde görülmüştü. Avrupa’da ise 1970’lerde Concorde süpersonik uçağı, 1970 ve 1980’ lerde de Airbus uçaklarının geliştirilmesinde bu uygulamalara rastlandı. ABD’ye gelince, bilgisayar çipleri gibi birçok yeni üründe kullanılan yarı geçişkenler piyasasını 1970’lerde bu ülke elinde tutuyordu. Japonlar 1970’lerin ortalarından başlayarak, AR-GE’nin finansmanı, yatırımlara vergi kolaylıkları sağlama, hükûmet-sanayi iş birliğinin özendirilmesi ve iç piyasanın dış rekabetten (ABD) korunması gibi yollarla bu endüstriyi geliştirme çabasına giriştiler. Bu sürecin sonunda Japonlar 1980’lerin ortalarında, önce ABD’nin yarı geçişkenler piyasasını, sonra da tüm dünya piyasalarını ele geçirdiler.
Devletin belirli koşullarla dış ticarete müdahale nedenleri nelerdir?
Belirli Koşullarda Geçerli Olabilecek Görüşler: Devletin dış ticarete müdahale nedenleri arasında gösterilen faktörlerden diğer bir bölümü aşağıda açıklanmıştır. Bunların geçerliliği belirli koşullarla sınırlıdır.
- Ödemeler Bilançosunun İyileştirilmesi ve İşsizliğin Önlenmesi
- Ticaret Hadlerinin İyileştirilmesi
- Ulusal Pazarlık Gücünü Artırma