Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Yapısı, Organları, Etkinlik Alanları ve Kural Üretme Süreci
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün anayasal organlar oluşturulurken temel alınan ilkesi nedir, anlatınız.
Üçlü yapı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 1919 yılında kurulurken anayasal organlarının oluşturulmasında temel alınan ilkedir. UÇÖ’nün “omurgası” olarak nitelenen (Bartolomei de la Cruz et Euzéby, 1997: 28) bu ilke, Örgüt’ü evrensel ve bölgesel düzeylerdeki tüm uluslararası kuruluşlardan ayırır. Üçlülük, anayasal organlardan ikisinin yanı sıra, Örgüt’ün başka organlarının oluşumunda da uygulanır. Ulusal düzeyde de uygulanan üçlü danışmalar konusunda, 1976’da kabul edilen 144 sayılı sözleşmeden önce “Karar” ve “Tavsiye” nitelikli belgelerle düzenlemeler yapıldı.
UÇÖ, üçlü yapısının doğal gereği olarak, kendine özgü bir kural üretme (yasama) süreci öngördü. Bu, bir yandan siyasal ve sosyal aktörler arasında asgari uzlaşma arayışının gereği olan bir süreçtir. Öte yandan da, Örgüt’ün, ekonomik ve sosyal yönlerden gelişmişlik düzeyleri çok farklı devletlerin üye olduğu bir kuruluş olmasının doğal sonucudur.
Üçlü yapı ilkesi ile “sendika özgürlüğü” ilkesi arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Her ikisi de “anayasal” olan üçlü yapı ilkesi ile “sendika özgürlüğü” ilkesi arasında yaşamsal bir bağ bulunmaktadır. Üçlülük ilkesinin özünde, sendikal hak ve özgürlükler vardır. Sendika özgürlüğü, üçlü yapının onsuz olmaz bir koşuludur. Sendika özgürlüğünün tanınmaması, üçlülük kavramının anlamını yitirmesine yol açar (BIT, 2006: 1). Sendika özgürlüğünün 1919’da kurucu belgede yer almasının bir nedeni de budur.
Üçlülük ilkesi, “ulusal” temelli bir ilkedir. Çünkü her üye devletin üç kanattan seçtiği temsilcilerin UÇK’ye katılımını öngörür. Bu ilkenin sosyal kanatlar açısından özelliği ise, özgür ve bağımsız sendika özgürlüğü ilkesine dayanmasıdır. UÇÖ, kuruluşundan beri, resmi ve sosyal kanatların temsilcilerinin kural üretme ve kurallarının uygulanmasını denetleme süreçlerine katıldığı bir Örgüt’tür. İşçi ve işverenler (sosyal ortaklar), Örgüt’ün kural üretme etkinliğinin (faaliyetinin) tüm aşamalarına katılır. Katılım, UÇK gündeminin belirlenmesinden kuralların uygulanmasının denetimine değin sağlanmıştır (BIT, 2000: 4).
Sosyal politikanın “Avrupa bölgesi” düzeyindeki en önemli belgesi nedir, kısaca açıklayınız.
Avrupa Sosyal Şartı, Sosyal politikanın “Avrupa bölgesi” düzeyindeki en önemli belgesidir. 1996 yılında gözden geçirildi ve yeni sosyal haklar eklenerek geliştirildi. Türkiye, toplam 31 sosyal hakkı güvenceye alan Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nı (GG ASŞ) 2007 yılında onayladı. Avrupa Sosyal Şartı (ASŞ), Avrupa Konseyi’nce 1961’de kabul edildi ve 1965’te yürürlüğe girdi. Sosyal Haklar Avrupa Komitesi (SHAK), ASŞ ve GG ASŞ’yi onaylayan devletlerin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini denetleyen organdır. Komite üyeleri arasında işçi (çalışan) ve işveren kanatlarının temsilcileri yoktur. Komite, yalnızca seçilen uzmanlardan oluşur
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün üçlü yapı ve üçlü danışma ilkesinin ulusal düzeydeki görünümü nedir, açıklayınız.
Üçlü yapı ve üçlü danışma ilkesi, ulusal düzeyde de geçerlidir. UÇÖ’nün anayasal organlarının üçlü yapısının amacına uygun olarak işlemesi, bu ilkenin ulusal düzeyde tam olarak uygulanmasına bağlıdır. Uluslararası çalışma/sosyal politika önlemleri konusunda işçi ve işveren temsilcilerine etkili biçimde danışılmasını öngören yöntemlerle ulusal planda da uygulanır. Ulusal düzeyde uygulanması, uluslararası düzeyde uygulanmasının önkoşuludur. Ulusal düzeyde üçlü danışma ya da işbirliği; merkezi / ulusal, bölgesel ya da yerel, işkolu ya da işyeri düzeylerinde uygulanabilir. Kural üretme ve denetim etkinliklerinin yanı sıra, özellikle 1980’li yıllardan başlayarak karşılaşılan yapısal uyum, istihdamı geliştirme, sosyal koruma, çoğulcu demokrasiye ve pazar ekonomisine geçiş gibi yeni sorunlar, üçlü danışmaların en sık gerçekleştirildiği sorun alanlarıdır.
Üçlülük ilkesinin, eşitlik ilkesinin hükümet kanadına üstünlük tanıyan bir içerikle tanımlanması ne demektir, açıklayınız.
Üçlülük ilkesinin, eşitlik ilkesinin hükümet kanadına üstünlük tanıyan bir içerikle tanımlanmasında, sözleşmeleri onaylama ve uygulama yükümlülüğünün asıl olarak hükümetlere düştüğü olgusu göz önüne alındı. Hükümet kanadının, işçi ve işveren kanatları arasında hakem rolü üstlendiği ileri sürüldü. Bu yaklaşımın sonucu, iki anayasal organın yapısında “2+1+1” formülünün benimsenmesi oldu.
Üçlülük ilkesinin yaygın biçimde uygulanması devletlerin kurumsal yapısında nasıl bir değişikliğe neden olmuştur?
Üçlülük ilkesinin yaygın biçimde uygulanmasıyla, devletlerin “diplomatik / siyasal” temsilcilerinin yanı sıra “sosyal” temsilcilerinin de yer aldığı bir kurumsal yapı ortaya çıktı. Anayasal organlarla sınırlı kalmayan bu yapı, Örgüt’e güçlülük ve dinamiklik, kural ve kararlarına da giderek artan bir saygınlık kazandırdı. Özellikle işçi temsilcilerinin katılımı, bir dinamiklik ve ilerilik öğesi oluşturdu (Valticos, 1983: 194-196; BIT, 1982: 1-5). 1919’da öngörülen bu yapı, demokrasinin sosyal ve katılımcı boyutuyla geliştirilmesine de önemli katkı sağladı (Gülmez, 2014: 53-55).
Üçlü yapı ilkesinin, UÇÖ’nün kuruluşundan beri “anayasal” nitelik taşıdığını biliyoruz. Anayasa’nın çeşitli maddelerinde ve Filadelfiya Bildirgesi’nde yer alan üçlülük ilkesine ilişkin kuralları yazınız.
• Anayasal organlardan ikisinde üçlü yapı öngörüldü (m. 3/1, m. 7/1),
• Filadelfiya Bildirgesi, her ülkede, işçi (çalışan) ve işveren örgütlerinin ekonomik ve sosyal politikaların hazırlanmasında ve uygulanmasında işbirliği yapmasını öngördü (III/e),
• Anayasa, her üyenin (hükümetin), sözleşmeleri yetkili makamlara sunduklarına ilişkin bilgiler ile onaylanan ve onaylanmayan sözleşmelere ilişkin raporları en çok temsil gücü olan çalışan ve işveren örgütlerine göndermesini öngördü (m. 23/2),
• Anayasa, çalışan ve işveren örgütlerine, onayladıkları sözleşmeleri uygulamadıkları gerekçesiyle taraf devletlere yönelik yakınmalarda (şikâyetlerde) bulunma yetkisi tanıdı (m. 24).
Üçlü danışma konusundaki düzenlemeleri yazınız.
Üçlü danışma konusunda ilk düzenleme, UÇK’nin 1960 yılında kabul ettiği 113 sayılı Sınai ve Ulusal Düzeylerde Danışma Tavsiyesi ile yapıldı. Üçlü danışma yöntemini ulusal düzeyde oluşturan bu tavsiye, sınai ve ulusal düzeylerde kamu yetkilileri ile çalışan ve işveren örgütleri arasında etkili bir danışma ve işbirliği öngördü. Bu amaçla, ulusal koşullara uygun önlemler alınması gerektiğine yer verdi. Anılan örgütlerin, kendi çıkarlarını ilgilendiren yasaların hazırlanması ve uygulanmasında; istihdam, eğitim, yeniden uyum, işçi sağlığı ve iş güvenliği, verimlilik ve sosyal güvenlik gibi konularda; ekonomik ve sosyal kalkınma planlarının hazırlanması ve uygulanmasında görüş, öğüt ve katkılarının alınmasını öngördü.
Üçlü danışmaya ilişkin ikinci düzenleme, UÇK’nin 1971 yılında kabul ettiği kararla yapıldı. Tüm UÇÖ Etkinliklerinde Üçlülüğü Güçlendirme Kararı, üçlülüğün temel ilkelerini yeniden doğruladı. Örgüt’ün üçlü yapısını, tüm etkinliklerinde tam olarak etkili kılmaya yönelik çeşitli önlemlere yer verdi. Üçlülüğün, UÇÖ’nün başarısının en sağlam temeli olduğunun açığa çıktığını vurguladı. Oluşturulan uluslararası kuralların ve denetim sisteminin işleyişinin, bunu kanıtladığı ve üye devletlerde üçlü yapıda birçok organın kurulduğu belirtildi.
UÇK, 1977 yılında da, Örgüt’ün diğer iki etkinlik alanı olan “teknik işbirliği” programları” ile kural üretme etkinliklerinin denetiminde üçlülüğü güçlendirmek için ikinci bir Karar kabul etti. Kararda, bir yıl önce 144 sayılı sözleşmenin kabul edilmesiyle uluslararası kuralların uygulanmasında üçlülüğün etkisinin arttığı belirtildi. Üçlü danışmalar oluşturulmasının, ulusal düzeyde ve uygun olduğu başka yönetsel düzeylerde üçlülüğünün geliştirilmesi için önemli bir araç olduğu vurgulandı.
2002 yılında, Üçlülük ve Sosyal Diyalogla İlgili Karar ile yeni bir düzenleme yapıldı. Kararda, Örgüt’ün kuruluşuyla yaşıt olan bu geleneksel ilke ve değerlerin, küreselleşme çağında yeniden ve istisnai bir önem kazandığı vurgulandı. Üçlülük ve sosyal diyaloğun, Örgüt’ün stratejik hedeflerinin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtildi. Her iki ilkenin, sosyal kaygı ve sorunları ele alma, bir uzlaşma sağlama, uluslararası çalışma kuralları hazırlama ve emeği ilgilendiren geniş bir sorunlar yelpazesini inceleme yönlerinden çok değerli ve demokratik araçlar olduğu gerçeğinin anlaşıldığı vurgulandı. Sosyal ortakların bu araçlar yoluyla doğrudan, meşru ve yeri doldurulamaz bir rol oynadığının altı çizildi.
Uluslararası Çalışma Örgütü bünyesinde 2002 yılında çıkarılan, Üçlülük ve Sosyal Diyalogla İlgili Karar ne gibi düzenlemeleri bünyesinde barındırmaktadır, anlatınız.
2002 yılında, Üçlülük ve Sosyal Diyalogla İlgili Karar ile yeni bir düzenleme yapıldı. Kararda, Örgüt’ün kuruluşuyla yaşıt olan bu geleneksel ilke ve değerlerin, küreselleşme çağında yeniden ve istisnai bir önem kazandığı vurgulandı. Üçlülük ve sosyal diyaloğun, Örgüt’ün stratejik hedeflerinin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtildi. Her iki ilkenin, sosyal kaygı ve sorunları ele alma, bir uzlaşma sağlama, uluslararası çalışma kuralları hazırlama ve emeği ilgilendiren geniş bir sorunlar yelpazesini inceleme yönlerinden çok değerli ve demokratik araçlar olduğu gerçeğinin anlaşıldığı vurgulandı. Sosyal ortakların bu araçlar yoluyla doğrudan, meşru ve yeri doldurulamaz bir rol oynadığının altı çizildi.
2002 kararı, sosyal ortakların üstlendikleri rolün şu konularda temel olduğunu yineledi: Sürekli ekonomik ve sosyal kalkınma, demokratikleşme, katılımcı gelişme ve yoksulluğun kökünün kazınması, tam istihdamın ve uygun (insanca) çalışmanın geliştirilmesi açısından uluslararası işbirliğinin rolünü inceleme ve güçlendirme. Ayrıca, sivil toplum kuruluş ve örgütlerinin, özellikle çocukların çalışması ile göçmen ve engelli çalışanlar konusundaki değerli katkılarını da anımsattı. Hükümetlerden, sosyal diyaloğa elverişli koşulları (temel haklar ile sendika özgürlüğü ve toplu pazarlığa saygıyı) güvenceye almalarını istedi.
Üçlü danışma konusunda hukuksal yükümlülük doğurmaya yönelik ilk düzenlemenin adı nedir, söz konusu yasal metni açıklayınız.
Üçlü danışma konusunda hukuksal yükümlülük doğurmaya yönelik ilk düzenleme, ancak 1976 yılında yapıldı: 144 sayılı Uluslararası Çalışma Kurallarına İlişkin Üçlü Danışmalar Sözleşmesi. Aynı yıl, sözleşmeyi tamamlayan 152 sayılı UÇÖ’nün Etkinliklerine İlişkin Üçlü Danışmalar Tavsiyesi de kabul edildi. Sözleşme, onaylayan devletler için, uluslararası çalışma kuralları konusunda ulusal düzeyde alınacak önlemlerin her biri için üçlü danışmalar yürütme ve gerçekleştirme yükümlülüğü getirdi. Türkiye, 144 sayılı sözleşmeyi 25 Şubat 1993 tarihinde onayladı. Aralık 2018’de, sözleşmeyi onaylayan devlet sayısı 144’tür.
Sözleşmeye göre, “temsil yeteneği olan örgütler” terimi, sendika özgürlüğü hakkından yararlanan, en çok temsil gücü / yeteneği bulunan işçi (çalışan) ve işveren örgütleri anlamına gelir. Temsil yeteneği / gücü olan örgütler terimi, yalnızca en önemli işçi (çalışan) ya da en önemli işveren örgütü anlamına gelmez. Farklı görüşleri temsil eden birden çok işçi ve işveren örgütü bulunması durumunda, bu örgütlere de danışılması gerekir. Hükümet, son kararı alma yetkisi bulunmakla birlikte, bu örgütlerin de görüş ve olurunu almaya çaba göstermelidir. Hatta, başlıca sendikal örgütlerce yeterli biçimde temsil edilmeyen kimi çalışan kesimleri temsil eden örgütler ile hükümetdışı kuruluşların temsilcilerine de danışılması olanaklıdır (BIT, 2000: 20-23).
Sözleşme, onaylayan devlet için, UÇÖ’nün etkinlikleriyle ilgili sorunlar konusunda işçi, işveren ve hükümet temsilcileri arasında etkili danışmaları güvenceye alan süreçleri (yöntemleri) uygulama yükümlülüğü getirmiştir. Üçlü danışma; yalın bilgilendirme, birlikte karar alma ya da toplu pazarlıktan farklıdır, bir anlaşmaya varılmasını gerektirmez. Üçlü danışmaların “etkili” olması öngörüldüğü için, zorunlu olarak kesin karar (yasal ya da yönetsel düzenlemeler) öncesinde gerçekleştirilmelidir. Karar önerisi, son kararın alınmasından önce görüş ve önerilerini dile getirmelerine olanak verecek biçimde temsil gücü olan örgütlere sunulmalıdır (BIT, 2000: 18-19).
144 sayılı sözleşmenin söz ettiği “temsil yeteneği olan örgütler” ne demektir, açıklayınız.
144 sayılı sözleşmenin söz ettiği “temsil yeteneği olan örgütler”, öncelikle 87 ve 98 sayılı sözleşmelerde öngörülen güvencelerden yararlanan ve yararlanması gereken sendikaları anlatır. Üçlü danışmalar, ancak özgür ve bağımsız sendikacılık ile gönüllü ve özerk toplu pazarlık düzeninin eksiksiz biçimde hukuksal güvenceye alındığı ve gerçekten uygulandığı bir çalışma ilişkileri sisteminde söz konusu olabilir.
Anayasal bir kavramdır. UÇK’nin yapısına ilişkin maddede, gerek işverenler ve gerek işçiler için “en çok temsil yeteneği bulunan (most representative / les plus représentatives) mesleksel örgütler” biçiminde tanımlanmıştır (m. 3/5). Üçlü yapı ve üçlü danışma ilkesiyle doğrudan ilgilidir.
144 sayılı Uluslararası Çalışma Kurallarına İlişkin Üçlü Danışmalar Sözleşmesine göre, üçlü danışmaların gerçekleştirileceği konular nelerdir, yazınız.
Sözleşme, üçlü danışmaların gerçekleştirileceği konuları şöyle belirledi:
• UÇK gündeminde yazılı noktalara ilişkin sorulara hükümetin yanıtı ve Konferans’ın tartışacağı sözleşme ve tavsiye tasarılarına ilişkin hükümet yorumu,
• UÇÖ Anayasası gereğince sözleşmelerin yetkili makama sunulmasıyla ilgili olarak, bu makama yapılacak öneriler,
• Onaylanmayan sözleşmelerin ve uygulamaya aktarılmayan tavsiyelerin, gerektiğinde onaylanması ve uygulamaya aktarılması için alınabilecek önlemleri tasarlamak amacıyla, uygun aralıklarla yeniden incelenmesi,
• UÇÖ Anayasası gereğince UÇB’ye gönderilecek yıllık raporların doğurabileceği sorunlar,
• Onaylanmış sözleşmelerin feshine ilişkin öneriler
Anayasa’nın yanı sıra çok sayıda sözleşme ve tavsiye de, sözleşmelerin uygulanmasında işçi ve işverenler ya da örgütleri ile danışma ya da işbirliği öngörmüştür. Bu amaçla öngörülen önlemler nelerdir, yazınız.
• Yasaların kabul edilmesinden önce ya da kimi kuralların yahut istisnaların uygulanması konularında çalışan ve işveren örgütlerine danışma sorumluluğu verilmesi (sözleşmelerdeki en yaygın yöntem),
• Çalışan ve işveren temsilcilerinin katılımı ile özel organlar ya da mekanizmalar kurulması (ikili ya da üçlü komisyonlar, danışsal komisyonlar gibi),
• Çalışan ve işveren örgütleri ile sözleşmeyi gerçekleştiren yasaların ya da belirlenen ulusal politikaların uygulanmasında işbirliği yapılması
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün Anayasal organları nelerdir, yazınız.
UÇÖ, Anayasası’nın Başlangıç Bölümünde ve Filadelfiya Bildirgesi’nde açıklanan programı gerçekleştirmeye çalışmakla yükümlü sürekli bir örgüt olarak kuruldu (m. 1). İkisi üçlü yapı ilkesi uyarınca oluşturulan üç anayasal organı vardır:
1. Üye devletlerin temsilcilerinden oluşan Uluslararası Çalışma Konferansı (UÇK),
2. UÇK’nin seçtiği Yönetim Konseyi (YK) ve
3. Konsey’in yönetimi altında çalışan Uluslararası Çalışma Bürosu (UÇB).
Uluslararası Çalışma Örgütü içerisinde Uluslararası Çalışma Konferansı'nın işleyişini anlatınız.
UÇÖ, “ulus devlet” modeline göre oluşturulan bir kuruluştur. Örgüt’ün bu özelliği, öncelikle tüm üye devletlere eşit temsil olanağının tanındığı, en yüksek ve yetkili organının oluşumunda görülür. UÇK, UÇÖ’nün en yüksek organıdır. Çalışma yaşamına ilişkin konular ile toplumsal sorunların tartışıldığı, uluslararası sosyal politikanın genel çizgileri konusunda görüşlerin dile getirildiği uluslararası bir forumdur. Uluslararası çalışma hukukunun temel kaynaklarını oluşturan sözleşme ve tavsiyeleri görüşür, kabul
eder ve kendi içinden oluşturduğu denetim organları aracılığıyla uygulanmalarını izler. Örgüt bütçesini kabul eder. Yönetim Konseyi’ni seçer. Anayasa değişikliklerini görüşür ve kabul eder. Devletlerin Örgüt üyeliğine kabul ya da ret edilmesine karar verir.
UÇK, yılda en az bir kez ve Haziran ayının ilk haftalarında toplanır. Konferans toplantıları, 1919’dan 2018’e değin, yalnızca yedi kez Cenevre dışında toplandı. Üye devletlerin üç kanattan gelen ulusal temsilcilerinden/delegelerinden oluşan Konferans’ta, her üye devletin dört temsilcisi vardır. Nüfuslarına ya da gelişmişlik düzeylerine bakılmaksızın, her üye devlete eşit temsil olanağı tanınmıştır.
Üyelerin ikisi hükümet, ikisi de eşit sayıda, yani birer olmak üzere işçi (çalışan) ve işveren kanatlarından seçilir. Örgüt’ün kuruluşundan beri değiştirilmeyen formülü bir kez daha anımsayalım: 2+1+1=4.
Her üç kesimin delegelerine, teknik danışmanlar eşlik eder. Danışmanların sayısı, gündemdeki her ayrı konu için en çok ikidir. Danışmanlar, delegeleri çeşitli Komisyonlarda temsil ederler. Anayasa, UÇK’de özellikle kadınları ilgilendiren sorunların tartışılması durumunda, teknik danışman olarak belirlenen kişilerden en az birinin kadın olmasını zorunlu tutmuştur. Üye devletler, en çok temsil yeteneği bulunan işçi ya da işveren örgütleri ile anlaşarak, hükümetdışı delege ve teknik danışmanlar atamayı üstlenirler. Sendikal örgütlere danışma zorunluluğunun öngörüldüğü önemli alanlardan biri budur. Teknik danışman, ancak bağlı olduğu delegenin isteği ve UÇK başkanının özel izni ile Konferans’ta söz alabilir, ancak oylamaya katılamaz. Bir delegenin, Konferans başkanına yazılı bir not vererek, teknik danışmanlarından birini kendi vekili olarak belirlemesi olanaklıdır. Bu durumda teknik danışman, vekil olarak görüşmelere ve oylamaya katılabilir.
UÇK, her üç kanadın birer temsilcisinden oluşan Yetkileri Denetleme Komisyonu aracılığıyla, delege ve teknik danışmanların yetkisini denetler. Delege ve danışmanların, en çok temsil gücü taşıyan örgütlerle anlaşma yapılmaksızın atanması durumunda, yetkilerini reddedebilir.
Delegeler, UÇK’nin tartışmasına sunulan tüm sorunlar konusunda bireysel olarak oy hakkına sahiptir. Bir üye devlet, işçi kanadı delegesini belirlememişse, işveren kanadı delegesi tartışmalara katılabilir, ancak oy hakkı yoktur. Bunun tersi de geçerlidir. Amaç, sosyal kesimlerin eksiksiz katılımını gerçekleştirmek, işçi ve işveren oyları arasında dengeyi korumaktır.
Üye devletler, Örgüt’ün harcamalarına katkısını ödemekte gecikirse, geciktiği toplam katkı tutarı geçen iki yılın katkısına eşit ya da daha yüksek ise, bu devlet UÇK, YK ya da komisyonlardaki oylamaya ve YK üyelerinin seçimine katılamaz. UÇK, Anayasa’nın başka maddelerinde ya da başka bir sözleşmede yahut kendisine yetkiler tanıyan başka bir belgede daha yüksek bir çoğunluğun getirilmediği tüm durumlarda, hazır bulunan üyelerin verdiği oyların basit çoğunluğu ile
karar alır. Ancak; eğer verilen oyların sayısı, toplantıda hazır bulunan delegelerin sayısının yarısından daha az ise, oylama geçersiz sayılır. 1986’da, Anayasa’nın oylama ve yetersayılar ile ilgili bu kurallarında değişiklikler yapıldı. Ancak, yürürlüğe girmesi için gerekli onay sayısına ulaşılamadı.
UÇÖ’nün ikinci anayasal organının adı nedir? Bu organın işleyişini anlatınız.
UÇÖ’nün ikinci anayasal organı olan Yönetim Konseyi, icra organıdır, yürütme kuruludur.
YK, Örgüt’ün tüm etkinliklerini eşgüdümler, çeşitli toplantıların gündemini belirler, özellikle UÇK gündemini saptar. Çeşitli komisyon üyelerinin atamasını yapar. Kuralların yerine getirilmesinin denetlenmesinde önemli bir rol oynar.
Teknik işbirliği politikasını belirler, çeşitli programların yürütülmesini izler. Bütçeyi kabulünden önce inceler. Yalnızca kendisine karşı sorumlu olan UÇB Genel Müdürü’nü seçer. UÇB’nin çalışmalarını yönetir ve ana çizgileriyle çalışma programını belirler. YK, sendikal örgütlerin ve üye devletlerin yakınmalarını (şikâyetlerini) ilgili hükümete iletir ve sorunu incelemek üzere, gerektiğinde soruşturma komisyonu oluşturur.
Yönetim Konseyi’nde de, üçlü yapı konusunda UÇK’deki eşitlik anlayışı benimsenmiştir. Üç kanadın temsilcilerinin sayısı değişse de, Örgüt’ün kuruluşundan beri, hükümet kanadı temsilcilerinin sayısı ile çalışan ve işveren kanadı temsilcilerinin toplam sayısının eşitliği ilkesi korunmuştur.
YK’nin yapısının en önemli ve haklı eleştirilere konu olan özelliği, hükümet kanadının üyelerinin bir bölümünün “seçimsiz” olmasıdır. Örgüt’ün kuruluşundan beri, gelişmiş ülkelere seçimsiz üyelik ayrıcalığı tanınmıştır. Bu, I. Dünya Savaşı’nı kazanan ülkelerin savaşın meyvelerinden yararlanma isteğinin sonucudur ve YK’nin yapısında “oligarşik bir öğe” oluşturur (Bonvin, 1998: 115-116). Bununla, UÇK’nin oluşumunda gelişmişlik düzeylerine bakmaksızın, üye devletlere tanınan eşit temsil olanağı dengelenmek istenmiştir.
Konsey üyelerini, üç yılda bir UÇK seçer. Eğer herhangi bir nedenle bu sürenin sonunda YK seçimleri yapılamazsa, görevini seçimler yapılıncaya değin sürdürür. YK’nin, 1974 yılından beri toplam 56 asıl üyesi vardır. “2+1+1” formülüne göre, 56 üyenin hükümet ile işçi ve işveren kanatlarına dağılımı şöyledir: 28+14+14=56. 66 yedek üyenin dağılımı da şöyledir: 28 hükümet, 19 işçi ve 19 işveren.
Konsey, Sonbaharda (Kasım), İlkbaharda (Mart - Nisan) ve UÇK sonrasında (Haziran) olmak üzere, yılda normal olarak üç kez ve kendi saptayacağı dönemlerde toplanır. Sonbahar ve İlkbahar toplantıları 2 hafta, Haziran toplantısı ise 1-2 gün sürer. Konsey, değişik kesimlerden olmak üzere, kendi içinden bir başkan ve iki başkan yardımcısını seçer. Bu üç kişi, Yönetim Konseyi Bürosu’nu oluşturur.
YK üyeleri, UÇK’deki her kanadın kendi delegelerince seçilir. İşçi kanadı üyelerini, UÇK’deki işçi kanadı üyeleri seçer. Bu ilke, hükümet ve işveren kanatları temsilcilerinin seçilmesinde de geçerlidir. UÇK, atamayı ismen yapar. YK içinde çok sayıda Komite, Komisyon, Alt Komite ya da Alt Komisyon ve Çalışma Grupları vardır.
YK’nin 28 hükümet temsilcisinin 10’u seçimsizdir. YK’nin belirlediği “sınai / endüstriyel önemi en büyük olan 10 devletçe atanır. Konsey, gerektiği her zaman en büyük on sanayi devletini belirler. YK’nin bu belirlemesine karşı, her üye devlet UÇK’ye başvurabilir. UÇK karar vermedikçe, Konsey’in açıklaması geçerlidir.
Seçimlik olan 18 temsilciyi ise, UÇK’nin hükümet kanadı delegeleri (10 büyük sanayi ülkesi delegeleri dışında olmak üzere) belirler.
Seçimsiz üyelerin belirlenmesinde temel alınan ölçütlerin saptanması ve dengeliliği sorunları, siyasal nitelikli tartışmalara neden oldu. 1919’da saptanan altı ölçüt, 1947’de dörde indirildi. Bunlar; UÇÖ bütçesine katkı, ulusal gelir, dış ticaret ve ücretli aktif nüfus idi. 1974’te yapı sorununun tartışılması sırasındaysa, katsayıları belirtilerek yalnızca şu üç ölçüt gözönüne alınmıştı: Ulusal gelir (6 katsayı), bütçeye katkı (3 katsayı) ve ekonomik olarak aktif nüfus (1 katsayı) (Bonvin, 1998: 117).
YK’nin 1919’da toplam 24 olan üye sayısı, UÇÖ’ye üye olan devlet sayısının artması üzerine, izleyen yıllarda yapılan Anayasa değişiklikleriyle giderek artırıldı. Toplam üye sayısı ile hükümet kanadı üyeleri içinde başlangıçta çok yüksek olan “Avrupalı üye” sayısı, zamanla azaldı.
Yönetim Konseyinin sahip olduğu komisyon ve komiteler nelerdir?
YK’nin, toplam altı komisyon ve komitesi vardır ve şunlardır: Sendika Özgürlüğü Komitesi; Program, Bütçe ve Yönetim Komisyonu; Hukuksal Sorunlar ve Uluslararası Çalışma Kuralları Komisyonu; İstihdam ve Sosyal Politika Komisyonu; Sektörel, Teknik ve Bağlı Sorunlar Toplantıları Komisyonu, Teknik İşbirliği Komisyonu. Bunlara, Yapı Alt-Komitesi ile Çokuluslu İşletmeler Alt-Komisyonunu da eklemek gerekir.
Uluslararası Çalışma Bürosu'nun işleyişini anlatınız.
Uluslararası Çalışma Bürosu, Örgüt’e “uluslararası” niteliğini kazandıran sürekli anayasal organdır. Bu yönüyle, Örgüt’ün ulusal delegelerden oluşan organları UÇK ve YK’den ayrılır. UÇK delegeleri (ulusal delegeler) ile YK üyeleri belirli dönemlerde yaptığı toplantılarından sonra ülkelerine ve görevlerine döner. UÇB görevlileri ise, görevlerini Örgüt’ün merkezinin bulunduğu Cenevre’de yerine getirirler.
UÇB, Örgüt’ün sürekli sekreterliğidir. Çalışanların durumunun ve çalışma rejiminin uluslararası düzenlemesiyle ilgili tüm bilgileri toplama ve yayma işlevlerini yerine getirir. Özellikle, sözleşme ve tavsiyeler kabul etmek amacıyla UÇK gündemine yazılan sorunları inceler. UÇK ya da YK’nin kararlaştırdığı özel anketleri yapar. Yasama işleviyle ilgili hiçbir doğrudan yetkisi olmamakla birlikte, bu süreç boyunca raporlar, sözleşme ve tavsiye taslakları hazırlayarak önemli katkı sağlar. Çalışma / emek ve sosyal politika sorunları ile ilgili araştırma, inceleme ve yayınlar yapar. Teknik işbirliği ve yardım çalışmalarını yönetir.
UÇB’nin görevleri Anayasa’ya göre şunlardır:
• UÇK gündemindeki çeşitli konulara ilişkin belgeleri hazırlama,
• İstekleri üzerine ve olanakları ölçüsünde, UÇK kararları temelinde, ulusal mevzuatın hazırlanmasında, teftiş sistemlerinin ve yönetsel uygulamanın iyileştirilmesinde hükümetlere yardım etme,
• Anayasa kurallarına uygun olarak; uygulamada sözleşmelere gerçekten uyulması konusunda kendisine düşen ödevleri yerine getirme,
• Uluslararası bir yarar taşıyan sanayi ve çalışma ile ilgili sorunları ele alan yayınlar hazırlama ve YK’nin belirlediği dillerde yayımlama.
Bu anayasal görevler dışında, YK de, UÇB’ye direktifler verebilir. Genel olarak UÇB, UÇK ve YK’nin kendisine vereceği tüm başka yetkileri kullanır ve görevleri de yerine getirir.
UÇÖ’nün sürekli bürosu olan UÇB, Anayasa’da sayılan bu görevlerini, YK’nin yönetimi altında yerine getirir. UÇB’nin başında, YK’nin atadığı (seçtiği) bir Genel Müdür (Directeur général/General Director) vardır. 1986 Anayasa değişikliğinde, Genel Müdür’ü YK’nin ataması ve UÇK’nin onayına sunması öngörüldü.
Genel Müdür, YK’nin direktifleri doğrultusunda UÇB’yi yönetir. UÇB’nin çalışmalarından ve Örgüt’ün fonlarının kullanımından YK’ye karşı sorumludur. Kendisi ya da vekili, YK’nin tüm toplantılarında bulunur. YK’nin onadığı kurallara uygun olarak, UÇB personelini, en iyi verimi elde etme kaygısıyla, farklı uluslardan olan kişiler arasından seçer. Bu kişilerden bir bölümünün kadın olması gerekir. Genel Müdür ayrıca, UÇK Genel Sekreterliği görevini de yerine getirir ve toplantı gündemini dört ay önce delegelere iletir. Her yıl, Örgüt’ün genel politikası ve yürüttüğü ve yürüteceği etkinlikleri konusunda genel rapor hazırlar ve UÇK toplantısı öncesinde üye devletlere gönderir. Genel Müdür ve UÇB personelinin işlevleri, “münhasıran” uluslararası nitelik taşır. Bunun anlamı şudur: Hiçbir hükümetten ve yabancı makamdan talimat almazlar. Üye devletler, görevin uluslararası niteliğine saygı gösterir ve görevlerinin yerine getirilmesinde, onları etkilemeye çalışmazlar. Büro memur ve uzmanlarının bağımsızlığı ilkesi, 1946’da yapılan Anayasa değişikliğiyle sağlandı ve sürmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü içerisinde yer alan Konferans komisyonları nelerdir, yazınız.
Kimileri üçlü yapı taşımayan Konferans komisyonları şunlardır:
• Öneri Komisyonu: 28+14+14 formülüne göre oluşturulan üçlü yapıda bir komisyondur. UÇK çalışmalarının programını düzenler, toplantı tarihini belirler ve gündemini saptar.
• Yetkileri Denetleme Komisyonu: 1+1+1 formülüne göre kurulur. UÇK’ye katılan delegelerin ve teknik danışmanların yetkilerini ve bu konudaki itirazları inceler.
• Konferans Redaksiyon Komitesi: Kabul edilen sözleşme ve tavsiyelerin redaksiyonunu yapar. UÇK delegesi ya da teknik danışman olmayan kişilerden seçilir. Üçlü yapıda değildir ve en az üç kişiden oluşur.
• Maliye Komisyonu: Her devletten bir hükümet temsilcisi yer alır. Üçlü yapıda değildir. Örgüt bütçesinin onanmasına ilişkin kuralları ve benzeri mali konuları inceler.
• Konferans Komisyonu: Onaya ve raporlara dayalı genel denetim sisteminin üçlü yapıdaki en önemli organlarından biridir.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kurumsal yapısı içinde önemli bir yeri olan sanayi komitelerini açıklayınız.
UÇÖ’nün kurumsal yapısı içinde önemli bir yeri olan organlardan biri de sanayi komiteleridir. 2. Dünya Savaşını izleyen dönemde, üçlü temsil ilkesine (2+1+1 formülüne) göre oluşturulan sürekli komitelerdir. Belirlenen sınai sorunları ya da etkinlikleri inceler. Genellikle 20-30 üyelidir ve üyeler beş yılda bir belirlenir. Oluşumunu ve toplantı süresini YK belirler. Örneğin şu sektörlerde, sanayi komiteleri kurulmuştur: Kara taşımacılığı, kömür madenciliği, demir-çelik, maden ticareti, dokumacılık, petrol, inşaat, kimyasal maddeler, otelcilik ve turizm, ormancılık ve ağaç işleri, gıda ve içki, ücretliler ve profesyonel işçiler.