Uluslararası Örgütler Teorisi
Evrensel imparatorluklara karşı ülkesel “ulus-devletin” zaferini simgeleyen, uluslararası alanda devletlerin egemenliğini ve eşitliğini ilkesel bir temel kural hâline getiren antlaşma hangisidir?
1648 yılında Avrupa’da 30 Yıl Savaşları’nı sona erdiren Westphalia Antlaşması bir yönüyle dünyanın en kanlı savaşlarından birini bitirirken, diğer yandan uluslararası sistemi kökünden değiştiren bir egemenlik anlayışını da dünya sisteminde hakim kılmıştır. Evrensel imparatorluklara karşı ülkesel “ulus-devletin” zaferini simgeleyen bu barış antlaşması, uluslararası alanda devletlerin egemenliğini ve eşitliğini ilkesel bir temel kural hâline getirmiştir.
1648 yılında Avrupa’da 30 Yıl Savaşları’nı sona erdiren Westphalia Antlaşması'nın sonuçları neler olmuştur?
1648 yılında Avrupa’da 30 Yıl Savaşları’nı sona erdiren Westphalia Antlaşması bir yönüyle dünyanın en kanlı savaşlarından birini bitirirken, diğer yandan uluslararası sistemi kökünden değiştiren bir egemenlik anlayışını da dünya sisteminde hakim kılmıştır. Evrensel imparatorluklara karşı ülkesel “ulus-devletin” zaferini simgeleyen bu barış antlaşması, uluslararası alanda devletlerin egemenliğini ve eşitliğini ilkesel bir temel kural hâline getirmiştir. Bu anlayışın bir doğal yansıması olarak dünya sistemi egemen ve eşit devletlerden kurulmuş bir yapıya doğru bir siyasi yolculuğa başlamıştır. Bu yolculukta çok uluslu imparatorluklar birer birer çökerken yerine çok sayıda ulus-devlet ortaya çıkmıştır. Egemen eşitlik ilkesi etrafında yeniden oluşan yeni düzene Fransız İhtilali’nin yükselttiği milliyetçilik hareketi de yeni bir ruh vermiş ve dünya sistemine “uluslar sistemi” ya da “uluslararası sistem” denmeye başlanmıştır.
Uluslararası İlişkiler literatüründe anarşi kavramı ne ifade etmektedir?
Westphalia Antlaşması sonrasında egemen ve eşit olduğu varsayılan devletlerden/ birimlerden oluştuğu kabul edilen yeni bir uluslararası sistem ortaya çıkmıştır. Bu sistem merkezî bir otoritenin olmadığı, devletlerin genel olarak güvenlik kaygılarıyla hareket ettikleri anarşik bir özellik göstermeye başlamış ve uluslararası ilişkilerin ana konusunu güvenlik sorunları oluşturmaya başlamıştır. Bu anlamda, anarşi kavramı Uluslararası İlişkiler literatüründe kargaşayı değil, merkezi otoritenin bulunmadığı belirli bir tür düzene işaret etmektedir.
Uluslararası sistem içinde uluslararası örgütlerin işlevi nedir?
Westphalia sisteminin barış içinde işleyişi için uluslararası örgütler vazgeçilmez bir nitelik kazanmıştır. Egemenlik ve eşitlik, uluslararası sistem içinde devletlerin rekabetini yoğunlaştırmış ve uluslararası örgütler, bu rekabet içinde işbirliğini mümkün kılan örgütsel çerçeveler olarak yaşamsal bir işleve sahip olmuştur. Bugün ise uluslararası örgütlerin kazandığı önem ile hatta uluslararası örgütlerin kendisini var eden devletler sisteminden özerklik kazanmaya başlaması sonucu, Westphalia düzeninin devam edip etmediği hakkında tartışmaların ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Çok uluslu imparatorluklar ile ülkesel devlet arasındaki temel fark nedir?
Çok uluslu imparatorluklar için ülkesel bir sınırlılık söz konusu değilken, ülkesel devlet için ülkesi siyasi kimliğinin çok önemli bir parçasıdır. Bu nedenle pek çok ulus devlet ve millet ülkesinin adıyla anılır olmuştur. Ülkesel devlet toprak açısından genişlese bile bu genişleme ülkesel devletin çekirdeğinde yer alan vatan ya da ülkeyi değiştirmez.
Avrupa’da uluslararası örgütler hangi dönemde yaygınlık kazanmıştır?
19. yüzyıl bu açıdan Avrupa’da uluslararası örgütlerin yaygınlık kazandığı bir büyük başlangıç dönemi olmuştur.
İlk kurulan uluslararası örgüt hangisidir?
1815 yılında Ren Nehri’nde Seyrüsefer için kurulan “Merkezi Komisyon” bu anlamda hem ilk kurulan uluslararası örgüttür hem de çağdaş uluslararası örgütlerin öncülü niteliği taşımıştır. Bu örgüt bugüne kadar da varlığını korumuştur.
Milletler Cemiyeti hangi tarihte kurulmuştur?
Bu açıdan Birinci Dünya Savaşı sonrasında savaşı bitiren 1919 Paris Barış Konferansı sonrasında 1920 yılında kurulan Milletler Cemiyeti çok önemli bir girişimdir. Bu girişimin arkasında dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson’ın liberal görüşleri ve daha sonra idealizm olarak adlandırılacak bir uluslararası politika yaklaşımı vardır.
Uluslararası örgütlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde temel belirleyici olgu nedir?
Uluslararası ilişkilerde gözlemlenen en temel olgu, değişen koşulların ve bunun yarattığı yeni ihtiyaçların devletler arası ilişkileri derinden etkilemesidir. Ortaya çıkan yeni koşullar ve bu yeni koşullara bağlı gelişen yeni ihtiyaçlar, devletleri artan şekilde işbirliğine zorlamakta ve devletler arasındaki fiziki ve görünmeyen sınırları giderek belirsiz hâle getirmektedir. Bu olgu uluslararası örgütlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde temel belirleyici olmuştur.
Uluslararası örgütler uluslararası ilişkilerde ne tür roller oynamaktadırlar?
Uluslararası örgütler, gündemi belirleyebildikleri ve koalisyon oluşturma sürecinde katalizör rolü gördükleri gibi zayıf ve küçük devletlerin siyasal inisiyatif kullanma ve bağlantı stratejisi uygulama zemini olarak da rol oynamaktadırlar.
Uluslararası ilişkilerde barışçıl dönüşümü ve devletler arası artan işbirliğini esas alan anlayış hangi yaklaşımının içinde gelişmiştir?
Barışçıl dönüşümü ve devletler arası artan işbirliğini esas alan anlayış, uluslararası ilişkilerde liberalizm yaklaşımının içinde gelişmiştir. Liberalizm bir yandan bireyin hak ve özgürlüklerini savunurken öte yandan devlet dışı, ulusötesi aktörlerin güç kazandığı ve bireyin hak ve çıkarlarını esas alan bir siyasal yapının uluslararası ölçekte yaygınlaştığı bir düzeni tasarlar.
Günümüzde dünyanın ulaştığı bütünleşme boyutuna ne ad verilmektedir?
Gelişen teknoloji, iletişim, artan kitlesel üretim ve ortaya çıkan yeni güç merkezleri, insanın eski çağlarda sahip olduğu kendi kendine yeterlilik özelliğini kırmıştır. Böylece tüm bu değişiklikler halkların artan bir şekilde birbirine bağlanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Günümüzde dünyanın ulaştığı bu bütünleşme boyutuna “karşılıklı bağımlılık” (interdependance) adı verilmektedir.
Hukuki bir kavram olan “devlet” çatısı altında birleşmiş insanlar topluluğuna ne ad verilir?
Siyasal toplum, hukuki bir kavram olan “devlet” çatısı altında birleşmiş insanlar topluluğudur. Siyasal toplum geçmişte olduğu gibi, günümüzde de uluslararası ilişkilerin temel siyasal aktörüdür.
Uluslararası ilişkilerde tabiiyet, vatandaşlık, millî kimlik esasından bağımsız olarak hareket eden çıkar gruplarının, ulusal sınırları aşarak kurduğu toplumsal ve ekonomik bağların uluslararası sistemi ve devletin yapısını değiştirmekte olduğuna ilişkin görüş hangisidir?
Ulusötesicilik (transnasyonalizm), uluslararası ilişkilerde tabiiyet, vatandaşlık, millî kimlik esasından bağımsız olarak hareket eden çıkar gruplarının, ulusal sınırları aşarak kurduğu toplumsal ve ekonomik bağların uluslararası sistemi ve devletin yapısını değiştirmekte olduğuna ilişkin bir görüşü ifade eder.
Devletlerin tek başlarına çözemeyecekleri sorunlu alanları düzenlemek için egemenlik devri yoluyla oluşturdukları hukuki kurallar ve mekanizmalara ne ad verilir?
Uluslararası rejimler, devletlerin tek başlarına çözemeyecekleri sorunlu alanları düzenlemek için egemenlik devri yoluyla oluşturdukları hukuki kurallar ve mekanizmalardır. Bugün birçok alan uluslararası rejimler yoluyla düzenlenmiş durumdadır. Bu bağlamda Young, “bir uluslararası rejimler dünyasında yaşıyoruz” saptamasını yapmaktadır.
Günümüze kadar kurulan en önemli uluslararası örgüt hangisidir?
Günümüze kadar kurulan en önemli uluslararası örgüt olan Birleşmiş Milletler (BM) İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde kurulmuştur.
Ortak değerlerin oluşturulmasına hizmet edecek biçimde toplumsal kesimler arasında iletişim ve ulaşım olanaklarının artırılmasını öngören yaklaşım hangisidir?
“Güvenlik toplumu” yaklaşımı, ortak değerlerin oluşturulmasına hizmet edecek biçimde toplumsal kesimler arasında iletişim ve ulaşım olanaklarının artırılmasını öngörmektedir.
Savaşın imkânsız hâle geldiği bir uluslararası toplum modeli olarak “güvenlik toplumu” modelini ileri süren siyaset bilimcisi kimdir?
Karl Deutsch savaşın imkânsız hâle geldiği bir uluslararası toplum modeli olarak “güvenlik toplumu” modelini ileri sürmüştür. Deutch’un güvenlik toplumu yaklaşımı geleneksel güvenlik yaklaşımının oldukça dışında yer alır. Deutch, bir bakıma liberal varsayımlar üzerinden bir güvenlik örgütü önerir.
Atlantik Topluluğunu oluşturan devletlerin Sovyetler ve Doğu Bloku karşısında bir araya gelmesiyle bölgesel bir güvenlik gereksinimi için ortaya çıkan örgüt hangisidir?
NATO, Atlantik Topluluğunu var eden ortak değerlere sahip devletlerin ve toplumların, Sovyetler ve Doğu Bloku’nun çok farklı değer seti karşısında, bir araya gelmesiyle bölgesel bir güvenlik örgütü olarak ortaya çıkmıştır.
Asya’da 1990'ların başında Kazakistan’ın girişimleriyle oluşturulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı benzeri örgütlenme hangisidir?
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı benzeri bir girişim, Asya’da Kazakistan’ın girişimleriyle, Soğuk Savaş sonrası dönemde 1990’ların başında oluşturulmaya başlanmıştır. 1993 yılında Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK – CICA) faaliyete geçmiştir. AİGK çok taraflı bir diyalog içinde ve güvenlik anlayışının işbirliği merkezli bir anlayışla bölgesel ölçekte yerleştirilmesi hedefini benimsemiştir. AİGK güven artırıcı önlemler kültürünü yerleştirmek üzere üye devletler arasında yoğun diyaloğu teşvik etmektedir.
Haas'ın “uluslarüstülük” (supranasyonalizm) kavramına göre siyasal bütünleşme nedir?
Haas tüm bu açıklamalardan sonra siyasal bütünleşmeyi, “farklı ulusal çevrelerde bulunan aktörlerin aidiyet duygularını, beklentilerini ve siyasi faaliyetlerini, önceki ulus devletten yetki talebinde bulunan ve bu yetkilere sahip olan yeni bir merkeze yöneltmeleri konusunda ikna edildikleri bir süreçtir” diye tanımlamaktadır.
En önemli uluslarüstü örgütsel girişim hangisidir?
Uluslarüstülük, devletlerin kesin ve geri dönülmez şekilde ulusal egemenliklerinin önemli bir kısmını devrederek kurdukları bir örgütle, en önemli uluslarüstü örgütsel girişim olan Avrupa Birliği deneyimiyle ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği örneği dışında genelde uluslararası örgütler devletlerin işbirliği aracı olarak görülmüştür.
Avrupa'da ilk defa uluslarüstülük prensibini kuruluş esası olarak bütünleşme girişiminin temeline yerleştiren örgüt hangisidir?
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) ile başlayan bütünleşme hareketi, ilk defa uluslarüstülük prensibini kuruluş esası olarak bütünleşme girişiminin temeline yerleştirmiştir. Ayrıca AKÇT ile başlayan süreç Avrupa’da ulusu aşan siyasi bir birliğe ulaşmayı hedef olarak kabul etmiştir.