Uluslararası İlişkilere Giriş
Uluslararası hukuk ne demektir?
Başta bağımsız devletler olmak üzere, uluslararası toplum üyelerinin birbirleri ile olan ilişkilerinde uymak zorunda oldukları hukuk kurallarının tümüdür.
Uluslararası ilişkileri anlama sürecinde dikkate alınması gereken önemli üç nokta nedir?
1.Devletleri hükümetler temsil ettiği için, bazen uluslararası ilişkiler dış politika ile karıştırılabilir.
2.Uluslararası ilişkiler, uluslararası ekonomi ve uluslararası hukuk alanlarını da içermektedir.
3. Dünyamızın karmaşıklığı, son yıllarda devletler, ekonomiler, kültürler ve hatta günlük yaşam alanları arasında karşılıklı bağımlılık
ilişkilerinin artmasına anlam veren “küreselleşme” kavramını ortaya çıkartmıştır ve uluslararası ilişkiler de küreselleşmeden etkilenmiştir.
Ulus devlet ne demektir?
İlk adımları Fransız Devrimi ile atılmış olan ulus devlet, belirlenmiş yasal sınırları olan, bu sınırlar içerisinde yaşayan tüm vatandaşların ortak dil, tarih, kültür ve değerleri paylaştığı, meşruiyetini bu sınırlar içerisinde yaşayan ulusun egemenliğinden alan devlet şeklidir.
Fransız devrimi nedir?
En kısa tanımı ile Fransız İhtilali, 1789’da Fransa’daki mutlak monarşinin ayaklanma ile devrilmesi sonucu, cumhuriyet rejiminin kurulması olarak kabul edilmektedir.
Fransız devrimi uluslararası ilişkiler kavramı için neden önem taşımaktadır?
Fransız İhtilali sonucunda milliyetçilik akımlarının ortaya çıkması ve ulus devlet kavramının çıkış noktası olması bakımından uluslararası
ilişkiler çerçevesinde en önemli olaylardan biri olarak kabul edilmektedir.
Devlet ne demektir?
Ülkesi içindeki ordusu ve polisiyle, diğer bir deyişle, silahlı güvenlik güçleriyle, ülke içi düzen ve güvenliği sağlayan, ülkesinin alansal bütünlüğünü güvence altına alan ve temelde savaşa bile gidebilen, hukuk ve yargı kurumlarıyla da düzeni ve güveni hukuk temelinde de gerçekleştiren bir kurumdur.
Ulus içi ilişkiler neden dikey olarak örgütlenmiştir?
Birbirleriyle ilişki içinde yaşayan bireyler ve gruplar, ilişkilerinde, başta yaşamsal olmak üzere, güvenli olmalarının sağlanması ve düzenin korunması için, hukuk temelinde, devlete yasa yapma, uygulama, gerekirse güç kullanma kapasitesi ve hakkını verirler. Devlet, bu temelde, toplumsal ilişkilerde düzen ve güvenliğin sağlanmasını sağlayan, bunu yaparken de güç kullanma kapasitesi ve hakkını var sayan bir aktördür. Bu nedenle de, ulusal ya da ülke içi ilişkiler; dikey olarak örgütlenmiş, hem devlet egemenliği, hem de bu egemenliğin hukuksal sınırlarını belirleyen insan ve bireysel haklar ve özgürlükler ilişkisine dayanan ve bu ilişkinin anayasa tarafından düzenlendiği ilişkilerdir.
Neden uluslararası ilişkiler yatay örgütlenme olarak kabul edilir?
Uluslararası İlişkiler, devlet gibi bir merkezi güç odağı ve hukuksal yaptırım gücüne sahip kurumsal bir örgütlenmeyi içermeye, bu anlamda da merkezi otoritesi olmayan yatay ilişkiler ağını anlamaya ve açıklamaya çalışan bilim dalıdır.
Uluslararası güvenlik nedir?
Uluslararası güvenlik, uluslararası kuruluşların ve devletlerin karşılıklı güvenlik ve koruma sebebiyle ortaya koyduğu tüm önemleri içeren, oldukça geniş bir içeriği olan ve önemli bir kavramdır. Aynı zamanda uluslararası ilişkilerin önemli bir alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Serbest pazar ekonomisi nedir?
Serbest piyasa ekonomisi olarak bilinen bu gelişme, ekonomik faaliyetlerin rekabet şartları içerisinde serbestçe yapılabildiği, devlet
müdahalesinin olmadığı, ekonomik sorunların çözümünün fiyat mekanizması ile gerçekleştiği ekonomik model olarak tanımlanmaktadır.
Uluslararası ekonomi ne anlama gelmektedir?
Bağımsız devletler, uluslararası örgüt ve kuruluşlar arasındaki ekonomik ilişkiler ile ekonomik uygulamalar bütününe denir.
Uluslararası ticaret nedir?
Uluslararası ticaret, ülkeler arasında uluslararası bölge ve sınırlar
arasında yapılan, belirli anlaşmalar ve kurallar çerçevesinde sürdürülen, ülkelerin milli gelirlerinin büyük bir kısmını oluşturan, çok uluslu ticaret olarak tanımlanmaktadır.
Dünyadaki hangi olaylar kültürel kimlik temelli çatışmaları örneklemektedir?
1990’da Sovyetler Birliği’nin çökmesi, bir taraftan Soğuk Savaş’ı bitirirken, diğer taraftan da bugün “kimlik siyaseti ve kimlik temelli çatışmalar” dediğimiz olgunun dünya ölçeğinde yaygınlaşmasını ortaya çıkarmıştır. Ruanda Soykırımı,
Yugoslavya’nın bölünmesi ve yok olması, 11 Eylül 2001 terörü, 2003’te Irak’ın işgali ve bugünlerde yaşanan Arap Baharı süreci buna örnektir.
Güç iki türlü oluşturulabilir, bunlar nelerdir?
Güç iki türlü oluşturulabilir; askeri ve ekonomik kapasite artırımı yoluyla ki
buna sert güç diyoruz, ya da diplomatik, kültürel ilişkiler ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesiyle güç yaşama geçirilebilir ki bu tür güce de yumuşak güç diyoruz.
Yumuşak gücün oluşmasında hangi faktörler rol oynar?
Yumuşak gücün oluşmasında, bir ülkenin kültürel kimliği, demokrasisinin gelişimi, ekonomik dinamizmi ve girişimcilik - yaratıcılık kültürü, diplomasi alanındaki sorunları uzlaşma yoluyla çözme kapasitesi ve popüler kültürü önemli rol oynar.
Uluslararası örgütleri açıklayınız ve örnek veriniz.
Bu örgütler, uluslararası ilişkiler literatüründe uluslararası kurallara ve üyelere sahip, çeşitli konularda uzmanlaşan ve bu konular üzerinde çalışmalarını sürdüren ve devletler tarafından desteklenen organizasyonlardır. Amaçları
bakımından güvenlik, ekonomik, ticaret, sağlık gibi farklı alanlarda çalışan bu örgütler, evrensel bazda tanınmışlardır. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü bu organizasyonlardan bazılarıdır.
Ülkemizde şiddet yoluyla etki yaratan başlıca terörist örgütler nelerdir?
DAEŞ ve El Kaide ve PKK
Sivil toplumu açıklayınız.
İnsan haklarından çevrenin korunmasına, yoksulluğa karşı mücadeleden barışın korunmasına, geniş bir yelpazede, küresel ölçekte hareket eden toplum kuruluşlarıdır.
Gerçekcilik hakkında bilgi veriniz.
1. Uluslararası ilişkiler, devletin merkezi otorite olduğu ulusal ilişkilerden farklı olarak, merkezi otoritesi olmayan bir ilişki biçimidir ve birincil düzeyde, devletlerarası ilişkiler tarzında hareket eder.
2. Devlet, uluslararası ilişkilerin ana aktörüdür ve özünde .üvenlik eksenli bir yaklaşıma sahiptir.
3. Merkezi otoritenin olmadığı bir ortamda ilişkiye giren devletler, özünde birbirlerine güvenmezler, birbirlerinin amaçları ve kararlarına şüpheyle yaklaşırlar ve bu nedenle de kendilerini ve ülkelerinin alansal bütünlüğünü korumak için güvenlik gereksinimini ön plana çıkarırlar.
4. Güvenlik bu bağlamda devletin temel çıkarı ve amacıdır. Devletler bu amaç için özellikle askeri güçlerini arttırma yoluna giderler. Güç, uluslararası ilişkileri, güç ilişkileri yapan bir kavramdır ve özünde diğer devletleri etkilemek ya da caydırmak için askeri güç kapasitesi olarak algılanmalıdır.
5. Güvenlik edinimi olarak tanımlanan devlet çıkarı, uluslararası ilişkilerin ana hareket tarzını tanımlar; uluslararası ilişkiler esas olarak çıkar temelli ilişkilerdir.
6. Uluslararası örgütler, uluslararası şirketler ve sivil toplum kuruluşları devlet çıkarından sonra gelir ve ikincil öneme sahiptirler.
Hem uluslararası ilişkiler ile ulusal ilişkiler arasındaki, hem uluslararası politika ile uluslararası ekonomi ve uluslararası hukuk arasındaki, hem de güvenlik ile ekonomi arasındaki bağlantılar üzerine odaklanmakta ve yoğunlaşmaktadır. Bunu yaparken de, devletler kadar, evrensel ve bölgesel uluslararası
örgütlere de önem vermektedir. İdealizme göre, bu kurumlar da devlet gibi uluslararası ilişkilerin önemli aktörleridir. İşte bu nedenle bu yaklaşıma “kurumsal yaklaşım” adını da verebiliriz.
Bu bahsedilen yaklaşım hangi yaklaşımdır?
İdealizm
Küresel çalkantı nedir?
Bir diğer söylemle küresel kriz, etkileri ve etki alanı bakımından oldukça geniş olan, içerisinde siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel vb. sebepler barındıran ve birbirleri ile sebep-sonuç ilişkisi olan problemler bütününe verilen addır.
Coğrafi kayma, “güç” ve “iktidar” çerçevesinde, mekânsal ve kapasite/kullanım olarak ne ifade etmektedir?
a. Batı’dan (Amerika ve Avrupa) Doğu’ya (Asya) kaymasını;
b. Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, Türkiye, Meksika, Malezya, Güney Afrika vb. “orta güçte ülkelerin” bölgesel ve küresel ölçekte giderek etkilerini arttırmalarını, “yükselen güçler” ve “gelişen pazarlar” niteliklerini kazanmalarını ve “bölgesel güç/kilit ülke” konumuna gelmelerini;
c. Uluslararası ilişkiler alanında, 17.yy’dan Soğuk Savaşın bitimine kadar egemen olan “Batı ve Gerisi” ve “Batı-Doğu Karşıtlığı” söylemlerinde ciddi bir kırılmayı, yer değiştirmeyi, diğer bir deyişle “Gerisi”nin ve “Doğu”nun güç ve iktidar kazanmasını ifade eden bir kavramdır.