KOPENHAG OKULU VE GÜVENLİKLEŞTİRME TEORİSİ
Kopenhag Okulu uluslararası ilişkiler literatürüne hangi başlıca kavramları kazandırmıştır?
Kopenhag Okulunun uluslararası ilişkiler literatürüne kazandırdığı kavramların başında Güvenlik Sektörleri, Bölgesel Güvenlik Kompleksi, Güvenlikleştirme ve Ters Güvenlikleştirme gelmektedir.
Buzan ve meslektaşlarının 1998 yılında yayımlamış oldukları Güvenlik: Yeni Bir Analitik Çerçeve (Security: A New Framework for Analysis) kitabının uluslararası ilişkiler ve uluslararası güvenlik literatürüne katkısı ne olmuştur?
Buzan ve meslektaşları 1998 yılında yayımlamış oldukları Güvenlik: Yeni Bir Analitik Çerçeve (Security: A New Framework for Analysis) kitabı ile uluslararası ilişkiler ve uluslararası güvenlik literatürüne güvenlik sektörleri kavramını kazandırmışlardır.
Toplumsal güvenlik kavramı neyi ifade etmektedir?
Toplumsal güvenlik bir topluluğun, kimliğine yönelik algılanan bir tehdide karşı savunulması olarak tanımlanmaktadır.
Kopenhag Okulu güvenlik konusunda geleneksel güvenlik yaklaşımına kıyasla ne tür bir yaklaşıma sahip olmuştur?
Uluslararası ilişkilere hakim olan geleneksel güvenlik yaklaşımında sadece devlete ve devletin egemenlik alanına yönelik askerî tehditler ele alınmaktaydı. Kopenhag Okulunun yaklaşımı askerî güvenlik alanı dışında ekonomik, toplumsal, insani ve çevresel güvenlik alanlarını güvenlik sektörleri olarak tanımlayıp, askerî güvenlik sektöründen ayrı olarak ele almıştır.
Bölgesel Güvenlik Kompleksi ne tür bir yaklaşımdır?
Bölgesel Güvenlik Kompleksi, uluslararası güvenlik alanını bölgelere ayırarak ele almayı öne süren bir yaklaşımdır. Kopenhag Okulu, Bölgesel Güvenlik Kompleksini güvenlik öncelikleri ve güvenlik dinamikleri örtüşen, dolayısıyla güvenlik alanında birbirine bağlı devletlerin oluşturduğu güvenlik yapıları olarak tanımlar.
Barry Buzan ve Ole Weaver tarafından 2003 yılında ortaya atılan Bölgesel Güvenlik Kompleksi nelerin analiz edilebilmesini mümkün kılmıştır?
Bölgesel Güvenlik Kompleksi, Barry Buzan ve Ole Weaver tarafından 2003 yılında ortaya atılmış ve Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan bölgesel güvenlik sorunlarının ve bölgesel güvenlik rejimlerinin analiz edilebilmesini mümkün kılmıştır.
Kopenhag Okulunun ortaya koyduğu Güvenliğin Referans Nesneleri kavramı neyi ifade etmektedir?
Kopenhag Okulunun uluslararası güvenlik literatürüne yaptığı önemli katkılardan biri de devlet dışındaki nesnelerin de güvenlik tehditlerinin referans nesnesi olarak ele alınması olmuştur. Bu bağlamda özellikle insan güvenliği ve çevre güvenliği, uluslararası güvenlik gündeminin olduğu kadar uluslararası güvenlik kuramının da önemli bir konusu hâline gelmiştir.
Başarılı bir güvenlikleştirme sürecini oluşturan basamaklar nelerdir?
Başarılı bir güvenlikleştirme süreci üç basamaktan oluşur: (1) Hayati bir tehdit unsurunun belirlenmesi, (2) bu tehdidin ortadan kaldırılmasının acil bir durum olarak kabul edilmesi, (3) bu tehdidin ortadan kaldırılabilmesi için olağanüstü tedbirlerin alınması gerektiğinin kabulü.
Söz edimi teorisinin temelini hangi eser oluşturmuştur?
Austin’in 1962 yılında yazdığı “How to Do Things with Words” (Kelimelerle Bir Şeyler Nasıl Yapılır) adlı kitabı söz edimi teorisinin temelini oluşturur.
Kenneth Waltz’ın güvenlik anlayışı nedir?
Uluslararası İlişkiler’de neo realizmin babası olarak tanınan Kenneth Waltz, devletlerin uluslararası sistemde izledikleri politikaların ve davranışlarının hayatta kalma dürtüsüyle şekillendiğini tartışır.
Güvenlikleştirme hangi konuda anahtar role sahiptir?
Güvenlikleştirme, herhangi bir sorunun güvenlik sorunu boyutuna taşınmasında anahtar role sahiptir.
Kopenhag Okulu güvenlikleştirme analizinin yapılabilmesi için hangi bileşenlerin olması gerektiğini tartışır?
Güvenlikleştirme analizini yapabilmek için Kopenhag Okulu üç bileşen olması gerektiğini tartışır. Güvenlikleştirmenin söylemsel bir süreç olduğu hatırlanırsa güvenlikleştirme olabilmesi için söz edimi olması gerekir. Diğer iki koşul ise bu söz edimini gerçekleştiren, güvenlikleştiren aktör ve güvenlikleştiren aktörün söz edimini onaylayan -ya da başarısız bir süreçte onaylamayan- bir kamuoyudur.
Güvenlikleştirme analizini mümkün kılan faktörler nelerdir?
Güvenlikleştirme analizini mümkün kılan faktörler şu şekildedir:
1. Söz edimini ortaya çıkaran ihtiyaç
2. Güvenlikleştirmeyi gerçekleştiren aktör ile kamuoyu arasındaki otorite ilişkisi
3. Tehditin güvenlikleştirmeyi mümkün kılan özellikleri
Ters güvenlikleştirme neyi ifade etmektedir?
Ters güvenlikleştirme, daha önce güvenlikleştirilerek güvenlik konusu hâline getirilmiş bir tehditin, güvenlik konusu olmaktan çıkarılması sürecidir (güvenliksizleştirme).
Kopenhag Okulunun ters güvenlikleştirme için önerdiği yollar nelerdir?
Kopenhag Okulu, ters güvenlikleştirme için 3 yol önermektedir: (1) Öncelikle konuları güvenlik söylemine hiç dahil etmemek, (2) eğer konu güvenlikleştirilmiş ise konuyu bir güvenlik paradoksu hâline getirmemek, (3) sorunun normal/gündelik siyaset konusu hâline geri getirilmesi için söylemi değiştirerek, konuyu güvenlik söylemi olmaktan çıkarmak.
Karl Deutsch tarafından ortaya atılan kavram 'güvenlik topluluğu' kavramı neyi ifade etmektedir?
Uluslararası sistemde sorunların savaş veya şiddet yoluyla değil işbirliği ve barış içinde çözümlendiği bölgelerdeki güvenlik yapılarına ‘güvenlik topluluğu’ denir. Karl Deutsch tarafından 1957’de ortaya atılan kavram, yakın zamanda Emmanuel Adler ve Michael Barnett tarafından geliştirilerek yeniden tartışmaya açılmıştır.
Ters güvenlikleştirme analizinin bileşenleri nelerdir?
Söylem, ters güvenlikleştirmeyi yapan aktör ve kamuoyu ters güvenlikleştirme analizinin bileşenleridir.
Ters güvenlikleştirmeyi mümkün kılan koşullar nelerdir?
Ters güvenlikleştirmeyi mümkün kılan koşullar şu şekilde sıralanabilir:
1. Güvenlik Söylemindeki Değişim
2.Ters Güvenlikleştirmeyi Yapan Aktör ile Kamuoyu Arasındaki Otorite İlişkisi
3. Ters Güvenlikleştirmeyi Gerekli Kılan Koşullar
Güvenlikleştirme teorisi ile ilgili dile getirilen kaygılardan biri güvenlik alanının genişletilmesi ile güvenlik sarmalının başka konularda da çözümü zorlaştırır hâle geleceği ve şiddet içeren yöntemlerin başka sorunların çözümünde de kullanılmaya başlayabileceğidir. Buna karşılık olarak Kopenhag Okulunun verdiği cevap nedir?
Güvenlikleştirme teorisi ile ilgili dile getirilen kaygılardan biri de güvenlik alanının genişletilmesi ile güvenlik sarmalının başka konularda da çözümü zorlaştırır hâle geleceği ve şiddet içeren yöntemlerin başka sorunların çözümünde de kullanılmaya başlayabileceğidir. Buna karşılık olarak Kopenhag Okulu güvenliğin anlamının ne kadar genişletilebileceğine veya sadece askerî konularla sınırlandırılıp sınırlandırılmayacağına karar verecek olan analistler değildir diyerek cevap verir.
Söz edimi teorisi neyi ifade eder?
Söz edimi basitçe “bir şey söylemek, bir şey yapmaktır” şeklinde ifade edilebilir. Söz edimi teorisinin temellerini atan John Austin’e göre, konuşma sadece kelimelerle aktarılmaz, bunun yanında jest, ses tonu, dilin biçemi, söylem düzeyi, aktarım hızı ve daha birçok etmen konuşmanın aktarılmasında önemli rol oynar. Söz edimi teorisine göre özel yetkilere sahip bazı insanlar, kelimelerle savaş ilan etmek gibi istisnai şeyler yapabilirler. Dilbilimciler bütün bunları söz edimi diye adlandırmış ve bunların nasıl işlediğini açıklamak için de söz edimi teorisi adı verilen bir teori geliştirmiştir. Sadece kelimeleri söylemek, söz konusu edimin başarıyla tamamlanacağı anlamına gelmez. Örneğin sıradan vatandaşlar savaş ilan edemez, sadece devlet başkanlarının savaş ilan etme yetkisi vardır. Bu da söz ediminin başarılı olabilmesi için güvenlik söylemini gerçekleştiren kişinin belli bir seviyede otoritesi olması gerektiğini işaret eder.