DOLAYSIZ YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI
Günümüzde dolaysız sermaye yatırımlarını kimler yapar?
Çok uluslu şirket adı verilen dev firmalar tarafından yapılır.
Yabancı ülkelerde bir üretim tesisi nasıl elde edilir?
Yabancı ülkelerde üretim tesisi edinmenin de iki yolu olabilir. Birincisi, sıfırdan başlayarak tamamen yeni bir fabrika veya sermaye tesisi kurmaktır (“greenfield investment”: yeşil alan yatırımları). İkincisi ise yabancı ülkede halen mevcut bir tesisi devralmak biçiminde olur ve şirket birleşmeleri (merger) veya şirket satın alımları (acquisition) biçiminde gerçekleşir.
"Şirket birleşmeleri" ve "şirket satın alımı" kavramları nedir?
Şirket birleşmeleri, şirket evliliği olarak da adlandırılır; burada iki şirket (birisi yabancı) eşit koşullarda birleşerek tek şirket hâline gelmektedir. Şirket satın alımı durumunda ise bir şirketin yabancı ülkedeki başka bir şirkete ait hisse senetlerinin tamamını veya çoğunluğunu satın alarak onu kendisine katması söz konusudur.
Şirket birleşmeleri ve şirket satın alımının yatırımı alan ekonomi açısından ne gibi etkileri vardır?
Çok uluslu işletmelerin yabancı bir ülkede tamamen yeni üretim tesisi kurmaları, yatırımın yapıldığı ülkenin (ev sahibi ülke) sermaye stokunu artırıcı etki doğurur. Oysa o ülkedeki mevcut bir şirketle birleşme veya onun satın alınması (merger and acquisition: M&A investments) sermaye stokunda bir artışa neden olmaz. Bu tür yabancı sermaye yatırımları için ancak yeni teknoloji ve yönetim bilgileri getirme, çok uluslu işletmenin dış pazarlama kanallarından yararlanma gibi etkiler söz konusu olabilir.
Portfolyo yatırımı nedir?
Portfolyo yatırımları tasarruf sahiplerinin hisse senedi ve tahvil satın alımı biçiminde yaptıkları yatırımlardır
Hisse senedi ve tahviller yatırımcısına ne gibi haklar sağlar?
Hisse senetleri, temsil ettikleri paylar ölçüsünde, onu çıkartan işletmelerin mülkiyetine ortaklık hakkı sağlar; dolayısıyla yatırımcı, şirket kârından bir pay alır. Tahviller ise bir tür ödünç fon elde etme araçlarıdır, ortaklık hakkı vermezler; tahvil sahibi ödünç verdiği fonlar karşılığı bir faiz geliri elde eder.
Dolaysız yatırımlar ve portfolyo yatırımlarında yatırımcının şirket yönetimi üzerindeki hakları nelerdir?
Dolaysız yatırımların ana özelliği yurt dışında yeni yapılan veya satın alınan mevcut bir üretim tesisinin yönetiminin yabancı şirketin elinde veya denetiminde olmasıdır. Portfolyo yatırımlarında ise hisse senedi sahibinin işletme yönetimi üzerinde ancak dolaylı bir denetim hakkı vardır. Bu hak, elinde hisse senedi bulunan yatırımcının şirket genel kurulunda vereceği oylarla kullanılır. Fakat özellikle işletmenin hisse senetlerinin çok sayıda yatırımcı arasında dağıtılmış olduğu bir durumda, bireysel olarak yatırımcının yönetim üzerinde uygulayabileceği denetim çok önemsizdir. Dolaysız yatırımlarda ise yabancı yatırımcı, şirket hisselerinin en az yüzde 10 gibi bir payına sahip olup yönetimde etkin bir rol oynamaktadır.
Yatırımı alan ekonomiye yarar sağlamak açısından dolaysız yatırımlar ve portfolyo yatırımları nasıl etkiler yaratır?
Portföy yatırımları bir şirketin hisse senetlerinin yabancılar tarafından satın alınmasından ibarettir. Bu tür yatırımlarda yerli ülkeye yalnızca bir döviz girişi söz konusu olur. Dolaysız yabancı sermaye ise çoğunlukla sermaye ile birlikte başka faktörleri de içerir. Başka bir deyişle dolaysız yabancı sermaye yatırımları maddi ve maddi olmayan kaynaklardan oluşan bir paket durumundadır. Bu paketin içinde döviz, makine ve donatım, teknoloji, iş becerisi ve yönetim bilgileri ile birlikte pazarlama kanalları da yer alabilir.
Portfolyo yatırımları ve dolaysız yatırımların ekonomiye giriş çıkış hızı nasıldır?
Portfolyo yatırımları dolaysız yatırımlara göre çok daha hareketli, değişken ve geçici niteliktedir. Bu tür yatırımları yapanların hedefi kısa dönemde olabildiğince yüksek getiri elde etmektir. O bakımdan yatırım ortamını etkileyen ekonomik ve siyasal koşulların olumlu yönde değişmesi, ülkeye akan yabancı portfolyo yatırımlarında büyük artışlar doğurabileceği gibi beklentilerin olumsuza dönüşmesi de ülkeden ani olarak büyük ölçüde portfolyo sermayesi çıkışına neden olabilir. Dolaysız yabancı sermaye yatırımlarında ise yatırımcı, uzun vadeli hedeflere göre hareket eder. Bu tür yatırımların ülkeyi terk etmesi çok daha güçtür çünkü üretim tesisinin satılıp nakte dönüştürülmesi ve yatırımın ülke dışına çıkartılması kolayca sağlanamaz. Ayrıca portfolyo yatırımı ülkeyi terk ettikten bir süre sonra, koşullar düzelince tekrar geri dönebilir. Dolaysız yatırımlar için bu çoğu kez söz konusu değildir
Dolaysız ve portfolyo yatırımlarını gerçekleştirenler kimlerdir?
Yatırımları yapanların kimlikleri birbirinden farklıdır. Dolaysız yatırımlar ağırlıklı olarak çok uluslu şirketler tarafından yapılır. Portfolyo yatırımlarını yapanlar ise finansal kurumlar, kurumsal yatırımcılar veya doğrudan doğruya bireysel yatırımcılardır.
Mali krizlerle portfolyo fonları arasında nasıl bir ilişki vardır?
Günümüzde yaşanan deneyimler gösteriyor ki mali krizlerle portfolyo fonlarının çıkışı arasında yakın bir ilişki vardır. Bu da yukarıda belirtildiği üzere, portfolyo yatırımlarının hareketliliğinden ileri gelmektedir. Ülkede oluşan koşullar yatırımcının beklentilerini karşılamaktan uzaklaşınca, öteki kısa vadeli yatırım fonları (sıcak para) ile birlikte portfolyo fonları da vakit kaybetmeden ülkeyi terk etmeye başlamaktadır. Bu çıkışların ani ve büyük kütleler hâlinde yapılması ise ev sahibi ülkenin dış rezervleri üzerindeki baskıyı büsbütün artırarak, ekonomik istikrarsızlığın kolayca bir mali krize dönüşmesine bile neden olabilmektedir.
İç piyasada faaliyet gösteren ve dış piyasalara açılmayı tasarlayan bir firmanın deneyebileceği dışa açılma yöntemleri nelerdir?
- İhracat yoluyla dış piyasaya girme
- Doğrudan dış yatırım
- Lisans anlaşmaları
Dolaysız yabancı sermaye yatırımlarının nedeni olarak ileri sürülen belli başlı etkenler nelerdir?
Ham madde kaynakları
Üretim faaliyetlerinde dikey veya yatay bütünleşme
Aktarılamayan bilgilerin varlığı
Şirket unvanının korunması
Şirketin marka veya unvanından yararlanmak istemesi
Şirket sırlarının korunması
Ürünün yaşam dönemlerinde son aşamaya ulaşılmış olması
Oligopolcü piyasa yapısı
İthalâtçı ülkenin koyduğu tarife ve kotalardan kaçınma
Ulusal piyasadaki yasal düzenlemelerden ve kısıtlamalardan kurtulma
Firmanın müşterilerini izlemesi
Yatırımları uluslararası çeşitlendirme
Ucuz yabancı faktör kullanımı
Yabancı sermaye hareketleri konusundaki bir teoriden en az hangi sorulara cevap vermesi beklenir?
- Ana ülkede kurulu şirketler neden başka bir ülkeye yatırım yaparlar?
- Yabancı bir ülkeye dolaysız yatırım yapan şirketler nasıl oluyor da o piyasa hakkında daha fazla bilgi sahibi olan yerli şirketlerle rekabet edebilmektedirler?
- Şirketler ihracat veya lisanslandırma yerine yabancı ülkeye neden yatırımı tercih ederler?
Tekel Üstünlüğü Teorisi'ne göre çok uluslu şirketin yerel şirketler karşısındaki üstünlüğünün nedeni nedir?
Bu teoriye göre, çok uluslu şirketin yerel şirketler karşısındaki üstünlüğünün nedeni, ona tekel gücü sağlayan etkenlerdir. Tekel üstünlüğü yaratan bu etkenler yabancı şirkete özgüdür, piyasadaki öteki işletmeler bunlardan yararlanamazlar. Dolayısıyla tekel üstünlüğü teoremi, yabancı sermaye yatırımlarını bu firmaların faaliyet gösterdikleri yabancı piyasalarda rekabetçi koşulların bulunmaması ile açıklar. Buradan anlaşılacağı gibi yukarıda gözden geçirilen dikey bütünleşme, yatay bütünleşme, aktarılmayan bilgiler, şirket unvanından yararlanma, ürünün yaşam dönemleri modeli vs. gibi etkenler tekel üstünlüğü yaratan etkenler arasında düşünülebilir.
Oligopolcü tepki teoremi'nin temel çıkarımı nedir?
Oligopolcü tepki teoremine göre, birkaç büyük firmanın egemen olduğu bir piyasada (oligopol piyasası) firmaların birisinin kâr, fiyat, satış, yatırım vs. gibi kritik konularda aldıkları bir karara, diğerleri de benzer bir kararla tepkide bulunurlar. Buna göre, benzer malı ihraç eden iki firmadan birinin yabancı piyasada doğrudan yatırım yaparak orada bir üretim üssü oluşturması, onun dış piyasayı ele geçirerek öbür firmanın ihracatının azalmasına yol açabilir. Çünkü bu firma, yabancı piyasada daha düşük maliyetle üretim yaparak, müşterilere yakın olduğu için onlara satış sonrası hizmetleri sağlayarak yeni bilgi, beceri elde ederek ve değişik mal ve hizmetler üreterek bir rekabet üstünlüğü sağlayabilir.
İçselleştirme Teorisi'ne göre şirketler lisanslandırma yerine neden yabancı ülkeye yatırımı tercih ederler?
Bir firmanın sahip olduğu özel bilgilerden tam olarak yararlanabilmesinin, o yeni bilgilerin başkalarının eline geçerek üretimde kullanılmasını önlemenin en etkin yolu, onu içselleştirmek, yani lisans anlaşmaları yerine bu bilgileri şirketin kendi üretiminde kullanmasıdır.
OLI Modeli'ne göre şirket bir piyasaya neden başka yollarla değil de doğrudan yatırım biçiminde girmek ister?
Model, içerdiği kavramların İngilizcedeki baş harflerinin bir araya getirilmesinden oluşur. Buna göre O (ownership) sahiplik üstünlüklerini, yani işletmenin yalnız kendisinde bulunan üretim ayrıcalıklarını, L yerle ilgili üstünlükleri (location), yani yatımın yapılacağı piyasa konumuyla ilgili üstünlükleri, I de içselleştirme (internalization) üstünlüklerini, diğer bir deyişle, şirketin bir piyasaya neden başka yollarla değil de doğrudan yatırım biçiminde gireceğini açıklamaktadır.
Özel bir dolaysız yabancı sermaye yatırımı yöntemi olarak "Montaj Sanayii" nedir?
Montaj (kurgu, takma sanayii) özel bir dolaysız yabancı sermaye yatırımı yöntemidir. Şöyle ki dışarıdaki ana firmadan sağlanan temel nitelikteki ara malları, ev sahibi ülkede yapılan bazı basit parçalarla birleştirilerek üretimin son aşaması ana merkezin dışında gerçekleştirilir.
Özel bir dolaysız yabancı sermaye yatırımı yöntemi olarak "Yap-İşlet-Devret Modeli" nedir?
Yap-işlet-devret (build-operate-transfer) modeli, bir ülkede temel alt yapı yatırımlarının yapılmasında, özel kesime açılmayı ve yabancı sermaye katkısını sağlamayı amaçlayan, dünyada ve Türkiye’de oldukça yeni sayılan bir modeldir. Bu yöntemle daha çok büyük elektrik santralleri, barajlar, hava alanları, metrolar ve bazı kara yollarının yapımı gerçekleştirilir. Devletin bu gibi projeleri bütçe kaynaklarından karşılaması, büyük bir mali yük doğurur. Yap-işlet-devret modeli hükümetlere bu alanlardaki faaliyetlerde bir tür destek gibi düşünülmüştür.