aofsorular.com
HUK222U

DEVLETİN SORUMLULUĞU

6. Ünite 20 Soru
S

Uluslararası Hukuk Komisyonu ile ilgili bilgi veriniz?

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1947 yılında, uluslararası hukukun geliştirilmesi için kurulmuştur. Komisyonun çalışmalarının büyük bölümünü uluslararası hukukun çeşitli konuları için taslakların hazırlanması oluşturur. Uluslararası hukukun yazılı olmayan kurallarını kodlaştırır, yani yazılı hâle getirir.

S

Uluslararası sorumluluk, en geniş hâliyle ne anlama gelir?

Uluslararası sorumluluk, en geniş hâliyle, uluslararası hukuk kişilerinin eylemlerinden veya eylemlerinin sonuçlarından uluslararası hukuk nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri anlamına gelir.

S

Uluslararası hukuk açısından çeşitli sorumluluk hâlleri nelerdir?

Uluslararası hukuk açısından çeşitli sorumluluk hâllerinden bahsetmek olanaklıdır. Uluslararası hukuk kişileri söz konusu olduğunda, devletin, uluslararası örgütlerin, devlet dışı varlıkların ve gerçek kişilerin uluslararası sorumluluğu gündeme gelir. Bunun yanında uluslararası hukuka aykırı eylemler nedeniyle sorumluluk ile uluslararası hukukun yasaklamadığı eylemler nedeniyle sorumluluk arasında da ayırım yapmak gerekir. Nihayet hukuki sorumluluk ile ceza sorumluluğu da farklı sorumluluk türleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ceza sorumluluğu, aynı zamanda bireysel sorumluluktur ve uluslararası topluluğu ilgilendiren bazı önemli eylemler, devlet kurumları vasıtasıyla gerçekleştirilmiş bile olsa devletlerin değil bu eylemleri gerçekleştirilmesi emrini veren kişilerin yargılanmasını ve cezalandırılmasını öngörür.

S

Devletin sorumluluğunun ortaya çıkması için gerekli koşullar nelerdir?

Devletin sorumluluğunu doğuran olay, devlete yüklenebilen, uluslararası hukuka aykırı bir eylemin varlığıdır. Dolayısıyla, en genel şekliyle devletin sorumluluğunun ortaya çıkması için iki koşulun bulunduğunu söylemek mümkündür:
1) Bir devletin uluslararası hukuk uyarınca sahip olduğu bir yükümlülüğü ihlal eden bir eylemin varlığı
2) Bu eylemin o devlete yüklenebilmesi.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylem ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırılık, devletlerin hem yapma hem de yapmama/kaçınma şeklindeki eylemlerinde söz konusu olmaktadır. Uluslararası hukuka aykırılığı doğuran eylem, yapma ve kaçınma (yapmama) şeklindeki eylemlerin birleşiminden de doğabilir. Devletin sorumluluğu, devletin uluslararası yükümlülüğü ihlal eden eylemi sonucunda doğar. Nihai Taslak’ta (md. 12) belirtildiği şekliyle, yükümlülüğün “kaynağı veya niteliği”, uluslararası sorumluluğun doğması açısından herhangi bir önem taşımaz. Uluslararası yükümlülük, andlaşmalara, örf ve adet hukukuna, uluslararası hukuk düzenince uygulanabilirliği kabul edilmiş bir ilkeye veya bir andlaşma hükmünün sonucu olarak tarafların kararlarına uymayı vaat ettikleri uluslararası bir örgütün yahut mahkemenin kararına dayanabilir. Ayrıca, devletler tek taraflı işlemleriyle de kendileri için uluslararası bir yükümlülük yaratabilirler. Pek tabii olarak bu saydıklarımıza, uluslararası hukukun emredici normları da dâhildir.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemlerden doğrudan devlete ait eylemler ile ilgili bilgi veriniz?

Yasama organının yaptığı eylemlerin devletin sorumluluğunu doğurması, yukarıda belirttiğimiz kapsama uygun olarak yapma veya yapmama türlerinde ortaya çıkabilmektedir. Bir başka deyişle, yasama organının çıkardığı yasalar veya çıkarmaktan kaçındığı yasalar, bir uluslararası yükümlülüğün ihlali sonucunu doğuruyorsa, devletin sorumluluğunu doğurmaktadır. Yürütme, devletin idari faaliyetlerini devam ettiren tüm birimleri kuşatan bir
kavram olmakla, çok geniş bir faaliyet sahasına sahiptir ve devletin sorumluluğunun doğması konusunda yasama ve yargıya oranla çok daha büyük bir ağırlığı bulunmaktadır. Bu çerçevede, kolluk kuvvetlerinin, silahlı kuvvetlerin, istihbarat görevlilerinin, konsolosluk görevlilerinin ve diğer idari memurların eylemlerinin devletin sorumluluğunu doğurduğuna ilişkin uluslararası hakem kararları bulunmaktadır. Yargı organlarının eylemleri, daha doğru bir deyişle yargı kararları, devletin sorumluluğunun doğmasında, diğer devlet organları gibi sonuç doğurmaktadır.
Yargı kararının uluslararası yükümlülüğü ihlal etmesi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Uluslararası uygulamalarda somut örneklerine çoğunlukla yabancıların haklarının korunması konusunda rastlanmaktadır. Bu tür kararlarda ya millî hukukun yabancıların haklarını ihlal eden hükümleri yargı kararıyla somutlaştırılmakta ya da yabancıların haklarının ihlal edilmesine özgü olarak uluslararası hukukta kullanılan adaletten kaçınma durumu söz konusu olmaktadır.

S

Uluslararası yükümlülüğü ihlal eden eylemin federe devlet organları tarafından meydana getirilmiş olması durumunda, sorumluluk ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası yükümlülüğü ihlal eden eylemin federe devlet organları tarafından meydana getirilmiş olması durumunda, sorumluluğun federal devlete ait olduğu genel kabul görmüş bir ilkedir. Federal devlet yapılanmalarında, genel olarak uluslararası ilişkilere girme, andlaşma akdetme ve federe devletleri uluslararası alanda temsil yetkisi federal devlettedir. İstisnai bazı durumlarda federe devletler de kendi adlarına uluslararası ilişkilere girme yetkisini, federal devlet anayasasından almış olabilmekte yahut bir uluslararası anlaşmada federe devletlerin taraf olmasına ilişkin özel bir hüküm bulunabilmektedir. Bu tip durumlarda, federe devletin akdetmiş olduğu andlaşma ile yüklendiği yükümlülükleri ihlal eden eylemi, federal devlete atfedilemeyecektir. Devlet yapılanması bir federasyon şeklinde ortaya çıkmasa bile, devlet içerisinde belli bölgelere çeşitli adlar altında özerk bir yönetim tanınmış olabilmektedir. Bu tip özerk yönetimlerin eylemleri de bağlı oldukları devlete ait sayılır.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemlerden dolaylı olarak devlete ait eylemler ile ilgili bilgi veriniz?

Kamusal faaliyetler, bazı durumlarda, doğrudan devlet eliyle yürütülmeyebilir. Son dönemlerde bazı devletlerde ortaya çıkan yeni bir olgu olarak bazı kamusal faaliyetlerin, sahibi devlet bile olsa özel hukuk kişisi niteliğindeki veya doğrudan özel sektörün sahip olduğu kurumlar tarafından yerine getirildiği gözlemlenmektedir. Mesela, özünde kamusal bir faaliyet olan hapishanelerin güvenliği, özel şirketlere devredilebilmektedir. İdari yapılanma içerisinde doğrudan yer almayan ya da kısmen yer alan bu tip kurumların varlığı durumunda da uluslararası bir yükümlülüğün ihlali söz konusu olduğunda devletin sorumluluğunun doğduğuna dair uluslararası yargı ve hakem kararı bulunmamaktadır.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemlerden başka bir devletin eylemi nedeniyle sorumluluk ile ilgili bilgi veriniz?

uluslararası hukuk, çeşitli koşulların varlığı durumunda bir devletin, başka bir devletin hukuka aykırı eylemleriyle ilişkili olarak sorumlu tutulabileceğini kabul eder. Bu durumlar, (1) bir devletin, uluslararası hukuka aykırı bir eylemde bulunmasında bir başka devlete yardım etmesi, (2) eylemi gerçekleştiren devletin bir başka devlet tarafından yönlendirilmesi (3) böyle bir eylemde bulunmaya zorlanmasıdır. 

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devlete yardım eden devletin sorumluluğuna dair bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devlete yardım eden devletin de sorumlu olduğuna dair herhangi bir uluslararası yargı veya hakem kararı yoktur. Bununla birlikte, uluslararası ilişkilerde bazı devletlerin çeşitli olaylarda uluslararası hukuka aykırı bir eylem nedeniyle bu eylemin gerçekleştirilmesine yardım ettiğini iddia ettikleri devlet veya devletler hakkında da suçlayıcı açıklamalarda bulundukları, iddia ettikleri yardımları protesto ettikleri görülmektedir. Bu durumun en açık örneklerinden birisi, kuvvet kullanma yasağını ihlal eden devlet eylemlerine başka bir devletçe yardımda bulunulmasıdır. Bu konuda da en çok rastlanan durum, silah yardımıdır. Mesela 1984 yılında İran, İngiltere’nin Irak’a kimyasal silâh yardımında bulunduğunu iddia etmiş, İngiliz Hükümeti ise bu iddiayı kabul etmemiştir. Silah yardımının dışında bir devletin başka bir devlete kuvvet kullanma yasağının ihlali konusunda çeşitli şekillerde yardımcı olması da mümkündür. Sözgelimi, bir devlet üçüncü bir devletle savaşmakta olan bir
devlete topraklarını kullanma izni verebilir. Doğal olarak söz konusu yardım ve yardımcı olma eylemleri, kuvvet kullanma yasağının ihlali dışında da gerçekleşebilecek niteliktedir. Mesela, BM tarafından uygulanan ambargonun delinmesine yardımcı olmak ya da insan hakları ihlallerinde kullanılan araçları temin etmek, yardım eden devlet olarak sorumluluk doğuracaktır.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devleti yöneten veya yönlendiren devlete dair bilgi veriniz?

Özellikle sömürgecilik döneminde ortaya çıkan devletlerarası ilişkiler, bazı devletlerin uluslararası ilişkilerini kendileri
adına yürüten diğer devletlerin himayesi, vekâleti veya vesayeti altında bulunmaları durumunu doğurmuştur. Bu devletlerin uluslararası hukuka aykırı eylemleri nedeniyle sorumlulukları da uluslararası ilişkileri kendileri adına yürüten devlete yükletilmiştir. Zira bu tip devletlerle ilgili sorunlarda dikkate alınan asıl konu, uluslararası ilişkilerin yürütülmesinden ziyade, bu devletlerin eylemlerini himaye, vekâlet veya vesayeti altında bulundukları devletin yönetim ve yönlendirmesiyle gerçekleştirmiş olmalarıdır. Günümüzde bu tip devletlere herhangi bir örnek göstermek mümkün değilse de himaye, vekâlet veya vesayet altında devletlerin uluslararası hukuka aykırı eylemleri nedeniyle sorumluluğunun dayandığı düşünce çerçevesinde, bir başka devletin yönetimi altında bulunan ve eylemleri başka bir devletçe yönlendirilen devletlerin sorumluluğundan bahsedilmektedir.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devleti zorlayan devlete dair bilgi veriniz?

Bir başka devletin eylemiyle ilişkili olarak sorumluluğun ortaya çıktığı durumlardan sonuncusu, bir devleti uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunmaya zorlayan devletin sorumluluğudur. Nihaî Taslak md. 18’de düzenlendiği şekliyle zorlama eylemi, zorlanan devletin başka bir eylemde bulunma olasılığını tamamen ortadan kaldırmalı ve zorlama bizzat uluslararası hukuka aykırı eylemin gerçekleştirilmesine yönelik olmalıdır.
Bazı durumlarda zorlama eyleminin bizzat kendisi de uluslararası bir yükümlülüğün ihlali olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, kuvvet kullanma yasağı kapsamına giren kuvvet kullanma tehdidi veya bir devletin iç işlerine karışma durumunda, zorlamanın kendisi de uluslararası hukuka aykırıdır. Bununla birlikte, hukuka aykırı olmayan zorlama biçimleri de ortaya çıkabilir. Örneğin, ağır bir ekonomik baskı, bir devlet için uluslararası bir yükümlülüğe aykırı eylemde bulunmaktan başka bir seçenek bırakmayabilir.

S

Uluslararası hukuka aykırı davranan devletin yükümlülükleri ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı bir eylemin gerçekleşmesiyle eylemin sahibi devlet ile bu eylemin etkilediği devlet arasında ortaya çıkan yeni ilişki, eylemin sahibi olan devlete birtakım yükümlülükler yükler. Uluslararası hukuka aykırı bir şekilde eylemde bulunan devletin öncelikli yükümlülüğü, eylemi durdurmak ve tekrarlamamaktır. Bu, ortaya yeni çıkan sorumluluk ilişkisinden önce var olan bir yükümlülüğün mantıksal sonucu olarak ortaya çıkar. Devletin ikinci ve en önemli yükümlülüğü ise, onarma yükümlülüğüdür. Onarma, uluslararası hukuka aykırı eylemin sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçlar ve mümkünse eski hâle getirmeyi, değilse tazmini ve eylemden etkilenen tarafı manevi olarak tatmin etmeyi kapsar.

S

Uluslararası hukuka aykırı davranan devletin eylemi durdurma ve tekrarlamama yükümü ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı bir eylemin gerçekleşmesi, eylemin ihlal ettiği uluslararası yükümlülüğü etkilemez. Devletin, hukuka aykırı eylemle ihlal ettiği yükümlülük varlığını ve bu devlet açısından bağlayıcılığını korumaya devam eder. Hem devam eden yükümlülüğün gereği hem de uluslararası hukuka aykırı eylem nedeniyle devletler arasında bozulan ilişkinin onarılmasının bir aracı olarak süreklilik arz ettiği takdirde söz konusu eylemin durdurulması, uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devletin yükümlülükleri arasındadır. Eylemin durdurulması, hem yapma hem de kaçınma şeklindeki eylemleri kapsar. Uluslararası hukuk, pacta sund servanda yani ahde vefa ilkesine dayanır. Bu ilke çerçevesinde devletlerin yapmayı taahhüt ettikleri eylemleri gerçekleştirmeleri beklenir. Hatta uluslararası düzenin sağlıklı bir şekilde devam etmesinin en büyük güvencesinin, devletlerin birbirlerine karşı böyle bir beklenti içinde olmaları olduğu söylenebilir. Uluslararası hukuka aykırı eylemin varlığı, uluslararası yükümlülüğün geçerliliğine etkide bulunmamasının doğal sonucu olarak böyle bir eylemin tekrarlanmaması da uluslararası hukuk açısından bir yükümlülüktür.

S

Uluslararası hukuka aykırı davranan devletin onarım yükümü ile ilgili bilgi veriniz?

Devletin sorumluluğunda onarım yükümü içerisinde ortadan kaldırılması veya tazmin edilmesi gereken zarar kavramı, maddi ya da manevi her türlü zararı kapsar. Maddi zarar bir devletin kendisine yahut vatandaşlarına ait mallara veya diğer maddi olarak değer biçilebilir çıkarlarına verilen zarara karşılık gelir. Manevi zarar ise kişilerin eylem nedeniyle çektikleri acı ve ızdırabı kapsar.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devlet, onarım yükümlülüğünü ne şekilde yerine getirebilir? 

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devlet, onarım yükümlülüğünü çeşitli biçimlerde yerine getirebilir. Uluslararası hukukta görülen onarım çeşitleri, eski hâle getirme, tazminat ödeme ve manevi olarak tatmin etmedir. Bu yükümlülük, zarara uğrayan devlet açısından aynı zamanda bir talep hakkının varlığı anlamına gelir. Yani zarara uğrayan veya bir devletin sorumluluğunu iddia etme hakkına sahip olan devlet, söz konusu onarım çeşitlerinden bir veya bir kaçını talep etme hakkına sahip olacaktır. Uluslararası hukuk, bu onarım çeşitlerinin seçimi konusunda herhangi bir sıralama yapmadığı gibi, devletlerin çeşitli saiklerle farklı seçimlerde bulundukları görülmektedir. Her ne kadar bazı kararlarda eski hâle getirmeye bir öncelik tanınmaktaysa da, uyuşmazlık konusu olayın niteliklerine göre böyle bir onarım mümkün olmayabilir yahut talep eden devlet açısından eski hâle getirmenin sağlayacağı faydalar önemsiz kalabilir. Bu durumlarda zararın tazmini tercih edilen bir yol olmaktadır.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devletin onarım yükümlülüklerinden biri olan eski hale getirme ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devletin yükümlü bulunduğu onarım çeşitlerinden ilki ‘eski hâle getirme yükümü’dür. Eski hâle getirme, uluslararası hukuka aykırı eylem gerçekleştirilmeden önceki durumun mümkün olduğunca aynı şekilde yeniden kurulmasını ifade eder. Ancak bazı durumlarda, eski hâle getirmenin imkânsızlığı dışında, bu yöntem, zarar gören taraf açısından önemini yitirmiş olabilir. Bu durumlarda zararın tazmin edilmesi veya eylemin niteliğine göre sadece manevi tatmin yoluna gidilmesi mümkün olabilecektir. Eski hâle getirme, uyuşmazlık konusu olayın niteliğine göre farklı şekillerde söz konusu olur. Eski hâle getirme, genel itibariyle, maddi açıdan eski
hâle getirme ve hukuki açıdan eski hâle getirme olmak üzere iki türe ayrılabilir. İşgal edilmiş bir toprağın asıl sahibi olan devlete bırakılması, el konulmuş gemi veya uçak gibi vasıtalar söz konusu olduğunda bunların sahiplerine iade edilmesi maddi açıdan eski hâle getirmeye örnek olarak verilebilir.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devletin onarım yükümlülüklerinden biri olan tazminat ödeme ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devlet, bu eylemin sonuçları eski hâle getirme ile ortadan kaldırılamadığı durumda, meydana gelen zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bu yüküm, uluslararası hukuka aykırı eylemin tüm sonuçlarını ortadan kaldırma ilkesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Tazminat ödeme yükümünde bahsedilen zarar, daha önce de belirttiğimiz gibi, maddi veya manevi zararları kapsamaktadır. Zararın tazmini, belli miktardaki paranın ödenmesi anlamına gelir ki bu da zararın ancak kendisine parasal değer atfedilebilen kısmının tazmin edilebileceği sonucunu doğurur. Dolayısıyla, salt bir hak ihlali anlamındaki zararlar tazmin edilmeyecek, manevi tatmin yoluna gidilecektir. Tazminat, bir cezalandırma aracı değildir. Dolayısıyla tazminatın miktarı verilen zarar dikkate alınarak hesaplanacaktır.

S

Uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devletin onarım yükümlülüklerinden biri olan manevi tatmin ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı eylemden kaynaklanan zarar, eski hâle getirme ya da tazmin yollarıyla karşılanamadığı durumlarda, eylemi gerçekleştiren devletin zarar gören devleti manevi yoldan tatmin etme yükümlülüğü vardır. Hatta manevi tatmin, uluslararası ilişkinin normale dönmesine yardımcı olması açısından, diğer onarım çeşitlerinin yanında sıklıkla görülebilmektedir.
Manevi tatmin, parasal değer atfedilebilen maddi veya manevi zararın dışında,
parasal değer atfedilemeyen durumlarda söz konusu olmaktadır. Bu çerçevede
sembolik miktarlarda para ödemesi yapılabilse dahi, bunun adı tazminat değil,
manevi tatmin olacaktır

S

Uluslararası hukukun emredici kurallarına aykırı eylemlerin hukuki sonuçları ile ilgili bilgi veriniz?

Uluslararası hukuka aykırı eylemin bundan önceki bölümlerde ele alınan hukuki sonuçlarından farklı olarak jus cogens kuralların ihlali, sahip oldukları önem itibariyle diğer devletler açısından bazı yükümlülükler doğurur. Bunun anlamı,
jus cogens niteliğindeki bir kuralı ihlal eden devletin, diğer hukuki sonuçlar açısından yükümlülüklerinin bulunmadığı değildir. Jus cogens bir kuralı ihlal eden
devlet, eylemi durdurma, tekrarlamama ve onarma yükümlerine sahiptir. Aynı
şekilde, esasında, jus cogens kuralların ihlalinin sonuçları olarak ele alacağımız
durumlar da özünde, diğer yükümlülüklerin ihlali için de söz konusudur. Ancak bu kuralların hükme bağladığı eylemlerin ağır sonuçlara sahip olması, hatta
literatürde ve kodifikasyon çalışmaları sırasında ‘uluslararası suç’ olarak isimlendirilmesi yönünde ciddi bir taraftar bulunması, diğer devletler açısından bazı yükümlülüklerin gündeme gelmesine neden olmuştur. Nihai Taslak’ta, hazırlık aşamasında yer alan ‘uluslararası suçlar’ için öngörülen durumlar yerine kabul edilen md. 40’a bağlı olarak emredici normların ihlalinin sonuçlarını düzenleyen md. 41 (1, 2) şu şekildedir:
1. Devletler, madde 40 anlamında ciddi bir ihlali meşru araçlarla sona erdirmek için işbirliği yapmalıdırlar.
2. Hiçbir Devlet, madde 40 anlamındaki ciddi bir ihlal tarafından yaratılmış
durumu meşru olarak kabul etmemeli, bu durumun devam etmesine yardımcı olmamalıdır.
Bu düzenlemedeki işbirliği kavramının somut karşılığını belirlemek güç olsa
da yansıtılan düşünce, jus cogens kuralların ihlali söz konusu olduğunda, ihlalden doğrudan etkilenmeyen devletlerin de ihlalle ilgili bazı sorumluluklarının
olduğudur.