ULUSLARARASI DENİZ HUKUKU
Uluslararası hukukta deniz alanları nelerdir?
Uluslararası hukuk açısından deniz, her biri farklı hukuki rejime tabi olan kısımlara ayrılır: Devletin egemenliğine tabi deniz kesimi, açık deniz kesimi. Devletin egemenliğine tabi deniz kesimi için iki ayrı hukuki rejim vardır: İç
sular, karasuları. Açık denizin kıyıya yakın olan kesimlerinde de kıyı devleti lehine bazı özel rejimler öngörülmüştür. Bu rejimler bitişik bölge, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölgedir.
İç sular ve karasularında devletin yetkilerini açıklayınız?
İç sularda devlet, kara ülkesinde kullandığı bütün yetkileri aynen kullanır. Karasularında ise devletin yetkileri bazı bakımlardan sınırlanmıştır. Rejimler farklı bir şekilde tespit edildiğine göre bu rejimlerin sınırlarının ve genişliklerinin tespiti gerekir. Bu bağlamda iç sular rejimi, karasularının iç sınırının başladığı yerde biter. Yani, karasularının iç sınırı ile kara ülkesi arasında kalan deniz kesimi iç sulardır.
Tarihi körfez nedir?
Bir körfez andlaşmada öngörülen körfez tanımına uymasa da, devlet, söz konusu körfez suları üzerinde çekişmesiz uygulamaya dayalı bir hak kazanmış ise, tarihi körfezdir.
Adalar hakkında bilgi veriniz?
Cezir yükseklikleri, yalnız sular çekilince su üstüne çıkarlar; doğal olmaları nedeniyle de suni oluşumlardan ayrılırlar. 1982 BMDHS 121. maddesi, kıta ülkesi ve ada ülkesi arasında bir ayırım yapmamış, her iki durumda da aynı ilkelerin
uygulanmasını öngörmüştür
Takımadalar hakkında bilgi veriniz?
Takımadalar, iki veya daha fazla adadan meydana gelen ve coğrafi bakımdan bir bütün olan doğal yapıdır. Bu yapılar coğrafî açıdan çeşitlilik gösterir. Ada devleti, bütün ülkesi adalardan meydana gelen devlettir. Ada devletine örnek olarak Fiji, Filipinleri verebiliriz. Bir de esas kıta ülkesi yanında ada ülkesine de sahip olan ada da olabilir (Yugoslavya, Norveç kıyıları).
İç suların hukuki rejimi ile ilgili bilgi veriniz?
Kıyı devletinin bu sularda yetkisi tamdır. İç sularına yabancı gemilerin girişini ve bu sulardan geçişini yasaklayabilir.
Devlet uygulaması incelendiğinde gözlenen gemi türleri arasında farklı bir düzenlemenin olduğudur. Savaş gemileri bakımından genellikle sayı sınırlamaları getirilebilmekte ve ön bildirimde bulunma koşulu aranabilmektedir. Ayrıca devletlerin, yabancı savaş gemilerinin limanlara girmesini yasaklama hakkı olduğu kabul edilir.
Karasularının dış sınırı hakkında bilgi veriniz?
1958 tarihli Sözleşme’nin 6. maddesi ve 1982 BMDHS’nin 4. maddesinde konuyla ilgili hükümler vardır. Karasularının dış sınırı, her noktası esas hattın en yakın noktasına karasularının genişliğine eşit uzaklıkta bulunan hattır.
İki şekilde uygulanmaktadır. Daire kavisleri usulü, karasularının genişliğine eşit çapta çizilen daire kavisleri olduğu gibi bırakılır. Daire kavislerine teğetler çizilir ve dış sınırın bu düz hatlar olduğu kabul edilir.
1958 Sözleşmesi’nin 12. maddesi uyarınca kıyıları karşı karşıya olan komşu kıyıdaş devletler arasındaki sınırlandırma meselesi deniz alanları iki devletin karasularının genişliğinden fazlaysa problem yoktur. Ama eğer sınırlandırması söz konusu olan deniz alanları her iki devletin karasuları genişliğinden daha dar ise sınırlandırılacak olan her noktası karasularının esas hattına en yakın noktaya eşit uzaklıkta bulunan hat yani orta hat esas alınarak çizilir (Eşit uzaklık ilkesi). Bu ilkenin, taraflar arasında aksine bir andlaşma veya çekişmesiz uygulama yoksa ya
da özel durumlar farklı bir çözümün kabulünü gerektirmiyorsa karasularının dış sınırının saptanmasında uygulanması gereken bir usul olduğu belirtilmiştir.
Karasularının hukuki rejimi hakkında bilgi veriniz?
Kıyı devletinin deniz ülkesi, devletin egemenliği altındadır. Dolayısıyla uygulanan uluslararası hukuk, karasularının üstünde bulunan hava sahası, altında bulunan deniz yatağı ve toprak altını o devletin egemenliğine tabi kılar.
Bu su alanları hem karasularının egemenliği altındadır hem de bu egemenlik, uluslararası deniz ulaşımını serbest olması lehine sınırlamalara tâbi tutulmuştur.
Hem kıyı devletinin güvenliği hem yabancı devletlerin buradaki deniz ulaştırmasından faydalanması serbestisi dikkate alınacaktır.
Kıyı devletinin karasularındaki egemenliğinin iki açıdan kısıtlaması söz konusudur:
1. Yabancı devlete ait gemilerin karasularında zararsız geçiş hakkını haiz olması.
2. Karasularında yargı yetkisine getirilen birtakım kısıtlamalar.
Zararsız geçiş hakkı ile ilgili bilgi veriniz?
İki unsura ayırarak incelenebilir. Geçiş ve geçişin zararsız olması. Karasularından
geçiş, üç amaçla olabilir:
1. Açık denizden bir devletin iç sularına veya limanlarına ulaşmak için karasularından geçilebilir.
2. İç sulardan veya limanlardan açık denize ulaşmak için karasularından geçilebilir.
3. İç sulara girmeksizin karasularında seyredilebilir.
Geçiş, sürekli ve çabuk yapılmalıdır. Karasularında durma veya demirleme, ulaştırmanın olağan bir gereğiyse veya mücbir bir sebep dolayısıyla durulmuşsa zaruret halinde bulunan bir gemiye, uçağa veya kişilere yardım amacıyla durulmuşsa, bunlar geçiş halinin bozulduğu manasına gelmemektedir.
Kıyı devletinin karasularındaki yetki ve yükümlülükleri ile ilgili bilgi veriniz?
Kıyı devleti, yabancı devletlerin gemilerinin zararsız geçiş hakkını kısıtlamamalı ve reddetmemeli, ulaşımla ilgili tehlikeleri duyurmalı, geçiş için herhangi bir ücret almamalı ve gemiler arasında hukuken ve fiilen bir ayırım yapmamalıdır.
Kıyı devleti, zararsız olmayan geçişi önlemek için gerekli önlemleri alma yetkisi ve karasularında geçerli olan hukuki düzenini uygulamak yetkisini haizdir.
Karasularında geçerli olan hukuki düzenin uygulanmaması, her durumda geçişi zararlı hale getirmemektedir. Dolayısıyla kendi hukukunda öngördüğü bütün tedbirleri alabilir. Geçen gemiler de devletin bu düzenlemelerine uygun davranmalıdır.
Kıyı devletinin karasularında kullanabileceği yetkilerden bir tanesi de zararsız geçişin ertelenmesi yetkisidir. Bu erteleme yetkisi, birtakım şartlara tabi olarak kullanılabilir. Zararsız geçiş, güvenliğinin korunması için elzem ise ertelenebilir.
Karasularının belirlenmiş kesimlerinde, geçici olarak yabancı gemiler arasında bir ayırım yapılmaksızın erteleme yapılabilir. Erteleme kararı uygun bir biçimde ilan edildikten sonra uygulanabilir.
Bu koşullara bağlanarak kabul edilmiş olan erteleme yetkisi, bazı özellikleri olan boğazlarda kullanılmaz. Bu tür boğazlardan zararsız geçiş hakkı ertelenemez ama karasularından zararsız geçiş hakkı ertelenebilir.
Uluslararası boğazlar hakkında bilgi veriniz?
Kıyı devletinin ulusal egemenliğindeki suyolu genişliği, karasuları genişliğinin iki katı ise ve tarihsel haklar yoksa bu suyolunun orta yerinde açık deniz alanı uluslararası hukuka tabi olacaktır. Dolayısıyla böyle bir boğaz ulusal bir boğaz olmaz.
Divan’ın Korfu Boğazı Davası’nda belirttiği gibi coğrafi durum, boğazın hukuki düzenlemesini yapmak açısından belirleyici bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır. Boğazın uluslararası deniz ulaşımı açısından önemli bir ulaşım noktası olması veya deniz trafiğinin yoğun olması uluslararası boğaz olması için kâfi değildir.
Coğrafî konum önemlidir. Uluslararası ulaşım bakımından iki deniz kesimini doğal olarak birbirine bağlayan boğazlar olduğu gibi insan yapımı kanallar da olabilir. Bunların hukuki statüsü çoğu kez bir andlaşma ile düzenlenir
Transit geçiş rejimi ile ilgili bilgi veriniz?
Geçişe ilişkin bir rejimdir ve uluslararası boğazlara ilişkin kurallar bir andlaşmayla belirlenmişse bunu değiştirmemektedir. Bu kavram, hem denizden hem de boğazlar üzerindeki hava sahasından geçiş hakkını kapsamına alır. Zararsız geçiş ise sadece denizden geçişi kapsamaktadır. Transit geçiş, kesintisiz ve hızlı bir geçiş manasına gelmektedir. Kuvvet kullanma veya kuvvet kullanma tehdidinde bulunmak yasaktır. Gemiler, kıyı devletinin ulaşım güvenliğine, kirlenmeyle ilgili genel kabul görmüş uluslararası kurallara uygun düzenlemelerine riayet etmelidir. Transit geçiş, sırasında denizde araştırma yapılamaz. Kıyı devletince bu geçiş ertelenemez, engellenemez. Bir devletin karasularıyla, açık deniz ve münhasır ekonomik bölge arasında bulunan uluslararası boğazlar zararsız geçiş rejimine tabi olurlar. Ancak bu tür boğazlarda, geçiş, karasularından farklı olarak askıya alınamaz. Transit geçişin özelliği, zararsız geçişe nazaran daha fazla serbestlik getiren bir rejim olmasıdır.
Bitişik bölge nedir?
1958 Cenevre Sözleşmesi’nde ortaya çıkmıştır. Karasularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren 24 mile kadar olan alan bitişik bölgedir. Bitişik bölgede 12 millik alan içinde, doğrudan doğruya daha fazla haklar bahşeden karasuları hakları uygulanır.
Bu bölgede, belirli amaçlar için kıyı devleti lehine egemen haklar tanınır. Bu, egemenlik yetkisi değildir. Bitişik bölge 1958 Sözleşmesi’nde, karasularının ölçülmeye başlandığı esas hattan itibaren 12 mildir. Ama karasularının genişliği, 1982
BMDHS ile azami 12 mil olunca bu da değişmiş ve 1982 BMDHS’nde 24 millik bir
deniz alanı bitişik bölge olarak nitelendirilmiştir. Bitişik bölge kıyı devletinin gümrük, maliye, sağlık ve muhaceret konusundaki çıkarlarının korunması maksadıyla ihdas edile
Kıta sahanlığı hakkında bilgi veriniz?
Kısaca kıyı devletinin kara ülkesinin deniz altında süren doğal uzantısıdır. Kıta Sahanlığı ilk defa 1945 yılında Truman’ın bildirisiyle ortaya çıkmış ve çok kısa bir zamanda benimsenmiştir. Hatta bir örf ve âdet kuralı olduğu kabul edilmiştir. Kıyı devleti buradaki hakları, ilana gerek olmaksızın fiilen ve başlangıçtan itibaren kullanır.
1958 Cenevre Sözleşmesi, sabit sınır kıstası, işletilebilirlik kıstasını getirmiştir. 1982 BMDHS’de ise şu ilkeler kabul edilmiştir: Denize kıyısı olan her devlet, kıta sahanlığına sahiptir. Kıta eşiğinin doğal uzantısının dış kenarına kadardır. 200 mile ulaşmıyorsa 200 mile tamamlanır. Kıta uzantısı 200 milden fazla bir genişlikte ise kıta sahanlığı üzerindeki haklar sınırsız değildir; 350 mile veya 2500 metre derinlikten öteye 100 deniz milini aşmaması koşulu vardır
Kıyı devletinin kıta sahanlığında yetkileri nelerdir?
Kıyı devletinin, kara ülkesinin deniz altındaki doğal bir uzantısı olan kıta sahanlığındaki yetkilerinin varlık nedeni, kara ülkesindeki egemenlik hakkıdır. Bu yetkileri kazanması için herhangi bir başka işlem yapmasına gerek yoktur yani talep etmesi, kullanması, işgal etmesi gerekmemektedir.
Her ne amaçla olursa olsun, kıta sahanlığında kuyu açmak kıyı devletinin izne bağlıdır. Kıta sahanlığının araştırılması ve işletilmesi için tesis ve cihazlar kurulması, çalıştırılması, bunların bakımının yapılması için ayrıca yetkilerden söz açılır ve kıyı devleti bu amaçla birtakım tesisler ve cihazlar kurmuşsa bunların etrafında 500 metreyi aşmayan genişlikte güvenlik bölgeleri oluşturabilir ve bu bölgeler ada sayılmaz. Bu bölgelerin korunması için gerekli tedbirler alınabilir. Alınan tedbirlere, buradan geçiş hakkından yararlanan bütün gemiler riayet etmek durumundadır. Kıyı devleti, denizin canlı kaynaklarının korunması için uygun olan bütün
önlemleri almak zorundadır.
Münhasır ekonomik bölge kavramı kabul edildiği için 200 mil genişlikteki bir alan içerisinde kıta sahanlığına ek olarak eğer o devlet tarafından münhasır ekonomik bölge kabul edilmişse ekonomik bölge hakları da kullanılabilmektedir.
Kıta sahanlığındaki yetkinin, konu olarak belirtilmesi söz konusudur. Sözleşme oluşturulurken, askerî üs ve tesislerin kurulması konusunda bir yasak olsun diye öneriler sunulmuştur ancak reddedilmiştir.
Münhasır ekonomik bölge nedir?
III. Deniz Hukuku Konferansı’yla uluslararası hukukun gündemine girmiştir. Kıyı devleti karasularının ölçülmeye başlandığı hattan itibaren 200 deniz mili içindeki deniz alanlarında, deniz yatağında, toprak altında ayrıca üzerindeki sularda canlı ve canlı olmayan doğal kaynaklar üzerinde bazı ekonomik haklar kullanır.
Normal olarak münhasır ekonomik bölge varsa kıta sahanlığı haklarını doğal olarak içerir. Ama münhasır ekonomik bölge ilan edilmeden kıta sahanlığı varsa, üzerindeki sular açık deniz olma özelliğini devam ettirir. Kıta sahanlığı otomatik olarak münhasır ekonomik bölge haklarını içermez. Balıkçılık bölgesi ve açık denizde, balıkçılık konusunda devletlerin öncelikli hakları, “Münhasır Ekonomik Bölge” adı altında ve daha geniş bir çerçeve içinde dikkate alınmıştır.
Münhasır ekonomik bölgede kıyı devletinin hakları nelerdir?
Kıyı devletleri münhasır ekonomik bölgede canlı ve canlı olmayan doğal kaynakların araştırılması, işletilmesi, korunması, idaresi; sudan, rüzgârdan enerji üretilmesi gibi ekonomik araştırma ve işletme faaliyetleri konusunda egemen haklar kullanır.
Yapay adaların ekonomik amaçlar için kurulan tesis ve yapıların ve yine kıyı devletinin haklarının kullanılmasına müdahale edecek nitelikteki tesis ve yapıların yapılmasına izin vermek, bunları düzenlemek, işletmek, kullanmak hakkını kıyı devleti münhasıran sahiptir. Bu adaların etrafında 500 metreyi geçmemek
koşuluyla güvenlik bölgeleri oluşturulabilir ama bunları da tanınmış su yolları üzerinde kurmamak lâzımdır.
Kıyı devleti, münhasır ekonomik bölgede yapılacak avlanma kotasını tespit etmek hakkına haizdir.
Açık denizlerin serbestisi ilkesi ve açık denizlerde münhasıran bayrak devletinin yetkili
olması ilkesinin bazı istisnaları nelerdir?
Açık denizlerde tek bir devletin bayrağı altında seyir yapılabilir ve gemiler kimin bayrağını çekmişlerse onun inhisari (tekelci) yetkisi altındadırlar. Açık denizlerin serbestisi ilkesi ve açık denizlerde münhasıran bayrak devletinin yetkili
olması ilkesinin bazı istisnaları vardır:
1. Deniz haydutluğunun önlenmesi ve cezalandırılmasıyla ilgili yetkiler
2. Açık denizde gemiyi durdurma ve ziyaret yetkisi
3. Kesintisiz takip (izleme) yetkisi,
4. III. Deniz Hukuku Konferansı’yla izinsiz radyo yayınlarının yani korsan
yayınların önlenmesi için önlem alma yetkisi
Deniz haydutluğu nedir?
Deniz haydutluğu, özel bir gemi veya uçak mürettebatı veya yolcularının, şahsi çıkar sağlamak için açık denizdeki diğer bir gemi veya uçağa veya içindeki kişi veya mallara herhangi bir devletin yetkisi dışında bir yerde bulunan gemi veya uçak, mallara karşı şiddet, tehdit, yağmalama fiillerini işlemesi, bilerek bu harekete iştirak etmesi veya filleri teşvik ve isteyerek kolaylaştırmasıdır
Kesintisiz takip yetkisi hakkında bilgi veriniz?
İzleme yetkisinin kullanılabilmesi için kıyı devletinin kanun ve düzenlemelerinin ihlâl edilmiş olduğu inancını uyandıran yeterli nedenler bulunmalıdır. Takip edilecek geminin, takip başladığı sırada takip eden devletin iç sularında, karasularında veya bitişik bölgesinde bulunması gerekir. 1982 BMDHS madde 111’de kıta
sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge ve buralardaki güvenlik bölgelerinde bu bölgelerin ihdasına yol açan nedenlerin ihlal edildiğine dair inanmak için yeterli nedenler varsa takibin bu bölgelerde de başlayabileceği belirtilmektedir. Takibin, savaş gemisi, askerî uçak veya bu amaçla görevlendirilen diğer gemi
ve uçaklarla yapılması lazımdır.