Uyuşmazlıkların Barışçıl Çözüm Yolları
1899- 1907 Lahey Konferanslarının uluslararası sorunların barışçıl özüm yolların bağlamında ne gibi bir rolü olmuştur?
Devletlerin uluslararası ilişkilerinde kuvvet kullanmaları, Birinci Dünya Savaşı’na kadar yasaklanmış değildir. 1899- 1907 Lahey Konferansları’nda savaş yetkisinin sınırlandırılması sorunu doğrudan doğruya ele alınmamıştır. 1899- 1907 Lahey Konferansları, o tarihte zaman zaman bütün devletlerin katılması, sorunların soyut olarak ele alınması, savaş hukuku bakımından temel olan örf ve adet kurallarının kodlaştırılması, devletlerin üzerinde sürekli organların bulunması fikrinin ilk defa ortaya atılması gibi devletler hukuku bakımından önemli birtakım özelliklerin görüldüğü toplantılardır.
Lahey konferanslarında hangi alanlarda düzenlemeler akdedilmiştir?
Lahey Konferansları’nda savaş hukuku düzenlenmiş, bugün dahi yürürlükte olan kara, deniz, tarafsızlık, savaşın başlaması, esir ve yaralılara yapılacak muameleye dair andlaşmalar yapılmıştır.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Milletler Cemiyeti düzeninde sınırlanan savaş yetkileri hangi düzenleme ile terk edilmiştir?
Milletler Cemiyeti Misakı ile sınırlanan devletlerin savaş yetkileri, 1928 Briand Kellog Paktı ile terk edilmiştir
Barışçıl çözüm yolları günümüzde nasıl bir yerde durmaktadır?
Barışçıl çözüm yolları günümüzde önem taşımaktadır. Zira, kuvvet kullanma, uluslararası hukuk itibariyle yasaklandığı için günümüzde uyuşmazlıkların çözümlenmesi konusunda başvurulacak tek yol barışçıl çözüm yolları olmaktadır. Zaten Birleşmiş Milletler Şartı’ nın 2/3. maddesinde de üye devletlere barışın bozulmasını doğuracak uluslararası mahiyetteki uyuşmazlıkların çözülmesini adalet ve uluslararası hukukun prensiplerine uygun olarak barış yollarıyla gerçekleştirme yükümü yüklemiştir.
Uluslararası uyuşmazlık kavramını tanımlayınız?
Uluslararası Daimi Adalet Divanı Mavrommatis Davası’nda uluslararası uyuşmazlığı, hukukî bir noktada veya olay üzerinde anlaşmazlık, iki şahıs arasında hukukî tez veya çıkar çatışması olarak nitelendirir.
Uluslararası uyuşmazlıklarda bireylerin taraf statüsüne ilişkin olarak ne gibi gelişmeler görülmektedir?
Yakın zamanlara kadar uluslararası uyuşmazlıklar, sadece devletler arasında meydana gelen uyuşmazlıklar iken, yeni gelişmeler, bireylere tanınan yetki, uluslararası kurumlardaki önemli gelişmeler neticesinde doğrudan doğruya bireyi ve kurumları ilgilendiren uluslararası uyuşmazlıkların çözümlenmesi sorununu da gündeme getirmiştir.
Hukuki uyuşmazlık kavramını açıklayınız?
Genel olarak bakıldığı zaman hukuki uyuşmazlıktan anlaşılması gereken, tarafların karşılıklı hakları konusunda anlaşmazlığa düştükleri uyuşmazlıklardır. Hak, hukukun koruduğu çıkardır. Her çıkar, hukuk karşısında değer ifade etmez. Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktası, eğer hukukun taraflar arasındaki çıkar uyuşmazlığını nasıl çözümlediği üzerine ise burada hukukî uyuşmazlık söz konusudur. Hukukî uyuşmazlık, daha çok bu kuralların yani pozitif hukuk kurallarının uygulanmasına ve yorumlanmasına ilişkin olan bir uyuşmazlıktır. Bu çeşit uyuşmazlıkların halli, yürürlükteki hukukun tarafların çıkarlarını nasıl hâllettiğinin tespit ve tayininin açıklanmasına bağlı olduğu için hukukî uyuşmazlıkların hâlinde en uygun usuller tahkim ve adli yargı yollarıdır.
Siyasi uyuşmazlık kavramını açıklayınız?
Hukuk, bazı alanlarda kural koymamaktadır. Hukukun suskun olduğu konularda çıkan uyuşmazlıklar ile bir hukuk normunun değiştirilmesi talebiyle ortaya çıkan uyuşmazlıklar ise siyasî uyuşmazlıklar olarak nitelendirilmektedir. Hukukun düzenlemediği alanlarda devletler, birbirlerinin çıkarlarını uzlaştıracak şekilde değil, çıkarlarına aykırı olarak hareket ederlerse taraflar arasında hukukun bu uyuşmazlığı nasıl çözümleyeceği konusunda bir anlaşmazlık yoktur. Zira, uygulanacak bir hukuk kuralı mevcut değildir. Burada söz konusu olan, çıkar uyuşmazlığını, bu durumun uluslararası hukuka uygunluğunun kontrolü için değil, tarafları uzlaştıracak belli bir şekilde hâlletmektir.
Siyasi uyuşmazlıklar, hukukun düzenlediği alanlarda da çıkabilir. Taraflardan biri, çıkarının hukukun düzenlediğinden başka bir şekilde düzenlenmesini istiyorsa bu da siyasi uyuşmazlık olur. Burada taraflardan biri, hukukun değiştirilmesini talep etmektedir. En önemli ve en tehlikeli siyasi uyuşmazlıklar, bunlardır.
Barışçıl uyuşmazlık çözüm yolları bağlamında anlaşma usullerinin ortak özellikleri nelerdir?
Anlaşma usullerinin ortak özellikleri, sonuçlarının ihtiyari olması, yani tarafların isteğine bağlı olmasıdır. Bu usuller çerçevesinde uyuşmazlığın çözülmesi yoluna gidilirse kısaca uyuşmazlığı taraflar çözecektir. Öngörülen bu usuller taraflar arasındaki anlaşmayı kolaylaştırmak için konulmuştur. Ama taraflar bir antlaşma yaparak bu usullerden birine başvurulmasını zorunlu hâle getirebilirler.
Anlaşma usullerini sayınız?
Anlaşma usulleri, en eski, en klâsik uyuşmazlık çözüm türlerindendir. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
• diplomasi görüşmeleri,
• dostane teşebbüs (iyi mesai),
• arabuluculuk,
• tahkikat komisyonları (araştırma veya soruşturma komisyonları),
• uzlaştırma komisyonları.
İyi mesai ve dostane teşebbüs usulünü açıklayınız?
İyi mesai veya dostane teşebbüs denilen usul, uyuşmazlığa düşen ve bu uyuşmazlığı çözmek için karşılıklı görüşmeye başlamış ama birtakım sebepler dolayısıyla bu görüşmeleri kesilmiş olan devletlerin aralarındaki sorunu çözmek üzere tekrar görüşmeleri başlatmak ve devam ettirmeleri için teşvik etmek manasına gelmektedir. Bu bir devlet ya da devletler topluluğu veya bir teşkilât tarafından yapılabilir. Böyle bir girişimde bulunan uyuşmazlık taraflarıyla aynı masaya oturmaz, taraflar arasında müsait bir ortam yaratmak suretiyle bunların görüşmeleri imkânını hazırlar ve ilgili tarafları karşı karşıya getirir, kendisi çekilir. Üçüncü devlet bu yolu teklif edebilir veya uyuşmazlığın tarafları böyle bir teşebbüste bulunmasını isteyebilirler.
Araştırma komisyonları usulü neye tekabül etmektedir, açıklayınız?
Araştırma komisyonları, uluslararası uyuşmazlıkta fiilî olan noktaların, vakıaların gerekliliğini araştırmakla görevli bir ihtisas komisyonudur. Çünkü bu noktalar önem taşıyabilmektedir. Bazen sorunun çözümlenmesi bakımından bazı konularda bunların yetkileri ve görevleri genişletilebilir. Sadece vakıaların gerekliliği veya fiilî noktaların gerekliliğini araştırmakla kalmaz, daha da genişletebilir, ara buluculuk yapma yetkisi de olabilir.
Araştırma komisyonun rolü, olayın maddî unsurlarıyla ilgili tarafsız ve objektif bir araştırma yapmaktan, sonuçları ve niteliğiyle ilgili bir çözüm şekli belirlemekten, elde ettiği bulguları bir raporda tespit ederek bu şekilde en azından tarafların vakıayı veya sorun olan hususları görmek suretiyle bir çözüm tarzı üretmelerine yardımcı olmaktan ibarettir.
Siyasi teşkiller nezdinde çözüm usulüni tanımlayınız?
Siyasi usuller, özellikle uyuşmazlığın siyasi teşkiller önündeki çözümüdür. Milletler Cemiyeti, Bölgesel Anlaşmalar ve Birleşmiş Milletler’de öngörülen çözüm usulü, bu usullerdendir. Bu teşkilatlar, uyuşmazlıkların yalnız tarafları değil, uluslararası toplumu da ilgilendirdiği esasından hareket etmektedir. Günümüzde özellikle Genel Kurul, Güvenlik Konseyi ve bölge teşkilatları uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözümlenmesinden esinlenerek birtakım çözümler gerçekleştirmektedir. Burada ağırlıklı olarak Birleşmiş Milletler önündeki çözüm yollarına değinilecektir. Birleşmiş Milletler de uluslararası uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümlenmesinde yeni bir dönem teşkil etmiştir.
Taraflar klâsik barışçıl çözümlere başvurduklarında, Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler uyuşmazlığa müdahale etmemiş ve etmemektedir. Yani, uzaması uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden uyuşmazlık olduğunda, bu uyuşmazlıkta taraflar kendilerine bırakılan barışçıl çözüm yollarına müracaat etmezlerse teşkilatlar söz konusu uyuşmazlığa el koymaktadırlar. Birleşmiş Milletler’de çözüm mekanizmasına etkisi olabilecek organlar, Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi’dir. Genel Sekreter’in de uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesinde önemli bir rolü vardır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun uyuşmazlıkların çözümünde üstlendiği işlevi açıklayınız?
Genel Kurul, genel yetkili bir organdır ve uluslararası uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümünde yetkileri oldukça fazladır, Şart’ta belirtilen bütün konularda yetkisi vardır ve anlaşma çerçevesine giren her türlü mesele ve işleri görüşmek, 12. madde dışında, Genel Kurul’ca gerçekleştirilebilir. Güvenlik Konseyi bir uyuşmazlık veya durum karşısında antlaşmanın kendisine yüklediği görevleri yerine getirdiği nispette Genel Kurul, bu uyuşmazlık ya da durum hakkında tavsiyede bulunmamalıdır, meğerki Güvenlik Konseyi bunu ondan istesin.
Genel Kurul, uyuşmazlıkların barışçı yollardan hâlledilmesi için gerekli görürse uzlaştırma komisyonları, araştırma komisyonları veya arabulucu tayin edebilir ve uluslararası dostane ilişkileri tehlikeye sokacak herhangi bir durumun barış yoluyla düzelmesini sağlamak için birtakım önlemler tavsiye edebilir. Tarafların VI. Bölüm çerçevesinde anlaşmasını sağlamaya çalışır; ama tarafların yerine karar veremez.
Bir uluslararası uyuşmazlık ve durum, hakikaten barış ve güvenliği tehlikeye düşürüyorsa BM Güvenlik Konseyi ne tipte tavsiye kararları alabilecektir.
Güvenlik Konseyi, önce söz konusu uyuşmazlığın barış ve güvenliği bozacak nitelikte olup olmadığına bakacaktır. Uyuşmazlık ve durum, hakikaten barış ve güvenliği tehlikeye düşürüyorsa üç tür tavsiye kararı alabilir:
- Taraflara 33. maddede yüklendiği yükümü hatırlatır. Maddeye göre uzaması uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasını tehdit edebilecek nitelikteki bir uyuşmazlıksa taraflar, bu uyuşmazlığın çözülmesini her şeyden önce görüşme, soruşturma, arabuluculuk, tahkim ve yargı yoluyla veya bölge teşkil veya antlaşmalarına başvurarak yahut kendi seçecekleri barış yollarıyla aramalıdırlar.
- Tarafların bu uyuşmazlığın çözümü için daha önce kabul etmiş oldukları bütün usulleri de göz önünde tutarak, onlara uyuşmazlığın çözümü için somut bir usul önerebilir.
- Tarafları dinler ve uluslararası hukuku ve adaleti göz önünde bulundurarak arabulucu gibi bir çözüm yolu önerisinde bulunur. Yalnız bunun taraflarca Güvenlik Konseyi’ne getirilmiş olması gerekir.
Uluslararası uyuşmazlıkların barışçıl çözümü dahilinde yargı usullerini tanımlayınız?
Uyuşmazlıkların barışçıl çözüm yollarından biri de yargı usulüdür. Yargı usulü, sorunun uyuşmazlığa taraf olanlar dışında bir organ tarafından zorunlu olarak kesin ve bağlayıcı bir şekilde çözülmesi demektir.
Hakemlik usulünü açıklayınız?
Uluslararası yargıdan önce hakemlik usulü bulunmaktaydı. Hakemlik usulünün çeşitli şekilleri vardır. Bunlar imparator ya da Papa olabilir. Karma komisyonlar oluşturulabilir. Hakemlerin kararları da bağlayıcıdır ve iki tarafın da seçeceği ajanlar anlaşamazlarsa, üçüncü bir komisyon kurulmaktadır.
Hakem mahkemesi, üç veya beş kişilik heyetlerden oluşur ve tarafsız üyeler işin başından itibaren vardır. Hakem mahkemesi usulünde her şey tarafların iradesine göre belirlenir. Yani seçilecek kişiler, hangi hukukun uygulanacağı, seçimin nasıl yapılacağı gibi hususlar taraflarca belirlenmektedir. Hukuk dışına çıkma yetkisi yani hakkaniyet ve nısfete göre çözme yetkisi de verilebilir.
Daimi Adalet Divanı’nın kurulması ile daimilik kısmen gerçekleştirilmiştir; ama mecburiyet meselesi bütün gelişmelere rağmen gerçekleştirilmiş değildir.
Uyuşmazlığı yargı önüne götürme zorunluluğu ve mahkemenin uyuşmazlığa bakmak zorunda olması; yargı mecburiyeti denildiği zaman bu iki husus düşünülebilir. Her iki açıdan da uluslararası toplumda zorunlu yargı gerçekleşmiş değildir.
Uluslararası Adalet Divanı önüne bir uyuşmazlığın götürülebilme olanakları nelerdir, açıklayınız?
Öncelikle divanda dava açma ehliyetinin mevcudiyeti aranır ; lakin Divan’da dava açmak ehliyetini haiz olmak, uyuşmazlığı Divan’a götürmek mecburiyeti anlamına gelmemektedir. Divan Statüsü’nün 36. maddesine göre Divan, tarafların kendisine sunacağı uyuşmazlıklara bakar. Yani, taraflar anlaşarak bir uyuşmazlığı Divan’a götürebilirler. Bu anlaşma uyuşmazlık doğmadan önce olabileceği gibi, uyuşmazlık doğduktan sonra da olabilir. Taraflar önceden bir uyuşmazlığı Divan’a götürmeyi taahhüt etmişlerse uyuşmazlık çıktığı takdirde o anlaşma uyarınca uyuşmazlığı Divana götürme mecburiyetleri vardır. Antlaşma, sadece uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözümü konusunda olabilir. Bu durumda mesela, 26 Eylül 1928 tarihli Uluslararası Uyuşmazlıkların Barışçıl Yollarla Çözümüne Dair Umumi Tahkim Senedi’ne olduğu gibi diplomasi yoluyla çözülemeyen bütün uyuşmazlıkların çözümü için mecburi olarak uzlaştırma komisyonlarına başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Antlaşma hükmünde, uzlaştırma komisyonlarında çözülemeyen hususların tarafların mutabakatı veya bu olmazsa bir tarafın talebi üzerine hakemliğe havale edilebileceği belirtilmektedir. Ya da herhangi bir antlaşmanın içinde bir kayıt olabilir. Bu kayda tahkim kaydı denir. Mesela bir ticaret antlaşması, ilgili anlaşmanın uygulanmasından ve yorumlanmasından çıkacak uyuşmazlıkların Divan’da çözümlenmesini öngörebilir.
Bir de Divan Statüsü’nün m.36/2 uyarınca ihtiyarî kayıt denilen bir kayıt vardır. Yani ihtiyarî kayıt, Statü’nün içindeki bir hükümdür.
Bu yetkiyi tanımış bir devletle bir uyuşmazlık çıkarsa herhangi bir antlaşma yapmaya gerek kalmaksızın o uyuşmazlık Divan’a götürülebilir bu durumda uluslararası sistemde kabul edilen ihtiyari adaletin dışında mecburi bir yargı yolu kabul edilmiş olur. Bu yetkiyi kabul eden devletin, artık tek taraflı bir irade beyanıyla aynı vecibeyi kabul eden bir başka devlete karşı Divan’ın hukuki uyuşmazlığı çözme yetkisini tanıması gerekir.
Uluslararası adalet divani kararlarının hukuki niteliğini belirtiniz?
Divan’ın kararı, kesin ve bağlayıcıdır. Aynı uyuşmazlık dolayısıyla iki defa yargılama yapılamaz. Bir defa karar verilmişse aynı olaya dayanılarak bir başka dava açılamaz.
Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarının yerine getirilmemesi durumunda ne gibi hukuki sonuçlar doğar?
Bir uyuşmazlığa taraf olan devletlerden biri Divan’ın verdiği hükme göre kendisine düşen görevleri yerine getirmezse, diğer taraf Güvenlik Konseyi’ne başvurabilir. Konsey, lüzum gördüğü takdirde hükmün yerine getirilmesi için birtakım tavsiyelerde bulunabilir ve birtakım tedbirler alınmasına karar verebilir. Ancak, Güvenlik Konseyi’nin bunu yapması için bir yükümlülüğü yoktur. Bu açıdan Şart’ta, Divan kararlarının icra edilmesi meselesi eksik düzenlenmiştir.