Uluslararası Teşkilatlar
Yirminci yüzyıla girildiğinde devletlerin aralarındaki ilişkiler nasıl gelişmiştir?
Yirminci yüzyıla girildiğinde devletlerin aralarındaki ilişkileri mutlak egemenlik anlayışına dayalı bir biçimde sürdürme politikaları iki dünya savaşı yaşanması sonucunu doğurmuş ve bu durumun sürdürülemez olması nedeniyle uluslararası ilişkilerin yönetilmesine ilişkin yeni yöntemlerin arayışı başlamıştır. Bu arayışın ilk meyvesi Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1919 Versay Antlaşması ile kurulmuş olan Milletler Cemiyeti’dir
Milletler Cemiyeti ile amaçlanan nedir?
Bu teşkilatla amaçlanan uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren sorunları Cemiyet’in örgüt yapısı içinde ele almak suretiyle devletlerin tek başlarına karar vermelerinin önüne geçmek olmuştur. Ancak Cemiyet kararlarının yalnızca tavsiye niteliğinde olduğu kabul edildiğinden bu yapı devletler arasındaki ilişkilerde alınan kararlarda etkin olamamış ve ikinci büyük savaşın yaşanmasına engel olamamıştır.
Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası adı verilen iki teşkilatın kuruluş amacı nedir?
Devletlerin teknolojik imkânlarla artan ekonomik ilişkilerini devletin egemenliği prensibine
oturtan korumacı anlayış yalnızca ekonomik bir mesele olmayıp kimi hâllerde savaş da yol açabilen bir güvenlik meselesi de olduğundan bu konuyu da bir uluslararası bürokratik yapı içinde ele alma lüzumu ortaya çıkmıştır. Bu amaçla ilk olarak 1944 yılında yapılan anlaşmalarla Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası adı verilen iki teşkilat kurulmuş ve bu teşkilatlar vasıtasıyla devletlerin mali yapıları kontrol altına alınarak devletlerin finansal konularda tek başlarına karar almaları nedeniyle ortaya çıkabilecek uluslararası parasal dengesizlikler (özellikle dış borç aldığı kurumlara yapacağı ödemeleri aksatması) önlenmeye
ve gelişmekte olan devletlerin alt yapı sorunlarını çözmeye yönelik projelere dış finansal destek bulmada karşılaşabilecekleri problemler giderilmeye çalışılmıştır.
Dünya Ticaret Örgütünün amacı nedir?
Uluslararası ekonomik ilişkileri serbest hâle getirecek düzenlemeler getiren diğer bir yapı 1948 yılında GATT adıyla kurulan ve 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü adını alan uluslararası teşkilattır. Bu teşkilat vasıtasıyla uluslararası ticarette devletlerin tek başlarına kendi pazarlarını (özellikle gümrük tarifeleri ve kotalar yoluyla) korumaya yönelik kararlar almasının önlenmesi ve aralarındaki ekonomik meseleleri kendi mahkemeleri yerine bir uluslararası hakem mahkemesi önüne getirmek suretiyle çözmeleri amaçlanmıştır
Bölgesel açıdan en etkin yapılar hangileridir?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası ilişkiler alanını devletlerin tekelinden almaya yönelik anlayış sadece dünya çapında değil bölgesel düzeyde de etkili olmuştur. Bölgesel açıdan en etkin yapılar arasında Avrupa kıtasında oluşturulan iki teşkilat öne çıkmaktadır. Bunlardan birincisi 1949 yılında kurulmuş olan Avrupa Konseyi adını taşıyan ve Avrupa’da demokrasi ve insan haklarını devletlerin üstünde bir denetime tabi kılmayı amaçlayan teşkilattır. Bu teşkilat özellikle kendi bünyesi içinde 1950 yılında imzalanmış Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmeye devletlerin uymasını denetleyen 1959 yılında kurulmuş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aracılığıyla Avrupa kıtasında yaşayanların insan haklarını koruma görevini yerine getirmektedir
Açık ve kapalı teşkilatlar ayrımı neyi ifade eder?
Teşkilatlar açısından yapılan ilk ayrım açık ve kapalı teşkilatlar ayrımıdır. Teşkilatlarda üyelik ve üyeliğin getirdiği hak ve yükümlülükler konuları genellikle teşkilatın kurucu antlaşmasında ayrıntılı olarak düzenlenir. Şayet buna ilişkin düzenleme yapılmamışsa üyelik kurucu antlaşmanın değiştirilmesi usulüne tabi olur. Açık teşkilatlarda üyeliğe kabul sadece
müracaat ve üyelerin çoğunluğunun kabulü üzerine mümkündür.
Genel amaçlı teşkilatlar nedir?
Bazı teşkilatlar uluslararası toplumu ilgilendiren pek çok konuda faaliyet göstermekte olduklarından genel amaçlı teşkilat olarak adlandırılırlar. Bu tür teşkilatlara örnek olarak barış ve güvenlik, demokrasi, insan hakları, ekonomik kalkınma gibi konularda faaliyet gösteren BM, Avrupa Konseyi ve AGİT gösterilebilir.
Teşkilata tanınan karar alma yetkisinin niteliğine göre yapılan ayrım ne şekildedir?
Teşkilatlar arasında yapılan bir başka ayrım ise teşkilata tanınan karar alma yetkisinin niteliğine göre yapılmaktadır. Bu açıdan teşkilatlar üye devletler açısından sadece tavsiye niteliğinde kararlar alabilenler ve üye devletleri bağlayıcı kararlar alabilenler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunun yanında bağlayıcı kararlar alabilen teşkilatların bazıları söz konusu kararı teşkilatın karar alma organındaki temsilcilerin oy çokluğu ile alabiliyorsa bu tür teşkilatlara supranasyonel teşkilatlar adı verilmektedir. BM teşkilatının karar alma organları bu ayrıma göre incelendiğinde görülmektedir ki Genel Kurul, bütçe, geçici üye seçimi ve yeni üye alımı dışındaki konularda sadece tavsiye niteliğinde kararlar alabiliyorken Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliğe ilişkin kararlar alma yetkisini hem tavsiye hem de bağlayıcı kararlar alma şeklinde kullanabilmektedir.
Uluslararası teşkilatların bütçeleri nasıl oluşur?
Uluslararası teşkilatların bütçeleri genellikle üye devletlerin katkı payları ve bazı durumlarda da teşkilatların muhtelif faaliyetlerinden elde edilen kazançlardan oluşmaktadır. Ancak bir bütçenin teşkilatın amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen faaliyetlerden doğan giderleri
karşılamak üzere teşkilatın yetkili organı tarafından alınan kararlar uyarınca kullanılması teşkilatın bağımsız kişiliğinin tespitinde önemli bir unsurdur.
Bir teşkilatın yetkileri nasıl belirlenir?
Bir teşkilatın yetkilerinin neler olduğu ve bu yetkileri hangi organlar vasıtasıyla kullanacağı teşkilatın kurucu antlaşmasında tanımlanır. Ancak teşkilat organları bu yetkilerini kullanırlarken zaman zaman alınan kararların kurucu antlaşmada belirlenen yetki sınırları içinde kalıp kalmadığı (Kalmadığı tespit edilirse ya karar geçersiz olur ya da kurucu antlaşmanın değiştirilmesi yoluna gidilerek kararın alınması meşrulaştırılır.) bir hukuki sorun
olarak ortaya çıkar.
Uluslararası mahkemeler önünde hak arama yetkisi nasıl kullanlır?
Bu açıdan teşkilatların uluslararası kişiliğine ve talepte bulunma yetkisine dayanarak uluslararası mahkemeler önünde bulunma yetkisi olduğu kabul edilmekteyse de bu tür mahkemelerde başvuru hakkı genellikle devletlere tanındığından teşkilatlar bu yolu pek fazla kullanamamaktadır. Bu açıdan önemli bir örnek BM Adalet Divanı Statüsü’nde bazı teşkilatlara tanınmış olan danışma görüşü alma hakkıdır. Bu hakka dayanarak BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi doğrudan her konuda ve BM’in diğer organları ile BM çatısı altında faaliyet gösteren uzmanlık teşkilatları ise faaliyet gösterdikleri alanla ilgili bir hukuki sorun hakkında Genel Kurul’un izni ile bu mahkemeden danışma görüşü isteyebilir
Fonksiyonel muafiyetin kapsamı nedir?
Devlet temsilcisi diplomatlara tanınan diplomatik imtiyaz ve muafiyetlerden daha dar bir koruma öngören ve fonksiyonel muafiyet (Bunun içine genellikle yargı muafiyeti ve vergi muafiyeti gibi konular girmektedir.) adı verilen bu kurallar teşkilat görevlilerine sadece görevleri icabı yaptıkları işler bakımından hukuki bir takım muafiyetler getirmektedir (Divan’ın bu muafiyetlerle ilgili 1989 tarihli BM’in İmtiyaz ve Muafiyetleri Konvansiyonu kararı ve 1999 tarihli İnsan Hakları Komisyonu Raportörü’nün Muafiyeti kararı mevcuttur.).
Teşkilatın uluslararası alanda sorumluluğu nasıldır?
Hukuki kişiliğinin olması hâlinde o teşkilatın işlevlerini yerine getirirken ortaya çıkabilecek hukuka aykırı durumlardan sorumlu tutulması mümkün ve gereklidir. Bu sorumluluğun teşkilatın her tür organı ve teşkilat görevlilerinin teşkilat adına gerçekleştirdikleri faaliyetleri kapsadığı söylenebilir. Ancak bu gün için AB gibi istisnalar dışında kurucu antlaşmalarında bu sorumluluğun ve buna ilişkin yargısal yolların düzenlendiği hükümler taşıyan uluslararası teşkilatların sayısı çok azdır.
Teşkilatlarda Üye devletlerin iç hukuklarını düzenlemeye yönelik hükümler ne şekildedir?
Genellikle bir uluslararası teşkilatı kuran antlaşma üye devletlerin iç hukuklarını düzenlemeye yönelik hükümler taşımaz. Bu nedenle kurucu antlaşmada yer alan ortak amaçların gerçekleştirilmesi için teşkilat organlarının aldıkları kararların üye devletlerin iç hukuklarını ilgilendiren kısımlarının yerine getirilmesi o devletlerin iradesine bırakılmıştır. Bu çerçevede BM Şartı’nın 2(7) maddesi açıkça teşkilatın yetkilerinin üye devletlerin iç hukuklarına karışamayacağı hükmünü taşır. Ancak AB’de olduğu gibi kurucu antlaşmada bu konuda farklı bir düzenlemeye gitmek ve teşkilat organlarının alacağı kararların üye devletlerin iç hukuklarında doğrudan etki doğurmasını sağlamak da mümkündür.
Teşkilatların üye olmayan devletlerle aralarındaki ilişkilere uygulanacak hukuk nasıldır?
Teşkilatların üye olmayan devletlerle aralarındaki ilişkilere uygulanacak hukuk konusunda ilk hatırlanması gereken teşkilat kurucu antlaşmasının buna taraf olmayan devletler açısından bir hak ve borç doğurmayacağı hususudur. Her ne kadar bu konuda bir istisna taşıyan BM Şartı madde 2(6) uyarınca bu teşkilata üye olmayan devletler de Şart’ın prensiplerince hareket etmek zorunda bırakılmışlarsa da bu durumun diğer teşkilatlar açısından geçerli olması mümkün değildir. Buna göre bir teşkilat ile uluslararası antlaşma yaparak ya da başka bir biçimde hukuki bir ilişkiye girmiş üye olmayan devlet ile teşkilat arasındaki ilişkiye sadece söz konusu uluslararası antlaşmanın hükümleri ve/ya bu ilişki ile ilgili uluslararası hukukun genel kural ve prensipleri uygulanabilir. Ancak üye olmayan devletin de teşkilatın tüzel kişiliğine ve onun iç işleyişine ilişkin kurallara saygı göstermesi gerekir.
Teşkilatların günlük işlerinde özel hukuk kişileri ile ilişkiye geçmeleri ne şekildedir?
Bu konuda uluslararası teşkilatların kendi bünyelerinde çalışanların çalışma hayatına ilişkin özel düzenlemeler yaptıkları ve bu konuda çıkabilecek uyuşmazlıklarla ilgilenen idari mahkemeler kurdukları görülmektedir. Bu konuda BM Genel Kurulu tarafından teşkilat ile teşkilat görevlileri arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarla ilgilenen bir BM İdari Mahkemesi kurulmuştur. Yine BM uzmanlık kuruluşlarında çalışanların davalarına ILO İdari Mahkemesi bakmaktadır. Bunun dışında bir teşkilatın bir devletin hukuk düzeni çerçevesinde o düzene tabi özel hukuk kişileriyle bir özel hukuk ilişkisine girmesi de mümkündür. Bu hâllerde bu ilişkinin tabi olacağı hukuk ilişkinin konusuna göre saptanır.
1945 sonrası dönemde devletlerin aralarındaki sorunu çözme yöntemleri nasıldır?
1945 sonrası dönemde devletlerin kendi başlarına çözmekte zorlandıkları diğer bazı sorunları uluslararası teşkilatlar yoluyla düzenledikleri göze çarpmaktadır. Bu teşkilatlar uzman oldukları alanla ilgili sorunları organları vasıtasıyla ya da kurdukları komisyon ve komiteler aracılığıyla ele alarak hukuki ve teknik çözümler üretmektedirler.
Avrupa Ekonomik Topluluğunun amaçladığı nedir?
1957 Roma Antlaşması ile kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ile üye devletler aralarındaki
ekonomik ilişkileri Avrupa çapında organize edecek bir uluslararası bürokratik teşkilatın ontrolüne bırakmayı ve bu suretle ekonomileri birbirine entegre ederek tek bir Avrupa ekonomik pazarının kurulmasını amaçlamışlardır.
Uluslararası teşkilatlar nasıl kurulur?
Uluslararası hukukun kişilerinden biri olan uluslararası teşkilatların bir uluslararası antlaşma veya bir başka uluslararası hukuk enstrümanı (ör., BM Endüstriyel Gelişme Teşkilatı ile BM Ticaret ve Gelişme Teşkilatı birer BM Genel Kurul kararı ile kurulmuştur) ile kurulabileceğini söylemek mümkündür
Uluslararası teşkilatların üyeleri kimler olabilir?
Yine uluslararası teşkilatların üyeleri bakımından günümüzde karşılaştığımız bir başka önemli husus artık teşkilatlara devletlerin yanında başka teşkilatların da üye olarak katılabilmesidir. Ayrıca kimi uluslararası teşkilatların üye olmayan devletler, hükümet dışı sivil toplum kuruluşları veya ulusal kurtuluş hareketlerinin (ör., BM Genel Kurulu’nda Filistin Yönetimi’ne tanınan gözlemci statüsü gibi) organlarının çalışmalarına farklı statülerde katılabilmelerine izin verdikleri görülmektedir.
Bu statüler katılımcıya oy hakkı vermese de gündemi
takip etme ve görüş sunma gibi haklar tanımaktadır.