Temel Kavramlar
Soyutlamanın dışlama etkisi kısaca nedir?
Varlıklara ve ilişkilere karşılık gelmek üzere belirli ortak özelliklerine göre soyutlama yapılarak kavramlar üretilir. Soyutlama, çoğu durumda zorunlu olarak, işaret ettiği sosyal gerçekliğin unsurlarının tüm özelliklerini kapsamaz, kapsayamaz. Sosyal gerçeklikle ilgili yaptığınız her soyutlama, aslında o kategoriye ait belirli baskın özelliklerin tasvirinden ibarettir. Baskın özelliklerin tasviri de diğer özelliklerin göz ardı edilmesi demektir.
Sosyal gerçeklik nedir?
Sosyal bilimin konusunu oluşturan tutum, değer, davranış ve ilişki dahil olmak üzere her şeye sosyal gerçeklik denir.
"Ceteris Paribus" ne demektir?
Çok sayıda faktörün az ya da çok etkisinin olduğu bilinen bir süreçte tek bir faktörün etkisini anlamak ve açıklamak için diğer etkileyici koşulların hiç değişmediğini varsaymaya "Ceteris Paribus" denmektedir. Latince ceteris paribus, “diğer koşullar aynı kalmak şartıyla” demektir. Yani gerçek hayatta bir çok koşulun etkisi altında gerçekleştiği bilinen bir durumu, ona etki eden tüm faktörleri hesaba katarak analiz etmenin zorluğu, bazen de imkansızlığı nedeniyle, bilerek birkaç ana faktöre indirgeyerek açıklamak, bilimsel çalışmalarda başvurulan temel yöntemlerinden biridir.
Bölme yanılgısı nedir?
Bütünün geneli için doğru ve geçerli olan bir yargıyı her bir parça için de geçerli saymaya bölme yanılgısı denmektedir.
Terkip yanılgısı nedir?
Bir bütünün parçaları için geçerli olan bir yargıyı bütün için de geçerli saymaya terkip yanılgısı denir. Terkip yanılgısı bir bütünün değişik parçalarını konu edinen bilimlerin yöntem ve kavramlarının, bütünü açıklamada da kullanılması halinde aynı geçerliliğe sahip olamayabileceğini ima eder. Bazen bireylerin davranışlarını açıklayan kurallar, o bireylerden oluşan grupları, gruplardan oluşan milletleri, farklı milletlerden oluşan dünya ölçeğindeki süreçleri açıklamada aynı başarıyı gösteremeyebilir. Ölçek büyüdükçe terkip yanılgısı da büyüyebilir.
Pozitif bilgi ve normatif bilgi arasındaki farklar nelerdir?
Normatif ‘olması gereken’i, pozitif de sadece ‘olan’ı konu edinen bilgilere denir. Bilimsel yaklaşımın “olması gerektiği düşünülenleri” değil de “olanları” konu edinmesi arzu edilir. Yani bilim daha çok sosyal gerçekliğe ilişkin normatif (kural koyucu) değil, pozitif (betimsel) bir yaklaşım sergiler.
Aynı bilim alanında farklı yaklaşımların ortaya çıkış sebepleri kısaca nelerdir?
Aynı bilim alanında farklı yaklaşımların ortaya çıkış sebepleri şu dört ana grupta açıklanabilir:
- Odaklanma
- Sosyokültürel ortam ve ideolojik farklılık
- Bireysel rekabet ve farklılıkların abartılması
- Katı bilimsellik ölçütünün olmayışı
Siyaset biliminin konusunu neler oluşturur?
Siyasal iktidarın nasıl oluşturulduğu, biçimlendirildiği ve bölüştürüldüğünü inceleyen başta
devlet olmak üzere siyasal kurumların kuruluşu, gelişimi, amaçları, işleyişleri ve bunlar arasındaki ilişkilerin yanı sıra, siyasal katılım, siyasal değişim, siyasal önderlik ve siyasal kararların
analizlerini de içine alan çalışma alanı siyaset biliminin konusunu oluşturur.
Siyaset Biliminde iktidar/güç ne anlama gelir?
Birey yahut bireyler topluluğunun kendi istekleri doğrultusunda, rızaları olup olmadığına bakmaksızın diğer insanların davranışlarını etkileyebilme, yönlendirebilme veya denetleyebilmesidir.
Ekonomi bilimi hangi konuları inceler?
Ekonomi kıt kaynakların sınırsız veya sürekli genişleyen insan isteklerini karşılamada nasıl kullanılacağını inceleyen bilim dalıdır. Mikro ve makro düzeyde karar verme süreçlerinin fayda-maliyet eksenli olarak nasıl işlediğini ortaya koymayı amaçlar.
Politik iktisat hangi konuları inceler?
Bir ülkede üretim, istihdam, bölüşüm, büyüme nasıl gerçekleşir? Refah ve zenginliğin kaynağı nedir? Neden bazı ülkeler diğerlerine göre daha zengindir? Zenginlik sağlamak için neler yapılabilir veya yapılmalıdır? Bu konu uzun yıllar farklı ekolleri olsa da politik iktisat adı altında incelenmiş ve tartışılmıştır.
Uluslararası iktisat hangi konuları inceler?
Refahın bölgesel, uluslararası, kıtalararası boyutlarını konu edindiğimizde, iktisadın bir alt uzmanlık alanı olan uluslararası iktisat disiplini ile karşılaşırız. Ulusararası iktisat, ülkelerin birbirleriyle olan ekonomik ilişkilerini konu edinir. Ülkelerarası mal ve hizmet, para, sermaye veya işgücü hareketlerinin bağlı olduğu kurallar, bu konulardaki sistemler incelenir.
Uluslararası İlişkiler disiplini hangi konuları inceler?
Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin kavram ve yöntemlerini geliştirerek ulusların veya uluslararası aktörlerin birbiriyle olan ilişkilerini anlamak ve açıklamak için kullanan bilim dalıdır. Uluslararası ilişkiler disiplini, siyaset biliminin kavram ve yöntemlerini ulusların veya uluslararası aktörlerin birbiriyle olan ilişkilerini çözümlemek için kullanır ve bu yüzden “güç” kullanımı odaklı bir bilim alanıdır.
Uluslararası politik ekonomi disiplini hangi konuları inceler?
Ulus içi aktörler ile uluslararası aktörlerin ölçek ve motivasyon ve karar süreçlerinin farklılığı önce ekonomi alanında uluslararası iktisat, siyaset alanında da uluslararası ilişkiler adlarında bağımsız bilim alanlarının ortaya çıkmasına, ardından da her iki alanı bir şekilde harmanlayan disiplinler arası nitelikte uluslararası politik ekonomi adıyla yeni bir disiplinin oluşmasına yol açmıştır. Uluslararası politik iktisat, uluslararası ilişkilerin bu “güç” merkezli kavram ve analizlerini, politik iktisadın “refah” merkezli kavram ve bakış açıları ile birleştirmeye çalışan ayrı bir disiplin olma çabasındadır.
Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan bir finansal krizi açıklamalarını istersek, hangi uzman konuyu hangi açılardan ele alır?
Antropoloji: Günümüzde yaşayan ve geçmişte yaşamış farklı insan toplulukları bugünkü finansal krize karşılık gelecek kıt kaynakların dağılımında karşılaştıkları sorunlarla nasıl baş etmeye çalışmışlardır? Bu baş etme çabaları onların değer, kural ve kurumlarını nasıl şekillendirmiştir?
Siyaset bilimi: Bir ülkede finansal krizin ortaya çıkma sürecinde, krizin yönetiminde ve kriz sonrasında toplum içinde güç dağılımı nasıl değişir? Hükümetlerin krizin yol açtığı başlıca sorunlara
(örneğin işsizlik sorununa) çözüm için önerileri nasıl ve niçin farklılaşır?
Karşılaştırmalı siyaset: Farklı siyasal sistemlerde finansal krizlerin ortaya çıkmasının sebepleri ve sonuçları aynı mıdır? Farklıysa bu farklılığın ortaya çıkmasında, siyasal kültür, siyasal kurumlar, ülkenin uluslararası sistemdeki konumu gibi faktörlerin etkileri nasıl ortaya çıkar?
Sosyoloji: Kriz yaşayan topluluğun içindeki sınıflar (üst, orta veya alt gelir grupları), gruplar (farklı etnik ve dini kökenliler, göçmenler), kesimler (kadınlar, evliler, çocuklar, yaşlılar, hastalar) krizden nasıl etkilenir?
Uluslararası iktisat: Finansal kriz doğrudan yabancı yatırımları veya ülkelerin dış ticaret hacimlerini nasıl etkiler, niçin?
Uluslararası ilişkiler: Finansal kriz, ülkeler arasındaki mücadeleyi ne yönde etkileyecek? Bu kriz,
büyük devletlerin askeri harcamaları üzerinde nasıl bir etkide bulunacak? Terör örgütlerine verilen gizli destekler bundan nasıl etkilenecek?
Sosyal psikoloji: Finansal krizlerden sonra bu krizlerden etkilenenlerin etkilenmeyen bireylere bakışlarında bir değişiklik, işe ve toplum düzenine bakışta kalıcı tutum farklılıkları ortaya çıkar mı?
İktisat: Krizle irtibatlı veriler kullanılarak finansal krizlerin sebepleri ve sonuçları konusunda tüm finansal krizleri açıklayacak bazı eğilimler bulmak mümkün müdür?
Çalışma ekonomisi: Finansal kriz çalışma koşulları üzerinde kısa, orta ve uzun vadede ne tür etkiler yapar? İşverenler, sendikalar ve çalışanların konumlarında ne tür değişiklikler olur?
Tarih: Krizler hangi tarihsel dilimlerde ve hangi diğer olaylarla birlikte meydana gelmektedir?
Bir ülkede olan olayları veya bir devletin bir konuda verdiği kararları, sebepleri, karar süreçleri ve sonuçları bağlamında ortaya koymak amacıyla yapılan çalışmalarda, bireysel düzeydeki analizler neden önemlidir?
Ülkelerin kaderlerini etkileyen kararları genelde siyasi liderler verir. Her bir liderin çok farklı, çoğunlukla da açıkça bilinmeyen, faktörlerin etkisi altında karar verdiğini tahmin edebiliriz. Acaba toplumların kaderini etkileyen ekonomik, siyasi ve hukuki konularda karar veren bireyler bu kararları ne amaçla, hangi beklentilerle veya hangi koşullar altında vermektedirler? Bunu ortaya koymak, karar vericilerle ilgili bireysel düzeyde ayrıntılı bilgilere sahip olmayı gerektirir. Bu gibi araştırmalarda liderlerin resmi açıklamaları yanında, hatta onlardan daha çok, karar işlemlerinin öncesi ve sonrasında tutulan idari kayıtlar, gizli veya açık yazışmalar, ilgililerin veya üçüncü kişilerin konuyla ilgili anıları, yazılı veya görsel medyada çıkan o olayla ilgili haber ve yorumlar kullanılarak aktörlerin kararlarını ortaya çıkaran faktörler belirlenmeye çalışılır.
Ülke düzeyinde analiz yapılırken neler dikkate alınır?
Birey düzeyinden ülke düzeyine analizi genişlettiğinizde, uluslararası ilişkileri düzenleyen kararların alınmasında ülke içinde ve dışındaki çıkar ve baskı gruplarının, ülkede yerleşik siyasal kültürün, siyasal kurumların işleyişinin ve karar süreçlerinin şeffaflık düzeyinin bu kararları nasıl etkilediği ele alınır. Burada tek tek karar veren bireylerin öznel durumundan ziyade o bireyleri çevreleyen koşullar irdelenir.
Devletlerarası düzeyde analiz yaparken neler dikkate alınmalıdır?
Bir ülkenin şu veya bu gerekçe ile oluşan ulusal düzeydeki kararları, hem o ülkenin diğer ülkelerle hem de üçüncü ülkelerin kendi aralarındaki ilişkilerini etkiler. Bu yüzden bazen iki ülke arasındaki ilişkileri anlamak için üçüncü ülkeler arasındaki ilişkilere bakmak gerekir. Ülkelerin belirli konulardaki kararlarının nedenlerini anlamak için, içinde bulundukları uluslararası etkileşim sisteminin diğer unsurlarının incelenmesini gerektirir.
Küresel ölçekte gerçekleşen süreçlerin ülkelerin kararları üzerinde etkisi bulunmakta mıdır?
Ülkelerin kararlarını baskı ve çıkar grupları, liderlerin kişilik özellikleri, diğer ülkelerin kararları yanında doğrudan bir ülke veya merkez tarafından kararlaştırılmayan küresel ölçekte gerçekleşen süreçler de etkiler. Örneğin küresel sermaye hareketleri, başta enerji olmak üzere girdi maliyetlerindeki değişmeler, üretim maliyetlerini etkileyen önemli teknolojik gelişmeler, iklim değişiklikleri, küresel kirlenme, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti gibi konulardaki görüşlerin yeni iletişim imkanlarıyla dünyanın her köşesine hızla yayılması gibi faktörler, birbirinden farklı oranlarda da olsa, tüm ülkeleri ve toplumları etkilemektedir.
Çevre sorunları neden uluslararası politik ekonomi tarafından incelenir?
Bugün, ev ortamında ortaya çıkan atıkların başkalarına ve doğaya zarar vermeden dönüştürülmesinden başlayıp, uzay boşluğuna atılan atıklara kadar uzanan bir yelpazede kirlilik en önemli küresel sorunlardan biridir. Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi, kimyasal atıkların toprak, akarsu, deniz veya atmosfere salıverilmemesi, atmosfer tabakasından süzülen güneş ışınlarının insanlar üzerinde negatif etkilere yol açmasına sebep olan sera gazlarının atmosfere salıverilmemesi, geniş kitlelerin temizlik ve tarımsal ilaçlamada kullanılan kimyasalların verdiği zararlardan korunması, sadece ülke ölçeğinde alınacak kararlar ile başarılabilecek durumda değildir.
Çok uluslu şirketler, ulusal aktörlerin kararlarını nasıl etkilemektedir?
Finansmanı, hammaddeyi ve çalışanları farklı farklı ülkelerden toplayıp, tüm ülkeleri pazar olarak gören bu çok uluslu şirketler, ulusal aktörlerin kararları üzerinde oldukça büyük ölçüde etkide bulunabilmektedirler. Çok uluslu şirketler çoğu ülkede, diğer ülkelerle devlet kurumlarından ayrı olarak ikinci bir ilişki tarzı geliştiren aktörlere dönüşmektedirler. Siyasi liderler bir yandan vatandaşlarının ortağı olduğu çok uluslu şirketlerle övünür, onları kendilerinin adeta yumuşak güç unsurları olarak görürken diğer yandan da o şirketlerin çıkarlarına uygun politika izlemek açısından onları birer siyaset dışı kısıt olarak değerlendirirler. Bu yüzden liderlerin uluslararası toplantıları öncesinde masalarındaki dosyalarda bu çok uluslu şirketlerin faaliyet raporları önemli yer tutar. Bu çok uluslu şirket yöneticileri, siyasetçileri arkadan izleyen değil, güçleri oranında onları yönlendiren, bu yönüyle ulusal ve uluslararası siyasetin seçimle gelmeyen ana ortakları statüsü elde etmişlerdir.
uluslararası ticaret neden uluslararası politik ekonominin çalışma alanına girer?
Uluslararası ticaret özünde ülkeler arasında iyi ilişkilerin varlığını gözetir. Ticaretin gelişmesi diğer ilişkilerin de gelişmesine zemin hazırlar. Bu yüzden ticaret serbestliği genelde ülkeler arasında karşılıklı gönüllülük esasına dayalı ilişkilerin artmasına katkı sağlar. Öte yandan, uluslararası ticaret yollarının engellenmesi, dış ticarete vergi veya miktar sınırlamaları konması, ülkelerin uluslararası pazar kapma savaşları devletlerarasında yeni çatışmalara da gerekçe oluşturur. Her ülke imkan ve gücü ölçüsünce kendi iç ve dış pazarını koruyacak politikalar geliştirmeye çalışır. Bu yüzden küresel politik ekonominin seyrinin anlaşılmasında uluslararası ticaret önemli bir çalışma alanıdır.
Uluslararası finans sisteminin yeni aktörleri kimlerdir?
Ülkelere kredi verilip verilmeyeceği devlet dışı kredi kuruluşlarının verdiği notlarla ayarlandığı için alana yeni aktörler çıkmaktadır. Bazen bu derecelendirme kuruluşları ülke ekonomilerine sermayenin yönelmesinde ulus devlet aktörlerinden daha etkili olabilmektedir. Bu da uluslararası finans sisteminin aktörlerini dikkate almadan analiz yapılmasını zorlaştırmaktadır.
Devlet ve askeri güvenlik odaklı geleneksel güvenlik çalışmaları günümüzde nasıl ele alınmaktadır?
Nükleer sızıntılar, kimyasal veya biyolojik silahlar geleneksel silahlardan daha korkutucu olmaya başlamıştır. Zarfın içine serpiştirilmiş bir kimyasal toz ile posta yoluyla yapılan bir saldırı, tam teçhizatlı bir bölük askerden daha etkili olabilir. Laboratuvarda üretilen bir bakteri, hedef kitleye orduların veremeyeceği zararı verebilir. Bu yüzden gıda güvenliği (çevre kirliliği, kimyasal ilaçlar ve zehirli atıklar, insan bünyesine zarar veren genetiği değiştirilmiş ürünler), bilgi güvenliği, kimyasal atıklardan ve nükleer sızıntılardan korunma gibi alanlar uluslararası ve ulusal aktörlerin ilgi alanında önemli yer tutmaya başlamış, bu yüzden güvenliğin kapsamı oldukça genişlemiş, askeri güvenlik önemli olmakla birlikte bunun sadece bir parçası haline gelmiştir.
Kalkınma stratejisi neden uluslararası politik ekonomi tarafından incelenir?
Ülkelerin kalkınma ve refah seviyelerini yükseltmek için izleyecekleri yöntemler diğer ülkelerle çatışmalarına yol açabilir. Ülkesindeki üreticileri dışarıdan gelecek ucuz malların fiyat rekabetinden koruma için bazı ara veya nihai mallara vergi ya da kota konması, mallarına vergi veya kota konan ülkelerin aleyhine sonuçlar doğurur.
"Orta malların trajedisi" nedir?
Herhangi bir ülkenin değil tüm insanların ortak malı olan (okyanuslar, uzay, atmosfer gibi) alanların kullanımında uluslararası orta malların trajedisi denen durum ortaya çıkar. Orta malların trajedisi, ortak kullanılan nesnelerin sahipsiz, bakımsız ve ilgisiz kalma veya aşırı kullanım sonucu kısa süre sonra yok olma durumuna gelmesini ifade eder. Bu durum herhangi bir ülkenin kontrolünde olmayan kaynaklar için de geçerlidir. Küresel düzeyde ortak kaynakların kötü veya aşırı kullanımı sonucu meydana gelen zararları tazmin ettirecek bir gücün olmaması, bu kötü kullanımı giderek artırmakta, insanlığı ortak bir trajik sona doğru sürüklemektedir. Bu yüzden ülkelerin kalkınma politikalarını belirlerken, yeni teknoloji üretir veya mevcut teknolojilerden birini seçerken diğer ülkelerin bu konulardaki kararlarının ve kendi politikalarının sonucunda ortaya çıkabilecek küresel maliyetlerin giderilmesine dair tutumlarının ne olduğu, giderek önemli bir çalışma alanı haline gelmektedir.