aofsorular.com
TAR304U

1995 – 2015: Finansal Küreselleşme ve Türkiye

8. Ünite 26 Soru
S

1990'larda Türkiye'nin ekonomik yapısının genel özelliği nedir?

1980’lerin sonuyla birlikte Türkiye 1990’lara ekonomik anlamda daha liberal çerçevede girmiştir. Ancak altyapısı çok sağlam olmayan plansız liberalleşme hareketleri 80’ler boyunca zaman zaman sorun çıkarmış ve bu sorunlar 90’larda daha ciddi krizlere dönüşür hale gelmiş ve bu süreç 2001’e kadar sürmüştür.

S

Türkiye'de 1994 yılında yaşanan krizin sonuçları neler olmuştur?

1994 yılında yaşanan krizin ardından ekonomi daralmış, yüksek oranlı enflasyonun ardından gelen develüasyonla birlikte reel faiz oranları yükselmiş ve mali sektör ile reel sektör birbirinden kopmuştur. Bu dönemde mali piyasalara olan güven azalmış ve risklilik büyük ölçüde artmıştır. 1995 yılına kadar istikrar programının başarıyla uygulanması, kamusal açığın azaltılması ve mali piyasaların riskliliğinin düşürülmesinin ardından makroekonomik dengeler yavaş yavaş kurulmaya başlanmıştır.

S

1995 ve 1997 yıllarında Türkiye ekonomisindeki değişimler nelerdir?

1995 yılında Türkiye, AB ile gümrük birliği anlaşması imzalamış ve dış ticarette yeni bir sayfa açmıştır. Yine aynı dönemde Türkiye siyasi olarak çok çalkantılı dönemler geçirmiş. 1997 yılında Tayland’da başlayan Güneydoğu Asya Krizi, hızla Rusya’ya kadar yayılmış ve Rusya dahil pek çok ülkenin sıcak para kaybetmesine neden olmuştur. 1997 yılından dolayı İMKB Endeksi %13 oranında değer kaybetmiş, iç talep azalmış ve ekonomi küçülmüştür. Yüksek faizlerden dolayı çok fazla kar elde eden özel sektör bu karı yatırım yapmak yerine kamu açıklarını kapatmak için kullanmış ve bankalar da benzer şekilde hareket etmişlerdir. Bunun sonucunda finans piyasasını savunmasız bırakmıştır. Ekonomideki aksaklıkları gidermek amacıyla 1997 yılında hazinenin merkez bankasından borçlanması kesinlikle yasaklanmıştır.

S

1998 yılında gerçekleştirilen hangi uygulama mali milat olarak tanımlanmaktadır?

1998 yılında bankalara yatırılan paraların bir kereye mahsus olmak üzere kaynağının soruşturulamamasını içeren mali reform paketi uygulanmıştır. Bu uygulama mali milat olarak bilinir.

S

1999 yılında çıkarılan Enflasyonla Mücadele Programı'nın başarısız olmasına neden olan gelişme nedir?

1999 yılında, 2000-2001 yıllarını kapsayan Enflasyonla Mücadele Programı çıkarılmış olup bu programın amacı ekonomide istikrar sağlamak, enflasyon beklentisini düşürmek ve ekonomik büyümenin yolunu açmaktır. Ancak program Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinden ötürü başarı sağlayamamıştır.

S

Türkiye'de 1990'ların sonunda bankacılık sektörünün daha sağlıklı çalışabilmesi için hangi adımlar atılmıştır?

1999 yılına bankacılık sektöründe denetimi artırmaya yönelik kararlar alınmıştır. Bu bağlamda, bankacılık sektörü için önemli ve etkili olan Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) 1999 yılından itibaren faaliyetlerine başlamıştır. Sektördeki serbestleştirmenin aksi yönünde atılan adımlardan biri de yeni banka kurulması ve işletilmesine yönelik kuralların daha da sertleştirilmesi olmuştur. Artık, bankalar için iç denetim ve risk yönetimi zorunluluktur.

S

Türkiye'de 2001 yılında yaşanan ekonomik krize neden olan gelişmeler nelerdir?

Türkiye’de, 1990 yılından sonra tam serbestleşmeyle birlikte, kısa vadeli sermaye girişi artmıştır. Türkiye kamu kesimi açığını ülkeye giren bu sıcak para ile finanse etmiştir. Bu nedenle faiz oranı çok yüksek düzeyde tutulmuş ve kurlar baskı altına alınmıştır. 1994 yılında sıcak paranın kötü yüzüyle karşılaşılmış, 1993 yılında döviz kuruna baskı kurulmasıyla yüksek oranda cari işlemler açığı vermiştir. Tansu Çiller, o denemde iç borçlanma faiz oranını düşürmeye kalkmış ve ülkeden sıcak para kaçmıştır. Kaçan yabancı para Kasım 2000 krizine yol açmıştır. Türkiye ekonomisi 2000 yılından itibaren likidite azlığı, artan yapısal problemler, spekülatif hareketler ve siyasi problemlerle mücadele etmiştir. Bu sebepler cumhuriyet tarihinin en büyük krizi olan 2001 krizinin yaşanmasına sebep olmuştur.

S

Türkiye'de yaşanan 2001 krizinin ayırıcı niteliği nedir?

2001 yılında Cumhuriyet tarihinin en kötü krizi yaşanmıştır. GSMH 50 milyar dolar azalmıştır. Türkiye ekonomisi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en feci daralmayı bu krizle yaşamıştır.

S

Türkiye'nin 2002-2007 yılları arasındaki ortalama yıllık büyüme oranı kaçtır?

2002-2007 döneminde Türkiye, ortalama yıllık %6,8 büyüme oranı ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biriydi.

S

2008-2014 yılları arasında Türkiye'nin ekonomik performansını açıklayınız.

2008-2014 arasında Türkiye'nin yıllık ortalama büyüme oranı %3,2 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2008-2014 arası 7 yıllık dönem ortalaması 3,33’tür. Türkiye uluslararası alanda ekonomik açıdan göreceli yerini iyileştirebilmek için yüksek büyüme oranına sahip değildir.

S

2008 sonrasında Türkiye’nin dış açığını daha da bozmadan güçlü bir büyüme oranına sahip olabilmesinin koşulu nedir?

Türkiye’nin dış açığını daha da bozmadan güçlü bir büyüme oranına sahip olabilmesi için ürünlerine olan toplam talep kompozisyonunu iç talepten dış talebe doğru yeniden ayarlaması gerekmektedir. Yani talep kompozisyonu ihracat ağırlıklı olmadığı sürece büyüme oynaklığı Türkiye için yüksek kalmaya devam edecek ve Türkiye ekonomisinin sermaye girişlerine aşırı bağımlılığı kesilmeyecektir.

S

2001 krizinden sonra reel büyümenin seyri ile net sermaye girişinin GSYİH’a oranının izlediği seyir arasındaki ilişkide nasıl bir değişim yaşanmıştır?

2001 sonrası ve özellikle de 2005 sonrası dönemde büyüme oranının net sermaye girişinin GSYİH’a oranından daha fazla gerçekleşmesi kuralı ciddi bir bozulma göstermektedir. Türkiye’nin büyüme adına dışarıdan gelen sermayeye olan bağımlılığı zaten bir sorunken, bir de net sermaye girişine rağmen büyümede iyi rakamların yakalanamaması ayrı bir sorun teşkil edebilir. Net sermaye girişi ve büyüme arasındaki ilişkiye bakıldığında gözlenen kötü gelişmelerden bir tanesi 2010 sonrası dönemde izlenebilmektedir.

S

Türkiye'de büyümenin dalgalı seyri hangi dönemlerde birbirine çok benzerlik göstermektedir?

1961-1979 ve 1980-2013 dönemlerinde.

S

1980 öncesi ve sonrası dönemlerdeki ortalama büyüme oynaklığı oranları nasıl değişim göstermiştir?

Liberalleşmenin dönüm noktası kabul edilen 1980 yılı öncesi yaklaşık 20 yıllık döneme bakıldığında oynaklık ortalamasının 2,6 olarak gerçekleştiği görülmektedir. 1980-2013 dönemi yani liberalleşmenin Türkiye için hız kazandığı dönemde oynaklık ortalaması 3,9’a yükselmektedir.

S

Türkiye'de 1960-1980 ile 1980-2013 dönemleri arasında büyüme oranları açısından nasıl bir farklılık ortaya çıkmıştır?

1960-1980 dönemi için büyüme ortalaması 5,15 iken 1980-2013 dönemi için bu rakam 4,19’dur. Bu ikisi arasında basit bir yaklaşımla ciddi bir fark olmadığı iddia edilebilir.

S

Mortgage Krizi nedir?

ABD'de konut kredisinin sebep olduğu ve daha sonra etkisi tüm dünyaya yayılan krizdir. ABD’de bankacılık sektörünün elinde bulunan büyük miktarda para krediye dönüştürmek amacıyla kredibilitesi az olan insanlara dağıtılmıştır. Faizlerin düşük olması insanları cezp etmiş düşük gelir grubundaki kişilerin kredi talebi artmıştır. Ancak 2006 ve 2007 yıllarında FED faiz oranlarını artırmış ve konut piyasası durgunluk yaşamaya başlamış, konut fiyatları ve kiralar gerçek değerinin altına düşmüştür. Bu durumda kredi çekip konut alan insanlar kredi borçlarını ödeyemez duruma gelmişlerdir. Akabinde piyasalarda Mortgage Krizi diye anılan kriz baş göstermiştir.

S

2008 küresel ekonomik kriz Türkiye'yi nasıl etkilemiştir?

Küresel kriz Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemiş 2008’den sonra IMKB endeksi düşüş trendine girmiştir. 2008 yılında negatif büyüme görülmüş fakat 2009 yılı son çeyreğinden itibaren ve 2010-2011 yıllarında büyüme yüksek boyutlara ulaşmıştır

S

Finansal sistemde "kontrollü serbestlik" kavramını açıklayınız.

“Kontrollü serbestlik” kavramındaki kontrolden kasıt piyasanın kendi otokontrolü değildir. Toplumun tamamının refahına uygun kontrollü serbestlik, finansal sistemde oluşabilecek aksaklıkları yaratmaz, aksine engelleyebilir.

S

Türkiye'de 2001 krizi ile 2008 krizinin etkileri arasındaki fark nedir?

Türkiye, 2001 Krizi’nden sonra özellikle bankacılık sektöründe ciddi bir yeniden yapılanma yaşamış ve bu revizyonların ödülünü, en azından 2008 sonrası Türkiye’de yeni bir bankacılık krizi yaşamayarak toplamıştır.

S

Türkiye'de 2000'lerin başından 2010'a kadar geçen sürede bankacılık sektöründe kredi hacmindeki genişlemeye karşı hangi tedbirler alınmıştır?

2000’lerin başından 2010’a kadar geçen sürede bankacılık sektörünün özel sektöre sağladığı kredilerde ciddi bir artış sağlanmıştır. Özel sektörün kredi artışı hem bireyler hem de firmalar tarafından kullanılmıştır. Bu da tüketim ve yatırımlarda artışı getirmiştir. Kredi hacmindeki bu genişleme Türkiye’deki para otoritelerini birtakım tedbirler almaya iteklemiştir. 2010 yılının sonlarında önce Merkez Bankası ve sonra 2011 ortasında da BDDK özel sektöre sağlanan borç artışını yavaşlatabilmek için harekete geçmiştir.

S

Türkiye'de 2013'ten 2014'ün sonuna kadar geçen dönemde bankacılık sektörünün durumu nasıldır?

2013’ten 2014’ün sonuna kadar geçen dönemde Türkiye’deki finansal şartlarda kötüleşme devam etmiş ve riskler yükselmiştir. Bu olumsuz gelişmelere rağmen bankacılık sektörünün uluslararası standartlara göre durumu halen sağlıklı görünmektedir. Sektörün, sermaye ve borç/sermaye oranları uluslararası alanda oldukça iyi durmaktadır.

S

Türkiye'de kredi kartı limitlerinin gelire göre belirlenmesi kuralı ne zaman getirilmiştir?

2013 yılı Ekim ayında.

S

Türkiye'de kronik cari açık probleminin çözümü nedir?

Katma değeri yüksek ve teknolojik içeriği yoğun malların üretilebilmesi ve ihraç edilebilmesi.

S

2015 yılı insani gelişmişlik indekslerine göre dünya sıralamasında Türkiye kaçıncı sırada yer almaktadır?

Türkiye 187 ülke arasında 69. sıradadır.

S

Türkiye’nin 2013 yılındaki cari işlemler açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı kaçtır?

Türkiye’nin cari işlemler açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı 2013 yılında tehlikeli sayılabilecek %8 düzeyine ulaşmıştır.

S

Türkiye'de hangi dönemde uygulanan yapısal reformlar, Türkiye ekonomisi için yapısal reformların önemli olduğunu ortaya koymaktadır?

Türkiye ekonomisinin günümüzde yapısal reformlara ihtiyaç duyduğu açıktır. 2001-2006 yılları arasında gerçekleşen yapısal reformların Türkiye ekonomisine olan katkılarını, yapısal reformların önemini vurgulayan kanıtlardan sayabiliriz.