aofsorular.com
TAR304U

Dışa Bağımlı Gelişme Dönemi (1961-1980)

6. Ünite 21 Soru
S

Soğuk savaş döneminde ABD ve SSCB'yi nükleer savaşın eşiğine getiren hangi sıcak çatışmalar yaşanmıştır?

İki süper güç, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Küba krizi gibi Dünya’yı nükleer savaşın eşiğine getiren birkaç sıcak tecrübe yaşamışlardır.Vietnam’da ABD savaş meydanında yer alırken, SSCB Kuzey Vietnam askerlerinin arkasındadır. Daha sonra Afganistan’da SSCB savaş meydanındayken, ABD Afgan Mücahitlerinin arkasında savaşmaktadır. Orta Doğu’da ABD İsrail’i desteklerken, Filistin için savaşan farklı örgütlerin arkasında SSCB vardır. Bütün bu dönem aynı zamanda terör örgütlerinin çok yaygın olduğu bir dönemdir. Örneğin İrlanda’da IRA, İspanya’da ETA, Yunanistan’da 17 Kasım, Türkiye’de 1970’ler boyunca karşı cepheleri oluşturan ve silahlı mücadeleyi hedefleyen terör örgütleri söz konusudur.

S

Vietnam Savaşı'nın oluşturduğu maliyetler uluslararası ekonomiyi nasıl etkilemiştir?

Askeri harcamalar nedeniyle ABD’nin ödemeler dengesi açığı süratle artmış ve açığı karşılamak için ABD para otoritesi, kasasındaki altından fazla para basmıştır. 1971’de ABD’nin altın rezervi 11 milyar civarındayken, yabancılara sorumluluğu 24,5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu büyüklükte bir harcama ve ödemeler dengesi açığı sıradan bir ülkenin parasının değerinin düşürülmesi ile sonuçlanmalıdır. Fakat Bretton Woods sisteminde Dolar altına karşılığı olan kilit paradır. Bu nedenle Doların devalüasyonu sadece ABD para otoritesinin verebileceği bir karar da değildir.

ABD başkanı Richard Nixon (1913-1994), 15 Ağustos 1971’de Doları devalüe edebilmek için, onsu 35 dolardan altın satılmasını durdurmuştur. 1 ons altın 38 Dolara devalüe edilmiştir. Fakat değer kaybı durmamıştır. 1972’de ve Mart 1973’de yeniden ayarlama yapılması gerekmiş ve nihayetinde sistem terk edilmiştir. Diğer bir ifade ile İkinci Dünya Savaşı sonrası altına bağlı Dolar üzerinden kurulan Dünya para sistemi çökmüştür ve Bretton Woods standartları terk edilmiştir.

S

OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) ne zaman ve hangi ülkelerin katılımı ile kurulmuştur?

OPEC, Eylül 1960’ta kurulmuştur. Başlangıçta Venezuela, İran, Irak, Suudi Arabistan ve Kuveyt’ten oluşan gruba daha sonra sırasıyla Katar, Libya, Endonezya, Abu Dabi, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Ekvator ve Gabon da katıldılar. OPEC üyesi ülkeler, Dünya ham petrol rezervlerinin üçte ikisine ve doğal gaz rezervlerinin de üçte birine sahip oldukları için Dünya petrol üretiminin denetimini ellerinde tutmaktadırlar.

S

OPEC Petrol Krizi'nin nedenleri nelerdir?

1974’de Arap-İsrail çatışmalarından biri olan Yom Kippur Savaşı sonrasında, çoğunluğu Arap ülkelerinden oluşan OPEC, ABD ve diğer gelişmiş ülkelere İsrail’i desteklemeye devam etmeleri durumunda petrol satışını durduracağını ya da sınırlayacağını ilan etti. Son çatışma sırasında hava köprüsü kurarak İsrail’i destekleyen ABD ve ona yardım eden Hollanda için ambargo hemen başladı. Diğer gelişmiş ülkeleri cezalandırmak için ise petrol üretimi sınırlandırıldı. Bu sınırlandırma Dünya petrol fiyatlarının tırmanması sürecini başlattı ve bölgesel bir çatışma tüm Dünya ekonomisi etkileyen bir krize dönüştü.

S

Petrol krizi Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkilemiştir?

Petrol fiyatlarının artması tüm dünyada enflasyona yol açmıştır. bütün ürünler için üretim maliyetleri artmış olmasına rağmen, fiyatlar tarımsal ürünlere daha zor, sanayi ürünlerine daha kolay yansıtılabildiği için ve gelişmekte olan ülkeler daha çok tarımsal ürün sattıkları için gelişmekte olan ülkeler aleyhine bir sonuç ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda gelişmiş ülkelerde bir durgunluk yaşadıkları için satın alma kabiliyetleri azalmış, diğer ülkelerden yaptıkları ticaret de düşmüştür. Türkiye gibi tüm gelişmekte olan ülkeler, kısa vadeli borçlarla petrolden kaynaklanan ödemeler dengesi açıklarını ve kalkınmalarını fonlamışlardır. 70'lerin sonralarına gelindiğinde de bu ülkelerde ilk borç ödeme sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır. Son olarak denilebilir ki petrol silahı, gelişmiş ülkelere kendi kurallarını kabul ettirmeye çalışan petrol ihracatçısı ülkelerin eliyle ve parasıyla, gelişmekte olanları zor duruma düşürmüştür.

S

Devlet Planlama Teşkilatı hangi kurumlardan oluşur?

Devlet Planlama Teşkilatı (kısaca DPT), iki meclis (Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu), Anayasa Mahkemesi, Yüksek Hâkimler Kurulu gibi siyasi otoritenin gücünü dengeleyici anayasal bir kurum olarak oluşturulmuştur. DPT, Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ile Yüksek Planlama Kurulu’ndan oluşmaktadır. Yüksek Planlama Kurulu, Maliye ve Gümrük, Tarım, Orman ve Köy İşleri, Sanayi ve Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanları gibi (harcama yetkisi ve yeteneği olan) icracı bakanlıkların kendi aralarında ve DPT ile ilişkilerinde koordinasyonu sağlamaktadır. Bu nedenle kurul, Bakanlar ve DPT müsteşarından oluşmaktadır. DPT müsteşarlığı ise Bakanlar Kurulunun tasdik ettiği esaslar ve hedefler doğrultusunda
uzun vadeli kalkınma planı ve yıllık programları hazırlama görevi taşır.

S

İthal ikameci bir sanayi politikasının gerçekleştirilebilmesi için hangi politikalar izlenmelidir?

İthal ikâmesi politikaları özünde yurt dışından alınmak zorunda kalınan ürünlerin içerde üretilmesini hedefler. Bu sebeple koruyucu dış ticaret politikası takip edilir. Amaç dışarıdan alımı sınırlandırarak iç pazarda üretilen yerli ürünlere talebi artırmaktır. Bir diğer yöntem yerli paranın yabancı paralar karşısında değerinin yüksek tutulmasıdır. Böylece yerli sanayinin ham madde ihtiyacı ucuz olarak ithal edilebilmektedir. Bununla birlikte, ithal ürünlerin fiyatlarının düşük görünmesine neden olduğu için, bu ürünlerin taleplerini artırabilir. Ayrıca aynı politika, ihracatı da etkileyecektir. Türk lirası değerli tutulduğu için ihraç ürünlerinin fiyatları da yüksekmiş gibi görüneceği için ihracatın düşük oluşmasına neden olabilir.

S

İthal ikameci sanayiyi teşvik için kamu otoritesi nasıl destek verebilir?

Kamu otoritesi yurt dışından alınması gereken ama içeride üretilmesine karar verilen alanlarda yatırım yapan özel girişimcilere kendi kendilerine yeter hale gelene kadar vergi indirimleri, kredi kolaylıkları, fabrika arazisi tahsisleri, yurt dışından getirtilen makine ve teçhizatta kolaylık vb. destekler verebilir.

S

İthal ikâmeci politikalar hangi amaçla gerçekleştirilmiş ve hangi sonuçları üretmiştir?

İthal ikâmeci politikalar ödemeler dengesi sorunlarından hayat bulmuştur. Temel amacı içerdeki ihtiyacı karşılayarak ithal edilmesi gereken ürünleri azaltmaktır. Temelde de iç ihtiyaca cevap oluşturacak sanayi ürünü çeşitlenmesini sağlamıştır. Bununla birlikte sorun ithal edilmesi gereken ürünler listesinin sınırlı olmamasından kaynaklanmıştır denilebilir. Daima almak zorunda kalınan ürünler olması, almak için gelire (dövize) ihtiyaç yaratmış, ödemeler dengesi sorunlarının çözülmesine izin vermemiştir. Fakat politika sıradan insanların yaşamlarını kolaylaştırmış, zenginleştirmiştir, yaşam kaliteleri artmıştır. Fakat ihracata katkı yapamayışı, yan etki olarak giderek büyümüş ve Türkiye’yi 24 Ocak kararlarına getirmiştir.

S

1961'de Birleşmiş Milletler kapsamında imzaya açılan Uyuşturucu Maddelere Dair Tek Sözleşme'ye taraf olması için Türkiye'ye neden baskı yapılmıştır?

Türkiye’de, bu yıllarda uyuşturucu olarak tanımlanan afyonun hammaddesi olan haşhaşın üreticisi ülkeler arasındadır. 1960’lar ve 1970’ler de, ABD, ülkesinde uyuşturucu problemi büyüdükçe, Amerikan kamuoyu daha yoğun bir baskı ile Türkiye’nin haşhaş ekim alanları ve bunların illegal ürünlere dönüştürülüp dönüştürülmediğini tartışır hale gelmiştir. 1966’da Türkiye sözleşmeye taraf olmuştur. ABD başkanlarının kendi ülkelerindeki uyuşturucu problemini talebi azaltmaya yönelik politikalar yerine, arzı azaltmaya yönelik politikalar uygulamaları nedeniyle Türkiye hedef haline gelmiştir.

S

1974'te Türkiye'nin haşhaş ekim yasağını kaldırması sonucunda hangi alanlarda ABD'nin ambargosuna maruz kalmıştır?

16 Temmuz’da da ABD, Türkiye’ye gönderilen bütün askeri, ekonomik ve diğer başlıklı yardımlar ile tüm savunma amaçlı mühimmat ya da hizmet satışı ve silah nakliyesine ait ruhsatları askıya almıştır. Aynı gün Temsilciler Meclisi aldığı diğer bir kararla ABD İhracat ve İthalat Bankası’nın Türk Hükümeti’ne, ajanslarına ve ulusal kuruluşlarına garanti, sigorta ve kredi vermesini 1 Ocak 1975’ten geçerli olmak üzere durdurmuştur. Böylece ekonomik ilişkiler askıya alınmıştır.

S

Alyans kampanyası nedir ve ne zaman uygulanmıştır?

Alyans kampanyası, darbe sonrası Menderes hükümetinin ülkeyi borçlandırdığı yayınları ile birlikte, önce subaylar arasında başlayan sonra halk arasında da yayılan evlilik yüzüklerinin devlete hediye edilmesi kampanyasıdır.

S

1960 darbesi sonrası Türkiye'de uygulanan gönüllü ve zorunlu tasarruf uygulamaları nelerdir?

1960 darbesi sonrası yapılan ilk kalkınma borçlanmalarında her iki tip içinde örnek bulmak mümkündür. “Alyans (evlilik yüzüğü) kampanyası” ya da “hürriyet tahvilleri” gönüllü tasarruf; “tasarruf bonoları” zorunlu tasarruf uygulamalarına örnek verilebilir.

S

Tasarruf bonoları kimlere zorunlu tutulmuştur?

Devlet, bu bonoları arz ederken, kimlerin alacağını da belirlemiştir. Gelir Vergisi (tüm ücretlileri kapsıyor), Kurumlar Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi ve Gayrimenkul Alım-Satım Vergisi mükellefleri vergi matrahlarının belli bir oranı kadar Tasarruf Bonosu almak zorundadırlar. Bu zorunluluk örneğin devletin çalışanlarına aylık ücretlerinin ve maaşlarının % 3’u kadar bir kısmını bono şeklinde ödemesi tarzında uygulanmıştır.

S

1960'larda Türkiye kalkınma için gereksindiği finansmanının bir kısmını hangi dış kaynaklardan elde etmiştir?

1960’larda, birinci plan için Türkiye’nin bulabildiği dış kaynak 1962’de OECD nezdinde kurulmuş olan bir konsorsiyumdan gelmektedir. Bu kanaldan sağlanan krediler, 20-30 yıl vadeli, %2-4 faiz oranına sahip, diğer bir ifade ile uygun borçlanma şartları taşıyan kredilerdir.

S

1960-1980 döneminde nasıl bir sanayileşme politikası izlenmiştir?

Sanayileşme ithâl etmek zorunda kalınan ürünlerin içerde üretilmesi amacına yönelmiştir. İthâlatı ikâme etmeyi hedefleyen bu temel düşünce, girişimin sürdürülebilmesi için maliyetlerini (kolay kredi, düşük faiz, düşük vergi, hatta özel girişimlerin kullanılacağı temel girdilerin kamu yatırım alanı olması) düşürmek, halkın alım gücünü yüksek tutarak girişim için talebi sürdürmek olarak özetlenebilecek yöntemlerle de desteklenmiştir.

S

İthal ikâmeci sanayileşmenin neden ihracata katkısı olmamıştır?

Planlı kalkınma dönemlerinde, ithal ikâmeci sanayinin ürünlerinin yurt dışında satılabilmeleri, sanayinin kendi kendine yeter hale gelmesi ile kendiliğinden olabilecek bir sonuç olarak varsayılmıştır. Oysa nihai bir tüketim malı üretmenin altında başka alanlara yapılmış ciddi yatırımlar yer almaktadır. Örneğin televizyon ya da otomobil üretebilmek için elektrik ve elektronikte ya da motorlu araçlarda bilgi birikimine, bu bilgi ile donatılmış bir insan kitlesine, hatta fabrikanın tasarımı ile geliştirilecek bir verimlilik analizine ihtiyaç vardır. Bu ve benzeri birikimin eksikliği, kurulan sanayi ürünlerinin kendilerini geliştirmeyen ve sadece ülke içinde satılabilecek ürünler haline gelmesine neden olmuştur. Diğer bir ifade ile bu sanayi ürünlerinin ilerleyen zamanlarda ihracata katkısı olamamıştır.

S

1973 petrol krizi Türkiye'de sanayiyi nasıl etkilemiştir?

1973 petrol krizi ile birlikte, dışarıdan alınan petrol için gereken döviz artınca, yurt dışından alınabilen ürünlere sınırlılıklar gelmiştir.
İthalat sınırlılıkları da içeride sanayinin ara mallarını ithal edememesi nedeniyle üretemez duruma gelmesine, hemen her üründe uzun bekleme listelerine, kıtlıktan kaynaklı olarak yüksek fiyatlara neden olmuştur.

S

1960-1980 döneminde faiz oranları neden düşük tutulmuştur?

Politikanın diğer önemli sonucu sermaye borç alma fiyatı olarak faizin kontrolünden doğmuştur. Planlarda belirlenen büyüme oranlarına ulaşabilmesi hem kamu için hem de özel sektör için yüksek yatırım oranlarını gerektirmektedir. Bu nedenle de faiz oranı
düşük tutularak yatırım yapma kolaylaştırılmaktadır. İlk iki plan döneminde hedeflenen büyüme oranlarının yakalamasında faiz oranlarının katkısı vardır. Örneğin 1970’li yılların ikinci yarısında enflasyon %60’lardayken, banka mevduatları ve tahvil faizleri %30’dur.

S

1950'li ve 1960'lı yıllarda Türkiye ile hangi ülkeler arasında yurtdışına işçi gönderilmesi ile ilgili anlaşmalar yapılmıştır?

İlk olarak 1957’de Dış İşleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu kanalıyla Türk işçilerinin de gönderilebileceği Batı Almanya’ya bildirilmiş, 1960’da 2700 kişi çalışmak için ilk elde Almanya’ya gitmiştir . İlk işgücü göçünü düzenleyen anlaşma, 1961’de Türkiye ile Almanya arasında yapılmıştır. 1964’de Avusturya, Hollanda ve Belçika ile; 1965’de Fransa ile; 1967’de İsveç ile benzer bir anlaşma imzalanmıştır

S

24 Ocak Kararları hangi temel başlıklardan oluşur?

24 Ocak Kararları’nın ana hatları aşağıdaki gibidir:

  • Türk lirasının yabancı ulusal paralar karşısında değeri düşürülmektedir. Bununla ödemeler bilançosu açıklarını azaltmak, devalüasyon aracılığı ile ihracat ürünlerine fiyat avantajı sağlamak hedeflenmektedir. 
  • İthal ikâmeci politikaların sonucu olarak büyüyen devletin ekonomideki payının küçültülmesi tedbirler arasındadır.
  • İthalatı ikâme edecek yeni sanayilerin korunması için oluşturulmuş yüksek gümrük vergilerinin azaltılması, daha liberal daha açık bir dış ticaret takip edilmesini karara bağlanmaktadır.
  • İthalatı ikâme eden sektörlere tahsis edilen vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ithal girdide gümrük muafiyeti gibi teşviklerin ihracata yönelik sanayi alanlarına kaydırılmasını önerilmektedir.
  • Faiz kontrollerinin kaldırılması da öneriler arasındadır.