aofsorular.com
TUR105U

Diller Arası Etkileşim ve Türkçe

7. Ünite 20 Soru
S

Toplumların bir kültür alanına girmeleri açısından değerlendirildiğinde Türkçe ne gibi değişimler yaşamıştır?

Toplumların bir kültür alanına girmeleri, bir inancı benimsemeleri yazının da değişmesini, farklı yazıların benimsenmesini sağlayabilmektedir. Özellikle Türk dili bu açıdan değerlendirildiğinde geçmişte Türkçenin yazımı için pek çok abece kullanıldığı görülür. İlk yazılı kaynağımız Orhon Yazıtları’nda kullanılan ve bir bölümü Türk damgalarından gelen harflerden oluşan Göktürk yazısı ulusal abecemizdir. Ancak daha sonra farklı kültür ve inançların etki alanına giren Uygurlarla birlikte başka abeceler de kullanılır olmuştur. Mani, Soğut, Brahmi, Tibet gibi yazı sistemleriyle Türkçe yazılabilmiştir. Türklerin İslam dinini kabul etmeleriyle birlikte Arap kaynaklı yazı bin yılı aşkın bir süredir Türk dilinin çeşitli yazı dillerinin kâğıda dökülmesinde kullanılmıştır. Bazı Türk toplulukları bugün Arap yazısını hâlâ kullanmaya devam etmektedir. Türkçe için Grek, Ermeni, İbrani, Süryani yazıları da kullanılmıştır. Batı ile ilişkiler sonucunda tanıştığımız Latin abecesi Türkçeyi ifade etmekte en uygun yazı olduğu düşüncesiyle kullanılmaya başlanmıştır. Yine geçen yüzyılda Sovyetler Birliği yönetimi altındaki Türk soylu halklar Latin yazısını kullanırken sonradan Kiril yazısına geçirilmişlerdir. Bugün de Kiril yazısını kullanan Türk soylu halklar bulunmaktadır. Kısacası toplumlar arasındaki etkileşimin izleri söz varlığında ve yazıda kendisini en açık bir biçimde göstermektedir.

S

Yeryüzündeki saf diller hangileridir?

Yeryüzünde hiçbir dil saf değildir. İnsanoğlunun yaşadığı bu toplumsal etkileşimler ve değişimler sayesinde diller de başka dillerden etkilenmiştir. Dillerin bu etkileşimleri tarihsel gelişimleri içerisinde değişimler yaşamalarını sağlarken dillerin bazı özelliklerinin belirginleşmesine, söz varlığının gelişmesine de katkıda bulunmuştur.

S

Dilleri nitelemek için zenginlik kavramı kullanılabilir mi?

Göreceli bir kavram olan zenginlik, dilleri nitelemek için kullanıldığında daha da öznel bir görünüme bürünür. Daha önce de belirtildiği gibi gelişmiş, az gelişmiş veya gelişmemiş gibi tanımlamalarla dilleri sınıflandırmak da öznel bir tutumdur. Aslında dillerin zengin veya yoksul, gelişmiş veya az gelişmiş diye nitelendirilmesi, bilimsel bir yaklaşım değildir. Çünkü her dil kendi ölçeğinde gelişmiştir, her dil kendisine göre yeterlidir. Yeryüzündeki her dil, bilinen belirli sayıdaki yöntemle sonsuz sayıda sözcük, terim, deyim, kavram türetebilecek ve tümce üretebilecek yeteneğe sahiptir.

S

2015 yılı verilerine göre yeryüzündeki 7.102 dilden kaçı yazı dili özelliğine sahiptir?

2015 yılı verilerine göre yeryüzündeki 7.102 dilden ancak birkaç yüzü yazı dili özelliğine sahiptir.

S

Türkçe'de yeni sözcük ve terim üretmenin kolay olmasının sebebi nedir?

Yapı bakımından eklemeli dil olması dolayısıyla Türkçede yeni sözcükler, terimler türetmek çok daha kolaydır. Hiç kuşkusuz bu özellik, yalnız Türkçe için değil yapı bakımından aynı özelliğe sahip diğer diller için de geçerlidir.

S

Türk yazı dili ne zaman başlamıştır?

Türk yazı dili, İkinci Göktürk Kağanlığı Dönemi’nde VIII. yüzyılın ilk yarısında dikilen Orhon Yazıtları ile başlar.

S

Orhon Yazıtları'nda kullanılan Türkçe'nin özellikleri nelerdir?

Bu yazıtlarda kullanılan dil son derece gelişmiştir, işlek- tir. Henüz yazı dili niteliğini kazanmış, yeni yazı dili olmuş bir dil gibi değildir. Kurallı bir dil bilgisinin varlığı dikkati çeker. Sözcüklerin gerçek anlamlarının yanı sıra mecaz anlamları da gelişmiştir. Orhon Yazıtları’nda deyimler, atasözü niteliğini kazanmış söz kalıpları vardır. Bir dilde deyim ve atasözlerinin oluşabilmesi için yüzlerce yılın geçmesi gerekmektedir. Üslup son derece akıcı ve sürükleyicidir. Türk edebiyatında hitabet türünün ilk örneği olmasına karşın son derece etkileyici bir anlatım söz konusudur. Bütün bu özellikler, Türk dilinin tarihinin çok daha öncelere, tarihin karanlık dönemlerine kadar uzandığını gösteren kanıtlardır.

S

Türk Dil Kurumunun 2011 yılında yayımladığı on birinci baskı Türkçe Sözlük’te madde başı ve madde içi kaç sözcük bulunmaktadır?

Ölçünlü Türkçenin söz varlığının genel dildeki ögelerinin yer aldığı ve Türk Dil Kurumunun 2011 yılında yayımladığı on birinci baskı Türkçe Sözlük’te madde başı ve madde içi toplam 92.292 sözcük bulunmaktadır.

S

Bir dilde bir atasözünün oluşabilmesi için ne gereklidir?

Atasözleri ve deyimler anlatıma açıklık kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir. Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. Ancak yeryüzündeki her dilin atasözü yoktur. Bir atasözünün oluşabilmesi için yüzyılların geçmesi gerekmektedir. Başlangıçta bir kişi tarafından söylenen ancak dilin konuşurları tarafından benimsenen, yüzyıllarca tekrarlanarak belirli bir kalıba dökülen atasözleri dillerin yaşını da gösteren söz varlığı ögeleridir.

S

Türkçe'de kaç atasözü bulunmaktadır?

Türkçede yaklaşık 4.500 atasözü bulunmaktadır. Bu atasözlerinden kimileri küçük ses farklılıkları dışında yüzyıllardır değişmeden günümüze gelirken kimilerinde az çok sözcük değişmeleri yaşanmıştır.

S

Akrabalıkla ilgili adlar bakımından Türkçe dili diğer dillere göre nasıl kıyaslanabilir?

Türklerde aile bağlarının ve ilişkilerinin güçlü olması, akrabalıkla ilgili adların zenginleşmesini sağlamıştır. Türkçede en yakın akrabadan en uzak akrabaya kadar her birine farklı bir ad verilmiştir. Pek çok dilde amca ile dayıyı, hala ile teyzeyi ayırt edecek sözcük bulunmazken, bu akrabalıklar birer sözcükle karşılanırken Türk dilinde baldız, bacanak, elti, görümce, yenge gibi en uzak akrabaya kadar ayrı ayrı akrabalık adları bulunmaktadır. Dört ayrı akraba baldız, elti, görümce, yenge için Türkçede ayrı ayrı sözcükler kullanılırken bu kavramlar İngilizcede sister-in-law, Almancada schwägerin, Fransızcada belle-soeur gibi pek çok dilde birer sözcükle karşılanmaktadır

S

Hayatın her anında yaşanan olaylar için Türkçede yer alan ilişki sözlerinden bazıları nelerdir?

Tıraş olana, yıkanana sıhhatler olsun, bir işle uğraşana kolay gelsin, evlenenlere bir yastıkta kocayın, çocuğu olana Allah analı babalı büyütsün, Allah dört gözden ayırmasın, çocuğa ad konulduğunda adıyla yaşasın, yolcusunu uğurlayana Allah kavuştursun, beklediği kişi geldiğinde veya uzun süredir beklenen bir iş gerçekleştiğinde gözün aydın, bir bardak su verene su gibi aziz ol, su verenlerin bol olsun, hastalığından söz ederken karşısındakinin sağlıklı olmasını dilemek için üzerinize afiyet vb.

S

Diller arası etkileşimde verici dilleri konuşan toplumların özellikleri nelerdir?

Diller arası etkileşimde verici dilleri konuşan toplumların uygarlıkta, bilimde, kültürde üretken ve baskın olmaları dikkat çeker. Dillerin etkisi aslında kültürlerin, uygarlıkların etkisi olarak kendisini gösterir. Bilimde, teknolojide, uygarlıkta üretken olan toplumlar verici dil olarak başka dillerin söz varlığına sözcükler aktarır. Bir kültür dairesine giren toplumlar da o kültürle ilgili sözcükleri, deyimleri alırlar.

S

Göktürk ve Uygur yazı dillerinin söz varlığındaki yabancı sözcükler üzerine yapılan sayımda Orhon Yazıtları’nda ve Uygur metinlerinde yabancı kökenli sözcüklerin oranı nedir?

Göktürk ve Uygur yazı dillerinin söz varlığındaki yabancı sözcükler üzerine yapılan bir sayımda Orhon Yazıtları’nda yabancı kökenli sözcüklerin oranı %1’in altında iken Uygur metinlerinde %2 ile %5 arasında değiştiği, kimi yerlerde %12’ye kadar yükseldiği belirtilir.

S

Önceleri Çince, Sanskritçe, Soğdca, Toharca vb. dillerden etkilenen Türkçenin söz varlığı, İslam uygarlığı çevresinde hangi dillerden etkilenmeye başlamıştır?

Önceleri Çince, Sanskritçe, Soğdca, Toharca vb. dillerden etkilenen Türkçenin söz varlığının, İslam uygarlığı çevresinde ise Arapçadan, Farsçadan etkilenmeye başladığı gözlenir. Bununla birlikte, Batı Oğuz Türkçesi temelinde gelişen ve Türkiye Türkçesinin ilk dönemi olan Eski Anadolu Türkçesinde Arapça, Farsça alıntılar, yine de belirli bir düzeyde kal- mıştır.

S

Osmanlı Türkçesi olarak adlandırdığımız Türkçenin dil bilgisi ögeleri açısından diğer dillerden nasıl etkişenmiştir?

Aslında her dilde alıntı sözler bulunur ancak dil bilgisi ögeleri, kuralları kolay kolay bir dilden bir başka dile geçmez. Osmanlı Türkçesi olarak adlandırdığımız Türkçenin 16. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar olan döneminde Arapça, Farsça dil bilgisi kuralları ve ögeleri de dilin yapısına etki etmeye başlamıştır. Örneğin;

  • Alıntı sözcüklerin çokluklarının Türkçedeki çokluk ekiyle değil Arapçadaki, Farsça- daki özgün çokluk biçimleriyle kullanılması: kitaplar yerine kütüb gibi.
  • Türkçede ikili çokluk bulunmamasına, bu durumun sayı sıfatlarıyla kurulan tamlama- larla ifade edilmesine karşın Arapçadan ikili çokluk biçimin de alıntılanması: iki devlet yerine devleteyn gibi.
S

Tanzimat Fermanı ile birlikte Batı’ya yöneliş sonrasında Türkçe söz varlığında hangi dilin etkisi başlamıştır?

Tanzimat Fermanı ile birlikte Batı’ya yöneliş, Türkçenin söz varlığında bu kez de Fransızcanın etkisini başlatmıştır. Önceleri denizcilik, ticaret gibi belirli alanlardaki İtalyanca acente, banka, bono, borda, iskele, güverte vb. sözcüklerle başlayan Batı dillerinden alıntı- lar Fransızca ile ilişkiler sonucunda artmıştır: abone, balkon, balon, bilet, jandarma, jüri, kabine, konferans, lamba, manto, moda, palto, rapor, salon, torpil.

S

Dünya dillerinin söz varlığına Türkçenin verdiği sözlerden en çok bilineni nedir?

Dünya dillerinin söz varlığına Türkçenin verdiği sözlerden en çok bilineni yoğurt olmakla birlikte bacanak, çakal, damga, dolma, düğme, kayık, kazan, köşk, ocak, sarma gibi çok sayıda sözcük başka dillere geçmiştir.

S

Türkçeden en fazla sözcüğün geçtiği dil hangisidir?

Türkçeden en fazla sözcüğün geçtiği dil Sırpçadır. Bir zamanlar dokuz bine yakın sözcüğün bulunduğu belirlenmiştir. Bugün Sırpçada sayısı yedi bine yaklaşan Türkçe alıntıdan badžànak ‘bacanak’, bàlta ‘balta’, dùšek ‘döşek’, jòrgan ‘yorgan’, kàjmak ‘kaymak’, òdžak ‘ocak’ bunlardan yalnızca birkaçıdır.

S

Uygur Türkçe'si en çok hangi coğrafyada konuşulur?

Sırasıyla Çin, Kazakistan, Afganistan, Kırgızistan, Moğolistan, Rusya Federasyonu, Tacikistan'da konuşulur.