aofsorular.com
TDE101U

Ses Bilgisi II: Parçalarüstü Sesbirimler

3. Ünite 20 Soru
S

Uzunluk’un tanımını yaparak kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini kısaca açıklayınız?

Uzunluk, Türkçe ve alıntı sözcükler için farklı anlamlara gelir. Bazı sözcüklerde uzunluk-kısalık anlam ayırıcı olabilir. Uzunlukların yazıya yansıtılıp yansıtılmaması yazımla ilgili ayrı bir konudur. Günümüzde geçerli Yazım Kılavuzu’na göre uzunluk ancak karışma olacağı düşünülen örneklerde gösterilmektedir.

S

Uzunluk işareti içeren “kātil” ve “hālā” kelimeleri ile içermeyen “katil” ve “hala” kelimesi arasındaki anlam farkını açıklayınız?

kātil “öldüren”, katil “öldürme eylemi”; hālā “henüz”, hala “babanın kız kardeşi” anlamına gelir.

S

Türkçede Türkçe, Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerde uzun ünlülerden kaçınma olayı hakkında kısaca bilgi veriniz?

Türkçe sözcüklerdeki uzun ünlülerden kaçınma Arapça ve Farsçadan alınmış sözcüklerde de görülür. Aslında uzun olan birçok sözcük, Türkçe söyleyişte ya tam kısalmıştır ya da ünlüyle başlayan bir ek almadığı sürece kısa söylenmektedir. Örneğin, aslında mektūb olan sözcük Türkçede her durumda kısa söylenirken, yar, hayat, hesap gibi sözcüklerin son hecelerindeki ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda birincil biçimlerine uygun olarak uzar.

S

Vurgu nedir, kısaca açıklayınız?

Vurguyu kısaca “sözcükte bir hecenin diğerlerine göre daha belirgin söylenmesidir” biçiminde tanımlayabiliriz. Vurgu ayrıca, sözcük gruplarında ve cümlede bir ögenin, metinde ise bir cümlenin diğerlerine oranla öne çıkarılması anlamında da kullanılır.

S

Konuşma veya yazı esnasında diller öne çıkarmada ne gibi dil özelliklerini kullanırlar?

Öne çıkar­mada diller vurgu, ton, süre gibi özellikleri kullanırlar. Ama bu özellikler dillerde bir arada kullanılırken farklı yığılmalar, farklı vurgulama biçimleri ortaya çıkar.

S

Türkçede vurgu konusuyla ilgili tartışmalara katılan yabancı araştırmacılar ve tartışmanın yoğunlaştığı dönem hakkında kısaca bilgi veriniz?

Türkçede vurgu konusuyla ilgili, bir bölümü önemli gözlemler içeren yayınlardaki bil­giler bütün çalışmalara rağmen oldukça karmaşıktır. Öyle ki tartışmalarda son hecenin vurgulandığı bilgisi yanında, vurgunun yerinin değişken olduğu, hecelerde serbestçe do­laşabildiği, vurgu değişkenliğinin işlevsel olduğu veya önemli bir rol oynamadığı gibi uç noktalardaki görüşler de dile getirilmiştir. Ancak Konrot’un araştırmasının gösterdiği gibi nesnel çalışmalar konuyla ilgili tartışmalara yeni açılımlar getirebilmektedir.

S

Vurgu konusuyla ilgili olarak Türkçe sözlüklerde standart söyleyiş bakımından önem arz eden eser var mıdır, kısaca açıklayınız?

Standart di­lin sözlüklerinde sözcük vurgusunun yer alması beklenir. Son yıllarda bu yöndeki açığı gi­dermek için yine de önemli çalışmalar yapılmıştır. Bunlar arasında, Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ü temelinde hazırlanan ve internette www.tdk.gov.tr adresinde ulaşılır du­rumda olan Sesli Sözlük standart söyleyiş hakkında önemli bir başvuru kaynağıdır. Türk Dil Kurumu uzmanlarının denetiminde ve konuşulan Türkçenin en iyi temsilcileri arasın­da sayılan TRT spikerlerinin okuduğu sesli sözlükte, vurgu işaretlenmese bile, en azından sözcük vurgusunun nerede olduğunu işitmek mümkün olmaktadır. Bundan başka Ergenç 2002’de Türkçe sözlükte yer alan sözcüklerin, uluslararası fonetik alfabeyle verilmiş, vurgu özelliklerinin de gösterildiği listesini bulmak mümkündür. Ne var ki her iki çalışma için de aynı sorun söz konusudur: Sözcükler kullanılırken sözlükteki vurgulama özelliklerini her durumda korumaz, büyük oranda eklenme, söz dizimsel işlev gibi nedenlerle vurgu­ları değişebilir. Yine de sözü edilen çalışmalar başta olmak üzere parçalarüstü ögelere yer veren ses bilgisi çalışmalarının sayısı ve konuyla ilgili bilgilerimiz önemli oranda genişlemiştir.

S

Türkçede sözcük vurgusu nedir, kısaca açıklayınız?

Türkçe sözcüklerde iki tür vurgudan söz edilebilir: İlk defa Benzing (1941) tarafından dile getirilen ve en tatminkâr olan görüşe göre sözcüklerin birinci hecelerinde sabit olan bir vurgu vardır. Buna karşılık yeri değişebilen bir de ton vardır. Bunlar zaman zaman aynı hece üzerinde bulunabilmektedir. Anlam ayırıcı olan ve Türkçede vurgu olarak anlaşılan parçalarüstü öge yeri değişebilen tondur.

S

Vurgu ve tonlama dolayısıyla farklı anlamlara gelen birkaç kelime örneği veriniz?

A.Rtık “bundan sonra”

a.rTIK “fazla”

HA.yır “olmaz, değil”

ha.YIR “iyilik”

YA.Lnız “ama, ancak”

ya.lNIZ “tek başına”

BE.bek “yer adı”

be.BEK

A.Ğ“yer adı”

a.ğRI

S

Türkçe kökenli kelimelerde vurgu genellikle nerede bulunur?

Genel geçer görüşe göre vurgu, birtakım istisnaları olmakla birlikte, Türkçe kökenli sözcüklerde son hecede bulunur.

S

Vurgunun başta olduğu kelimelere örnek veriniz?

Bazı Türkçe sözcüklerde veya Türkçeleşmiş sözcüklerde vurgu baştadır:

ANne, YENge, HAla, Amca örneklerinde olduğu gibi.

S

Birleşik sözcüklerde vurgu hangi hecede olur?

Birleşik sözcüklerde ve birleşik sözcük olduğu unutulmuş eski birleşik sözcüklerde vurgu son hecede değil, ilk sözcüğün son hecesindedir:

deVEtabanı, çin <ne için, kaRAtahta

aLIkoy-, giDEdur-, baKAkal.

S

Eklenme durumunda vurgu olayı nasıl oluyor, birkaç örnekle açıklayınız?

Eklerden bir kısmı vurguludur. Sözcüğe ek gelmesi durumunda, vurgulanamayan bir ek yoksa vurgu sona kayar.

kaPI

ZEL

bekLE!

kapıLAR

güze

bekle

 Vurgusu söz sonunda olmayan sözcükler vurgulanabilen bir ek aldıklarında vurgu sona kaymaz:

MAsada

ANkaralı

eFENdilik

RIKkaleli

S

Yazı dilinde vurgu nasıl gösterilir, örnekleriyle açıklayınız?

Doğrudan konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda gösterilmez. Ancak kimi durumlarda “tırnak” işareti, eğik yazım, koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok har­fin kullanılması gibi görsel ögeler bürünsel ögelerin yazı dilinde işaretlendiği araçlardır:

Pınar kitap okumayı çok seviyor.

Pınar kitap okumayı çok seviyor.

Pınar kitap okumayı çooook seviyor.

Pınar kitap okumayı “çok” seviyor.

Noktalama işaretleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazı­da işaretlemeye yarar.

S

Türkçede sözdiziminde vurgu nasıl olur, örneklerle açıklayınız?

Yazı dilindeki bu işaretlemeler yanında sözdiziminde de vurgulu pozisyonlar vardır. Herhangi bir ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Konuşma dilinde başka pozisyondaki bir ögeyi de vurgulu söylemek müm­künken yazı dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış pozisyondur; vurgu­lanmak istenen öge bu pozisyona kaydırılır:

Pınar, kitap okumayı seviyor.

Kitap okumayı Pınar seviyor.

Ayrıca devrik yapılarda bir ögenin başa çekilmesi de vurgu amacıyla kullanılabilir:

Pınar seviyor kitap okumayı.

Yüklem sonu pozisyon, vurgusuz ögelere ayrılmıştır:

Kitap okumayı seviyor Pınar.

Pınar seviyor kitap okumayı.  

S

Durak nedir, kısaca açıklayınız?

Bir metni oluşturan sözcükler arasında kısa aralıklar bulunur. Bu aralıklar sözcük sınırlarını, öbek sınırlarını, ögeleri veya cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. Bunlar, anlam ayırıcıdır ve metnin doğru anlaşılması için önemlidir.

Hırsız kadına saldırdı-Hırsız / kadına saldırdı.

Karadeniz-Kara / deniz

Oku / baban gibi / eşek olma-Oku baban gibi / eşek olma.

Örneklerde görüldüğü gibi durağın hangi sözcükler arasında ve ne kadar uzunlukta olacağı anlamı doğrudan etkilemektedir. Bu da durağın Türkçede anlam ayırıcı olduğunu göstermektedir.

S

Ton nedir, kısaca açıklayınız?

Ton bir hecede titreşim sayısının yüksekliği veya düşüklüğü, bir hecenin tiz ya da pes söy­lenmesi olarak tanımlanır ve belli bir zamanda ses titreşimlerinin sayı­sını gösterir.

S

Tonun türlerinden kısaca bahseder misiniz?

Tonun düz ton, alçalan ton, yükselen ton gibi farklı biçimleri vardır. Çince ve bazı Afrika dilleri başta olmak üzere bazı dillerde önemli olan ton, Türkçede anlam ayırıcı bir ögedir. Ancak kaynaklarda daha çok bir sözcüğün fark­lı biçimlerde söylenmesi olarak anlaşılır.

Örnek olarak efendim sözcüğü “Anlamadım, tekrar eder misiniz?” anlamında kulla­nılacaksa yükselen tonla, çağrıya karşılık olacaksa düz tonla, bir söze başlanacaksa alça­lan tonla söylenir.

Yine ya ünlemi yükselen tonla “Öyle mi”, düşen tonla “Bak şu yaptığına, gördün mü?” gibi anlamlarla söylenebilir.

S

Ezgi nedir, kısaca açıklayınız?

Bir konuşma zincirinde hece, sözcük kökleri ve ekler­le sözcükleri kapsayan ton ve değişmelerin tümü ezgiyi oluşturur. Ezgi kişi, bağlam, konuşurun sosyal sınıfı, eğitimi gibi nedenlere bağlı olarak değişebilir.

S

Ezginin iletişimdeki önemi nedir, kısaca açıklayınız?

Türkçede ezginin yine de belirlenebilen bir yönü vardır ve iletişim açısından önem­lidir. Örnek olarak biçim bilgisel ve söz dizimsel açıdan bitmiş görünen cümlelerin ger çekten bağımsız cümleler mi yoksa bağımlı cümleler mi olduklarını ezgi sayesinde an­lamak mümkündür.

Geldi.

Geldi mi?

Geldi mi gideriz.

Örneklerimizi incelediğimizde Geldi örneğinde sonda düşen bir ezgi vardır. Bu ezgi cümlenin bittiğini gösterir. Geldi mi örneğinin sonunda ise önce yükselip sonra düşen bir ezgi vardır ve bu ezgi, soru cümlesine işaret eder. Buna karşılık aynı sözcük üçüncü cüm­lede ana cümleyi bitirmez. Yükselen ton cümlenin bitmediğine işaret eder.