TÜRK EDEBİYATININ MİTOLOJİK KAYNAKLARI - Deneme Sınavı - 9
Dönem Sonu Sınavı65616
Soru 1
Aşağıdakilerden hangisi yeryüzünde bulunan tanrı, kutsal ruh ve kültler arasında yer almaz?
Çözüm Açıklaması
Ülgen, gökyüzünde bulunan tanrılar, kutsal ruh ve kültler arasında yer alırken, diğer seçenekte belirtilenler yeryüzü kültleri arasında yer almaktadır.
Soru 2
Aşağıdakilerden hangisi yer altında bulunan tanrılar, kutsal ruhlar ve kültler arasında yer alır?
Çözüm Açıklaması
Altay Türklerinin kamlık (şamanlık) inanışlarına göre, Erlik yeraltı dünyasının ruhlarının başıdır. Erlik, yeraltında kara çamurdan veya duvarlarla çevrili kara demirden yapılmış sarayında yaşar.
Soru 3
Aşağıdakilerden hangisi Türk mitolojisinde antropogoni mitleri ve çeşitlenmeleri arasında yer alır?
Çözüm Açıklaması
Türk mitolojisinde yaratılış veya türeyişle ilgili anlatılar arasında dağ ve mağara unsurlarının birleşerek yer aldığı görülür. Bu bağlamda mağara adeta bir ana rahmi işlevi üstlenir ve dağ da doğurganlık özelliği kazanır. Dağ Ana/Ata, Türk mitolojisinde antropogoni mitleri ve çeşitlenmeleri arasında yer almaktadır.
Soru 4
Başlarında altından bir fes ve ellerinin ortasının delik olduğuna inanılan "Enkebir" adı verilen bu kötü ruh, hangi şehrimizin halk kültüründe vardır?
Çözüm Açıklaması
Başlarında altından bir fes ve ellerinin ortasının delik olduğuna inanılan "Enkebir" adı verilen bu kötü ruh, Sivas şehrinin bir halk kültürüdür. Doğru yanıt: C'dir.
Soru 5
Efsaneye göre ay erkek, güneş kızdır. Sabah erken doğmak için kavga ederler. Güneş hamurlu elini ayın yüzüne çarpar. Bu nedenle ayın yüzü çaparlı kalır. Bu kavgadan sonra güneş gündüz, ay da gece doğmaya başlar.
Yukarıdaki efsane aşağıdaki hangi şehrimize aittir?
Çözüm Açıklaması
Efsaneye göre ay erkek, güneş kızdır. Sabah erken doğmak için kavga ederler. Güneş hamurlu elini ayın yüzüne çarpar. Bu nedenle ayın yüzü çaparlı kalır. Bu kavgadan sonra güneş gündüz, ay da gece doğmaya başlar. Sözü edilen efsane "Adana" şehrine aittir. Doğru yanıt: A'dır.
Soru 6
Aşağıdakilerden hangisi bugün “Toprak Ana” dediğimiz toprak iyesinin eski adlarındandır?
Çözüm Açıklaması
“Ulu Ana”, “Kan Nine” gibi adlandırmalar, bugün “Toprak Ana” dediğimiz toprak iyesinin eski adlarıdır.
Soru 7
Türk halk kültüründeki bir efsaneye göre torunlarından eziyet gören bir nine olan kuş hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Halk kültüründe güvercin: Efsaneye göre, güvercin torunlarından eziyet gören bir ninedir. Tanrı’dan kendisini kuş kılmasını diler. Duası kabul olunur.
Soru 8
Firdevsi’nin yazmış olduğu İran’ın mitolojik tarihini anlatan eser hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Şehnâme İran şâiri Firdevsî’nin, onuncu yüzyılın sonlarında, yazmış olduğu İran’ın mitolojik tarihini de anlatan altmış bin beyitlik büyük mesnevîsidir
Soru 9
I- Şehnâme
II- Büyük Masallar
III- Arap Kültürü
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Tanpınar’a göre Divan şiirinin mitolojik kaynaklarını oluşturmaktadır?
Çözüm Açıklaması
Tanpınar’a göre Divan şiiri mitolojisini “doğrudan doğruya Şehnâme’den, Büyük Masallardan ve Arap kültüründen almıştı”. Fakat Divan şiirinin mitolojik arka plânını sadece İran ve Arap’a bağlamak da yanlış olacaktır kanâatindeyiz. İran ve Arap kültürü olduğu kadar, Hint, Çin, Ortadoğu’nun başka milletleri, Yunan ve Anadolu’da daha önce yaşamış diğer milletlerin mitolojilerinin de Divan şiirinin derin iç yapısında izleri vardır
Soru 10
Şehnâme’de de geçen Cam-ı cihan-nüma Divan şiirinde kime aittir?
Çözüm Açıklaması
Câm-ı cihan-nüma veya diğer adıyla Câm-ı kitînüma: Cemşid’e ait olduğu söylenen, fakat Şehnâme’de Keyhüsrev’in sahip olduğu, yedi değişik madenden yapılmış sihirli kadeh. Bunun içine bakıldığında dünyada istenilen her yer görülebilirmiş.
Soru 11
Şehnâme’de İran’ın ezeli düşmanı olan ve eserin yarısı boyunca İran’la savaşan ülke hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Şehnâme’nin yarısından fazlası Turan ve İran savaşlarına ayrılmıştır. Bu iki millet arasındaki o büyük rekabet Şehnâme’nin her satırında hissedilir.
Soru 12
Şehnâme’de Cemşid’i öldürerek saltanat tahtına oturan efsanevi İran hükümdarı hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Cemşid’i öldürerek başa geçen Dahhak Divan şiirdinde zalimliği ve özellikle de omuzlarındaki iki yılan sebebiyle zikredilmiştir.
Soru 13
Aşağıdaki eserlerden hangisinde de Şehnâme’de geçen olağanüstü kahramanlardan biri olan Efrâsiyâb geçmektedir?
Çözüm Açıklaması
Efrâsiyâb adı Divan-ı Lügati’t-Türk’te de geçer. Kaşgarlı Mahmud’a göre Efrâsiyâb Türklerin büyük hakanıdır. Asıl adı Tonga Alp Er’dir (Alp Er Tunga). Bebür (kaplan cinsi bir hayvan) gibi kuvvetli, yiğit bir adam demektir.
Soru 14
Anadolu’da Ferhad ile Şirin olarak bilinen hikaye İranlılar tarafından ne şekilde bilinmektedir?
Çözüm Açıklaması
Bizde Ferhad ile Şirin hikâyesi olarak bilinen hikâye İranlılarda Hüsrev u Şirin olarak bilinir. Bu hikâye içinde adı geçen ve önemli bir süsleme ustası olan Ferhad Türk anlatılarında ön plana çıkmış, Hüsrev unutulmuş hatta olay İran’dan çıkıp Amasya civarına nakledilmiştir. Metinleri anlamada kültürler arası geçişlere dikkat etmek gerekir
Soru 15
I- İskender
II- Musa Peygamber
III- Afrasiyab
Yukarıda verilenlerden hangisi ya da hangileri Şehname’nin olağanüstü hükümdar-kahramanlarından olan Keyhüsrev’in olası tarihi eşdeğerleridir?
Çözüm Açıklaması
Keykavus’tan sonra İran tahtına geçen, Şehname’nin olağanüstü hükümdar-kahramanlarından birisidir. Bazılarına göre Keyhüsrev dedikleri İskender’dir, bazıları Süleyman’dır ve bazıları da Mûsâ Peygamber derken kimilerine göre ise Afrâsiyâb’tır. Keyhüsrev, Divan şâirleri tarafından bir kıyas malzemesi olarak kullanılan iktidar, saltanat, kudret ve ihtişam sembolü şahsiyetlerden biridir
Soru 16
“Yandım belâ-yı hecr ile Nemrûd nârından beter
Gel ey Halîlim bir kadem tâze gülistân et beni”
Yukarıda verilen dizelerin sahibi olan Divan şairi hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Divan şiirinde sevgilinin aşıka yaptığı zulüm ve işkence, daha çok Nemrud zulmü olarak tavsif olunmuştur. Yukarıda verilen dizelerde de Ahmed Paşa bu zulmü tasvir etmektedir.
Soru 17
Şehname’de adı geçen ünlü kahramanlardan Zal’in oğlu olan kahraman kimdir?
Çözüm Açıklaması
İranlıların, Şehname’de adı en fazla zikredilen efsanevî kahramanı Rüstem’dir. Rüstem, yine kendisi gibi adı ve kahramanlıkları efsanelere karışmış ünlü Şehname kahramanı Zal’in oğludur.
Soru 18
I. Yusuf Kâmil Paşa'nın 1859’da Tercüme-i Telemak adıyla Türkçeye çevirdiği eser, Fénelon’un 1699’da yayımlanan eseridir.
II. Yusuf Kâmil Paşa, yaptığı çeviride pagan kültürün çoktanrılı dünyasını yaşadığı toplumun değerlerine göre düzenlemiştir.
III. Tercüme-i Telemak, Osmanlı münevverinde Yunan mitolojisine karşı yoğun bir eleştiri uyandırmıştır.
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Yusuf Kamil Paşa'nın Tercüme-i Telemak adıyla Türkçeye çevirdiği eser için doğrudur?
Çözüm Açıklaması
Fénelon’un 1699’da yayımlanan Télémaque adlı kitabını Yusuf Kâmil Paşa 1859’da Türkçeye çevirir. 1862’de Tercüme-i Telemak adıyla yayımlanan ve altı ay içinde ikinci baskısı yapılan kitap, 1877’ye kadar dört kez daha basılır. Gördüğü ilgi üzerine kitabın farklı çevirileri çıkar; ayrıca Mehmed Sadık Efendi, Tanzir-i Telemak adlı kitabıyla Fénelon’un eserinin yerli ve İslamî bir sürümünü oluşturur. Fénelon kitabının konusunu Homeros’un Odysseia’sından almıştır. Kitapta, Odysseia’nın önemli figürlerinden Odysseus’un oğlu Telemakhos’un babasını bulmak üzere çıktığı yolculuktaki maceraları anlatılırken pagan kültürünün çoktanrılı dünyasıyla karşılaşılır. Télémaque’ı Türkçeye çeviren Yusuf Kâmil Paşa, bu dünyayı yaşadığı toplumun değerlerine göre düzenlemiş; “Yunan mitolojisindeki çoktanrılı yapıyı yansıtan bölümleri çıkarmış, mitolojik kişileri tanrı ya da tanrıça olarak değil peri olarak göstermiştir” (Gökalp Alpaslan 2007: 13). Paşa’nın bu tasarrufları, eserin aslına sadık kalınmadığı ve Osmanlılaştırıldığı eleştirilerini hazırlamıştır. Getirilen eleştiriler bir tarafa, Tercüme-i Telemak, Osmanlı münevverinde Yunan mitolojisine karşı yoğun bir ilgi uyandırmış; “ihtiva ettiği ahlâkî umdelerle [ilkelerle], bizim için yeni olan hayal sistemiyle ve taşıdığı Yunanî masal unsuruyla uzun zaman -bilhassa Nâmık Kemal-Ekrem nesline- tesir” etmiştir (Tanpınar 2009: 144).
Soru 19
"Tanzimat Dönemi Edebiyatı’nın ilk nesli içinde değerlendirilen ________ , Celâleddin Harzemşah (1888) adlı tiyatro eserine yazdığı “Mukaddime-i Celâl” de, divan şiirinin “güzel”iyle bir bakıma dalga geçerken sadece bir mazmuna değil, bir dünya görüşüne ve estetik zevke de karşı çıkar. Bununla birlikte şiir, roman veya piyeslerinde Yunan mitolojisinden herhangi bir ize rastlanmaz. Ama onun “Mukaddime-i Celâl”de ileri sürdüğü görüşlerle açtığı yol, edebiyatta bir dünyadan vazgeçerek yeni bir estetik ve bunun biçimlendirdiği güzeller arayanlar tarafından genişletilip Yunan mitolojisine çıkarılır." Yukarıdaki boşluğu dolduracak doğru isim aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Tanzimat Dönemi Edebiyatı’nın ilk nesli içinde değerlendirilen Nâmık Kemal, Celâleddin Harzemşah (1888) adlı tiyatro eserine yazdığı “Mukaddime-i Celâl” de, divan şiirinin “güzel”iyle bir bakıma dalga geçerken sadece bir mazmuna değil, bir dünya görüşüne ve estetik zevke de karşı çıkar. Bununla birlikte şiir, roman veya piyeslerinde Yunan mitolojisinden herhangi bir ize rastlanmaz. Ama onun “Mukaddime-i Celâl”de ileri sürdüğü görüşlerle açtığı yol, edebiyatta bir dünyadan vazgeçerek yeni bir estetik ve bunun biçimlendirdiği güzeller arayanlar tarafından genişletilip Yunan mitolojisine çıkarılır.
Soru 20
"27 Mart-31 Mart 1890 tarihlerinde Tercüman-ı Hakîkat gazetesinde çıkan “Mitoloji ve Şiir” ile “Tekrar Mitoloji ve Şiir” başlıklı yazılarında Yunan, Hint ve İran mitolojilerinden söz açarak “klasik” kelimesi üzerinde duran, kelimenin kökenine ve kullanım alanına ilişkin açıklamalarda bulunan ________ , sorunu edebiyatçılarımızın dikkatine sunmuş olsa da ileri sürdüğü görüşler herhangi bir yankı bulmaz." Yukarıdaki boşluğu dolduracak doğru isim aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm Açıklaması
27 Mart-31 Mart 1890 tarihlerinde Tercüman-ı Hakîkat gazetesinde çıkan “Mitoloji ve Şiir” ile “Tekrar Mitoloji ve Şiir” başlıklı yazılarında Yunan, Hint ve İran mitolojilerinden söz açarak “klasik” kelimesi üzerinde duran, kelimenin kökenine ve kullanım alanına ilişkin açıklamalarda bulunan Ahmet Mithat Efendi, sorunu edebiyatçılarımızın dikkatine sunmuş olsa da ileri sürdüğü görüşler herhangi bir yankı bulmaz.