aofsorular.com
ULİ404U

1997’den Lüksemburg Zirvesi’ne Türk Dış Politikası

4. Ünite 20 Soru
S

Yunanistan Başbakanı Simitis'in, önceki Başbakan Papandreu'ya göre Türkiye ile ilişkileri nasıl farklılaşmıştır?

Yunanistan’ın özellikle Balkanlar’da izlediği politikaların AB ve ABD tarafından pek de sıcak karşılanmamasının da etkisiyle Başbakan Simitis, Türkiye ile olan sorunlarını hem Papandreu’ya göre çok daha yumuşak bir üslupla ele almaya hem de Türkiye’nin AB’ye olan ilgisini değerlendirerek iki ülke arasındaki sorunlara ilişkin Yunan tezlerini Ankara’ya Türkiye’nin AB sürecindeki aşamalarında kabul ettirmeye yönelmiştir (Sönmezoğlu, 2006: 610).

S

13-14 Aralık 1997 tarihindeki AB Lüksemburg Zirvesi’nden sonra Türkiye’nin AB ile siyasi ilişkilerini kesme kararı alması sonrasında Yunanistan hangi gerekçeyle Türkiye’ye ilişkin politikalarını değiştirmiş ve AB içerisinde Türkiye’ye daha az muhalif olmaya başlamıştır?

1996-1998 arasında Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde meydana gelen niteliksel değişme iki önemli gelişme ile gerçekleşti. Bunlardan ilki 13-14 Aralık 1997 tarihindeki AB Lüksemburg Zirvesi’nden sonra Türkiye’nin AB ile siyasi ilişkilerini kesme kararı almasıydı. Çok kısa zamanda Yunanistan, Türkiye’yi AB’den uzaklaştırmanın, doğrudan kendisine yönelik bir tehdit doğurduğunu görmüş oldu. AB ile ağlarını koparmış bir Türkiye, Yunansitan’la ilgili sorunları çok daha sert önlemlerle çözmeye kalkışabilirdi. Bu nedenle özellikle 1998 yılı sonlarından itibaren Yunanistan, Türkiye’ye ilişkin politikalarını değiştirmiş ve AB içerisinde Türkiye’ye daha az muhalif olmaya başlamıştır.

S

Türkiye'nin Yunanistan'ı "terörü destekleyen ülke" olarak suçlamasının önünü açan Türkiye-Yunanistan krizinin Öcalan ile ilişkisi neydi?

Öcalan’ın Rusya ve İtalya’nın ardından gittiği Kenya’da Yunan Büyükelçiliğinde saklandığının anlaşılması ve 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğinde üzerinde Lazaros Mavros adına düzenlenmiş bir Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunun bulunmuş olması, bir anda Türkiye-Yunanistan ilişkilerini en ciddi krizlerden birine soktu.

S

Yunanistan ve GKRY arasında 1993 yılında imzalanan Ortak Savunma Doktrini çerçevesinde 1996-97 yıllarında Kıbrıs’ta, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında hayata geçirilmeye çalışılan iki önemli proje nelerdir?

Bunlardan ilki, adada Yunan hava kuvvetlerinin kullanacağı bir hava üssü kurmak, diğeri ise Rusya’dan satın alınarak adada konuşlandırılması planlanan S-300 füze sistemleridir.

S

12 Aralık 1997 tarihinde yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye ve KKTC’de büyük bir  hayal kırıklığı ve öf­ke yaratan gelişme neydi?

12 Aralık 1997 tarihinde yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde GKRY’nin üyeliği resmî olarak açıklandığında, Türkiye ve KKTC’de büyük bir  hayal kırıklığı ve öf­ke yaşandı.

S

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah- Yol” Hükûmeti için yapılan koalisyon protokolüne göre başbakanlık nasıl planlanmıştır?

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah- Yol” Hükûmeti için yapılan koalisyon protokolüne göre Necmettin Erbakan 2 yıl süre ile Başbakanlık yapacak, ardından da Tansu Çiller Başbakanlığı üstlenecekti. Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde ise Tansu Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı  olacaktı.

S

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah-Yol” Hükûmeti, açıklanan hükûmet programında Avrupa Birliği'ne nasıl yer vermiştir?

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah-Yol” Hükûmeti, açıklanan hükûmet programında Avrupa ile ilişkilerin aksayacağına ilişkin beklentilerin aksine İslam ülkeleri ile ilişkiler ön planda olmakla birlikte Avrupa Birliği ile özellikle gümrük birliği bağlamında bütünleşmeye de yer verilmiştir. Programın dış politika uygulamalarında ise Başbakan Necmettin Erbakan İslam ülkeleri ile ilişkilere yoğunlaşırken Batılı ülkelerle olan ilişkiler ise genellikle Tansu Çiller tarafından yürütülmüştür.

S

Refah-Yol hükümeti dönemindeki hangi gelişmeler “28 Şubat Süreci” denilen sürecin başlamasına neden olmuştur.

İslam ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurma politikası doğrultusunda Başbakan Erbakan’ın ilk yurt dışı seyahatini İran’a yaparak ABD’nin açık muhalefetine rağmen bir dizi ekonomik ve siyasi iş birliği anlaşmaları imzalaması, 2 Ekim’de başlayıp 8 Ekim’de sona eren Mısır-Libya ve Nijerya gezisi yapmasıyla başlayan dış politika tercihi iç ve dış politikada büyük tartışmalara neden olmuştur. (Erdoğan, 2006: 164-165). Dış politika tercihine yönelik bu tepkiler zamanla daha da hararetlenmiş ve devamında “28 Şubat Süreci” denilen sürecin başlamasına neden olmuştur.

S

Gelişmekte olan sekiz ülkenin iş birliğini öngören D-8 örgütünün üyeleri hangi ülkelerdir?

Örgüt, gelişmekte olan sekiz ülke olan Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya, Pakistan ve Türkiye’den oluşmaktadır.

S

D-8’in bayrağında yer alan ve D-8’in temel ilkelerini sembolize eden altı adet yıldızın anlamları nelerdir?

Bu yıldızların anlamları şunlardır: Savaş değil, barış; çatışma değil diyalog; çifte standart değil, adalet; üstünlük değil, eşitlik; sömürü değil, adil düzen; baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi.

S

D-8’in neredeyse G-8’le aynı şekilde dizayn edilen yapılanmasında yer alan “Zirve”, “Konsey” ve “Komisyon” arasından "Zirve" neyi ifade etmektedir?

D-8’in neredeyse G-8’le aynı şekilde dizayn edilen yapılanmasında “Zirve”, “Konsey” ve “Komisyon”a yer verilmiştir. Zirve, hükûmet/devlet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardan oluşur ve örgütün en üst düzey karar alma organıdır.

S

Soğuk Savaş’ın bitimi ve “Demir Perde”nin ortadan kalkmasıyla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin genelinin güvenlik ekonomik kalkınma, demokrasi ve insan hakları konusunda eğilimi nasıl olmuştur?

Soğuk Savaş’ın bitimi ve “Demir Perde” olarak adlandırılan SSCB’nin yoğun etkisi altındaki Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde (ODA ülkeleri) komünist-sosyalist rejimlerin ortadan kalkması ile yepyeni bir siyasi coğrafya ile karşı karşıya kalındı. Neredeyse bütün ODA ülkeleri, güvenlikleri için NATO; ekonomik kalkınma, demokrasi ve insan hakları için de AB’ye üye olma çabası içine girdiler.

S

Soğuk Savaş’ın bitimi ve “Demir Perde”nin ortadan kalkmasıyla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin genelinin NATO'ya girme çabası içine girmesi üzerine NATO'nun tavrı nasıl olmuştur?

ABD liderliğindeki NATO, bu talebi Rusya Federasyonu’ndan gelen bazı itirazlara rağmen memnuniyetle kabul etti ve bu ülkelerin NATO’ya dahil edilmesi için derhâl çalışmalara başlandı. 1949’da 12 üye ile kurulan, 1952’de Türkiye ve Yunanistan, 1982’de İspanya’yı üyeliğe alarak Soğuk Savaş döneminde 15 üyeye ulaşan NATO, Soğuk Savaş sonrasında hızla genişledi ve 2009’da 28 üyeye ulaştı.

S

Soğuk Savaş döneminde “bağımsız-bağlantısız” konumları nedeni ile AB ile de mesafeli bir ilişki kurmuş olup 1995’de AB'ye üye olan 3 ülke hangileridir?

Soğuk Savaş döneminde “bağımsız-bağlantısız” konumları nedeni ile AB ile de mesafeli bir ilişki kurmuş 3 ülke daha 1995’de AB'ye üye oldu ve AB üye sayısı 15'e yükseldi. Bu süreçte üye olan ülkeler Avusturya, İsveç ve Finlandiya'dır.

S

Lüksemburg Grubu nedir ve hangi ülkelerden oluşmaktadır?

Lüksemburg Grubu: Üyelik müzakereleri Aralık 1997’deki Lüksemburg Zirvesi’nde kararlaştırılan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Macaristan, Polonya ve Slovenya’nın kastedildiği altı ülkeye verilen isim.

S

Lüksemburg Zirvesi'nde Türkiye’ye aday statüsü verilmemesinin nedeni olarak hangi gerekçe gösterilmiştir?

Türkiye’ye aday statüsü verilmemesinin nedeni olarak da politik ve ekonomik durumlar gösterilmiş ama Türkiye’nin önemi dolayısıyla mümkün olduğu kadar Avrupa Birliği’ne her alanda yakınlaştırma stratejisi izleneceği de belirtilmiştir.

S

Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’ye “aday” statüsü verilmediği hâlde “Türkiye İçin Avrupa Stratejisi” başlığı altında çerçevesi çizilen strateji nedir?

İlgili bölümde Konsey, Ankara Anlaşması’nda öngörülmüş bulunan imkânların geliştirilmesi, Gümrük Birliğinin güçlendirilmesi, mali işbirliği ve mevzuat uyumu gibi unsurlara yer verilmesi ve gelişmelerin düzenli olarak “ilerleme raporları” ile Ankara Anlaşması’nın bir biçimde üyelik perspektifini içinde barındıran 28. maddesi, Kopenhag Kriterleri ve AB’nin 29 Nisan 1997 tarihli deklarasyonu çerçevesinde gözden geçirilmesi öngörülmüştür.

S

Lüksemburg kararlarını kabul edilemez olarak gören 55. Hükûmet, AB üyeliğini Antlaşma gereği bir hak olarak görmüştür? 

AB üyeliğini, 1963 Ankara Antlaşması gereği bir hak olarak gören Hükûmet, Lüksemburg kararlarını kabul edilemez bulmuştur (Çalış, 2006: 345).

S

Türkiye'nin Lüksemburg Zirvesi sonrası AB'ye yönelik tutumu nasıl olmuştur?

Gündem 2000’den itibaren AB odaklı bir dış politika izleyen Türkiye, Lüksemburg Zirvesi’nden sonra AB ile siyasi diyalogu kesmiş ve bir yandan da alternatif politikalar aramaya başlamıştır. Bu konuda Rusya Devlet Başkanı’nın Türkiye ziyareti, ABD ve İsrail ile yapılan dış  politika tercihleri ön plana çıkarılmıştır.

S

Türkiye’nin kendisine yönelen teröre destek vermekle suçladığı Suriye ile uzlaşması 1998 ne zaman olmuştur?

Türkiye’nin kendisine yönelen teröre destek vermekle suçladığı Suriye ile uzlaşması 1998 “Adana Mutabakatı”na kadar mümkün olamadı. Ortak bir antlaşmadan çok Türkiye’nin isteklerinin Suriye tarafından kabul edildiği bir mutabakat metni olan “Adana Mutabakatı” ile bir uzlaşı sağlanmıştır.