aofsorular.com
ULİ404U

Soğuk Savaş Sonrası Türk Dış Politikası

1. Ünite 20 Soru
S

Güç dengesi modelini açıklayınız.

Güç dengesi modeli, temelde 18. ve 19. yy. Avrupa ulus-devlet modelini baz alan ve bu devletler arasında ortaya çıkmış ululararası sistemi tanımlayan modeldir. Bu modele göre, uluslararası siteme hakim belli başlı ulus-devletler arasında güçler açısından bir denklik söz konusuyken hiçbirinin bir diğerine sürekli üstünlüğü söz konusu değildir. Bu sistemde, dengeleyici bir devlet vardır ve bu devlet açısından önemli olan tek unsur dengenin bozulmamasıdır. Keza, bu devletin sürekli bir dostu ya da düşmanı yoktur; sadece devamlı çıkarları vardır ve bu çıkarların devamlılığı güç dengesinin devam etmesine bağlıdır. Zira, dengeleyici devlet rolünü 18. ve 19. yy.da oynayan devlet İngiltere’dir (Emeklier, 2010).

S

Güç dengesi modelinden Soğuk Savaş dönemine geçiş nasıl olmuştur?

I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ve hemen ardından II. Dünya Savaşı’nın çıkması uluslararası sistemde bir geçiş döneminin yaşanmasına yol açmış ve Avrupa dışından bir güç olan Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) uluslararası sistemde etkin bir aktör olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Böylelikle bozulan güç dengesi modelinden iki kutuplu sisteme geçilmiş, SSCB ile ABD arasında oluşan bloklaşma uluslararası sistemi kendilerinin başını çektiği iki kutuplu hâle getirmiş ve 1 991 yılına kadar devam eden bu döneme literatürde Soğuk Savaş dönemi adı verilmiştir.

S

 ABD ve diğer kapitalist ülkelerin 1949’da oluşturduğu NATO’ya karşılık SSCB'nin başını çektiği oluşum nedir?

Varşova Paktı'dır. ABD ve diğer kapitalist ülkelerin 1949’da oluşturduğu NATO’ya, SSCB Doğu Bloku ülkeleriyle oluşturduğu Varşova Paktı ile karşılık verince Soğuk Savaş yapısı kurumsallaşmıştır.

S

Soğuk Savaş döneminde  küresel barışın teminatı olarak kurulan ve güç dengesi sistemini de kurumsallaştıran; günümüzde hâlâ devam ettirilmeye çalışılan oluşum nedir?

Soğuk Savaş döneminde küresel barışın teminatı olarak kurulan Birleşmiş Milletler (BM) ise özellikle onu domine eden BM Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesi ile (ABD, SSCB, Çin, İngiltere, Fransa) güç dengesi sistemini de kurumsallaştırmış oluyordu. Bu sistem bütün dünya dengelerinin değişmesine ve Soğuk Savaş’ın 1990’da sona ermesine rağmen hâlâ devam ettirilmeye çalışılmaktadır.

S

Bolşevik Devrimi'ni açıklayınız.

Bolşevik Devrimi, Ekim Devrimi ya da Rus Devrimi olarak da bilinen, Jülyen Takvimi’ne göre 24 Ekim 1917’de (Miladi 6 Kasım 1917) başlayan, Çarlık Rusya iktidarının Lenin liderliğindeki Bolşevikler tarafından ele geçirilmesi sonucu SSCB’nin kuruluş sürecini başlatan olaylar dizisidir. 1917’de Çarlık ortadan kaldırılsa da Bolşeviklerle Monarşi yanlısı (hatta zaman zaman Batılı güçlerden örneğin İngilizlerden destek alan) Beyaz Ordu arasında 1918’de başlayan iç savaş 1922’de sona ermiş, iç savaşın galibi Bolşevikler SSCB’yi kurmuştur.

S

SSCB'nin Batı Avrupa ve ABD tarafından"komünist tehlike" olarak algılanması ve bloklaşma sürecinin başlaması nasıl gerçekleşmiştir?

Hitler’in bir güç olarak ortadan kalkması, Almanya’nın işgal edilmesi ve Sovyet yayılmacılığının Batı Avrupa içlerine doğru ilerlemesi sonucunda bu durumdan endişelenen ve tarihsel olarak kapitalist sisteme, liberal toplum düzenine sahip olan ABD, İngiltere ve Fransa genişleyen ‘komünist tehlike’ karşısında önlem almaya çalışmıştır. Böylelikle savaş boyunca Almanlara karşı müttefik olmuş bu dört ülke iki kutba ayrılmış (SSCB karşısında ABD, İngiltere ve Fransa) ve başta ideolojik olmak üzere ekonomik, siyasal ve askerî açıdan bloklaşma süreci başlamıştır.

S

SSCB’nin NATO’nun kurulmasına karşılık olarak 1955’te kurduğu Varşova Paktı'nın kuruluşunda yer alan sekiz sosyalist ülke hangileridir?

SSCB, Arnavutluk, Romanya, Demokratik [Doğu] Almanya, Bulgaristan, Çekoslavakya, Macaristan ve Polonya

S

Berlin Duvarı nedir ve neden inşa edilmiştir?

Berlin Duvarı, 1961 yılında Demokratik (Doğu) Almanya vatandaşlarının Federal (Batı) Almanya’ya kaçmalarını önlemek amacıyla Demokratik Almanya tarafından yaptırılan, 1989 yılında Demokratik Almanya vatandaşlarının Batı’ya geçişlerinin serbest bırakılmasıyla işlevini yitiren ve aynı yıl yıkılmasına karar verilen 46 km uzunluğundaki duvardır.

S

Soğuk Savaş döneminde geçen "Yeşil Kuşak Projesi" neyi ifade etmektedir?

Yeşil Kuşak Projesi, ABD’nin 1970 ve 1980’li yıllarda Orta Doğu’da komünizmin yayılma tehditine karşı İslami hareketleri destekleme projesidir.

S

Türkiye Kore Savaşı’nda neden Güney Kore lehine asker göndermiştir?

Türkiye NATO’ya üye olmasını kolaylaştırma amacı ile Güney ve Kuzey Kore arasında başlayan ancak Çin ve ABD’nin de müdahalesi ile genişleyen Kore Savaşı’nda BM’nin Güney Kore’ye destek olma amacıyla yaptığı çağrıya uyarak 17 Eylül 1950’de asker göndermiş ve 721 şehit vermiştir.

S

Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde aldığı yardımlar ve 1974 Kıbrıs Müdahalesi sonucu Türkiye'ye yöneltilen ambargo değerlendirildiğinde Türkiye'nin 20 Temmuz 1975’de NATO dışında kalan Ege Ordusunu (4. Ordu) kurma sebebi nedir?

Özellikle 1980’lere kadar düzelemeyen bir ekonomiye sahip olan Türkiye, ABD’den aldığı ekonomik ve askerî yardımlar sayesinde ekonomisini ayakta tutmayı başarmış, diğer yandan NATO’ya olan üyeliği ve aldığı askerî yardımlar dolayısıyla orduda ciddi teknik gelişmeler sağlamıştır. Ancak bu durum aynı zamanda kaçınılmaz bir bağımlılık da yaratmıştır. 1974 Kıbrıs Müdahalesi sonrasında Türkiye’ye yöneltilen ambargo uygulaması, bağımlılığın sonuçlarını görmek bakımından önemli bir tecrübe olmuş ve hatta Türkiye 20 Temmuz 1975’de NATO dışında kalan Ege Ordusunu (4. Ordu) kurarak bu duruma önlem almaya çalışmıştır.

S

Kapitalist ekonomi ve liberal demokrasi ile komünist bir ekonomi ve siyasal rejimin ayrımını sembolize eden Berlin Duvarı'nın yıkılması, dünyada hangi kanadın zaferi olarak yorumlanmıştır?

Duvarın batısında yer alan Batı Avrupa ülkeleri kapitalist ekonomiyi ve liberal demokrasiyi benimsemişken, doğusundaki ülkeler (SSCB, Bulgaristan, Romanya, Polonya vs.) komünist bir ekonomi ve siyasal rejimi idealleştirmişlerdir. Ne var ki 1989 yılında duvarın doğusundan batısına geçişlerin serbest bırakılması ve sonunda duvarın yıkılması tüm dünyada kapitalist ekonomi ve liberal demokrasinin zaferi olarak görülmüştür.

S

SSCB'nin dağılması üzerine ortaya çıkan "tek kutuplu dünya" veya "yeni dünya düzeni" nitelemeleri neyi ifade etmektedir?

Soğuk Savaş’ın sona ermesi de dış siyaset alanında bir kırılma noktası olmuş, bu durum yeni bir uluslararası sistemin doğuşunun başlangıcı olmuştur. Kimi uzmanlar bu sisteme ‘tek kutuplu dünya’ derken bazıları da tıpkı 1990 yılında ABD Başkanı Bush’un Körfez Krizi sırasında yaptığı gibi ‘yeni dünya düzeni’ nitelemesini tercih etmişlerdir. Keza, her iki niteleme de aslında iki kutuplu dünya düzeninin bitmesi ve yeni bir uluslararası sistemin ortaya çıkması anlamına gelmektedir (Emeklier, 2010).

S

SSCB’nin dağılmasının ardından NATO’nun kuruluş amacı ortadan kalkmış olması sonucu NATO'nun geleceği konusundaki tartışmalar nasıl sonuçlanmıştır?

NATO’nun geleceği konusundaki tartışmalar ise kısa bir süre sonra yerini NATO’nun yeniden yapılanması, yeni konsepti ve genişleme stratejisi üzerinde yoğunlaşmıştır (Aktürk, 2012: 73-97). 1989’da 14 üyesi olan NATO ilk genişlemesini Doğu Almanya ile birleşen yeni Almanya’yı içine alarak gerçekleştirmiştir. Ardından 1999, 2004 ve 2009 genişlemelerini gerçekleştiren NATO 28 üyeye ulaşmıştır.

S

Maastricht Anlaşması'nın Avrupa Birliği (AB) açısından yeri nedir?

1951 yılında Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) olarak başlatılan bütünleşme süreci 1957 Roma Anlaşması’yla AET’nin oluşturulmasıyla devam etmiş, 1958’de Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) kurulmuş ve bu üç örgüt nihayet 1965 yılında Avrupa Toplulukları (AT) adı altında birleştirilmiştir. Nitekim, Soğuk Savaş boyunca bir ekonomik iş birliği örgütü olan bu yapı 1992 yılında Maastricht Anlaşması’yla yalnızca ekonomik değil aynı zamanda siyasi bir birlik olma yönünde ilk ciddi adımını atmış ve Avrupa Birliği (AB) adını almıştır.

S

1991’de Roma’da düzenlenen NATO zirvesinde belirlenen yeni strateji nedir?

1991’de Roma’da düzenlenen ve yeni stratejinin belirlendiği NATO zirvesinde ittifakın mevcut şartlarda bir saldırıyla karşı karşıya olmadığı ve bundan böyle Orta Avrupa, eski SSCB, Orta Doğu ve Güney Akdeniz bölgelerinde meydana gelen istikrarsızlıklarla ilgilenmesi gerektiği kararı alınmıştır.

S

Soğuk Savaş’ın sona ermesi sonrası Türkiye açısından ‘komünist tehlike’nin ortadan kalmasına rağmen yeni bir güvenlik sorunu haline gelen durum nedir?

Soğuk Savaş’ın sona ermesi Türkiye açısından ‘komünist tehlike’nin ortadan kalması anlamına gelmiş olsa da diğer yandan Türkiye açısından güvenlik sorunu haline gelmiş olan SSCB ve Yunanistan’ın yerine yeni güvenlik sorunu terör ve ayrılıkçılık olmuştur (Sönmezoğlu, 2006:479-80). Bu çerçevede dışarıdan gelebilecek güvenlik tehdidi, terör örgütüne verilen destek doğrultusunda Irak ve Suriye olarak görülmüştür.

S

Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ile başlayan süreçte Türkiye'nin tavrı ne olmuştur?

Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ile başlayan süreçte, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da önemli etkisi ile hızla Irak’a karşı ABD ile iş birliği içinde hareket edilmesi öngörülmüş ve Türkiye’nin bu davranışı, yeni oluşan ilişkiler sisteminde ABD’den büyük bir takdir almıştır.

S

Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin bir anda AB’ye üye olmak için sıraya girmeleri ve AB’nin Kopenhag Kriterleri ile yeni esaslar belirlemesi, Türkiye-AB ilişkileri açısından ne anlama gelmektedir?

Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin bir anda AB’ye üye olmak için sıraya girmeleri ve AB’nin Kopenhag Kriterleri ile yeni esaslar belirlemesi ile Türkiye’nin 1959’dan bu yana yürüttüğü ilişkilerin neredeyse hiçbir kıymeti kalmamış, her şeye en başından başlanmıştır.

S

Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerini yerine getirdiği ilan edilmesi ve ardından da 3 Ekim 2005’de üyelik müzakerelerine başlanması ile devam eden süreçte, müzakere sürecinin kısa zamanda tıkanmasıyla Türkiye'de gelişen yeni dış politika söylemi ne olmuştur?

Müzakere sürecinin çok kısa zamanda tıkanması ile AB eksenli politikalarda da değişimler yaşanmış, “Komşularla Sıfır Sorun” adı verilen yeni dış politika söylemi, özellikle “Arap Baharı” adı verilen döneme kadar son derece etkili olmuştur.