Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde Basın (1876-1907)
II. Abdülhamid ne zaman doğmuştur?
II. Abdülhamid, 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da doğmuştur.
II. Abdülhamid'in basına bakış açısı nasıldır?
Bilindiği gibi II. Abdülhamid’in en fazla eleştirilen yönlerinden biri, belki de başlıcası, basına karşı takındığı sert tavırdır. Çoğu araştırmacıya göre Sultan, kendi idaresini sağlamlaştırmak için baskıcı anlayışı tercih etmiştir. Ancak bu baskının gerçek anlamda boyutları ve etkisi konusunda söylenenler, hâlen daha subjektif değerlendirmelerle dolu olan anılara dayandırılmaktadır. Gerçekten de yapılanların bizzat Sultan tarafından mı, yoksa işgüzar bürokratları tarafından mı plânlanıp gerçekleştirildiği bilinmemektedir.
Sultan II. abdülhamid'in başlıca yönetim ilkeleri nelerdir?
Abdülhamid’in yönetim ilkeleri şu başlıklar altında toplanabilir:
• Otoriteye ve muhafazakârlığa olan inancı,
• Merkeziyetçilik konusundaki ısrarı,
• Sosyal-ekonomik ve askerî alanlarda reformcu siyaseti,
• Sıkı maliye politikası,
• İslam’a ve Hilafet’e özel önem vermesi,
• Her alanda aşırı ihtiyatlı ve tedbirli davranması.
Harekat Ordusu nedir?
13 Nisan 1909 tarihinde gerçekleşen 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmak için Mahmut Şevket Paşa komutasında Selanik’ten İstanbul’a gelen ordu.
Sultan II. Abdülhamid döneminde Osmanlı basının yasal dayanakları nelerdir?
Osmanlı basını, bu dönemde, 1865 yılında ilan edilmiş bir kanuna bağlıdır. Bu kanuna göre, gazetelerin siyasi veya idari yazıları yayımlamadan önce resmî izin almaları gerekir. Bunun için Bâb-ı Ali’de, Matbuat-ı Dâhiliyye İdaresi adıyla özel bir kalem kurulur. Söz konusu kalem, gazeteleri kontrol ederek kanuna uygun olmayan yerlerini sansür eder. Bazen de hiçbir ihtara gerek görmeksizin gazetelerin kapatılmasını isteyebilir.
Osmanlı basını için II. Abdülhamid döneminde çıkarılan talimatname hangi kuralları içermektedir?
Talimatnamede şu noktalar üzerinde durulmaktadır:
1. Padişahın sağlığı, ürünlerin durumu ve ülkedeki ticari gelişmelerin aleyhine yazılar yazılmaması.
2. Ahlaki açıdan zararı bulunmayacak bir tefrikanın yayını için eğitim bakanlığından izin alınması.
3. Her yazının bir sayıda yayımlanabilecek ölçüde olması, “arkası yarın” veya “devamı var” gibi ifadeler kullanılmaması,
4. Bir makalede beyaz yerler ve noktalarla geçilen boş yerler bırakılmaması, yanlış anlaşılabilecek ifadelere yer verilmemesi,
5. Kişisel çatışmalara yer verilmeyip vali veya mutasarrıf gibi yöneticilerin yaptığı yolsuzlukların ispat edilmediği sürece yayımlanmaması,
6. Halktan veya cemaatlerden birinin, hükümetin suistimaller yapmasından şikâyeti veya bunun sorumlusu olarak padişahı gösterdiklerine dair yazıların yayımlanmaması gerekmektedir.
7. “Ermenistan” kelimesi gibi tarih ve coğrafyaya ilişkin kelimelerin kullanılmaması.
8. Yabancı ülke hükümdarlarına yapılan suikastlara ilişkin haberlerin yayımlanmaması,
9. Basını düzenleyen bu talimatname, yanlış yorumlara neden olacağından gazetelerde yayımlanmaması gerekmektedir.
Kanun-i Esasi nedir?
“Temel Kanun” anlamına gelen Anayasa. Daha çok 23 Aralık 1876 tarihinde ilân edilen Osmanlı Anayasası’nı ifade eder.
1865 yılında ilan edilen talimatnameye göre gazetelerde hangi sözcükleri kullanmak sakıncalıdır?
“Kanûn-ı Esâsî, ihtilal, hürriyet, anarşi, zulüm, hukûk-ı millet, müsâvât, uhuvvet, vatan, şebâb, dinamo, dinamit, millet, beyne’l-milel, veliahd, cumhuriyet, meb’ûsân, âyân, bomba, Mithat Paşa, Kemâl Bey, Sultan Murad, yahud sadece Murat, Girit, Makedonya, ıslahat...” gibi kelimeler yasaklıydı.
Matbuat Müdürlüğü nedir? Bilgi veriniz.
Sultanın iktidara gelişinden birkaç ay sonra, 1 Mart 1870 tarihinde bütün basın yayın faaliyetleri üzerinde etkili olan Matbuat Müdürlüğü, Dâhiliye Nezareti’ne bağlanır. Müdürlüğün bu değişiklikle ilgili sultana sunduğu yazıda, İstanbul’da farklı dillerde çıkan gazetelerin halkın zihnini karıştıracak yayınlar yaptığı vurgulanır. Bu yayınların halkın yararına dönüştürülmesi gerektiği üzerinde durulur. Müdürlük her ne kadar Dâhiliye Nezareti’ne bağlı olsa da emirleri doğrudan doğruya saraydan alır ve oraya karşı sorumludur. Bu nedenle II. Abdülhamid en güvendiği kişilere bu müdürlükte görev verir.
Matbuat-ı Ecnebiye Kalemi nedir?
Takip edilmesi gereken yayınların sayısı zamanla artınca Said Paşa, 16 Aralık 1882 tarihli yazı ile Matbuat-ı Ecnebiye Kalemi kurulmasını talep eder. Bunun üzerine 6 Şubat 1883 tarihinde Hariciye Nezareti bünyesinde Matbuat-ı Ecnebiye Müdürlüğü kurularak faaliyete geçer.
II. Abdülhamid döneminde basında sansür uygulamalarına örnek veriniz.
26 Ağustos 1901 tarihinde Matbuat-ı Dâhiliye Müdürlüğü’ne atanan Hıfzı Bey sansür işlerini Saraçhane’de bulunan konağından idare etmeye başlar. Hamal sırtında konağa getirilen gazete provaları burada ilgili memurlar tarafından incelenir, hoşuna gitmeyen yazı veya ifadeler tamamen çıkarılır. Bazen birkaç sütunluk makalenin üstünün çizildiği görülür. Bu nedenle Hıfzı Bey’e gerektiğinde kullanabilmesi için gazete sahipleri yedek bir iki makale daha gönderir. Hıfzı Bey’in kırmızı kalemle üzerini çizdiği ve yayımlanmasını reddettiği yazılar asla basılmaz.
Matbuat Müdürlüğünün La Republique Française gazetesinde yayımlanan yedi maddelik talimatnamesi nedir?
1. Madde: Gazetenin tefrika kısmı Maarif Nezaret-i Celilesi’nden istihsal olunan ruhsat ile tab olunacak ve gazete daha neşr olunmazdan mukaddem heyeti mecmuasıyla beraber nezaret-i müşârûnileyhaya arz olunacaktır.
2. Madde: Edebiyat, fünûn ve tarihe müteallik makalât gazetenin bir nüshasında tekmil olunacak, yani gazetede mâbadı var lakırdısı vaz olunmayacaktır.
3. Madde: Beyaz olarak bırakılan fıkralar ile nokta nokta bırakılan cümle ve ibârat
bulunmayacaktır.
4. Madde: Ağraz-ı şahsiyeye müteallik her nev’i mubahasât ve ağrazâttan ictinab olunacak ve ne vali, mutasarrıf, kaymakam ve polis memurlarından bahs olunmayacaktır.
5. Madde: Memurinden müteşekkil olan kimseler tarafından imza olunan arzuhaller neşr olunmayacaktır.
6. Madde: İspanya’nın payitahtı bulunan Madrid’de icra olunan nümayiş misilli ahalinin herhangi bir ecnebi hükümetine karşı vaki olan nümayişlerden bahs olumayacaktır.
7. Madde: Ber-vech-i bâlâ mezkûr bulunan tenbihât-ı akidenin karilere bildirilmesi gazeteler için memnudur.
II. Abdülhamid döneminde gazetelerin kapatılmasında nasıl bir yol izlenirdi?
Sansür uygulaması gazeteleri hemen kapatma veya ceza verme şeklinde uygulanmaz. Önce gazete sahibi veya müdürü çağrılarak gerekli uyarılar yapılır. Şayet uyarılara rağmen aynı hataların tekrarlandığı görülürse o zaman yasal yaptırımlara gidilir. Basın cezaları ihtar (uyarı), tatil (süreli kapatma) ve fesh ü ilga (tamamen kapatma) sıralamasına göre yapılır.
Servet-i Fünun dergisinin kapatılma gerekçesi nedir?
“Edebiyat ve Hukuk” adlı sansürce uygun görülmeyen makalenin yayımlanması.
II. Abdülhamid döneminde süreli yayın çıkarmak isteyenler neleri içeren bir şartname hazırlayıp sunmalıdırlar?
• Yalnızca gazetenin ilgi alanına giren haberler verileceği,
• Hükümet aleyhinde yayın yapmayacağı,
• Uygun olmayan kelimelerin kullanılmayacağı,
• Anlamı belirsiz yazıların yayımlanmayacağı,
• Kadınlar ve öğrencilerden gelen yazıların yayımlanmayacağı,
• Sansür memurlarının çıkardığı yerler hakkında yorum yapılmayacağı,
• Sansüre uğrayan yerlerin boş olarak yayımlanamayacağı...
II. Abdülhamid döneminde sansür konusunda ayrımcılığa örnek veriniz.
Süreli yayınların sansüründe her zaman katı davranılmadığı görülür. Şayet saraya yakın yayınsa bunun anlayışla karşılandığı bile olur. II. Abdülhamid Devri’nin jurnalleriyle ünlü sıra dışı gazete sahibi Baba Tahir’in Malumat’ı böyle bir ayrıcalığa sahiptir. Gazete 22-24 Mayıs 1898 tarihlerinde sansür tarafından yasaklanan yazıları yayımlamasına rağmen herhangi bir ceza almaz. Hatta matbaasını düzenlemek için saraydan para talep eden Tahir Bey’e 200 lira verilir.
II. Abdülhamid döneminde kitaplar için nasıl bir sansür uygulanmıştır?
Sansür, matbaa kapatma, yayın toplatma, hatta imha etme, bu dönemde yalnız gazete ve dergiler için uygulanmaz. Kitaplar için de sıkı bir sansür denetimi söz konusudur.
II. Abdülhamid döneminde kitap basmak için hangi bürokratik işlemler yapılmalıdır?
Bu nizamnamelere göre kitap basmak için Maarif Nezareti’nden izin alınmalıdır. Kitap basılıp dağıtılmadan önce belli bir sayısı ön sansürden geçirilir. Yayımlanacak kitap bir uzmanlık alanını ilgilendiriyorsa o alanla ilgili görüş alınır. Örneğin sanat eseri ise Sanayi-i Nefise Müdürlüğü, dinî konulu ise Şeyhülislâmlık Makamı, askerî konulu ise Seraskerlik Makamı’nın görüşleri alındıktan sonra ruhsat verilir. Yayımlanan her kitabın iç kapağında, ruhsat numarası ve Maarif Nezareti’nden alınan izne ait bir örneğin basılması zorunludur.
II. Abdülhamid döneminde yasaklı yerli ve yabancı yazarlara örnek veriniz.
Namık Kemal, Ziya Paşa, Jules Verne, Emile Zola.
1867-1907 yılları arasında çıkarılan süreli yayınların sayısı kaçtır?
1867-1907 yılları arasında çıkarılan süreli yayınların sayısı 153'tür.