Turizmde Destinasyon (Varış Yeri) Güvenliği ve Önemi

Bir destinasyondaki; sivil/siyasi huzursuzluk, suç, hastalık, doğal felaketler veya ekonomik istikrarın bozulması vb. gibi endişeler turist varışlarını olumsuz şekilde etkileyecektir.

Turist varışını olumsuz biçimde etkileyen faktörlerin artması, doğrudan veya dolaylı olarak turizm sektöründe çalışan binlerce insanın işsiz kalmasına ve dahası ekonomisi turizme bağlı destinasyonların ciddi bir krizle yüzleşmesine neden olacaktır.

Turizmde güvenli bir ortamın varlığından söz edebilmek için konaklama tesislerinin, gezilen sokakların, kat edilen yolların, havaalanlarının ve sınır kapılarının, gıdaların ve turistik mekânların da güvenliğinden emin olmak gerekmektedir.

Bir destinasyon açısından turistlerin güvenlikle ilgili en güçlü endişeleri; yiyecek ve içme suyunun hijyeni, gerektiğinde sağlık hizmetlerine erişim, turistik yerlerde ve gece çıktıkları mekânlarda güvende hissetme, satıcılar ve fuhuş tacirleri tarafından taciz edilmeme, sürekli yaşadıkları yerden farklı bir yerde güvenle araba sürme, konaklama yerlerinde güvende hissetme ve yola çıktığı andan geri dönene kadar güvenle seyahat etmekle ilgilidir.

Destinasyondaki güvenlik olayları; turistlerin kasıt ve kötü niyet olmaksızın kazara veya dikkatsizlik sonucu yaralandıkları olaylar olabileceği gibi savaşlar, terörist saldırılar, siyasi huzursuzluk ve suç gibi başkalarının kasıtlı eylemleri sonucunda zarar gördükleri olaylar da olabilir.

Herhangi bir turizm destinasyonunun başarısı, büyük ölçüde, turistler için mevcut olan tesis ve hizmetler altyapısının doğasına bağlıdır.

Herhangi bir turizm destinasyonunun başarısı, büyük ölçüde, turistler için mevcut olan tesis ve hizmetler altyapısının doğasına bağlıdır. Bunlar şu şekilde sınıflandırılabilir: konaklama/otel, restoran, seyahat ve tur hizmetlerini kapsayan birincil turizm tesisleri ve hizmetleri; alışveriş, dinlenme, eğlence ve ziyaretçi bilgi hizmetlerini kapsayan ikincil turizm tesisleri ve hizmetleri; sağlık hizmetleri ve bakımı, acil durum ve güvenlik hizmetleri, finansal hizmetler ve kişisel hizmetleri kapsayan üçüncül turizm tesisleri ve hizmetleri

Güvenlik sorunlarından etkilenen destinasyonlara gelen ziyaretçilerin risk alma profilinde genellikle bir değişiklik olur. Güvenliğe daha duyarlı pazar bölümlerinin yerini, fiyata oldukça duyarlı ve daha fazla risk alan bölümler alır. Bu kesimlerin ise daha az harcama gücü olduğu için genellikle beklenen düzeyde gelir ve nakit akışı yaratmazlar.

Turistik destinasyonlarda meydana gelen her türlü güvenlik olayı (savaş, terörizm, siyasi kargaşa veya suçlar) destinasyonların imajını olumsuz yönde etkiler ve turist varışlarında düşüşe neden olabilir. Turist varışlarındaki düşüşler ise turist gelirlerinin azalmasına yol açar ve gelirlerini turizmden  elde eden destinasyonlarda tam anlamıyla ekonomik durgunluğa neden olabilir.

Bir güvenlik krizi ne kadar uzun sürerse turizm destinasyonu üzerindeki olumsuz etkisi o kadar yüksek olur.

Turist varışlarındaki düşüşün süresini etkileyen en önemli faktör olayların ciddiyetinden çok sıklığıdır.

Farklı turist pazarı bölümleri, güvenlik durumlarına karşı farklı kırılganlık seviyelerine sahiptir. Bazı turistler güvenlik tehditleriyle daha az ilgilenme eğilimindedir ve etkilenen yerlere seyahat etmeye devam ederler. Ancak bazıları o destinasyonlardan tamamen kaçınabilir ya da güvenlik durumu düzelene kadar seyahatlerini erteleyebilir.

Turistik destinasyonlarda yerel sakinlere karşı işlenen şiddetli güvenlik olayları (yani kitlesel terörizm veya savaş) haricinde, turistlere karşı işlenen suçların turizm talebi üzerinde yerel sakinlere, siyasi şahsiyetlere, ünlü kişilere veya iş adamlarına karşı işlenenlere göre daha güçlü bir etkisi vardır.

Birleşik Krallık; Brunei, Kamboçya, Laos, Singapur ve Vietnam’daki vatandaşlarına yönelik tehdidin altını çizmiş ve bu ülkelere seyahat riskli görmektedir.

2020 yılı seyahat riski haritasına göre seyahat güvenliği risk derecelendirmesi, tüm turistik destinasyonlar da dâhil olmak üzere Türkiye, orta riskli bölge olarak belirlenmiştir.

Siyasi şiddet (terörizm, isyan, siyasi huzursuzluk ve savaş), sosyal huzursuzluk (mezhepsel, toplumsal ve etnik şiddet) ile şiddetli ve küçük suçların yolculara ve uluslararası yetkili kişilere yönelik oluşturduğu tehdidi değerlendirir. Ulaşım altyapısının sağlamlığı, endüstriyel ilişkilerin durumu, güvenlik ve acil durum hizmetlerinin etkinliği ve ülkenin doğal afetlere duyarlılığı gibi diğer faktörler de seyahat edenler için genel risk ortamını etkilemeye yetecek büyüklükte olduğunda riskli olarak tanımlanır.

Bunun anlamı; ülkede periyodik siyasi huzursuzluk, şiddetli protestolar, isyan ve/veya ara sıra terör eylemleri meydana geldiği; yolcuların ve uluslararası görevlilerin toplumsal, mezhepsel veya ırksal şiddet suçları nedeniyle riskle karşı karşıya kalabileceği; güvenlik ve acil durum hizmetleri ile altyapısının kapasitesinin değişiklik gösterdiği ve endüstriyel eylemlerin seyahati aksatabileceğidir.

Turistlerin konaklama gereksiniminin karşılandığı tüm tesislerde (otel, motel, kamping vb.) ve çevrelerinde alınan güvenlik tedbirleri turizm güvenliğinin önemli bir bileşenini oluşturur.

Turist otelin kapısından girdiği andan itibaren karşı karşıya kalabileceği çok sayıda güvenlik tehdidi olabilir. Uyarı levhası konulmamış kaygan bir zemin, kavgacı bir turist, alerjen riski olan yiyecekler, iyi klorlanmamış bir havuz, hijyen koşulları sağlanmamış ortak kullanım alanları vb. sayılabilecek çok sayıda unsur konaklama işletmelerinde birer güvenlik sorunu olarak ortaya çıkabilir.

Timoty ve Teye (2009)’a göre turistlerin birincil endişelerini, dışarıdayken odalarında hırsızlık yapılması (çalışanlar, diğer konuklar veya yabancılar tarafından), kötü niyetli davetsiz misafirler, güvensiz balkonlar, arızalanan asansörler, yetersiz yangın çıkışları, sigara içilmeyen odalarda sigara içilmesi, fuhuş ve uyuşturucu, banyo ve tuvalet hijyeni, silahlı soygun ve büyük otel veya tatil yerlerindeki terörist saldırılar olarak belirtmişlerdir.