Cumhuriyet Döneminde Turizm
Osmanlı Devleti döneminde turizm yaklaşımı ve uygulamaları konusunda ne gibi gelişmeler yaşanmıştır?
Osmanlı’daki modern turizm hareketlerinin örneklerinden ilki, 27 Şubat – 1 Ağustos 1863 tarihleri arasında İstanbul’da, Sultanahmet Meydanı’nda açılan Sergi-i Umumî-i Osmanî’dir. Her ne kadar 1800’li yılların başından itibaren gruplar hâlinde İstanbul’a gelen ziyaretçilerin sayısında belirgin artışlar yaşanmaya başlamışsa da Osmanlı’da modern turizm hareketlerini bu sergi
ile başlatmak, çok yanlış olmaz. Öte yandan, İstanbul’un 1453 yılında fethinden
itibaren (ve öncesinde) İstanbul’a ve Anadolu’ya yönelik seyahat eden seyyahların sayısı da az değildir (en az 500 seyyah).
Osmanlı’nın son döneminde, 1888’den itibaren Orient Ekspress’in güzergâhına İstanbul’u da alması, Rumeli Demiryollarının tamamlanması ile önceleri Varna üzerinden İstanbul’a vapurlarla yapılan gelişlerin 1890’lardan sonra trenden inmeden yolculuğun tamamlanabilir olması, İstanbul’da modern turizm hareketlerinin gelişimine önemli katkılarda bulundu. Orient Ekspres’in İstanbul varışlı seferlerinden itibaren, şehirde konaklama, yeme-içme ve eğlence tesislerinin artmasına ve niteliklerinin gelişmesine yol açtı. Bu arada doğal olarak, bazı yasal ve yönetsel kararların da alınmasının gerekliliği de ortaya çıktı. Bu bağlamda 1890’lardaki rehberlik düzenlemeleri bu ihtiyaçtan doğdu.
Rumeli Demiryollarının hizmete girmesi, Anadolu demir yolu inşaatının başlaması ve Hicaz demir yollarının 1909’dan sonra hizmete girmesi de ülkedeki turizm hareketlerini olumlu yönde etkileyen gelişmeler arasındadır. Hicaz Demiryolu, çok kısa da olsa (1909-1915), kutsal topraklara yönelik seyahatleri kolaylaştırdı ve süresini kısalttı. Osmanlı dönemiyle ilgili olarak, üzerinde durulması gereken son bir nokta da Osmanlı’nın 1915 yılında İstanbul’un turizm amaçlı tanıtılması amacıyla Alman bir uzmandan yardım almasıdır. Her ne kadar Birinci Dünya Savaşı yıllarında uygulama olanağı bulamayan bu girişim, devletin turizme olumlu bakışının önemli bir işareti olarak değerlendirilmelidir.
1909 yılında başlayıp 1922’de sona eren 13 yıllık bir dönemde yaşanan Trablusgarp ve Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve ardından Ulusal Kurtuluş Savaşı yaşanmamış olsa idi, kuşkusuz Osmanlı’da modern turizm hareketleri ciddi bir ivme ile gelişmesini sürdürecekti. Bir anlamda Osmanlı’nın 1909’da bıraktığı turizm yaklaşımı ve uygulamalarını 1923 yılında genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kucağında bulduğu söylenebilir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ndeki turizm çalışmalarına bu noktadan başlamak daha doğru yaklaşım olacaktır.
29 Ekim 1023 tarihinde Cumhuriyet ilân edildiği zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti geçmişten kopuk, her yönüyle yeni olan bir devlet değildi. Devlet teşkilatında, bürokratik uygulama ve geleneklerde, orduda, ticari, sosyal ve ekonomik yaşam dahil her alanda Osmanlı’dan kalma uygulamalar devam etmekteydi. Dolayısıyla devletin rejimi değişmiş, Cumhuriyet sistemine geçilmiş; yeni ve modern bir devletin temelleri atılmış olmasına karşılık toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel durumunda kısa sürede değişimler olmadı, olamazdı da. Bu yönüyle bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki turizmle ilgili gelişmeleri ve uygulamaları Osmanlı dönemindekilerden bağımsız ele almak, en azından 1923 yılını izleyen on yıl için çok doğru bir yaklaşım olamaz.
1923 yılında Cumhuriyet'in ilanı ile Türkiye'de turizm konusunda ne gibi gelişmeler yaşanmıştır?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu topraklarda Osmanlı’dan miras kalan pek olumlu bir ekonomik durum yoktu. Duyum-i Umumiye’den ve Osmanlı’nın yabancı ülkelere tanıdığı imtiyazlardan kurtulunmuştu. Ancak demir yollarının tamamına yakını hâlâ yabancı şirketlerin elinde idi. Diğer ekonomik faaliyetler için de durum aynıydı. Behiç Erkin’in demir yollarından sorumlu umum müdürü olduğu dönemde demir yollarının önemli bir bölümü millileştirildi, yeni demir yolu
hatlarının inşaatına girildi.
Bu arada 1923 yılında İzmir’de İktisat Kongresi toplanarak ülkenin ekonomik durumu ve alınması gereken kararlar belirlendi.
Orient Ekspres’in savaş döneminde ara verilen seferleri Cumhuriyet ile birlikte tekrar başladı, ancak eski ihtişamı tekrar geri gelmedi. Genç devletin ülke tanıtımına bir yerden başlaması gerekiyordu.
Lozan Barış görüşmelerinde görev alan Saffet Atabinen, turizm ve tanıtımla ilgili bir birimin kurulmasına karar verir. Mustafa Kemal Paşa’nın oluru ile Cumhuriyet’in ilanından bir hafta önce Türk Seyyahin Cemiyeti’ni kurar. Turing ve Otomobil Kurumu (ilk kurulduğu adıyla Touring Club Turc) 1923 – 2003 yılları arasında önemli işlere imza atar.
Yukarıda da söz edildiği üzere, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiğinde turizm ve seyahat bağlamında ortada hemen hiçbir şey yoktu. 1923 yılında İstanbul’da Pera Palas ve Tokatlıyan, Londra ve Bristol otellerinin yanı sıra çok sayıda han bulunmakta idi. İzmir’de ise Pension Suisse, Eskişehir’de Madam Tadia, Ankara’da Taşhan gibi tesisler bulundukları kentlerde konaklama hizmeti
vermekte idiler. Anadolu’da ise en önemli konaklama tesisi, hanlardı.
Ulaşım olarak nitelikli karayolu yok denecek kadar azdı. Demiryolları ise Osmanlı Devleti tarafından yabancı şirketlere verilen imtiyazlar karşılığında yapılmış ve çoğunluğu da onlar tarafından işletilen güzergâhlardan oluşmakta idi. Öte yandan Anadolu ve Trakya bölgelerinin dışında kalan Hicaz, Bağdat ve Rumeli demiryolları hatları ise başka ülkelerin sınırlarında kaldı. Cumhuriyet yönetimi
1923 yılından itibaren yabancıların elindeki hatları millileştirme çalışmalarına başladı. Bazı küçük hatlar dışında 1928 yılına kadar pek çok hat millileştirildi. Yeni hatların yapımına da başlandı. 1940’lı yıllara kadar pek çok yeni hat hizmete sokuldu.
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yapılan çalışmaları özetlemek gerekirse; Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunun ve 1923 yılında Tercümanlar ve Rehberler Cemiyetinin kurulması ile bu alanda tanıtıcı yayınların hazırlanması, rehberlik kurslarının düzenlenmesine ek olarak; Türk Seyahat Yazıhanesi Ziya ve Şurekası ile Türk Seyahat Acenteliği adıyla kurulan iki şirket sayılabilir. İlerleyen yıllarda yeni seyahat acenteleri olarak Tuta, le Globe, Blukes, Nihat ve Şevki Seyahat Acentesi de kuruldu. 1924 yılından itibaren Wagons Lits Ankara-İstanbul arasında yataklı ve yemek vagonlu tren seferlerini hizmete soktu. TCDD kurulduktan sonra da, bu şirkete yataklı ve yemekli vagonların 40 yıllık işletme hakkı verildi. Orient Ekspress 1962, Wagons Lits de 1972 yılında hizmetlerini ve seferlerini sonlandırdı.
İstanbul Şehremaneti Mecmuaları'nda Türk Seyyahin Cemiyeti hakkında hangi bilgiler verilmiştir?
Türk Seyyahin Cemiyeti 1926 yılında çalışmalarına başlamıştır. Türk seyyah celbinin gerek ülkemizde gerekse dünya genelinde farkındalığını arttırmayı kendine misyon eden cemiyet, çok kısa bir zaman içerisinde büyük başarılar elde etmiştir.
Cemiyetin kurulmasından önce İstanbul'a iki bin ile beş bin arasında ecnebi seyyah gelirken, 1925 senesinde 39.813, 1926 senesinde 22 vapurla grup halinde 11.600 ve bireysel olarak 906 vapurla 28.248, gerek Suriye kıtasından 5300, gerek trenle cemmen 45.748 seyyah gelmiştir. Mecmuada 1927 yılı Türk Seyyahin Cemiyeti malumatından edinilen bilgilere göre cemiyetin Avrupa’da en çok kullanılan üç dilde olmak üzere rehberler, afişler, resimli ilanlar, risaleler ve kartların basıldığı söylenmiştir. Şehirde yabancı seyyahlara yönelik yaşanabilecek her türlü haksız kazanç için çalışmalar yapan cemiyet fahiş fiyatların engellenmesi için denetimler düzenlemiştir.
Maddi bir menfaat beklemeden ülke turizmini canlandırmaya çalışan Türk Seyyahin Cemiyeti 1927 yılında şehirleri iktisadi ve fiziki olarak yenileme sürecine sokmuş ve bununla birlikte yapmış olduğu eğitim silsilesiyle turizmi sektörel anlamda canlandırmaya çalışmıştır.
Şehremaneti Mecmuaları’nın 1929 tarihinde yayınlamış olduğu 59. sayısında Türkiye Turing Kulübü ismiyle yer alan cemiyetin (Türk Seyyahin Cemiyeti daha sonra Seyyahin Cemiyeti (1923-1926), Türkiye Turing Kulübü (1926-1930) adlarını aldı) bu zamana kadarki faaliyetlerinin raporu yayınlanmıştır. Raporda kulübün bu döneme kadar yapmış olduğu faaliyetler özetle şöyledir:
• 1928 yılında Osman Şevki Bey’in katkısıyla “Bursa ve Uludağ Rehberi” nin bazı kısımlarının ve haritalarının düzeltilmesinden sonra Fransızca ve İngilizce olarak basılması,
• Türkiye’ye gelecek seyyahlara seyahatleri esnasında yarayacak tüm bilgileri içeren 50.000 nüsha basılması ve bu baskıların bunlarında ülkedeki tüm acentalara dağıtılması,
• Yabancı seyyahların mektup yoluyla ilettikleri soruları cevaplandırılması ve hatta isteyenlere şehrin kartpostal ve fotoğraflarının gönderilmesi,
• Avrupa’da düzenlenen beynelmilel kongrelere iştirak edilmesi,
• Bu kongrelerde yabancıların Türkiye’de yaşadığı Pasaport ve vize meselesini düzeltilmesine dair çalışmanın başlanması,
• 1930 yılında İstanbul’da düzenlenecek beynelmilel kongre için hazırlıkların yapılması,
• İstanbul’un tanıtımı için yabancılara Halil Halit ve Ekrem Rüştü tarafından konferanslar düzenlenmesi,
• Yabancıların gümrükte sıkıntı yaşamaması için lisan bilen memurların görevlendirilmesi,
• Türk limanları gelen gemilerin saat kaç olursa olsun kabulü için hükümet ile müzakerelerin başlanması,
• Şehrin denetimini için kulüpte görevli azaların bir seyyah gibi şehri dolaşması ve görülen eksikliklere karşı tedbirler alınması,
• Şehrin manzarasının görülebilmesi Ayvansaray’da bir merdiven yapılması için
Şehremaneti’ne başvurulması sonucunda ilgili merdivenin inşası,
• Seyyahlar tarafından en çok ziyaret edilen camilerdeki bazı eksikler hakkında düzeltmenin yapılması,
Rapordan da anlaşılabileceği üzere Türkiye Turing Kulübü dönem içerisinde
adeta Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi çalışmış, çok kısa bir sürede turizm meselesinin gerek ülke içerisinde gerekse yurt dışında katlanarak değer görmesinin önünü açmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kamuda turizmi de içine alan ilk idare hangisidir?
Türkiye Cumhuriyeti’nde kamuda turizmi de içine alan ilk idare 1934 yılında kuruldu. Bu yıla kadar turizm, seyahat gibi alanlarda herhangi bir kamu idaresi yoktu. Kurulan bu kamu idaresinin adı, Türk Ofis’tir. Bu ofis tarihi süreç içerisinde farklı şekillerde yapılandırılmış ve genişletilmiştir.
Türk Ofis adıyla kurulan bu kamu yönetimi, 1934 yılında Resmî Gazete’de “İktisat Vekâleti Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanun” ile kurulan ve turizm, neşriyat ve propaganda işlerini de üstlenen ilk kamu idaresidir. Türk Ofisinin görev alanları içerisinde; deniz ticareti müsteşarlığı, iç ticaret, sanayi ve maden
ve limanlar ve deniz nakliyatı işleri umum müdürlüklerinden ve dış ticaret (Türk ofis) reisliğinden ve ölçüler müdürlüğü ile ihracatı teşkilâtlandırma müdürlüğünden ve tarifeler tetkik, sanayi ve maden tetkik, teftiş ve murakabe heyetlerinden ve hususî kalem, müşavir, mütehassıs ve mütercimler ile hukuk müşavirliği, zat ve levazım ve evrak işleri müdürlüklerinden ve mektep, müze, laboratuvar müesseselerinden ibarettir.” Türk Ofis, 1938 yılına kadar Türk Ofis’in “Neşriyat ve Propaganda” servisi içindeki çalışmalarını “Turizm Masası”nın kuruluşuna kadar devam ettirdi.
Türkiye’de turizmi kamu yönetiminde ilk kez müdürlük düzeyinde temsil eden idari birim hangisidir?
Turizm Müdürlüğü, Türkiye’de turizmi kamu yönetiminde ilk kez müdürlük düzeyinde temsil eden idari birimdir.
Turizm Müdürlüğü, 1939 yılında "Turizm Masası"nın yerine kuruldu. 31 Mayıs 1939 ve 4220 sayısı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3614 sayılı “Ticaret Vekâleti Teşkilât ve Vazifelerine Dair Kanun”da Turizm Masası “Turizm Müdürlüğü” adını aldı. Bu yasanın onuncu maddesinde Turizm Müdürlüğünün görev tanımı şu şekildedir:
“Turizmi teşvik etmek ve inkişafı için gereken tedbirleri almak ve bu maksatla vücud bulmuş ve bulacak hususî teşebbüslerin himayelerine müteallik işleri
görmekle mükelleftir .
Turizm Müdürlüğü, 3837 sayılı kanun ile Matbuat Umum Müdürlüğüne bağlandı. Turizm Müdürlüğü, 1943 yılında yürürlüğe giren 4475 sayısı “Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü; Teşkilât, Vazife ve Memurları Hakkında Kanun” ile “Turizm
Dairesi” adını aldı.
Turizm Masası Şubesi nedir?
Turizm Masası, İktisat Vekaletine bağlı olarak kuruldu ve 1938-1939 yılları arasında turizmin de içinde olduğu görevleri yürüttü.
İktisat Vekaletine bağlı olarak 1938 yılına kadar Türk Ofis’in “Neşriyat ve Propaganda” servisi içinde yer alan turizm, aynı yıl kurulan “Turizm Masası Şubesi” ile ilk kez kamu yönetiminde temsil edilmeye başlandı.
Turizm Masası Şubesi, 31 Mayıs 1939 tarihinde “Turizm Müdürlüğü” adını aldı.
Turizm Dairesi Müdürlüğü nedir, görevleri nelerdir?
Turizm Dairesi Müdürlüğü, Basın-Yayın Umum Müdürlüğüne bağlı olarak, “Turizm Müdürlüğünün yerine 1943 yılında kurulan bir kamu idaresidir.
Basın-Yayın ve Umum Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan on beş kamu idaresi arasında Turizm Dairesi Müdürlüğü de yer almaktadır.
Turizm Dairesi Müdürlüğünün görevleri :
1. İç ve dış turizm hareketlerinin millî menfaatlerimize uygun yolda gelişmesi ve yayılması için gereken araştırmaları yapmak,
2. Resmî daire ve teşekküllerle hususi teşebbüsler ve turizm sanat ve meslekleri arasında gaye ve iş birliğini sağlayıcı tedbirleri incelemek,
3. Turizm hareketlerinin ehemmiyetini anlatacak neşriyatı hazırlamak,
4. Umum Müdürlüğünün milletlerarası turizm kurumlarıyla münasebetlerine ait muameleleri yürütmek,
5. Umum Müdürlüğüne ait diğer işlerden umumiyetle turizm ile ilgili olanlarla meşgul olmak.
Turizm Dairesi Müdürlüğü, Basın-Yayın Umum Müdürlüğü (1943-1949) ve Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü (1949-1963) bünyesinde, 1963 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığının kurulmasına kadar faaliyetlerini devam ettirdi.
Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü nedir, görevleri nelerdir?
Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü, 1949 yılında Basın - Yayın ve Umum Müdürlüğünün yerine 5392 sayılı yasayla kuruldu.
Söz konusu yasada Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğünün görevi “… basın ve yayın ve diğer vasıtalarla Türkiye’yi dışarıda tanıtmak ve içerde Cumhuriyet esaslarını ve Türk Demokrasisinin gelişmelerini yaymak, basın ve yayın mesleğinin ifasıyla ilgili işlere bakmak, iç ve dış turizmi geliştirecek tedbirleri almaktır” şeklinde tanımlandı.
Genel müdürlük teşkilatı; Genel Müdürlük Bürosu, Yayınlar ve Haberler Dairesi, Tanıtma Dairesi, Turizm Dairesi, Radyo Dairesi ve İdari işler Müdürlüğünden oluşuyordu.
Basın – Yayın ve Umum Müdürlüğüne bağlı Turizm Dairesi, 1949 yılında Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğüne bağlandı ve adı “Turizm Dairesi Müdürlüğü” oldu.
Turizm Dairesi Müdürlüğünün görevi ise ilgili yasanın sekizinci maddesinde; “Yurdu yurttaşlara yakından tanıtmak üzere gerekli imkânları hazırlar, yabancıların yurttaki tabiat güzelliklerini ve sanat eserlerini görmelerini kolaylaştıracak her türlü tedbirleri alır ve bu alandaki özel teşebbüsleri teşvik etmek” şeklinde yer almaktadır.
Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü Kanunu’nun getirdiği bir yenilik de, söz konusu yasanın on yedinci maddesinde “turizm işlerine verilecek yönü görüşmek ve alınacak tedbirler hakkında düşüncelerini bildirmek üzere” Turizm Danışma Kurulunun kurulmasıdır. Turizm faaliyetleri hakkında görüş bildirmek üzere, özel ve kamu sektörünün temsilcilerinden oluşan ve üye sayısı elliyi geçmeyen bu kurul yasaya göre yılda en az bir kez toplanacaktır.
Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü 1963 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığının kurulmasına kadar faaliyetlerine devam etti.
Basın-Yayın ve Turizm Vekâleti nedir?
Basın-Yayın ve Turizm Vekâleti, 25.11.1957 tarihinde İbrahim Sıtkı Yırcalı’nın Basın-Yayın ve Turizm Vekili olarak yeni kurulan Demokrat Parti hükûmetinin bakanlar listesinde adının geçmesi ile kurulduğu söylenebilir.
Bu idari karar dışında Basın-Yayın ve Turizm Vekaletinin kuruluşu ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme, dönemin Resmî Gazetelerinde yer almamaktadır.
Bu açıklamaya bağlı olarak Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığı kuruluş yasası olmayan bir kamu idaresi olarak tanımlanabilir. Basın-Yayın ve Turizm Vekaleti, 1963 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığının kurulmasına kadar geçen süre içerisinde, kendine bağlı Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü ile çalışmalarını
devam ettirdi.
Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nın görevleri nelerdir?
Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ile Türkiye’de ilk kez yasayla turizm alanında Bakanlık düzeyinde bir yapılanma gerçekleşti.
Bakanlığın görevleri:
Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, turizmi millî ekonominin verimli sektörü haline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirir.
Turizmle ilgili işleri yapar, yaptırır, düzenler, teşvik ve koordine eder, denetler. Yurdu ve ulusu tanıtmaya yarayacak hizmetleri götür. Haber ve yayın hizmetlerinin görülmesini kolaylaştırıcı tedbirleri alır”.
Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, 1983 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının kurulmasına kadar faaliyetlerine bu ad altında devam etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ilk kez nasıl kurulmuştu, görevleri nelerdi?
Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilk kez 01. 12. 1981 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan bir kararla Kültür Bakanlığının kapatılarak Turizm ve Tanıtma Bakanlığı adının Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak değiştirilmesi ile kuruldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığının kurulması 10. 06.1982 tarih ve 17540 sayılı yasanın verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca 13.12.1983 tarihinde kararlaştırıldı ve 14 Aralık 1983 tarihli ve 18251 sayılı Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan 187 sayılı “Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile Kültür ve Turizm Bakanlığının örgütlenmesinde gerekli düzenlemeler gerçekleştirildi.
Bakanlığın kuruluş gerekçesi, ilgili yasanın birinci maddesinde şu şekilde tanımlandı: “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı kültürel değerleri yaşatmak, geliştirmek, yaymak, tanıtmak ve benimsetmek, yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlayacak ve Türk Toplumunun sağlıklı dinlenme ihtiyacını karşılayacak şekilde değerlendirmek; kültür ve turizm konularıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek ve işbirliğinde bulunmak, tarihi ve kültürel varlıkların tahribini ve yok edilmesini önlemek için Kültür ve Turizm Bakanlığının kurulmasına, teşkilât ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir”.
Yasanın ikinci maddesine göre Kültür ve Turizm Bakanlığının görevleri şöyle belirlendi:
a) Millî, manevi, tarihî ve kültürel değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, değerlendirmek, yaymak, tanıtmak, benimsetmek ve bu suretle millî bütünlüğün sağlanmasına yardımcı olmak,
b) Turizmi millî ekonominin verimli bir sektörü hâline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirmek, geliştirmek ve pazarlamak
c)Kültür ve turizm konuları ile ilgili kurum ve kuruluşları yönlendirmek, teşvik etmek ve iş birliğinde bulunmak, kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1989 yılına kadar, “Turizm” ve “Kültür” bakanlıklarının ayrılmasına kadar faaliyetlerini sürdürdü.
Turizm Bakanlığı nasıl kurulmuştur, görevleri nelerdir?
Turizm Bakanlığı, Bakanlar Kurulunun 02.03.1989 tarihli kararı ve 355 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Turizm Bakanlığı ayrı bakanlık olarak teşkilatlandı.
02.03.1989 tarihli 355 sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye göre Bakanlığın kuruluş amacı, birinci maddede; “Yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlayacak ve Türk toplumunun sağlıklı dinlenme ihtiyacını karşılayacak şekilde değerlendirmek; turizmin geliştirilmesi, pazarlanması, teşvik ve desteklenmesi için önlemler almak, turizm konularıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek ve işbirliğinde bulunmak”
olarak tanımlandı.
Turizm Bakanlığının görevleri:
a) Turizmi millî ekonominin verimli bir sektörü hâline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirmek, geliştirmek ve pazarlamak,
b) Yerli ve yabancı yatırım potansiyelini yönlendirmek,
c) Turizm yatırımları ile ilgili taşınmazları temin etmek ve kamulaştırmak, etüt, proje ve inşaatını yapmak, yaptırmak,
d) Turizm konuları ile ilgili kurum ve kuruluşları yönlendirmek, teşvik etmek ve işbirliğinde bulunmak,
e) Türkiye’nin turistik varlıklarını her alanda tanıtıcı dokümantasyonu hazırlamak ve hazırlatmak, her türlü imkân ve araçlardan faydalanarak turizmle ilgili tanıtma hizmetlerini içerde ve dışarda yürütmek,
f) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak
Turizm Bakanlığı, 2003 yılında Kültür ve Turizm alanlarının tekrar birleştirilerek Kültür ve Turizm Bakanlığının kurulmasına kadar faaliyetlerini sürdürdü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ikinci kez nasıl kurulmuştur, görevleri nelerdir?
Kültür ve Turizm Bakanlığı, ikinci kez “Kültür” ve “Turizm” bakanlıklarının birleştirilmesiyle 29 Nisan 2003 tarihinde kuruldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığının kuruluş amacı;
“Yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayacak şekilde değerlendirmek, turizmin geliştirilmesi, pazarlanması, teşvik ve desteklenmesi için gerekli önlemleri almak” ve “kültür ve turizm konularıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek ve bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve iş birliği yapmak”.
Kültür ve Turizm Bakanlığının görevleri:
a) Millî, manevi, tarihî, kültürel ve turistik değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, değerlendirmek, yaymak, tanıtmak, benimsetmek ve bu suretle millî bütünlüğün güçlenmesine ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak,
b) Kültür ve turizm konuları ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek, bu kuruluşlarla iş birliğinde bulunmak,
c) Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve iş birliği yapmak, yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından kurulan veya kamu personelini desteklemek için kurulan dernekler ve aynı amaçlarla Türk Medeni Kanunu’na göre kurulan vakıflar dışındaki
asıl amacı kültür, sanat, turizm ve tanıtım faaliyeti olan dernek ve vakıflar ile özel tiyatrolar tarafından gerçekleştirilecek projelere nakdi yardımda bulunmak,
d) Turizmi, ulusal ekonominin verimli bir sektörü hâline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirmek, geliştirmek ve pazarlamak,
e) Kültür ve turizm alanlarında her türlü yatırım, iletişim ve gelişim potansiyelini yönlendirmek,
f) Kültür ve turizm yatırımları ile ilgili taşınmazları temin etmek, gerektiğinde kamulaştırmak, bunların etüt, proje ve inşaatını yapmak, yaptırmak,
g) Türkiye’nin turistik varlıklarını her alanda tanıtıcı faaliyetler ile her türlü imkân ve araçlardan faydalanarak kültür ve turizmle ilgili tanıtma hizmetlerini yürütmek,
h) Bakanlığın merkez teşkilatı dokuz ana hizmet birimi yanında, danışma ve denetim birimleri ile yardımcı hizmet birimlerinden oluşmaktadır.
1950li yıllardan başlayarak kamunun Turizm ve yatırım işletmeleri nelerdir?
1950li yıllarda kamu ve özel sektörün turizm sektörüne yönelik bir dizi etkinliğin içinde olmaya başladığı görülmektedir.
İlk olarak, dünyaca ünlü Hilton otellerinin Amerika kıtası dışındaki ilk oteli İstanbul’da hizmete açıldı. Binası Emekli Sandığı tarafından yapılan otel, 1954 yılında faaliyete başladı.
Yine bu dönemde Koç Grubu İstanbul’da Divan otelini açtı. Dedeman otellerinin kurucusu Mehmet Kemal Dedeman da 1951 yılında Ankara’da bir otel açmaya karar verdi, inşaatına 1956 yılında başladığı bu otel ancak 1966 yılında faaliyete girdi.
İşte aynı yıllarda kamu iki önemli turizm yatırımı ve işletmeciliği işine soyundu. Bunlar; Türkiye Turizm Bankası (daha sonra T. C. Turizm Bankası A.Ş. Adını alır) ve Emekli Sandığıdır.
T.C. Turizm Bankası A.Ş. 1955 yılında Türkiye Turizm Bankası A.Ş. Adı altında, Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olarak kuruldu. Bankanın kuruluş amacı, kuruluş sözleşmesinde şu şekilde yer alır: “Memlekette iç ve dış turizmi geliştirmek maksadıyla, gereken propagandayı yapmak, seyahat acente büroları tesis etmek, seyahatler tertip etmek ve bu maksatla nakil vasıtaları tahrik etmek, turizmin her safhası üzerinde çalışan teşekküllerle münasebetler temin etmek, turistik tesisler vücuda getirmek ve işletme hususunda çalışan ve çalışacak olan müesseseleri teşvik ve Bankalar Kanunu Hükümleri dairesinde finanse etmek” amacıyla Türkiye Turizm Bankası A.Ş.’nin kurulmasına…” .
Banka, 1960’lardan sonra yoğun olarak yatırım ve işletmecilik faaliyetlerine hız verdi. 1980’li yıllara gelindiğinde, sözleşmesinde yer aldığı üzere “öncü ve örnek yatırımları tesis etmek ve işletmek” amacına uygun çalışmalar içinde olmaya başladı. Dönem dönem değişse de bankanın işlettiği tesis sayısı bazı yıllarda 30’un üstüne çıktı. Özellikle bankacılık faaliyetleri 1983-1988 yılları arasında Türk turizminin gelişimine verdiği krediler ile öncü oldu. T. C. Turizm Bankası A.Ş. 1989 yılında özelleştirilmek üzere, bankacılık faaliyetleri Türkiye Kalkınma Bankasına devredildi. İşletmecilik faaliyetleri de TURBAN Turizm A.Ş. adı altında birkaç yıl daha devam etti. Bünyesindeki işletmelerin özelleştirilmesi ile de TURBAN Turizm A. Ş. de kapatıldı.
Türkiye’de 1950’lerde turizm alanına giren diğer bir kamu girişimi Emekli Sandığına bağlı olarak kurulan Emek İnşaat ve İşletme A.Ş.dir. Emek İnşaat A.Ş. merkezi Ankara olmak üzere 1958 yılında kuruldu. Emek İnşaat ve İşletme A.Ş., 1954 yılında hizmete giren İstanbul Hilton otelinin ortakları arasına girdi. Hilton oteli binasının inşasının ardından, projelendirme, işletme ve yönetiminde yine Hilton’un örnek edinmesiyle açılan bu oteller: Büyük Tarabya Oteli (1966) ve Maçka Oteli (1972) İstanbul’dadır. Büyük Efes Oteli (1963) İzmir’de, Çelik Palas Oteli (Sandığa geçişi 1963) Bursa’da ve Büyük Ankara Oteli (1966) ile Stad Oteli (1969) başkenttedir. Türkiye’de övünç kaynağı olan girişimler arasında yer alan bu oteller 80’li yılların sonuna kadar oldukça başarılı işlere imza attılar. Emek otelleri ve Emek İnşaat ve İşletme A.Ş.ye ait İstanbul Oteli 2000’li yıllarda peyderpey özelleştirildi.
Türkiye'de Turist Rehberliği Eğitiminde ne gibi gelişmeler yaşanmıştır?
Türkiye’de turist rehberi yetiştirme çalışmaları 1923 yılında kurulan Türk Seyyahin Cemiyeti ile başladı. Daha sonra adı Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu olarak değiştirilen TURİNG, 1923 yılından itibaren turist rehberi yetiştirmek üzere 1950 yılına kadar çeşitli kurslar açtı.
1950’li yıllardan itibaren Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü, Türkiye Milli Talebe Federasyonu ve 1958 yılından sonra da Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı tarafından turist rehberliği kursları açılmaya başlandı.
Turizm ve Tanıtma Bakanlığının 1963 yılında kurulmasıyla, bakanlık turist rehberi yetiştirmek üzere çeşitli kurslar açmaya başladı.
1971 yılında turist rehberliği alanındaki ilk yasal düzenleme olan yönetmeliğin çıkarılmasıyla, turist rehberliği ve eğitimi kurumsallaştı. Daha önce Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı ve Türkiye Millî Talebe Federasyonunun verdiği amatör lisanslara sahip olan rehberler de bu kurslar sayesinde resmî lisansa sahip oldular. Bu dönemde açılan kurslar bir yönetmeliğe bağlı olmaksızın, hizmet içi talimat ve genelgelerle düzenlendi.
Rehberlere özgü ilk yönetmelik 3 Eylül 1971’de 13945 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren. “Tercüman Rehber Kursları ve Tercüman Rehber Yönetmeliği”dir. 1974’te yönetmeliğin adı “Profesyonel Turist Rehberliği Kursları ve Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği” olarak değiştirildi.
Türkiye Millî Gençlik Teşkilatının düzenlediği amatör kurslar 1980 yılına kadar devam etti. Bu uygulama 20 Aralık 1981 tarih ve 17550 sayılı “Profesyonel Turist Rehberliği Kursları ve Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği” ile sona erdi.
Turist rehberliği eğitimi veren ilk ön lisans bölümleri 1990’lı yılların başında açıldı. 2020 yılında gelindiğinde 53 üniversiteye bağlı 33 fakülte, altı yüksekokul ve 28 meslek yüksekokulu'nda Turist rehberliği eğitimi verilmiştir.Mevcut sistemde yedi aylık Bakanlık kursları, iki yıllık ön lisans, dört yıllık lisans ve iki yıllık yüksek lisans olmak üzere dört farklı seviyede verilen eğitimle turist rehberi olunabilmektedir.
Türkiye’de Lise Düzeyinde Turizm ve Otelcilik Eğitimi ve Öğretimi nasıl yapılmaktadır?
Türkiye’de turizm alanında eksikliği görülen iş gücünün yetiştirilmesi için 1950’lerin başından itibaren birtakım çalışmalar yürütüldü. Ankara ve İzmir ticaret liselerinde turizm meslek kurslarının açılması, Türk Millî Gençlik Teşkilatı ve Türkiye Millî Talebe Federasyonunca açılan rehberlik kursları bu alandaki ilk girişimler arasında yer alıyor.
Turizm alanında örgün eğitim kurumu kurulmasıyla ilgili rapor, Basın-Yayın ve Turizm Müdürlüğünün talebi üzerine 1957 yılında Milletlerarası Çalışma Bürosu tarafından gönderilen ve aynı zamanda Paris Otelcilik Okulunun da yöneticisi olan M. Marcel Jeanne tarafından hazırlandı. Jeanne’in önerdiği eğitim kurumu 1961 yılında Ankara Otelcilik Okulu adıyla bir lise açıldı. 1967 yılında İstanbul’da ikinci Otelcilik Meslek Lisesi açıldı. Bu okulların adı 1973 yılından itibaren Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi adını aldılar. Kuşadası Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi de 1975 yılında faaliyete başladı. 1984 yılında Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinin yabancı dil ağırlık eğitim-öğretim yapmasına karar verildi ve hazırlık sınıfı konuldu. Bu arada okulların adı da ikinci kez değiştirilerek Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi adını aldılar. Bolu-Mengen Aşçılık Meslek Lisesi 1985 yılında eğitim-öğretime açıldı. Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinin sayısı 1990’larla birlikte artış göstermeye başladı. 2014 – 2015 öğretim yılında, Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinin adı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak değiştirildi. Turizm ve otelcilik alanlarına giren konular Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde Eğlence Hizmetleri, Konaklama ve Seyahat Hizmetleri ve Yiyecek İçecek Hizmetleri olmak üzere yer almaktadır.
Türkiye’de Ön Lisans Düzeyindeki Turizm Programları zaman içinde nasıl bir gelişme göstermiştir?
Türkiye’de Ön Lisans Düzeyindeki Turizm Programları Ön lisans düzeyinde turizm eğitimi-öğretimi yapmak üzere üniversitelere bağlı olarak, turizm sektörünün ara insan gücünü yetiştirmek amacıyla kuruldular.
Dört dönem ve iki yıllık eğitim yapmak üzere kurulan ön lisans düzeyindeki turizm programlarının ilki Hacettepe Üniversitesine bağlı olarak 1973 yılında kurulan Mesleki Teknoloji Yüksekokulunda eğitim-öğretime başladı. Mesleki Teknoloji Yüksekokulunun o dönemki bölümleri arasında Ağaç İşleri, Elektrik - Elektronik, Kooperatif İşletmeciliği, İş İdaresi ve Turizm İşletmeciliği bölümleri yer alıyordu. Hacettepe Üniversitesi Senatosu tarafından bu okul, bir yıl hazırlık olmak üzere beş yıllık fakülteye dönüştürüldü (1976) ve ön lisans programları kapatıldı.
Turizm işletmeciliği ve otelcilik alanındaki ikinci ön lisans programı, 1974-1975 eğitim-öğretim yılında Aydın Önlisans Yüksek Okulu adıyla Ege Üniversitesi'ne bağlı olarak 200 öğrenci ile eğitim-öğretime başladı. Bu okul da 1977-1978 eğitim-öğretim yılında öğrenci alımını durdurdu ve Aydın Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu adını aldı.
Türkiye’de 2020 yılında 150 dolayındaki Meslek Yüksekokulu şu alanlarda eğitim-öğretim vermektedir:Aşçılık, Balon Pilotluğu, Deniz ve Liman İşletmeciliği, Hava Trafik Kontrolü, İkram Hizmetleri, Marina İşletme, Otobüs Kaptanlığı, Pilotaj Eğitimi, Raylı Sistemler İşletmeciliği, Seyahat-Turizm ve Eğlence Hizmetleri, Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri, Turizm ve Otel İşletmeciliği, Ulaştırma ve Trafik Hizmetleri, Yat İşletme ve Yönetimi ve Yat Kaptanlığı.
Türkiye’de Lisans Düzeyindeki Turizm Programları'nın gelişimi nasıl olmuştur?
Türkiye’de lisans düzeyinde eğitim-öğretim yapmak amacıyla kurulan ilk kurum, Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okuludur (1965). Bu okul, 1955 yılında “Sekreterlik Öğretmeni Yetiştirme Merkezi” adıyla kuruldu. Bu okulun adı aynı yıl “Ticaret Öğretmen Okulu” olarak, daha sonra da “Ticaret Yüksek Öğretmen Okulu” olarak değiştirildi. 1965 yılında bu okula “Turizm” şubesi de eklenerek Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu olarak adı değişti ve dört yıllık bir eğitim kurumu hâline geldi. Kuruluş amacı her ne kadar ticaret liselerinde turizm dersleri verecek öğretmen yetiştirmek olsa da bu okul, Türkiye’de lisans düzeyinde açılan turizm alanındaki ilk akademik öğretim kurumudur.
1969 yılında Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesine bağlı “Turizm Kürsüsü” kuruldu. 1973 yılında İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'nde bölüm sistemine geçildi. Turizm Kürsüsü yerine Turizm ve Otel işletmeciliği Bölümü, fakülteye bağlı on iki bölümle birlikte kuruldu. Bu bölüm 1977 yılında Aydın’da dört yıllık bir yüksekokulun kurulması ile birlikte kapatıldı.
Ege Üniversitesine bağlı olarak turizm meslek elemanı yetiştirmek üzere, 1974 yılında Aydın Önlisans Yüksek Okulu adıyla, 1977 yılında dört yıllık yüksekokula çevrilen Ege Üniversitesi Aydın Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu kuruldu. Bu okul önce Dokuz Eylül Üniversitesine (1982) ve daha sonra da Adnan Menderes Üniversitesine bağlandı (1992).
Turizm sektörüne yönelik meslek insanı yetiştirmek üzere açılan lisans düzeyindeki ilk akademik kurum, 21 Ekim 1975 tarihinde ve 15390 sayılı Resmî
Gazete ile kurulan Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Balıkesir İşletmecilik ve Turizm Yüksek Okuludur. Bu okul 1976-1977 eğitim-öğretim yılından itibaren öğrenci almaya başladı. Bu okul önce Uludağ Üniversitesi (1982) ve daha sonra da Balıkesir Üniversitesine bağlandı (1992).
Lisans düzeyinde turizm sektörüne insan gücü yetiştirmek üzere açılan üçüncü okul, 1979 yılında kurulan Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Mersin Turizm işletmeciliği Yüksek Okuludur. Bu okul önce Çukurova Üniversitesine (1982) ve daha sonra da Mersin Üniversitesine bağlandı (1992).
Bu okulu, 1984 yılında Erciyes Üniversitesi rektörlüğüne bağlı olarak açılan Nevşehir Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu izlemektedir. Burası 1992 yılında Nevşehir Üniversitesine bağlandı.
Beşinci okul ise, 1986 yılında Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulan Antalya Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokuludur.
Lisans düzeyindeki turizm ve otelcilik programlarının sayısı izleyen yıllarda artmaya devam etti. Özellikle 1990’lı yıllarda çok sayıda yüksekokuleğitim-öğretime başladı. 1990’lı yıllarda Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu olarak yeni kurulan lisans programlarına ek olarak, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ticari Bilimler Yüksekokulu, vb. kurumlara bağlı olarak çok sayıda turizm işletmeciliği bölümü kuruldu.
2000’li yıllar ile sayıları ellinin üzerine çıkan bu okulların bir bölümü 2010 yılından sonra Turizm Fakültesi şeklinde isimler alarak yeniden yapılanmaya başladılar. Turizm Fakülteleri bünyesinde Turizm İşletmeciliği, Turist Rehberliği, Rekreasyon Yönetimi ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümleri kuruldu. 2020 yılında turizm ve otelcilik bölümlerinin bağlı olduğu seksenin üzerinde fakülte ve yüksekokulda lisans düzeyinde eğitim verilmiştir.
Türkiye'de Turizm Sektörü nasıl gelişmiştir?
Türkiye’de modern turizm alanındaki çalışmalar ilki 1949 yılında toplanan Turizm Danışma Kurulu Toplantıları ile başladı. O döneme kadar münferit olarak yürütülen çalışmalar, 1950 yılından sonra devlet politikaları arasında yer almaya başladı. Batılı ülkeler ile başlayan yakınlaşmalar turizm ve seyahat alanına da yansıdı ve konaklama, seyahat, yeme-içme alanlarında kayda değer ilerlemeler ortaya çıkmaya başladı.
Seyahat Acentaları
İstanbul’da Cumhuriyet’ten önce bugünkü anlamıyla seyahat acentası olarak kurulmuş bir işletme yoktu. Bu görev çoğunluğu yabancı acentaların temsilciliklerinden oluşan “Vapur Acentaları” tarafından yerine getiriliyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk seyahat acentaları 1920’li yıllarda faaliyete başlayan TUTTA (Turkish Travelling and Tourism Agency), Millî Türk Seyahat Acenteliği (NATTA), Türk Seyahat Yazıhanesi Ziya ve Şurekası, Türk Seyahat Acenteliği, Tutta, le Globe, Blukes, Nihat ve Şevki Seyahat Acentesi sayılabilir. İstanbul merkezli olan Millî Türk Seyahat Acenteliği, birçok yabancı seyahat acentesinin Türkiye temsilciliğini de üstlenmiştir.
Seyahat acentalarının sayısı zamanla artış gösterdi ve 1955 yılında bir grup seyahat acente işletmesi tarafından Türkiye Seyahat Acentası Cemiyeti kuruldu. Bu dernek 1972 yılına kadar faaliyetlerini sürdürdü. Bu yılda yürürlüğe giren 1618 sayılı Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ile kısa adı TÜRSAB olan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği kuruldu.
Türkiye’de seyahat acentalarının esas gelişim dönemi 1983 yılından sonradır. Bu dönemde hızlı bir
gelişim içinde giren seyahat acentalarının sayısı günümüzde 11410’a ulaşmıştır.
Türkiye’de seyahat acentaları, geleneksel iştigal alanı olan bilet satışı, karşılayıcı acentacılık (incoming)
faaliyetleri, hac-umre seyahatleri, yurt dışı ve yurt içine yönelik tur düzenleme faaliyetleri, online acentalar,
kruvaziyer, kültür, toplantı ve kongre, sağlık turizmi ve yat turizmi gibi alanlarda faaliyet göstermektedirler.
Konaklama İşletmeleri
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda ülkede sınırlı sayıda konaklama tesisi vardı. Konaklamalar daha çok şehirlerde hanlarda, kırsal kesimde ise kervansaraylarda yapılıyordu. İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde ise birkaç nitelikli tesis bulunuyordu.
Ülkede mevcut tesislere yenileri ilk kez 1950 yılından sonra eklenmeye başlandı. İstanbul’da Pera Palas, Tokatlıyan ve Park oteli gibi tesislere 1950’lerden itibaren İstanbul Hilton Oteli ve Divan Oteli eklendi.
1970’lerden itibaren ise nitelikli tesis sayısı hızlı bir şekilde artmaya başladı. Ankara’da ise Taşhan’ın yanı sıra devletin konukevi olarak yaptırdığı Ankara Palas, Ankara Dedeman Oteli, Büyük Ankara Oteli, Marmara Oteli gibi tesisler devreye girdi.
1980’lerden sonra ise Hilton, Sheraton, Büyük Sürmeli gibi markalar Ankara’da otel hizmete açtılar. TUSAN otelleri 1960’ların başından itibaren pek çok turizm bölgesinde hizmete girdi. Benzer şekilde Uludağ’da da 1950’lerden itibaren nitelikli tesisler faaliyete geçti. İzmir ve diğer kentlerde de benzer gelişmeler yaşandı.
1970’li yıllarla birlikte Anadolu’daki turizm destinasyonları gelişmeye başladı. Erdek, Akçakoca, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Marmaris, Fethiye, Bodrum, Kemer ve Alanya’da yeni konaklama işletmeleri kuruldu ve işletildi. Bu bağlamda Kapadokya bölgesindede 1960’lı yıllardan itibaren bir gelişim yaşanmaya başlandı.
Konaklama işletmeciliği alanındaki esas gelişme 1982 yılında oldu. Kamunun yürürlüğe soktuğu çok sayı ve çeşitteki teşvik ile Kemer, Alanya, Bodrum, Marmaris gibi yörelerde hızlı bir şekilde nitelikli tesisler kuruldu ve inşa edildi. 1990’lardan sonra ise Belek ve Lara-Kundu bölgesi parlayan turizm bölgeleri oldular.
Hava Yolu İşletmeleri
Türkiye’de hava yolu yolcu işletmeciliği alanında kurulan ilk işletme, 1933 yılında kurulan Türk Hava Yollarıdır. 1947 yılında Ankara-İstanbul-Atina güzergâhıyla ilk dış uçuşunu gerçekleştirdi. Bugün THY’nin uçuş rotası Avrupa’dan, Uzak Doğu, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Güney Afrika, Orta Afrika, Kuzey ve Güney Amerika’da hizmet sunmaktadır. THY uçuş ağıyla en fazla seyahat noktasına uçan hava yolları sıralamasında dünya genelinde birinci sıradadır
Hava yolu işletmeciliği alanında Türkiye’de kurulan ikinci firma, Hürkuş Hava Yollarıdır. Vecihi Hürkuş tarafından 1954 yılında kurulan firma, 1959 yılına kadar faaliyet gösterdi.
Hâlen faaliyette olan Türkiye’deki ikinci büyük hava yolu işletmesi, Pegasus Hava Yollarıdır. 1990 yılında İstanbul’da kurulan Pegasus, 1990 yılının Mayıs ayında ilk seferini gerçekleştirdi.
AnadoluJet, 23 Nisan 2008 tarihinde THY’ye bağlı olarak kurulan düşük maliyetli bir hava yolu işletmesidir.
SunExpress hava yolu şirketi, Lufthansa ve THY’nin eşit ortaklıkları ile 1989 yılında Antalya’da kuruldu. Birinci sırada Almanya, daha sonra Avrupa-Antalya arasında turistik charter uçuşları düzenledi. 2001 yılında başlattığı Antalya-Frankfurt seferleriyle, Türkiye’de yurt dışına tarifeli sefer gerçekleştiren birinci özel hava yolu işletmesi olma başarısını elde etti.
Onur Air, düşük maliyetli taşımacılık görevini sağlayan Türk şirketidir. Onur Air, 14 Nisan 1992 tarihinde kuruldu ve ilk seferini 14 Mayıs 1992 tarihinde K.K.T.C. Ercan Havalimanına yaptı.2003 yılında, iç hatlarda uçuşları gerçekleştiren birinci özel hava yolu işletmesi oldu.
Türk Turizm Talebi ve Geliri
Türkiye’ye yönelik turizm talebi, bir başka anlatımla ülkeye gelen turist sayısı ile ilgili rakamlar 1930’lardan beri derlenmektedir. 1980’lere kadar 100 binler ile bir milyon arasında değişen gelen yabancı sayısı 1980’lerden sonra ilk kez milyon sayılarını aştı, 2019 yılında 45 milyon kişiye ulaşarak, dünyada ilk 10 ülkenin arasında girdi. Aynı şekilde, turist gelirinde de önemli artışlar gerçekleşti.
Türkiye'de Turizm Alanındaki Sivil toplum Kuruluşları hangileridir?
Türkiye’de turizm ve otelcilik alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu, 1922 yılında kurulan Müstakbilîn Cemiyeti’dir. “İstanbul’a gelen ziyaretçi ve turistlere memleket ve Türk medeniyeti hakkında doğru ve bilimsel bilgi vermek” amacıyla
kurulan bu cemiyeti 1923 yılında kurulan Türk Seyyahin Cemiyeti izledi. Bu dernek daha sonra Seyyahin Cemiyeti (1923-1926), Türkiye Turing Kulübü (1926-1930) adlarını aldı ve son olarak Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (1930-) adıyla önemli işlere imza attı. Türk Tayyare Cemiyeti ise 1924-1935 yılları arasında faaliyet gösterdi. Bu alandaki ikinci sivil toplum kuruluşu 1933 yılında kurulan Otelciler ve Hancılar Cemiyetidir. Seyahat acentacıları tarafından 1955 yılında kurulan Türkiye Seyahat Acentaları Cemiyeti, 1972 yılına kadar faaliyet gösterdi. Konaklama işletmeleri kapsamında 1971 yılında Marmara Bölgesi Turistik Otelciler Derneği adı altında kurulan dernek, 2015 yılında Türkiye Otelciler Birliği (TUROB) adını aldı.
1980 yılından sonra turizm, otelcilik, seyahat, yeme-içme alanlarında kurulan sivil toplum kuruluşlarının sayısında önemli artışlar yaşandı. 1984 yılında kurulan Antalya Turistik İşletmeciler Derneği (şimdi adıyla Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği) gibi çok sayıda bölgesel turizm işletmecisi derneği kuruldu. 2000’li yıllardan sonra bu dernekler bir araya gelerek Türkiye Otelciler Birliğini kurdular. İçinde bulunduğumuz dönemde turizm alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşunun sayısı 250’nin üzerindedir. Gastronomi, turist rehberliği, aşçılık, kongre ve toplantı, okul mezunlar derneği, işletmeci derneği, tanıtım derneği gibi çok sayıda sivil toplum kuruluşu faaliyet göstermektedir. Bu sivil toplum kuruluşları içinde Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ve Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) sayılabilir.