TÜKETİM SOSYOLOJİSİ - Deneme Sınavı - 6

18. yüzyılda İrlanda’da yaşanan, patateste oluşan bir mantarın sebep olduğu, tarihte “Patates Kıtlığı” olarak bilinen kıtlık, kitlesel ölümler, göçler gibi bir dizi toplumsal sonuçlara sebep olmuştur. 1845-1849 yılları arasında İrlanda’nın nüfusu açlık, hastalık, yetersiz beslenme nedeniyle o dönemde 2 milyondan fazla düşmüştür.

Türkiye’nin sınırlarının bir kısmının da dahil olduğu Bereketli Hilal olarak bilinen Mezopotamya’da buğday evcilleştirilmiş ve yerleşik tarımın izleri bulunmuştur

1980’ler sonrasında yeni bir çalışma alanı olarak ortaya çıkan gıda/yemek sosyolojisi disiplinlerarası özelliklere sahip, gıda sisteminin işleyişinden, tüketim kültürlerine, küreselleşme ve yerelleşme tartışmalarına kadar geniş bir alanda çalışmalar yürütür.

Gıda tüketimleri ile toplumsal kimlik(ler) arasında bir ilişki vardır. Claude Fischler bu ilişkiyi “bir grubun yeme biçimlerinin daha geniş bir hiyerarşi veya bir topluluk vs. içindeki kolektif kimliğini ortaya koymasının yanında, bireysel kimliğe de bir merkez olduğuna dikkati çekerek” kurmaktadır

Super foods (süper gıdalar) olarak tanımlanan bazı yiyeceklerin (örneğin avokado, kinoa, chia tohumu, yaban mersini vb. yiyecekler) besleyici değerlerinin yüksek olması nedeniyle yüceltildiğine aşırı değerlendiğine tanık olmaktayız.

Karbon ayak izinin artmasına, sanayileşme, enerji tüketimi, hayvancılık, atık maddeler, insan faaliyetleri gibi faktörler sebep olmaktadır

Fransa’da ve Avrupa’nın diğer kentlerinde yaygınlaşan kafelerden farklı olarak kente özgü bir diğer toplumsallaşma
mekânı olarak restoranın ortaya çıkışı Fransız Devrimi ve sanayileşme sonrası Fransa’da gerçekleşmiştir

Standage’e göre (2017: 13) “Sanayi Devrimi’nin temelinin atılmasında şeker ve patatesin en az buhar makinesi kadar etkisi olmuştur… patates de tahıl ürünlerine göre daha fazla kaloriye sahip olduğu için Avrupalılar arasında temel bir besin maddesi olarak yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Şeker ve patates, sanayi döneminin yeni fabrikalarında çalışan işçiler için ucuz besinin sağlanmasında rol oynamıştır”

İlgisiz tip: tazeliği, kaliteyi ve hazırlanışı umursamayan, kolay ve hazır yemek tercih eden tiptir.

Hepçil paradoksu olarak tanımlanan bu süreç aslında neofili (yeni besinlere ilgi duyma) ve neofobi (yeni besinlerin zararlı olma ihtimalinden korkma durumu) arasında bir gerilim yaşamamıza neden olur.

İrlanda'da

Ateş

pirinç, buğday, mısır

1980'ler

Engel

Kinoa

Fransa

Taze balık tüketimi arttı.