Tarih Yazımı
Tarih nedir?
Tarih, geçmişten geleceğe bugünün kaydıdır. Sadece kayıt işi de değildir. Tarih, tarihsel bilginin üretilmesi işidir. Yaşanan olayların kaydının tutulmasıdır. Olayların çoğunlukla belirli bir mantıkla seçilmesi ve yorumlanmasıdır. Aynı zamanda, toplumsal bilincin oluşturulmasına katkı sunulmasıdır. Tarih, ideolojinin biçimlenmesine de katkıda bulunur. Çünkü tarih, adlandırma ve tanımlama aracıdır.
Bir yazma ve kaydetme eylemi olarak tarih neler gerektirir?
Bir yazma ve kaydetme eylemi olarak tarih, biçimsel olarak yazılacak olayları ve bu olaylara ilişkin bilgiye sahip olmayı, her şeyden önemlisi de tarih adına neyin seçilerek yazılacağı türünden kararları verebilmeyi gerektiriyor.
Eril iktidarın hüküm sürdüğü bir dünyada kadınların tarihi temsili nasıl olur?
Eril iktidarın hüküm sürdüğü, kadın ve erkek arasında eşitlik yerine uçurumun söz konusu olduğu bir dünyada kadınların tarihi temsili, erkek yazarlar tarafından ve erkeklerin çıkarları üzerinde şekillenecek, kadınların ikincilliğine katkı sunacaktır.
Erdemli, başarılı kadınlardan oluşan bir kenti tahayyül eden Kadınlar kenti Kitabı'nı kim yazmıştır?
İlk örnek, kadın aleyhtarı tarihe 1405’te Kadınlar Kenti Kitabı’nı yayınlayarak ortaçağdan kafa tutan Christine de Pisan’dır (1364-1430). Pisan, karşı bir tarihsel anlatı kurduğu eserinde, erdemli, başarılı kadınlardan oluşan bir kenti tahayyül etti.
Fatma Aliye’nin, 1896’da Ünlü İslam Kadınları başlıklı çalışması için araştırma yaparken keşfettiği şeyler nelerdir?
Fatma Aliye’nin, 1896’da Ünlü İslam Kadınları başlıklı çalışması için araştırma yaparken 13. yüzyılda İslam dünyasında erkeklere eğitim veren 100’e yakın kadın profesörü keşfettiğinde yaşadığı şaşkınlığı, yıllar sonra biz de aynı tepki ile karşıladık. Yazar/romancı/felsefeci Fatma Aliye (1862-1936), bahsi geçen araştırmayı yaparken sadece profesör kadınlarla karşılaşmaz, şimdiki kadın sığınma evlerine benzer sığınakların varlığını da keşfeder.
İngiltere’den romancı/yazar Jane Austen’in tarih yazımına yönelttiği eleştiriler nelerdir?
Austen’in, kadınların tarih kitaplarında özne olarak yer almaması, marjinal kalması veya yokluğu, tarih yazımındaki kuruluk, renksizlik eleştirileri, aslında bugün kadın tarihinin tarih yazımına yönelttiği eleştirilerdir.
Tarih disiplini, başlangıcından bugüne geçen süreç içinde nasıl incelenir?
Tarih disiplinini, başlangıcından bugüne geçen süreç içinde özne, konu, seçilen/ kaydedilen olaylar ve var olan belgeler üzerinden incelemek mümkündür.
“Toplumsal cinsiyetin” tarihsel bir analiz kategorisi olarak kullanılmasını öneren kimdir?
Joan Wallach Scott bilgi üretimi olarak ana akım tarih disiplinine ve tarih yazımına mercek tutar. Scott, tarih biliminin bilimsel, kuramsal anlatılarının eleştirel bir okuma ile gözden geçirilmesini ister. Bu yolda “toplumsal cinsiyetin” tarihsel bir analiz kategorisi olarak kullanılmasını önerir.
Tarih yazımına ilişkin bu eleştiriler neyin altını çizer?
Tarih yazımına ilişkin bu eleştiriler, ana akım tarih yazımının öznesinin erkek, üstelik beyaz, Batılı, orta sınıf erkek olduğunun altını çizmektedir. Üstelik tarihte gerçek anlamda temsil edil(e)meyenler sadece kadınlar da değildir; köylüler, köleler, işçiler, çeşitli ırksal ve etnik gruplar ve cinsiyet kimlikleri de tarihten benzer biçimde dışlanmışlardır.
Köylü tarihi, emek tarihi gibi uzmanlık tarihlerinde de temel öznenin erkek olmasının nedeni nedir?
Buna benzer biçimde köylü tarihi, emek tarihi gibi uzmanlık tarihlerinde de temel özne erkektir. Çünkü bu alanlara ilişkin tarihi bilgiyi üreten, tarihi yazanlar yani tarih yazıcıları erkektir. Onların kullandıkları, günümüze ulaşan tarihsel belgeler ve kaynaklar, erkeklere ilişkin bilgileri kapsar.
Ana akım tarih yazımının öznesi kimdir?
Ana akım tarih yazımının öznesi beyaz, Batılı, orta sınıf erkektir. Sadece kadınlar değil, köylüler, köleler, işçiler, çeşitli ırklar, etnik gruplar ve cinsiyet kimlikleri de tarihten dışlanmışlardır.
Antik çağdan Fransız Devrimi’ne, oradan ulus devlet inşa süreçlerine değin, tarihçiler, felsefeciler, teologlar ve eğitimciler, kadınları nasıl tasvir ettiler?
Antik çağdan Fransız Devrimi’ne, oradan ulus devlet inşa süreçlerine değin, tarihçiler, felsefeciler, teologlar ve eğitimciler, kadınları, onlara biçtikleri ve yükledikleri rol/ ve sorumluluk ve/görevler temelinde tasvir ettiler ve tanımladılar. Siyasal/ kamusal alandan dışlanan kadınlar, erkekler gibi hak ve özgürlükleriyle tanımlanmış yurttaş olarak görülmediklerinden olumsuz bir imge ile tarihe yazıldılar.
Geçmişin mitlerinde kadınlar nasıl temsil edilmiştir?
Eski çağın cinsiyetçi varsayımları, modern tarihin içine, geçmişin mitleri ve/veya gerçekleri olarak yerleştirilmiştir. “Bu mitlerde kadınlar Meryem ya da fahişe, melek ya da öldüren cazibe olarak ikili zıtlıklar biçiminde temsil edilmiştir. Erkek tutum ve çıkarlarının kişiselleştirilmesinden doğan kadın düşmanlığı, tarih yazımına da ciddi bir şekilde yansımıştır”
Dünya genelinde kadınlara siyasal haklar ne zaman tanınmıştır?
Dünya genelinde kadınlara siyasal hakları erkeklerden yüzyıl sonra -hatta daha geç- tanınmıştır.
Türkiye’de Seçme ve Seçilme Hakkı kadınlara ne zaman verilmiştir?
Türkiye’de Seçme ve Seçilme Hakkı: • 1877’de, emlak sahibi erkeklere; 1908’de, belli miktar vergi veren erkeklere oy hakkı tanınmıştır. Erkeklerin siyasi temsiline dair mülk ve vergi kısıtlamaları 1923’te kaldırılmıştır. • Seçme ve seçilme hakkı, kadınlara önce 1930’daki yerel seçimler için, 1934’te ise genel seçimler için verilmiştir.
Akademide ve tarih eğitiminde kadınların durumu nasıldı?
20. yüzyıla kadar tarih eğitimi erkeklere, hatta yalnızca aristokrat ve orta sınıf erkeklere mahsustur. Üniversiteler, kadınların yurttaş olmadığının, tarih dışı sayılmalarının erkeklere öğretildiği yerdir. Bunun doğal sonucu olarak üniversite kapıları kadınlara kapalıdır. Hatta kütüphaneler de…
Osmanlı'da karma eğitime ne zaman geçilmiştir?
Karma eğitime ise 1921’de geçilmiştir.
Türkiye’deki kadınlar yükseköğrenim hakkını hangi yılda elde ettiler?
Türkiye’deki kadınlar yükseköğrenim hakkını 1914’te elde ettiler.
Toplumsal cinsiyet nedir?
Toplumsal cinsiyet, cinsiyet rollerinin ve ona dayalı işbölümünün yarattığı iktidar ve otorite ilişkilerinin/alanlarının kurgulanma ve işleyiş biçimlerinin ortaya çıkardığı özgün bir toplumsal pratiğe işaret eder. Farklı cinsiyet kimliklerinden beklenen rol, davranış ve görünüş bütününü ifade eder.
Feminizm nedir?
Feminizm, kadınların kendilerini baskı altına alan düzeni, ataerkil yapıyı- algılaması, politik olarak tanımlaması ve değiştirilmesine yönelik tüm yol ve yöntemleri kapsar. Yani hem ideolojidir hem de toplumsal harekettir. Aynı zamanda ataerkil sisteme ve bu sistemin doğurduğu ayrımcılığa karşı mücadele yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik tüm yol ve yöntemleri anlatan bir siyasal teoridir. Feminizm, gerek bu düzenin algılanışı ve ona karşı çıkmanın politikasının oluşturulması gerekse oluşturulmak istenen toplum modelleri açısından kendi içinde farklılaşır.
Kadın Tarihinin Amaçları nelerdir?
Kadın Tarihinin Amaçları: • Tarihe kadınları yazmak, • Tarihi cinsiyetlendirmek, • Kadınların tarihini yazmak, oradan cinsiyetler tarihine gidebilmek, • Telafi edici, kadınları tarihe yamalayan tarih yazımı yerine, tarihi topyekun dönüştürmek ve bütünlükselleştirmek.
Kadın çalışmaları nasıl bir disiplindir?
Kadın çalışmaları, feminist kuram ve yöntemin açtığı yoldan gelişen bir disiplindir.
Feminist araştırmacı/ tarihçinin ayırt edici özellikleri nelerdir?
Feminist araştırmacı/ tarihçinin ayırt edici özelliklerini Scott (2013), Lerner (1979), Spongberg (2002), Davidoff (2012) gibi kadın tarihçilerin yaklaşımları üzerinden şöyle özetlemek mümkündür: • Feminist tarih, kadın tarihi çalışmalarını bir adım daha öteye götürür. • Toplumsal hafızayı kadınlar lehine kazır. • Kadınlara ait ortak hafıza ufku inşa eder. • Tarihte görünmezlik önemli bir problemdir ve kaynakla ilişkilidir saptaması ilke kabul edilerek, yazılı tüm kaynaklar kadınlar için yeniden taranır. Yeni bir okumaya tabi tutulur. • Tarih, erkek kurgusundan ayrılıp ona karşı olan yerden yeniden tanımlanır. • Cinsiyetçi yapı, bu ilişkinin yarattığı eşitsizlik, ortaya çıkardığı iktidar ilişkileri açısından yeniden gözden geçirilir. Tarihi belgeler kadın bakış açısıyla irdelenir. • Geçmişle sürekliliği kurmaya yöneliktir, bellek kazandırır. • Kadınların kendi geçmişleriyle feminist hareketle aralarında bağ kurulur. • Ataerkil yapı sarsılır. • Elde edilen bilgi, kadınların ezilmesini, sömürüsünü ortadan kaldırmak için kullanılır. • Kadınların özgürleşmesi, kendi hayatlarını değiştirme yolundaki güvenleri artırılır.
Kadın sözlü tarihi neye imkan tanır?
Kadın sözlü tarihi, kadınların görünmez kılınmış ve kayda geçirilmemiş deneyimleri ve tanıklıklarını belgeler; kadınlara kendi deneyimlerini ve yaşadıkları dönemi, kendi sözleri ve sesleriyle aktarma imkânını tanır.
Feminist arşivcilik nedir?
Feminist arşivcilik, kadınlara ilişkin belgelerin toplanmasına özel önem veren, kadın tarihinin içinden çıkan ve kayda geçirmenin, listelemenin yöntem ve kapsamına ilişkin bir reçete sunan kadın arşivciliğidir.
Osmanlı kadın dergileri nelerdir?
Osmanlı kadın dergilerinden bazı örnekler: • Terakki-i Muhaderat (1869) • Hanımlar (1882) • Hanımlara Mahsus Gazete (1895 -1908) • Şüküfezar (1887) • Demet (1908) • Mehasin (1908) • Kadın İstanbul (1911) • Kadınlar Dünyası (1913-1921) • Bilgi Yurdu Işığı (1917-18) • İnci/Yeni İnci (1919)