Anonim Ortaklıkta Pay ve Pay Sahipliği, Menkul Kıymetler, Denetim ve Sona Erme
Anonim ortaklıkta payın çeşitli anlamları vardır, bu anlamlar nelerdir?
Pay, her şeyden önce esas/çıkarılmış sermayenin belirli bir parçasını oluşturur. Esas/çıkarılmış sermayenin pay sayısına bölünmesi ile her payın itibari (nominal) değeri ortaya çıkar. Diğer anlamı ile pay, kıymetli evrak olarak pay senetlerini ifade eder. Son olarak pay, ortaklık statüsünü temsil eder. Paya sahip olan kişi, pay sebebi ile hak ve borçlara sahip olur. Bu kişi, pay sahibi sıfatını taşır.
Pay türleri nelerdir?
Nakit karşılığı pay/payın karşılığı pay
Oy Hakkı Olan Pay / Oydan Yoksun Pay
İtibari Değeri Olan Pay / İtibari Değeri Olmayan Pay
İmtiyazlı Pay / Adi Pay
Bedelli Pay / Bedelsiz Pay
İmtiyazlı pay nedir?
İmtiyaz, kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi hususlarda diğerlerine oranla paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır (m. 479-480, 360). Böyle bir ayrıcalıkla donatılmış paylara imtiyazlı pay denilmektedir.
Pay sahipliği sıfatı nasıl kazanılır?
Pay sahipliği aslen veya devren kazanılır. Aslen kazanma, kuruluşta ve sermaye artırımında sermaye taahhüdünde bulunulması yoluyla gerçekleşir. Birleşme ve tür değiştirme sonucu çıkarılan payların da aslen kazanıldığı kabul edilir. Devren kazanma ise, payın başkasından, satım, trampa, bağışlama gibi bir işlemle devralınması şeklinde olur. Pay sahipliğinin miras, cebri icra ve evlilikteki mal rejimleri uyarınca iktisabı da devren kazanma kapsamında olmakla birlikte özellik gösteren durumlar olduğundan, kanunda özel hükümler mevcuttur.
Pay sahipliğini sona erdiren sebepler nelerdir?
Payın devri, birleşme, ortaklığın tasfiyesi, sermaye borcunda temerrüt nedeniyle ortaklıktan ıskat (çıkarma) ve payın itfası pay sahipliğini sona erdirir.
Pay sahibinin borç ve yükümlülükleri nelerdir?
Nitelikleri açısından pay sahibinin hakları nelerdir?
Nitelikleri yönünden bakıldığında, mali haklar ve kişisel haklar olmak üzere iki grup hak bulunduğu görülmektedir. Mali haklar; kâr payı (temettü) hakkı, hazırlık devresi faizi, tasfiye payı hakkı ve yeni paylarda önalım (rüçhan) hakkıdır. Kişisel haklar; genel kurul toplantılarına katılma ve bununla ilgili haklar, dolaylı da olsa ortaklık yönetimine ve denetimine katılma, bilgi alma ve inceleme hakkı, özel denetim isteme haklarıdır.
Kullanılış şekilleri açısından pay sahibinin hakları nelerdir?
Kullanış açısından bakıldığında çoğunluk hakları, bireysel haklar ve azınlık hakları olmak üzere üç grup hak bulunmaktadır.
Olumlu azınlık hakları nelerdir?
Kanun’un tanıdığı olumlu azınlık hakları şunlardır: Yönetim kurulunda temsil edilme, genel kurulu toplantıya davet ve gündeme madde ekletme, finansal tabloların görüşmelerini erteletme, özel denetçi atanmasını sağlama, pay senedi basılmasını isteme, şirketin haklı nedenle feshini isteme
Menkul kıymetler nasıl tanımlanır?
Menkul kıymet kavramının tanımı, Eski SerPK. m.3/b’de yapılmıştı. Buna göre: “Menkul kıymetler, ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, mislî nitelikte, seri hâlinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Kurulca belirlenen kıymetli evraktır”. Yeni SerPK. m.3/1/o’da menkul kıymetlerin, para, çek, poliçe ve bono hariç olmak üzere, paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertifikalarını ve borçlanma araçları veya menkul kıymetleştirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile söz konusu kıymetlere ilişkin depo sertifikalarını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Pay senetleri nasıl tanımlanır?
Pay senetleri anonim ortaklıkta payı temsil etmek üzere çıkarılan ve kıymetli evrak niteliği taşıyan senetler şeklinde tanımlanabilir.
Hamiline yazılı pay senedi ve nama yazılı pay senedi nasıl devredilir?
Hamiline yazılı pay senedi, senedin metni veya şeklinden, hamili kim ise o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan kıymetli evraktır (TTK m. 658/1). Devir kabiliyeti oldukça yüksektir. Hamiline yazılı pay senedi, yalnızca zilyetliğin geçirilmesi (nakli) ile devredilir. Devrin anonim şirkete bildirilmesi ve bir deftere kaydedilmesi söz konusu değildir.
Nama yazılı pay senedi, belli bir kişi adına yazılı olan, ciro ve zilyetliğin nakli ile devredilebilen kıymetli evraktır. Nama yazılı pay senetleri, anasözleşmede aksine hüküm olmadıkça devredilebilir. Devir, ciro ve zilyetliğin nakli ile olur (m. 490/2). Ayrıca, devrin ortaklığa karşı hüküm ifade etmesi için, pay defterine kaydı da gerekir.
İlmühaber nedir?
İlmühaber, anasözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla, ilerde çıkarılacak pay senetleri ile değiştirilmek üzere, pay senetlerinin yerine geçici olarak çıkarılan (TTK m. 486/2) ve kıymetli evrak niteliğinde olan senetlerdir.
Tahvil nedir? Tahvil ve pay senedi arasındaki farklılıklar nelerdir?
Tahvil, anonim şirketlerin ödünç para bulmak için çıkardıkları borç senetleridir. Tahvil ile pay senedi arasındaki başlıca farklar şunlardır:
- Pay senedi ortaklık hakkını, tahvil ise alacak hakkını içerdiğinden, ortak kâr payına, tahvil sahibi ise faize hak kazanır. Ayrıca faiz oranı sabit, oysa kâr oranı değişkendir.
- Fakat kâr dağıtımı genel kurul kararına bağlı iken tahvil sahibinin faiz hakkı mutlaktır ve bu hak üzerinde genel kurulca tek yanlı tasarruflarda bulunulamaz.
- Tahvillerin itfası (söndürülmesi) zorunludur çünkü alacak hakkı içerir ve alacağın vadesinde ödenmesi gerekir. Pay senedinin itfası ise, ancak zorunlu ve sınırlı hâllerde (sermaye azaltımı ve birleşme gibi) gündeme gelir.
- Pay senetleri açısından özel devir yasakları ve sınırlamaları söz konusudur (TTK m. 379 vd., 491-498 gibi). Oysa tahvillerin devrinde TTK, bu tür müdahaleler öngörmemiştir.
Tahvil türleri nelerdir?
Tahvillerin, primli, ikramiyeli, kâra iştirakli, güvenceli, değişken faizli, endeksli veya pay senediyle değiştirilebilir olmak üzere çeşitli türleri vardır.
Anonim ortaklıkta kural olarak denetçiyi kim seçer?
Denetçiyi kural olarak denetlenecek ortaklığın genel kurulu seçer. Bu yetki, genel kurulun devredilemez yetkilerindendir (TTK m. 408/2,c). Ancak ortaklığın herhangi bir nedenle denetçisiz kalması durumuna ilişkin olarak Kanun, iki istisnai düzenleme getirmiştir. Bunlardan ilki, denetçinin mahkeme tarafından seçilmesi (m. 399/6); ikincisi ise, denetçinin feshi ihbarda bulunması durumunda, denetçinin yönetim kurulu tarafından seçilmesidir (m. 399/9).
Denetçinin denetim sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri nelerdir?
Denetçinin denetim sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri şunlardır:
- Denetimi Türkiye Denetim Standartlarına uygun olarak yürütmek (m. 397/1, 378/1),
- TTK m.378 uyarınca risklerin erken saptanması ve yönetimi amacıyla bir komite kurulup kurulmadığını; kurulmuşsa bu komitenin faaliyetleri, uygulamaları ve açıklamaları ile ilgili bir rapor düzenlemek ve denetim raporu ile birlikte yönetim kuruluna vermek (m. 398/4)
- Borcunu gereği gibi yerine getirmek. Bununla anlaşılması gereken denetçinin, Türkiye Denetim Standartlarına uygun olarak yürüttüğü denetimin sonucunu, yasada belirtilen içerikte ve şekilde denetim raporu yazması ve denetlenen ortaklık yönetim kuruluna teslim etmesidir (m. 378/1, 402/7). Bu hâlde borç sona erer. Denetçi raporu, m. 402’de belirtilen esaslara uygun olmalıdır.
- Sır saklamak (m. 404).
Denetçi denetim raporunda olumsuz görüş vermişse bunun sonucu nedir?
Olumsuz görüşün verilmesi durumunda, yönetim kurulu, dört iş günü içinde genel kurulu toplantıya çağırır ve toplantı gününden itibaren geçerli olmak üzere istifa eder. Anasözleşmede aksi öngörülmemişse, eski yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebilir. Yeni yönetim kurulu altı ay içinde, kanuna, anasözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatır ve bunları denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunar (m. 403/5).
Denetlenen ortaklık denetim sözleşmesini sona erdirebilir mi?
TTK m.399 uyarınca anonim ortaklığın sözleşmeyi sona erdirebilmesi, ancak denetçiyi görevden alma davasını açması ile mümkündür. Görevden alma davası, ortaklık merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır. Davayı azınlık (sermayenin 1/10’u, halka açık şirketlerde 1/20’si) veya yönetim kurulu açmalıdır. Azınlığın bu davayı açabilmesi için, genel kurulun denetçi seçimine ilişkin kararına olumsuz oy kullanması, bunu tutanağa geçirtmesi ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısından geriye doğru üç aydan beri pay sahipliği sıfatını taşıması gerekir. Davanın, denetçi seçimine ilişkin genel kurul kararının TTSG’de yayımlanmasından itibaren üç hafta içinde açılması gerekir. Üç haftalık süre, hak düşürücü süredir.
Anonim ortaklıkta infisah sebepleri nelerdir?
İnfisah sebepleri şunlardır: Sürenin sona ermesi, işletme konusunun elde edilmesi veya imkânsızlaşması, sermayenin 2/3’ünün kaybedilmesine rağmen gerekli önlemlerin alınmaması, ortaklığın iflâsı, anasözleşmede öngörülen bir infisah sebebinin gerçekleşmesi
Anonim ortaklıkta fesih sebepleri nelerdir?
Fesih nedenleri iki başlıkta toplanabilir: Mahkemece fesih, genel kurulca fesih
Mahkeme, kanunda veya anasözleşmede öngörülen hallerde feshe karar verebilir. Bu haller şunlardır: organlardan birisinin eksikliği veya toplanamaması, kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı faaliyet ve işlemlerde bulunulduğu gerekçesiyle bakanlığın dava açması, anasözleşmede öngörülen fesih sebeplerinden birinin gerçekleşmesi, ortaklığın haklı sebeple feshi
Tasfiye nedir?
Tasfiye, ortaklık mal varlığının paraya çevrilmesi, alacakların tahsil edilip borçların ödenmesi, geriye bir miktar artarsa bu miktarın tasfiye bakiyesi dağıtımı hükümlerince dağıtılması ve ortaklık kaydının sicilden terkin ettirilmesi için yapılması gereken işlemlerin bütününü ifade eder.
Tasfiye ilkeleri nelerdir?
Tasfiye ilkeleri şunlardır:
- Tasfiye sırasında tüzel kişilik devam eder (m.545).
- Ortaklık amacı, kendiliğinden tasfiye amacına dönüşür. Ortaklık, bu amaçtan dolayı kural olarak yeni işlem ve faaliyetlere girişemez. Ticaret ünvanına “Tasfiye Hâlinde” ibaresi eklenir (m. 533).
- Organlar varlıklarını sürdürür. Ancak tasfiye sırasında ortaklık organlarının görev ve yetkilerinin, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olmakla birlikte tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlerle sınırlı hâle gelir (m. 535).
- İflâs dışındaki sona erme nedenlerinden biriyle tasfiye, tasfiye memurlarınca yapılır. İflas da ise iflâs idaresince tasfiye yapılır.
Ek tasfiye nedir?
Ek tasfiye, tasfiyenin bitmesinden sonra, ek işlerin yapılmasının zorunlu olduğu hâllerde gündeme gelmektedir. Bu hâllerde son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri veya alacaklılar, şirket merkezinin olduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurarak ek işlemler yapılana dek, şirketin yeniden tescilini talep edebilirler. Mahkeme talebi yerinde görür, yani ek işlerin yapılmasını zorunlu bulursa yeniden tescil kararı verir; aynı veya yeni bir ya da birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayıp tescil ve ilan ettirir (m. 547).
Tasfiyeden dönme nedir?
Tasfiyeden dönme şirketin, süresinin dolması veya genel kurul kararı ile sona erdiği hâllerde, mal varlığı dağıtımına başlanmamış olması şartıyla gündeme gelmektedir. Bu hâl ve şartlarda, genel kurul sermayenin en az yüzde altmışının olumlu oyu ile şirketin devamına karar verebilir; bu karar tasfiye memurlarınca tescil ve ilan ettirilir. Anasözleşme, söz konusu yeter sayısı ağırlaştırabilir veya başkaca önlemler içerebilir (TTK m.548/1).