aofsorular.com
HUK211U

Ticaret Sicili, Ticari Defterler ve Cari Hesap

4. Ünite 24 Soru
S

Ticaret Sicili nedir? Açıklayınız.

Türk hukukunda resmi şekilde kayıtların
tutulduğu çok sayıda sicil veya kütük mevcuttur. Örneğin
tapu sicili, gemi sicili, marka sicili, tasarım sicili, trafik
sicili, maden sicili, sigorta acenteleri sicili, dernekler sicili,
finansal kiralama sicili, sermaye piyasası araçları sicili,
sanayi sicili, esnaf ve sanatkârlar sicili, evlenme kütüğü,
mülkiyeti muhafaza sicili gibi. Ticaret sicili de bunlarda
olduğu gibi bilinmesinde üçüncü şahıslar yönünden fayda
ve hatta gereklilik bulunan, ticari işletmeler ve tacirlerle
ilgili bazı işlemlerin kaydedildiği resmi bir sicildir.

S

Ticaret Sicilinin içeriğini kimler inceleyebilir?

Ticaret sicili alenidir, herkese açıktır. TTK md.
35, f. 2’ye göre, herkes ticaret sicilinin içeriğini ve orada
saklanan bütün senet ve belgeleri inceleyebileceği gibi
bunların tasdikli suretlerini de isteyebilir. Bir hususun
sicilde kayıtlı olup olmadığına dair tasdikname de
istenebilir. Aynı husus Yönetmelikte de vurgulanmıştır.

S

Ticaret Sicili kaydında gereken hususları açıklayınız.

Hangi hususların ticaret siciline kayıt edilmesi
gerektiği genel bir hükümle toplu bir şekilde
belirlenmemiş; TTK ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin
çeşitli maddelerinde tescile tabi hususlar ayrı ayrı
belirlenmiştir. Örneğin ticaret unvanı ve işletme adı;
acentenin sözleşme yapma yetkisi; şirketlerin birleşme
kararı gibi. Şu halde ticaret hukuku sistemimizde ticari
işletme veya tacirle ilgili bütün hususlar kendiliğinden
zorunlu olarak ticaret siciline kaydedilmemekte;
hangilerinin kaydedileceği tek tek ve ayrıca kanunda
gösterilmektedir. Buna göre de, işletme veya tacirle ilgili
bir konunun ticaret siciline kaydedilmesi bunun TTK veya
yeni çıkartılacak yönetmelik tarafından açık bir hükümle
istenmesine bağlıdır. Eğer bu vasıflar ortada yoksa işletme
veya tacirle ilgili her vakanın sicile kaydına gerek ve
ihtiyaç yoktur. Kaydedilse bile sicilin sağladığı
imkânlardan yararlanamaz.

S

Ticaret Sicilinde işlemlerin yapılışını açıklayınız.

Ticaret sicilinde tescil işlemi kural olarak
ilgilinin istemi üzerine yapılır. Açık hüküm bulunması
halinde sicil müdürünün resen ve ilgili makamın
bildirmesi üzerine tescil de yapılabilir. Buradan sayılan
hususlardan asıl olan talep üzerine işlem icrasıdır. Resen
veya ilgili makamın başvurusu üzerine gerçekleştirilen
işlemler, ancak kanunda veya yönetmelikte bu yönde
hüküm bulunması halinde ortaya çıkan istisnai yollardır.

S

Re’sen işlem ve işleme davet nasıl gerçekleşir?

Ticaret sicili müdürünün ilgilinin istemi olmadan
tescil edilmesi gereken bir konuyu re’sen tescil edebilmesi
için TTK veya Yönetmelikte bunu emreden açık bir
hükmün bulunması gerekir. Re’sen tescil istisnaidir. Bu
konuda merkezin kaydının silinmesi durumunda şubenin
kaydının resen silinmesi ve iflas durumunda iflas idaresi
tarafından bildiriline hususların resen tescil edilmesi örnek
olarak gösterilebilir. TTK ve Yönetmelikte gösterilen
haller dışında sicil müdürü re’sen tescilde bulunamaz;
koşulları varsa TTK md. 33’e göre ilgilileri tescile davet
edebilir. Buna göre sicil müdürü tescili zorunlu olup da
kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş veya
kanuna aykırı şekilde tescil edilmiş bir hususun varlığını
öğrenirse, ilgilileri tayin edeceği uygun süre içinde tescili
veya gerekli düzeltmeyi yapmaya ya da o hususun tescilini
zorunlu kılan nedenlerin bulunmadığını ispat etmeye davet
eder.

S

Sicil müdürünün inceleme görevi nedir?

TTK md. 32 uyarınca sicil müdürü kendisine
tescil başvurularını kanuna, gerçeğe ve kamu düzenine
uygunluk bakımından incelemek zorundadır. Ticaret sicili
müdürü öncelikle tescil için aranan kanuni koşulların
mevcut olup olmadığını araştırmakla yükümlüdür. Kanuni
şartların kapsamına, tescili istenen hususların kanunen
tescil ve ilana tabi olup olmadığı, tescil isteminde bulunan
kişilerin tescil istemeye yetkili olup olmadığı, tescili
istenen hususların içeriğinin kanuna uygun olup olmadığı
gibi hususlar girer. Sicil müdürünün kanuna uygunluk
incelemesi, yetkili ticaret siciline başvurulup
başvurulmadığı ve tescili istenen hususlarla ilgili gerekli
belgelerin dilekçeye eklenip eklenmediği gibi şekli
bakımdan yapılan araştırmayı da ihtiva eder. Sicil müdürü
örneğin şirket sözleşmesinin emredici hükümlere aykırı
olup olmadığı ve kanunun zorunlu saydığı unsurları içerip
içermediğini re’sen araştırmalıdır.

S

Sicil işlemlerinin ilanı nasıl olur?

Ticaret sicilinde yeralan kayıtlar ilgili olma şartı
aranmaksızın herkes tarafından incelenebildiği gibi ticaret
siciline tescil edilen hususlardan bir kısmı ilan da edilir.
TTK’da tescile ilişkin eksiklikte olduğu gibi hangi
hususların ilan edilmesi gerektiği de toplu bir şekilde
gösterilmemiştir. Eski TTK’nın bazı maddelerinde sadece
tescilden bazılarındaysa tescil ve ilandan söz edilmiştir.

S

Ticaret Sicilinin etki türleri nelerdir açıklayınız?

Ticaret sicilinde tescil sicil kayıtlarının konusuna
tesiri bakımından iki türlü etkiye sahiptir. Tescil sadece bir
hakkın veya bir hukuki durumun doğmuş olduğunu
bildirmek ya da bir hakkın, belli bir hukuki durumun
ortaya çıkması için yapılır. İlk halde tescil bildirici, ikinci
halde ise kurucu etkiye sahiptir. Bunlar; Bildirici Etki-
Kurucu Etki ve Olumlu Etki-Olumsuz Etki.

S

Sicilin tutulmasından doğan sorumluluklar nelerdir?
Cezai müeyyideleri nelerdir?

Ticaret sicilinden beklenen amacın
gerçekleşebilmesi için kanunda kayıt işlemlerinde bulunan
ilgililer hakkında hukuki ve cezai müeyyideler; ayrıca sicil
müdürü ile bağlı bulunduğu sanayi ve ticaret odası
hakkında sorumluluklar öngörülmüştür.

S

Sicilin tutulmasından doğan cezai müeyyideler
nelerdir?

İlgililerin tabi olacağı hukuki müeyyideler için
iki hüküm öngörülmüştür: Tescil ve kayıt için kötü niyetle
gerçeğe aykırı beyanda bulunan ilgili, gerçeğe aykırı
tescilden dolayı zarar görenlerin zararını gidermekle
yükümlüdür Kayıtların 32’nci maddenin ü.üncü fıkrası
hükümlerine uymadığını öğrendikleri hâlde düzeltilmesini
istemeyenler ve tescil olunan bir hususun değişmesi, sona
ermesi veya kaldırılması dolayısıyla, kaydın
değiştirilmesini veya silinmesini istemeye ya da yeniden
tescili gereken bir hususu tescil ettirmeye zorunlu olup da
bunu yapmayanlar, bu kusurları nedeniyle üçüncü kişilerin
uğradıkları zararları tazmin ile yükümlüdürler. İlgililerin
tabi olacağı cezai müeyyideler ise şu hallerdir: Tescil
edilmesi gereken bir olgunun ilgilisi tarafından tescil
ettirilmediğini haber alan müdürlük, tescil başvurusunda
bulunmakla yükümlü kişileri, otuz gün içinde tescil
başvurusunda bulunmaya veya tescili gerektiren
sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır. Müdürlük.e
verilen süre içinde tescil isteminde bulunmayan ve
kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi, idari para
cezasıyla cezalandırılır. İdari para cezası verilmesine
rağmen, kanuni süre içerisinde tescil isteminde
bulunmamakta ısrar edilmesi halinde, müdürlük durumu
sicilin bulunduğu yerdeki ticari davalara bakmakla görevli
asliye ticaret mahkemesine bildirir. Mahkemenin tescile
hükmetmesi halinde olgu resen tescil edilir.

S

Ticari defterler neden önemlidir?

Ticari defter tutmak ticari işletme, işletme
alacaklıları ve ü.üncü kişiler açısından önemlidir. Şöyle ki,
ticari işletmenin iktisadi ve mali durumu, borç ve alacak
durumları ve her iş yılı sonunda elde edilen neticeler ticari
defterler sayesinde tespit edilir. İşletmenin sahibi veya
ortaklar böylece işletmenin kar veya zarar edip etmediğini,
finansal durumunu ve geleceğe yönelik plan ve kararlarını
ona göre alırlar. Ticari defter işletme alacaklıları için de
önemlidir. Zira vadeye bağlı işletme borçlarının ödenip
ödenmeyeceğini işletme alacaklıları az çok defterler ve
yılsonu hesap açıklamaları aracılığıyla tahmin
edebileceklerdir. Yani işletme alacaklıları işletmenin bu
mali kayıtları aracılığıyla alacaklarının zamanında ifa
edilip edilemeyeceğini veya ifa edilemeyeceğinin
belirginleşmeye başlamasıyla ne tür hukuki çarelere
müracaat edilebileceğini planlayabileceklerdir.

S

Defter tutma yükümlülüğünü açıklayınız.

Kanunda defterler ü.üncü kişi uzmanlara, makul
bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin
faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek
şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve
gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir. Tacir defterlerin
tutulması sırasında, özellikle kayıtlara dayanak oluşturan
belgeler olmak üzere, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş
bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya,
mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir
kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda
saklamakla yükümlüdür.

S

Kanunun meclis tarafından kabul edilen ilk hali
nasıldır?

Kanunun meclis tarafından kabul edilen ilk
halinde, tüm defterler bakımından açılış onayı ve kapanış
onayı zorunlu kılınmaktaydı. Keza kapanış onaylarının,
izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar
yapılacağı öngörülüyordu. 6335 sayılı Kanunla değişik
yeni düzenlemeye göre, fiziki ortamda tutulan yevmiye
defteri, defteri kebir, envanter defteri ile pay defteri,
yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve
müzakere defterinin açılış onayları, kuruluş sırasında ve
kullanılmaya başlamadan önce noter tarafından yapılır.
Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında
defterlerin açılışı ticaret sicil müdürlükleri tarafından da
onaylanabilir. Kanuna göre ticaret sicil müdürü tarafından
yapılacak onay, sadece kuruluş bakımında mümkündür.

S

Ticaret defterinin açılış onayı nasıl yapılır?

Açılış onayının noter tarafından yapıldığı
hallerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak
zorundadır. Böylece tüm defterlerin kullanılmaya
başlanmadan önce açılış onayına tabi oldukları ortaya
konmuş bulunmaktadır. Noter onayının şekli, Tebliğin 14.
maddesinde açıklanmıştır. Buna göre ciltli defterlerin
sayfalarının sıra numarasıyla teselsül ettiğine bakılarak, bu
sayfalar teker teker onay makamının resmi mührü ile
mühürlenir. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki
açılış onayları, defterin kullanılacağı faaliyet döneminin
ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır.
Ancak pay defteri ile genel kurul müzakere ve karar
defteri yeterli yapraklar bulunmak kaydıyla izleyen
faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın
kullanılmaya devam edilebilir. Böylece iki defter hariç
olmak üzere defterlerin kullanılmaya devam edildiği
sürece her yıl açılış onayına tabi tutulması esası
getirilmiştir.

S

Elektronik defter tutulması nasıl gerçekleşir
açıklayınız?

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü
tarafından ortak olarak yayımlanan 1 sıra No.lu Elektronik
Defter Genel Tebliği ile elektronik defter (e-defter)
yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. e-Defter, Vergi Usul
Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince
tutulması zorunlu olan defterlerin ilgili sitede duyurulan
format ve standartlara uygun biçimde elektronik dosya
biçiminde hazırlanması, bastırılmaksızın kaydedilmesi,
değişmezliğinin, bütünlüğünün ve kaynağının
doğruluğunun garanti altına alınması ve ilgililer nezdinde
ispat aracı olarak kullanılabilmesine imkan tanımayı
hedefleyen hukuki ve teknik düzenlemeler bütünüdür.
Elektronik defter tutulması, e-defter, e-fatura gibi
kavramların ticari hayatımıza girmesini de sağlamıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından elektronik defter ile
ilgili bir internet sitesi hazırlanmıştır. Sitede gerekli
açıklamalar, sık sorulan soruların cevapları, duyurular yer
almaktadır. Aynı internet ortamında defterlere yönelik
berat alma işlemlerinin de yapıldığı anlaşılmaktadır.

S

Defter tutma yükümlülüğüne tabi olanlar kimlerdir?

Tacir olan kişiler ticari defter tutmakla
yükümlüdür. Tacirinbirden fazla işletmesi varsa her bir
işletme için ayrı defter tutulur. Yeni getirilen düzenleme
ile hakim teşebbüsler tacir sayıldıklarından bunların da
defter tutmaları zorunludur. Bir ticari işletme açmış gibi
işlemelerde bulunan ve iyiniyetli üçüncü kişilere karşı
tacir gibi sorumlu olan da defter tutmakla yükümlüdür.
Çünkü tacir gibi sorumlu olan kişi, sadece tacir olmanın
külfetlerine maruz kalır, nimetlerinden ise yararlanamaz.
Defter tutma da tacirlere yüklenen bir yükümlülüktür. O
halde tacir gibi sorumlu olan da bu yükümlülüğe uymak
zorundadır. Bir ticari işletme kurup açtığını sirküler,
gazete, radyo ve diğer ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş
veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek durumu ilan
etmiş olan kişi fiilen işletmeye başlamamış olsa dahi tacir
sayılır. Tacir sayılan kişi tacir olmanın nimetlerinden
yararlanır ve külfetlerine maruz kalır. Dolayısıyla bu
kişiler de defter tutmak zorundadır. Bir ticari işletmenin
adi şirket tarafından işletiliyor olması halinde ortaklar tacir
niteliğine sahip olacaklarından her birinin ayrı ayrı ticari
defter tutması gerekir. Tacirlere ilişkin kurallar donatma
iştirakine de uygulanacağından donatma iştiraki de ticari
defter tutar. Ticari defter tutma yükümlülüğü, ticaret
siciline kayıt zorunluluğu doğduğu andan itibaren ortaya
çıkacaktır. Esnaflar ticari defter tutmakla mükellef
değildirler. Zira ne esnaflara da uygulanacak TTK
hükümlerinden bahseden TTK md. 15’de ne de ticari
defterlerle ilgili TTK md. 66 vd. hükümlerinde esnafın
ticari defter tutma yükümlülüğünden bahsedilmiştir.

S

Ticari defter türleri nelerdir? Açıklayınız.

Eski düzenlemede tacirler tarafından tutulacak
defterlerin, tacirin gerçek veya tüzel kişi olmasına göre
belirlendiği ve gerçek kişi tacirler bakımından
basitleştirilmiş, işletme defterinin tutulmasının dahi
mümkün olduğu görülmektedir. Yeni düzenlemede gerçek
ve tüzel kişi ayrımı yer almamaktadır. Sadece tüzel kişi
tacirler tarafından tutulması gereken, Pay defteri, yönetim
kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere
defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan
defterlerin de ticari defter olduğu belirtilerek, bunların da
noter onayına tabi kılındığı görülmektedir. Gerçek kişi
olsun, tüzel kişi olsun tacirler tarafından kanunen
tutulması zorunlu kılınan üç tanedir. Bu defterler yevmiye
defteri, defteri kebir ve envanter defteri olarak sayılmış
bulunmaktadır. Tacirler bu defterleri aynı zamanda
tutarlar.

S

Ticari defter ve belgelerin saklanması konusunu
açıklayınız?

TTK’da ticari defter tutma zorunluluğu yanında
tutulan bu defterleri saklama yükümlülüğü de getirilmiştir.
Kanunda, hangi ticari defter ve belgelerin saklanacağı
açıkça düzenlenmiştir. Defter ve belgeleri saklamakla
yükümlü olanlar, esas itibarıyla işletme sahibi gerçek kişi
tacirler, tüzel kişilerde yönetim organı veya yönetim
işlerinde yetkili olan kimseler; tüzel kişiliği olmayan ticari
işletme ve teşekküllerde onları yönetmeye yetkili olan
kimselerdir. Gerçek kişi olan tacirin .lümü hâlinde
mirasçıları ve ticareti terk etmesi hâlinde kendisi defter ve
kâğıtları saklamakla yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi
hâlinde kâğıtlar on yıl süreyle sulh mahkemesi tarafından
saklanır. Tacirin defteri saklamamasının ispat hukuku
bakımından aleyhinde sonuçları olacaktır. Yangın,
deprem, sel baskını gibi doğal afetler nedeniyle ticari
defter ve belgeleri zarar gören veya zayi olan tacir, bunu
öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari
işletmesinin bulunduğu yerdeki ticari işlere bakan
mahkemeye başvurarak “Kayıp Belgesi” almalıdır.
Mahkeme tarafından verilen kayıp belgesinin hangi defter
ve belgeleri kapsadığı kararda açıkça belirtilmelidir. Kayıp
belgesi almaya ilişkin dava nizasız yargı yolu ile incelenir
ve bu davada hasım göstermek gerekmez.

S

Ticari defterin sahibi lehine delil olması hangi
durumlarda gerçekleşir?

Bir kimsenin, iddiasını yine kendisi tarafından
düzenlenen bir belge veya tutulan bir defter ile
kanıtlaması, ispat hukukunda muteber bir durum değildir.
Defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılabilmesi için;
a. Defterlerin delil olarak kullanılacağı uyuşmazlık
ticari işletmeyle ilgili işlerden çıkmış olmalıdır.
b. Uyuşmazlık tacirler arasında çıkmış olmalıdır.
c. Ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulmuş
olması gerekir.
d. Defterlerdeki kayıtlar birbirini doğrulamalıdır.
Bir tacirin tuttuğu bütün defterlerin birbirini
doğrulaması şarttır, aksi halde defterler sahibi
lehine delil olmaktan çıkar. Defterlerdeki
kayıtların birbirini doğrulaması, sadece
defterlerini ibraz eden taraf bakımından değil,
eğer ibraz etmişse karşı tarafın defterlerindeki
kayıtlar bakımından da gereklidir.
e. Defterlerle kanıtlanmak istenen iddia karşı
tarafça aksi ispatlanmamış olmalıdır.

S

Cari hesabın tanımını yapınız.

İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya
ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı
istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem
alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden
sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin
sözleşme cari hesap sözleşmesidir.

S

Cari hesabın önemini açıklayınız.

Cari hesapta taraflar, alacaklarını ayrı ayrı
istemekten karşılıklı olarak vazgeçerek, alacak ve
borçlarının ortak bir hesapta toplanmasını kabul ederler ve
kararlaştırılmış olan devreler sonunda borç veya
alacaklarını tespit ederler. Tespit edilen bu bakiye, alacaklı
olarak g.rünen kimseye ödenmez. Yeni hesap devresine
alacaklı hesabına “matlup=alacak” olarak kaydedilir. Bu
şekilde her hesap devresi için tespit edilen bakiyenin, yeni
hesap devresine alacak kaydedilmesi cari hesap ilişkisi
boyunca devam eder. Cari hesap ilişkisi sona erip hesap
kesildikten sonra bakiye hangi taraf için alacak
göstermekte ise ona ödemede bulunulur. Cari hesabın
ekonomik ve ticari hayatta sağladığı en önemli işlevlerden
birisi, aralarında karşılıklı iş ilişkisi bulunan kişilerin
ödeme ve takas işlemlerini basitleştirmek ve
kolaylaştırmaktır.

S

Cari hesap sözleşmesinin niteliği şekli ve tarafları
nelerdir?

Cari hesap ilişkisi, nitelik itibarıyla borçlar
hukuku anlamında bir sözleşmeye dayanır. Cari hesap
sözleşmesine, cari hesaba girecek veya bunun dışında
kalacak alacakların neler olduğu, faiz oranı, sözleşmenin
başlangıcı ve ne kadar süreyle devam edeceği hakkında
hükümler konulur. Sözleşmede hangi devrelerde hesabın
görüleceğinin de belirtilmesi icap eder. Cari hesap
sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekir.Yazılılık
geçerlilik şartıdır. Aksi halde cari hesap sözleşmesi
geçersizdir. Yazılılık için adi yazılı şekil yeterlidir. Cari
hesap sözleşmesinde tarafların her ikisinin veya en az
birisinin tacir olması şartı aranmamıştır.

S

Cari hesaba geçirilemeyeek alacaklar nelerdir?

Cari hesaba geçirilemeyecek alacaklar TTK md.
93’de belirtilmiştir. Bunlar:
a. Takası mümkün olmayan alacaklar.
b. Belli bir konuya sarf edilecek veya ayrıca
kullanıma hazır tutulmak üzere teslim olunan
para veya mallardan doğan alacaklar.
c. Cari hesap sözleşmesinin kurulmasından önce var
olan alacaklar.
d. Tarafların cari hesaba geçirilmesini istemedikleri
alacaklar.

S

Cari hesaptabakiyenin kabulü nasıl olur?

Cari hesap sözleşmesinde taraflardan birisi hesabı
tutar. Hesabı tutan taraf diğer tarafa bir hesap cetveli
gönderir. Hesap cetveli göndermek hesabı tutan taraf için
bakiyeyi kabul etmek anlamına geldiği gibi, diğer taraf da
eğer itiraz etmezse hesap devresi sonundaki bakiyeyi
kabul etmiş olmaktadır. Bakiyenin kabulü açıkça veya
zımnen olabilir. Ancak hesap özetini alan en geç bir ay
içinde noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla
veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda
bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır. Bakiyenin
kabulü cari hesap ilişkisinde bazı sonuçlar doğurur.