TEMEL VETERİNER PATOLOJİ

Hücre zedelenmesinde hücrenin etkilenen ilk kısmı hücre zarıdır.

Memeli hayvanlardaki timus, kanatlılardaki bursa fabrisius lenfoid organlardandır. Bu organlar yaşla birlikte küçülür. Bu olaya fizyolojik atrofi adı verilir.

Doğum sırasında büyüyen uterus, doğum sonrası hormonların etkisi ile toparlanır ve hacimce eski haline döner bu olaya involusyon adı verilir.

Ceviz büyüklüğüne varan ve tümöral bir değişiklik olan lenfoma ile karıştırılan ve yaşlılık nedeniyle fonksiyonunu kaybeden lenfoid hücreleri görevini hala aktif olanların alıp hiperplaziye uğramasına nodüler hiperplazi adı verilmektedir. Yaşlı köpeklerde sıklıkla (özellikle dalakta) gözlenir.

Enzootik Kalsinozis; Trisetum flavescens (sarı yulaf) başta olmak üzere bazı bitkileri yiyen sığır ve koyunlarda görülen bir hastalıktır. Bu bitkilerin fazla tüketilmesiyle D hipervitaminozis’e benzer bir tablo ortaya çıkar. Hiperkalsemi şekillenir ve çeşitli yumuşak dokularda, özellikle endokardium, büyük venalar, mide duvarı, akciğerler, eklemler, ligamentler ve böbreklerde metastatik kalsifikasyon gelişir.

Deri yüzeyindeki yıpranan hücrelerin kepek halinde dökülmesi apoptozise örnek verilebilir.

Mesleğe ilişkin olarak, silikat, asbest, demir gibi tozların yoğun olarak solunması sonrasında ortaya çıkan akciğer rahatsızlığına "pnömokoniozis" adı verilmektedir.

Melanin pigmenti eksikliği sonucu görülen albinizm genetik bir hastalıktır.

Biliverdin ve hemosiderin gibi hematoidin de bir hemoglobin ürünüdür. Kan pigmentlerindendir. Hemosiderinden demir içermemesi özelliği ile farklılık gösterir.

Zedelenmeden ilk etkilen hücre kısmı hücre zarıdır.

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgiyi “Hücre ve Doku Zedelenmesinin Oluşumu (Patogenez)” konusunda bulabilirsiniz

Ge­lişimini tamamlamış doku ve organların herhangi bir nedenle sonradan küçülmesi­dir. Uzun süren etkilerle yavaş gelişen morfolojik bir değişikliktir.

Hidropik Dejenerasyon esnasında özellikle endoplazmik retikulum su alıp şiştiğinden, bunun şekline uygun olarak sitoplazmada önce küçük, kenarları düzensiz boşluklar belirir. İlerlediğin­de, büyük vakuoller gelişir ve sitoplazma kısımları bunların arasında ince alanlar halinde uzanır. Bundan dolayı sitoplazma ağımsı (retiküler) bir görünüm alır ve retiküler dejenerasyon olarak tanımlanır

Dokularda amiloit birikimi amiloidozis olarak tanımlanabilir. Senil amiloidozis (yaşlılık amiloidozisi) yaşlı köpeklerde be­yinde şekillenir; kalp, sindirim kanalı ve akciğerlerde de bildirilmiştir.

Lipomatozis; yağ dokusunun çevresindeki diğer dokulara tümöral özellikte ol­mayan sızmasıdır. “Yağ hücresi infiltrasyonu” olarak da tanımlanır.

Kalsiyumun kanda azalması “hipokalse­mi” veya artması “hiperkalsemi” olarak tanımlanır

Gangren; nekrozun sonradan ikincil değişiklikliğe uğramasıyla şekillenir. Gangrenli dokular yeşilimsi kahveden kahvemsi siyaha çalan renktedir.

Pıhtılaşma Nekrozu (koagülasyon); kalp, böbrek, dalak, karaciğer gibi hemen her organda görülen nekroz tipidir. Genelde şok, hipoksi, zehirli, kimyasal asitler veya bak­terilerin etkisiyle şekillenir.

A vitamini ön maddesi olan karotenoid, hayvanlar açısından dikkati çeken bir diğer ekzojen pigmenttir. Özellikle at ve Jersey, Guernsey gibi sığır ırklarında yağ dokusunun sarı renk almasıyla karakterize olan psödoikterusa (yalancı sarılığa) sebep olur.

Ezme

Atrofi