TEMEL VETERİNER PATOLOJİ - Deneme Sınavı - 4

Kanın kolloidal ozmotik basıncı büyük oranda kanda bulunan proteinlerin, özellikle de albuminin, etkisiyle oluşur. Kandaki protein seviyesinin azalması, kolloidal ozmotik basıncın düşmesine ve kanın sıvı kısmının damar dışına kolayca çıkmasına yol açar.

Böbrek fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak gelişen ödem idrarla protein atılması (ve buna bağlı olarak kanın kolloidal ozmotik basıncının düşmesi) veya sodyum tutulmasının (ve buna bağlı olarak kanın hidrostatik basınıcının artması) bir sonucudur.

Kardiovasküler kollaps da denen şok, periferal dolaşımın yetersiz olmasıdır. Şok çeşitli sebeplere (şiddetli kanama ya da ishal, yanıklar, doku travması, endotok­semi) bağlı olarak meydana gelse de şokta gelişen basamaklar benzerlik gösterir. Şekillenen hipotansiyona bağlı olarak doku perfüzyonu yetersiz kalır ve hücrede hipoksi şekillenir

Septik şok en fazla endotoksin (Gram negatif bakteri­lerin hücre duvarında yer alan bir lipopolisakkarit) tarafından meydana getirilir.

Tropikal bölgelerde insanlarda gözlenen Wuchereria bancrofti adlı parazit ge­nellikle inguinal bölgedeki lenf kanallarında bağ doku üremesine (fibrozis) neden olur. Bunun sonucunda inguinal bölgede ve alt ekstremitelerde çok şiddetli ödem oluşur. Bu bölgede deri fil derisine benzer şekilde çok kalınlaşmış ve sarkık olduğu için bu duruma fil bacaklılık (elefantiasis) adı verilir

Damarlar içinde kan elemanlarından oluşan katı bir kitlenin ya da pıhtının oluşmasına tromboz, bu olayda şekillenen kitleye ise trombus (pıhtı) ismi verilir.  Trombus damar içinde şekillenir ve özel tipte bir kan pıhtısıdır. Zaman zaman trombuslardan parçalar koparak kan akımıyla ana kitleden
uzak bölgelere taşınıp buralara yerleşebilir. Bu olaya embolizm, embolizm ile uzak bir bölgede yerleşen kitlelere ise embolus ya da emboli adı verilir.

Herhangi bir sebeple damar zedelenirse, damarın en iç tabakası olan intima normal düz ve kaygan yüzeyini kaybederek, pürüzlü bir hal alır. Kanda bulunan pulcukların bu pürüzlü yüzeye takılarak kümeleşmeye başlar. Böylece damar lumenine doğru ve kan akımı istikametinde kuyruk şeklinde uzanan bir pıhtı şekillenmiş olur ve embolizm oluşabilir.

Farklı organlarda infarktüse bağlı olarak farklı tipte nekrozlar görülür. Kara­ciğer, böbrek gibi organlarda infarktüs sonucu dokular pişmiş et görünümü alır.

Akut yangıda, yangıyı düzenleyici çeşitli biyokimyasal aracı-mediatör maddelerden dolayı ağrı vardır. Mikroskobik incelemede yangı bölgesinde çok fazla nötrofil lökosit infiltrasyonu görülür

Eksudat: Yangı, ara sıra tümör de görülen, bulanık-mat, değişken renkli Protein içeriği >3 g/dl, pıhtılaşma bazen oluşabilir çekirdekli hücre sayısı >1500 /uL, İçersinde bakteri bulundurur. Transudat: Hemodinamik dengesizlikler sonucu oluşan, Berrak veya hafif renkli, Protein içeriği <3 g/dl, pıhtılaşma nadiren oluşabilir, çekirdekli hücre sayısı <1500 /uL, İçersinde bakteri bulunmaz.

Histamin önceden hazırlanan moleküllere örnek bir mediatördür, yangı hücrelerinin granüllerinde depo edilir. Hücresel aktivasyonu izleyerek serbest hale getirilir ve saniyeler içinde etkisini gösterir. Diğer mediatörler, örneğin sitokinler, adezyon molekülleri, prostaglandinler büyük ölçüde yangısal hücreler aktif hale getirildikten sonra sentezlenirler

Koagulasyon-pıhtılaşma sistemi, fibrin oluşumunu sağlar. Protrombinden trombin enzimi oluşumu ve bunun da eriyik halindeki fibrinojene etkisiyle eriyemez iplikler halinde olan fibrin gelişir

Bütün vücuttaki mast hücreleri bir araya toplanırsa, dalak büyüklüğünde bir kitleye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Deri, solunum sistemi, mide bağırsak kanalı gibi dışarı ile teması olan bölgelerde sayıları daha fazladır.

Yangıya yanıt olarak, arahidonik asit (AA) hücre membranlarında lipid yapısında aktif moleküllerin, lökotrienlerin, oluşumunu sağlar; AA prostaglandinlere de dönüşür.

Hemorajik Eksudat: Eksudatın içinde fazla miktarda kanama olduğu zaman bu terim kullanılır. Ekseriya akciğer ve bağırsak gibi damarlaşmanın fazlaca olduğu organlarda görülür. Şiddetli ve çok kısa sürede (perakut olarak) gelişen lezyonlara işaret eder.

Kumaş önlükler toza daha çok toza karşı koruma sağlar, sıvılara karşı etkili değillerdir, bu nedenle plastik önlükler tercih edilmelidir.

Hayvanların neden öldüğünü ortaya koymak ya da deneysel amaçla öldürülen hayvanlardaki bulguları saptamak amacıyla ölüm sonrası yapılan incelemeye nekropsi adı verilir. Doğru cevap C'dir.

Hiperemileri, oluşum sebebine, oluşum mekanizmasına, gelişim süresine ve etkilediği alanın büyüklüğüne göre farklı şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Generalize Hiperemi; bir sistemin veya bir organın tümünü etkileyen hiperemidir. Doğru cevap E’dir.

Tespit işleminden sonra yapılan doku işleme basamakları sırasıyla; yıkama, dehidrasyon, saydamlaştırma ve emdirmedir. Doğru cevap C'dir.

Akut lokal aktif hiperemi, yangı olaylarında gözlenen hiperemi; akut lokal pasif hiperemi, bir bölgede genellikle tıkanma ya da basınç sonucu gelişen hiperemi; kronik lokal pasif hiperemi ise, damar dışında bulunan tümör, apse gibi yavaş gelişen lezyonların büyüdükçe komşu dokulara ve onların damarlarına basınç yapmasıyla gelişen pasif hiperemi şeklidir. Doğru cevap E’dir.

Plazma hidrostatik basıncı arteriolar uçta 30 mm Hg, venüler uçta ise 17 mm Hg’dir. Doğru cevap A’dır.