TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ

Katılar; atomlarının düzenli-periyodik veya rastgele yapı dizilişlerine göre, sırasıyla kristal ya da amorf olarak sınıflandırılabilir. Cam amorf bir katıya örnek olup, atomları düzensiz olarak yerleşmişlerdir.

P = Kuvvet/YüzeyAlanı ⇒ P = Kayakçıağırlığı/Kayaktaban Alanı

= mg/A = 83.10/166.10üzeri eksi 2 = 500Pa eder.

Ps = dsghs = dgh,⇒ds g 20cm = (1g / cm3)g 80cm, ds = 80/20 =4g / cm3

Açık kollu manometre, atmosfere açık ucu sıvı dolu (genellikle civa) U-şeklindeki bir boru ile diğer ucu bilinmeyen P basıncındaki sisteme bağlı bir ölçü aletidir. Bu alette, d sıvının özkütlesi, H yükseklik olmak üzere, gaz basıncı Pa + d g H olarak ölçülür. Yani; A’daki basınç, B’deki basınca eşit olduğundan bu da bilinmeyen P gaz basıncını verecektir. 

Gerçek bir sıvının hareketi karışık olduğu için henüz tam olarak anlaşılmamıştır. Bu yüzden yaklaşımımızda bazı kabuller yapacağız. Hareketli, gerçek sıvıların pek çok özelliği ideal bir sıvının davranışını inceleyerek anlaşılabilir. İdeal sıvı
modeli için ise aşağıdaki varsayımları yapabiliriz:
• Viskoz Olmayan Akışkan: Viskoz olmayan bir sıvıda iç sürtünme ihmal edilmektedir. Böyle bir sıvı içinde hareket eden cisim sonuçta yavaşlatıcı viskozluk kuvvetiyle karşılaşmayacaktır.
• Kararlı Akış: Kararlı akışta, sıvının her noktasında hızının zamanla sabit kaldığı kabul edilmektedir.
• Sıkıştırılamayan Akışkan: Sıvının özkütlesinin zaman içinde sabit kaldığı kabul edilmektedir.
• Girdapsız Akış: Sıvının, herhangi bir noktaya göre açısal momentumu yoksa bu akışkan dönmeyecektir. Yani akışkanın herhangi bir yerine yerleştirilen küçük bir çark, kütle merkezi etrafında dönmüyorsa akışkan dönmüyor demektir (Girdap varmış gibi çark dönüyor olsaydı, akış bir dönme gösterecekti).

“Madde ne yoktan var edilebilir ne de yok edilebilir” şeklinde ifade edilen kütlenin korunumu prensibi, Fransız kimyacısı, A. L. Lavaisier tarafından
klasik olarak ifade edilmiştir. Bunun bir akım borusu içerisinde akmakta olan
kararlı bir akışa uygulanmasına süreklilik denklemi denir. Bu tanım; bir akım tüpü içerisinde kesitten kesite akımın sürekliliği anlamına gelir.

v2  = v1. (A1/A2) ⇒ v2 = v1. (PiRkare1/piRkare2)
Bu durumda = 0,8⋅ (16nın karesi/12nin karesi)= 1,4 eder.
v2 dar ucu, v1 de geniş ucu ifade etmektedir.

Viskozluk, sıvıdaki iç sürtünmenin büyüklüğünü tanımlayabilmek için sıvı akışında sıkça kullanılan bir terimdir. Bu iç sürtünme, sıvının birbirine göre hareket eden iki komşu tabakasının karşılaştığı dirençle ortaya çıkar. Viskozluk sebebiyle sıvının kinetik enerjisinin bir kısmı ısı enerjisine dönüşür. Bu durum sürtünmeli yatay bir yüzey üzerinde kayan bir cismin kinetik enerjisini kaybetme mekanizmasına benzetilebilir.

İyi temizlenmiş cam kaplardan birisine su diğerine cıva döküldüğünde sıvıların üst yüzeyleri gözlenirse özellikle kenarlarda yatay olmadığı görülür. Bu  yataylıktan ayrılışın şekilde görüldüğü gibi, su için cam kap kenarlarında bir yükselme şeklinde oysa cıva için bir alçalma şeklinde olduğu görülür. Bileşke kuvvet sıvı yüzeyinde herhangi bir noktada mutlaka sıvı yüzeyine diktir. Sıvı-katı-kap ilişkisi düşünüldüğünde (Şekil 8.16);
A. Fa > Fk ise bu sıvılara kabı ıslatan sıvılar denir. Örnek: Su
B. Fa < Fk ise bu sıvılara kabı ıslatmayan sıvılar denir. Örnek: Cıva

Atom veya moleküllerin belirli kuvvetlerle ve çeşitli koşullarda bir araya gelmesi, maddeleri meydana getirir.

Bir maddenin özkütlesi (yoğunluğu), birim hacminin kütlesi olarak tanımlanır.

Çok yüksek sıcaklıklarda, her bir atomu çevreleyen elektronlardan bir veya bir kaçı atomdan kopar. Oluşan madde, elektrik yüklü serbest parçacıkların toplamı şeklindedir (eksi (-) yüklü elektronlarla, artı (+) yüklü iyonlardır). Böylece eşit sayıda artı (+) ve eksi (-) yüklenmiş ortama (jöle gibi olan), maddenin diğer yeni hali plazma adı verilmektedir.

Bir maddenin bağıl yoğunluğu ise; özkütlenin, 4°C deki suyun özkütlesine oranı olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan dikkat edileceği üzere, bir maddenin bağıl yoğunluğu boyutsuz-birimsiz bir fiziksel niceliktir.

Basınç Ölçülmesi: Basınç ölçmek için çeşitli basit düzenekler kullanılır. Açık kollu manometre ve civalı barometer bunlardan ikisidir.

Erwin Schrödinger.Sıvı içindeki cisme, batan kısmının hacmi kadar sıvının ağırlığına eşit büyüklükte düşey doğrultuda, sıvının serbest yüzeyine doğru yönelmiş bir kaldırma kuvveti etki eder. Böyle bir itme kuvvetinin varlığı ilk kez deneysel yöntemle Archimedes tarafından bulunmuştur ve bu sebeple bu etki Archimedes Prensibi olarak adlandırılır.

Sıvı içindeki basıncın sadece sıvının derinliğine bağlı olmasından dolayı sıvının yüzeyine yapılan basıncın sıvının diğer bütün noktalarına aynen iletildiği sonucuna varılır. Bu ilke ilk kez Fransız bilgin Pascal tarafından ortaya atılmıştır ve Pascal Prensibi olarak bilinir.

Akışkanlarda basınç, hız ve ivme arasındaki ilişkiyi veren eşitlikler Bernoulli Denklemi olarak adlandırılır.

Viskozluk, sıvıdaki iç sürtünmenin büyüklüğünü tanımlayabilmek için sıvı akışında sıkça kullanılan bir terimdir.

Viskozite üzerinde sıcaklık ve basıncın etkisi vardır.

Maddenin dördüncü hali, oldukça yüksek sıcaklıklara ulaşıldığında oluşmaktadır. Çok yüksek sıcaklıklarda, her bir atomu çevreleyen elektronlardan bir veya bir kaçı atomdan kopar. Oluşan madde,
elektrik yüklü serbest parçacıkların toplamı şeklindedir (eksi (-) yüklü elektronlarla, artı (+) yüklü iyonlardır). Böylece eşit sayıda artı (+) ve eksi (-) yüklenmiş ortama (jöle gibi olan), maddenin diğer yeni hali plazma adı verilmektedir. Doğru yanıt B seçeneğidir.