Türkiye’de Tarımsal Destekleme Politikaları
Tarım sektöründe devlet desteğinin önemi nedir?
Türkiye’de tarım sektörü ekonomik ve sosyal açıdan önem taşır. Tarım sektöründe teknolojideki gelişmelere rağmen üretimin doğa koşullarına bağlı olması risk ve belirsizliği beraberinde getirir. Bu belirsizlik ve risk tarımın desteklenmesi ve korunmasını gerektirmektedir. Tarım sektörü, insanın yaşaması için gerekli olan temel besin maddeleriyle doğrudan ilişkili olduğundan ve ayrıca nüfusun belirli bir kısmını içinde barındırıp istihdam olanağı yarattığı için ülke ekonomileri açısından oldukça önemli bir yere sahiptir bu nedenle de sektörde verimliliği artırmak amacıyla devletin desteği gerekmektedir.
Tarımsal destekleme ne anlama gelmektedir?
Destekleme; tarımın korunması, tarımsal faaliyetlerin özendirilmesi ve sürdürülmesinin teşviki amacıyla alınan önlemlerin bütünüdür.
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının genel özelliği nedir?
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının genel özelliği devletin ekonomiye müdahale ederek fiyat politikası kanalıyla desteklemeler yapmasıdır. Bu bağlamda devlet, üretici ve tüketicileri fiyat dalgalanmalarına karşı korur ve belli ürünleri destekleme kapsamına alır. Bu ürünler için taban fiyatı belirlenir ve destekleme alımları yapılır.
Türkiye’de tarım ürünlerinin piyasa oluşumu diğer mallara göre farklılıklar nelerdir?
Türkiye’de tarım ürünlerinin piyasa oluşumu diğer mallara göre farklılıklar göstermektedir. Tarım ürünlerinde fiyat oluşumu; tarımsal ürünlerin iklimsel etkilere açık olması, üretim süresinin uzun olması, arazi miktarının sabit ve sınırlı olması, sermaye birikiminin yetersiz olması gibi olumsuz etkileri ile üretimde, fiyatlarda ve gelirlerde büyük belirsizlikler ve dalgalanmalar görülmektedir.
Türkiye’de tarım desteklemeleri ne şekillerde yapılmaktadır?
Türkiye’de tarım desteklemeleri şu şekillerde yapılmaktadır (Aysu, 2002:42):
• Fiyat yoluyla yapılan destekler ve yatırım teşvikleri,
• Ucuz ve yeterli girdi temini yoluyla yapılan destekler,
• Üretimin belirli kademelerinde yapılan avans ödemeleri şeklinde destekler,
• İhracatta teşvik, ithalatta koruma,
• Tarımsal kredi faizinin düşük tutulması,
• Toprak, mera, hayvan ıslahı çalışmaları, süt teşvik primi, pamuk primi,
• Doğal afet ödemeleri, sulama yatırımları,
• Kooperatiflerin örgütlenmesi ve diğer kamu yatırım harcamaları.
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının genel görünümü nasıldır?
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının genel görünümü, üretici ve tüketici kesimlerini fiyat dalgalanmalarına karşı korumak ve dengeli bir gelir dağılımı sağlama şeklindedir. Daha geniş bir ifadeyle Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarıyla tarım ürünleri arz ve talep dengesinin kurulması, piyasadaki fiyat dalgalanmalarının önlenmesi, tarım kesimi gelir seviyesinin diğer sektörlerle uyumlu hâle getirilmesi, tarıma dayalı ihraç ürünlerinin gelirlerinde istikrarın korunması, artan nüfusun ve sanayinin ek talebinin karşılanması, verimliliğin arttırılması, pazarlama organizasyonunun sağlanması amaçlanır.
Genel olarak tarihsel açıdan bakıldığında Osmanlı Devletindeki tarımsal destekleme politikaları nasıl uygulanmıştır?
Genel olarak tarihsel açıdan bakıldığında tarımsal destekleme sistemi Cumhuriyet’in ilk yıllarına dayanmaktadır. Osmanlı Devleti’ndeki destekleme politikaları sadece tüketiciyi desteklemekte üreticiye ise pozitif bir destek sağlamamaktadır.
1938 yılından başlayarak Türkiye Malzeme Ofisi (TMO) aracılığıyla destekleme kapsamına alınan ürünler nelerdir?
1938 yılından başlayarak Türkiye Malzeme Ofisi (TMO) aracılığıyla ilk olarak destekleme kapsamına alınan ürünler buğday, arpa, çavdar, yulaf ve afyon sakızı olmuştur. 1940 yılından itibaren tütün, çay ve anason, 1941’de mısır, 1944’de ise çeltik destekleme kapsamına alınmıştır. Bunlardan tütün, çay ve anasonun alımları Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri (TEKEL), mısır ve çeltik alımları ise TMO tarafından gerçekleştirilmiştir.
2006 yılı itibariyle tarımsal destekleme sistemi içerisinde uygulanan politikalar nelerdir?
2006 yılı itibariyle tarımsal destekleme sistemi içerisinde uygulanan politikalar; çiftçilere yönelik doğrudan gelir desteği uygulaması, prim ödemeleri, şeker pancarı kotasında telafi edici ödeme, tütün ve fındık yerine ekilen alternatif ürünlerin desteklenmesi ve destekleme alımları ile çiftçilere ucuz mazot desteği şeklinde devam etmektedir. Bu yöntemler içerisinde ağırlık doğrudan gelir desteği sistemindedir.
Tarımsal destekleme politikalarının başlıca amaçları nelerdir?
Tarımın evrensel özellikleri, tarımsal destekleme politikalarının amaçlarında da benzerlikleri ortaya çıkarmaktadır. Tarımsal destekleme politikalarının başlıca amaçları; tarım kesiminin gelir düzeyinin yükseltilmesi, üretim ve fiyatların yönlendirilmesi, tarımsal üretimde verimlilik ve kalite artışı sağlanması, doğal kaynakların dengeli kullanımının sağlanması, kırsal kalkınmanın sağlanması, tarım sektörünün genel ekonomik hedefler doğrultusunda yönlendirilmesidir.
Türkiye’de uygulanmakta olan tarımsal destekleme politikalarının amaçları genel olarak nelerdir?
Türkiye’de uygulanmakta olan tarımsal destekleme politikalarının amaçları genel olarak; tarımsal ürün fiyatlarında ve ürünler arasında denge oluşturulması, üretici gelirlerinde kararlılık ve adil bir gelir dağılımının sağlanması, tarımda yapısal gelişmelere uygun işletme yapılarının oluşturulması, tarımsal üreticilerin teknoloji, maliyet ve fiyat açısından diğer ülkelerle rekabet edebilir hâle gelmelerinin sağlanması, tüketicilere uygun fiyattan, istenilen zamanda, istenilen yerde ve miktarda tarımsal ürün sunulmasına katkıda bulunulması olarak sıralanabilir.
Türkiye’de uygulanan tarımsal destekleme politikalarının spesifik amaçları nelerdir?
Türkiye’de uygulanan tarımsal destekleme politikalarının spesifik amaçları ise yapılan desteklemelerin tam olarak üreticiye ulaşmasının sağlanması, ürün fiyatlarının piyasa koşullarında oluşmasının sağlanması, tarımsal gelirlerin dağılımında bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılması için verilen desteklerin bölgelere göre farklılık göstermesinin önlenmesi, yeni ve verim arttırıcı teknolojilerle uygun işletmecilik yöntemlerinin yaygınlaşmasına destek sağlanması şeklinde sıralanabilir.
Cumhuriyet’in kurulduğu ilk dönemlerden, yakın tarihimize kadar geçen süreçte Türkiye’de tarım politikalarının amaçları nasıl değişmiştir?
Türkiye’de tarım politikalarının amaçları Cumhuriyet’in kurulduğu ilk dönemlerden, yakın tarihimize kadar geçen süreçte, sürekli değişen iç ve dış etkenlere göre değişmiştir. Türkiye'nin tarım politikası amaçları her 5 yılda bir hazırlanan kalkınma planlarında belirlenmektedir. Türkiye’de 1960’lı ve 1970’li yıllarda ağırlıklı olarak tüketici refahı, üretici geliri ve fiyat istikrarı gibi tarım politikası amaçlarına yer verilirken 1980’li ve 1990’lı yıllarda döviz ve hükümet gelirini artırmaya yönelik tarım politikası amaçları ön plana çıkmaktadır. 2001 yılı seçimlerinden sonra hükümet, tarım sektörünü düzenleme amaçlı 25.04.2006 tarih 26149 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yasaya göre ön görülen
destekleme politikasının amacını iki temel esasa dayandırmıştır. Birincisi, tarım sektörünün öncelikli problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak, ikincisi ise uygulanan politikaların etkinliğini artırmak, sektörün bu politikalara uyumunu kolaylaştırmaktır.
Türkiye'de tarımsal destekleme politikaları nasıl yürütülmektedir?
Türkiye’de uygulanan tarımsal destekleme politikaları, destekleme alımları, girdi destekleri, düşük faizli tarımsal kredi, süt teşvik primi ödemeleri, doğal afet ödemeleri, ekim alanlarının sınırlandırılması ve destekleme primleri gibi araçlar kullanılarak yürütülmektedir. Bunun yanında tarımsal alt yapı yatırımları, araştırma, eğitim ve yayım, yatırım teşvikleri, dış ticarete teşvik ve zaman zaman da ithalatta koruma gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Türkiye'de tarımsal destekleme politikalarının araçları nelerdir?
Türkiye'de tarımsal destekleme politikalarının araçları; doğrudan gelir desteği, fark ödemesi desteği, telafi edici ödemeler, hayvancılık destekleri, tarım sigortası ödemeleri, kırsal kalkınma destekleri, çevre amaçlı tarım arazilerini koruma programı desteklerinin yanında araştırma, geliştirme ve tarımsal yayım desteği, pazarlama teşvikleri, özel depolama yardımı, kalite desteği, piyasa düzenlemeleri desteği, organik üretim desteği, imha desteği, ürün işleme desteği, gerektiğinde bazı girdi destekleri ile tarım havzaları destekleri ve benzer konularda destekleme araçları kullanılabilir.
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının yürütülmesi nasıl gerçekleşmektedir?
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının yürütülmesi ilgili bakanlıklar, bu bakanlıklara bağlı müsteşarlıklar, KİT’ler, sivil toplum örgütleri ve tarımsal kooperatifler tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de tarım politikaları Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı adı altında yürütülmekteyken, 03.06.2011 tarihinde söz konusu bakanlığın adı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sonrasında 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle Tarım ve Orman Bakanlığı olarak faaliyet yürütmeye devam etmektedir.
Türkiye’de tarımsal destekleme politikalarının finansmanını sağlayan kaynaklar nelerdir?
1. Kurumsallaşmamış Kredi Kaynakları
Cumhuriyet’in ilk yıllarında çiftçiler daha çok kurumsallaşmamış kaynaklardan borç alırlardı. Bu da iki şekilde olurdu. Birincisi yakın komşu ve akrabalardan alınan güvene dayalı borçlardı.
2. Kurumsallaşmış Kredi Kurum ve Kuruluşları
3. Destekleme Alımı Yapan Kuruluşlar
Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri
Türkiye’de uygulanan tarımsal destekleme politikalarının etkileri nelerdir?
Türkiye’de uygulanan tarımsal destekleme politikalarının birçok etkisi bulunmaktadır. Bu etkileri şu şekilde sıralamak mümkündür:
Ürün bazında fiyat desteği ve genel bütçeden yapılan transferler,
Tarımsal desteklemelerin tüketiciler ve vergi mükellefleri üzerindeki etkileri,
Üretici gelirlerini yükseltici etkisi,
Tarımsal destekleme politikaları ve siyasi etkiler.
Doğrudan gelir desteğinin olumlu yönleri nelerdir?
Tarımsal desteklemenin olumlu yönlerine bakıldığında destekleme alımları tarım kesimindeki düşük gelirli üreticilerin gelirlerini arttırmakta gelir dağılımı adaletine yardımcı olmaktadır:
• Destekleme alımları üretimi ve tarımda verimliliği arttırmaktadır. Böylece büyüme de artmaktadır.
• Destekleme alımlarıyla devlet, herhangi bir ürünün üretimini kısıtlayabilir. Böylelikle arz kontrol altına alınacağından üretim fazlası önlenmiş olur.
• Fiyat dalgalanmalarından dolayı üreticiler ürünlerini maliyet fiyatına satmak zorunda kalmıştır. Bu durumda devlet piyasaya girerek tarımsal ürün fiyatlarının aşırı düşüşünü önler. Fiyatları belli bir seviyeye çıkarır.
• Doğrudan gelir desteği diğer bütün destekleri ortadan kaldırıp üreticiye belli oranda para yardımı sağlamakta böylece üretimi arttırmaktadır.
• Tarımsal Desteklemenin daha az bir maliyetle yapılmasını sağlamaktadır. Mevcut destekler arasındaki en iyi destekleme modelidir.
Doğrudan gelir desteğinin olumsuz yönleri nelerdir?
Doğrudan gelir desteği, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Tarımsal desteklemenin ve doğrudan gelir desteği sisteminin olumsuz yanları ise kısaca şöyledir:
• Kaliteli ürünler yanında kalitesiz ürünlerin de desteklenmesi üretime uygun olmayan yerlerde de üretim yapılmasına neden olmuştur.
• Kaliteli ve kalitesiz ürünlerin üretimine de aynı miktarda ödeme yapılması da çok büyük eleştiri almıştır.
• Doğrudan gelir desteği sistemi adaletsiz bir sistemdir. Çünkü bazı iller çok yüksek oranda destek alırken bazı iller ise çok düşük oranda doğrudan gelir desteği ödeneği alır.
• Doğrudan gelir desteği ödemeleri nerdeyse hiçbir zaman tam zamanında yapılamamıştır. Kaynak yetersizliğinden dolayı birçok ilde ödemelerin ancak yarısı yapılabilmektedir.
• Doğrudan gelir desteğine geçilmesiyle tarım üreticisine yapılan tarımsal desteklemelerde düşüş görülmüştür.
• Tüm üreticiler doğrudan gelir desteğinden yararlanamamaktadır. Özellikle, hayvancılıkla uğraşan tarım üreticileri doğrudan gelir desteğinden hiçbir şekilde faydalanamamaktadır. Dolayısıyla birçok üretici desteksiz kalmaktadır.
• Pilot bölgelerde de görüldüğü üzere doğrudan gelir desteği sistemi istenilen başarıyı tam olarak verememiştir. Birçok tepki olmasına rağmen hâlen uygulanmaktadır.
• Tarımsal arazisi kayıt altına alınmayan birçok çiftçi bu destekten yararlanamamaktadır.
• Çiftçilerin kayıt sistemi yetersiz olduğundan ve kadastro çalışmaları da tam olarak yapılamadığından doğrudan gelir desteğine tam olarak geçmek aldatıcı olacaktır.
• Doğrudan gelir desteği çok fazla bürokrasi gerektirmektedir.