aofsorular.com
İKT309U

Tarımda Makineleşme ve Teknoloji Kullanımı

4. Ünite 27 Soru
S

Tarımsal mekanizasyon kavramı nedir?

Tarımsal üretimde daha fazla sermaye kullanımını ifade etmek üzere genellikle tarımda makineleşme ve teknoloji kullanımının yaygınlaşması kavramı kullanılmaktadır. Ancak tarımda makineleşmenin ötesinde tarımsal ürünlerin değerlendirilmesi işlemlerini yerine getirmek amacı ile ilgili konular tarımsal mekanizasyon kavramı ile ifade edilmektedir. Tarımsal mekanizasyon bir üretim teknolojisidir ve ülkeden ülkeye farklı düzeylerde gelişme ve uygulamalar söz konusu olmaktadır.

S

Tarımsal üretim girdisi nasıl arttırılabilir?

Özellikle bitkisel üretimde önemli girdilerden biri olan tarımsal mekanizasyon araçları, tarımsal üretimde iş gücü verimliliğini artıran, maliyetleri düşüren, modern üretim teknolojilerinin kullanılmasını ve işlemlerin zamanında, isteklere uygun şekilde yapılmasını sağlayan, ürün kalitesini ve verimini artıran, önlemler alınarak  önemli ölçüde  bir tarımsal üretim girdisini arttırır.

S

Tarımda makineleşme hangi avantajlar sağlar?

Tarımda makineleşmenin ve teknolojinin yaygınlaşması tarımsal üretimin iklim koşullarına bağımlılığını azaltmaktadır. Tarımsal üretimin doğa koşullarının etkisine açık olması, olumsuz iklim şartlarında etkisini hemen göstermektedir. Tarımda makineleşme ve teknolojik gelişmeler daha fazla ve nitelikli ürün elde edilmesini sağlayarak verimi artırmaktadır. Toprağın verimi üretilen üründe ya da ürün bileşiminde, ekim yoğunluğunda ve ürün veriminde ortaya çıkan değişmeler sonucunda yükselir. Tarımda makineleşmenin yaygınlaşması, iş gücünden tasarruf sağladığı gibi çalışma koşullarını iyileştirmek suretiyle çalışanların iş verimini de artırmaktadır. Geleneksel üretimde günlerce hatta haftalarca süren tarımsal faaliyetler makinelerin üretime dahil edilmesiyle birkaç gün içinde ve daha nitelikli biçimde tamamlanabilmektedir. Diğer taraftan emek gücü ile işlenmesi mümkün olmayan arazilerde tarım makinelerinin kullanılması sayesinde tarımsal üretim yapılabilmektedir.

S

Tarım alet ve makinaları imalat sektörünün tarımdaki fonksiyonu nedir?

Tarımda makineleşmenin yaygınlaşması beraberinde “Tarım Alet ve Makinaları İmalat Sektörü”nün gelişmesine zemin hazırlayarak sanayi sektörünün gelişmesine destek sağlamaktadır. Tarım makineleri sektörü, makine sektörü ile çiftçiyi buluşturan, çiftçi emeğini azaltan ve verimi arttıran bir sektördür. Tarım sektörü, tarım alet ve makinaları imalat sanayii sektörünce üretilen ürünlerin pazarı durumundadır. Bu nedenle tarım sektöründe ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz gelişmeler doğrudan bu sektöre yansımakta, bu sektördeki olgular da dolaylı biçimde tarım sektörünü etkilemektedir. Tarım sektörü için belirlenen hedefler, tarım alet ve makinaları sektörüne ilişkin plan çalışmalarında temel alınmak  durumundadır.

S

Tarımda makineleşmenin ve teknoloji kullanımının verimlilik üzerinde nasıl bir etkisi vardır?

Tarımda makineleşmenin ve teknoloji kullanımının yaygınlaşması, ekilen arazi başına elde edilen ürünün artmasını sağlar. Bunun sonucunda ise hem üretim miktarında hem de verimlilikte artış ortaya çıkar. Verimlilikteki bu artışı sağlayan faktör sadece sermayenin marjinal verimliliğinin artması değil bunun yanı sıra emek ve toprağın da marjinal verimliliklerinin artmasıdır.

S

Hindistan’da çeltik, şeker kamışı ve yer fıstığı üretimi nasıl arttırılmıştır?

Hindistan’ın seçilmiş bölgelerinde traktör kullanımının tarımsal üretim üzerindeki etkisini ölçmeye yönelik bir çalışmanın sonuçları mekanizasyonun verimlilik üzerindeki etkilerini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu araştırmaya göre bütün bölgelerde çeltik, şeker kamışı ve yer fıstığı üretimi traktör kullanımıyla önemli ölçüde artmaktadır. Geleneksel yöntemlerde çeltik üretiminin yapıldığı Chingelpet eyaletinde hektar başına 3403 kg ürün elde edilirken traktör kiralayan çiftliklerde bu rakam 3815 kg’a ve traktör sahibi çiftliklerde ise 4076 kg’a yükselmektedir. Dolayısıyla kiralık traktör kullanan çiftliklerde geleneksel üretime göre % 12.1 artış sağlanırken traktör sahibi çiftliklerde bu oran % 21.2’ye  yükselmektedir. Aynı durum şeker kamışı ve yer fıstığı üretiminde de söz konusu olmaktadır.

S

Faktörler arası ikame üzerindeki etkisi ne demektir?

Faktörler arasındaki ikamenin kolaylaşması ise faktör talep esnekliğini artırmaktadır. Faktörler arası ikame, üretim faktörlerinin birbirlerinin yerine kullanılmasını ifade etmektedir. Üreticiler, bir faktörün fiyatı yükselirken diğer faktörlerin fiyatı sabit kalırsa pahalılaşan faktör yerine fiyatı göreceli olarak ucuzlayan faktörleri ikame ederler. Tarımsal üretimde sermaye girdisinin artırılması bu faktörün verimliliğini yükseltirken mekanik ve biyolojik gelişmeler sayesinde diğer üretim faktörlerinin verimliliklerinde de artışa neden olmaktadır. Bunun temel nedeni ise teknolojik gelişmelerin emek, sermaye ve toprak arasında ikameye olanak tanımasıdır.

S

Tarımsal üretimde üretim tekniği seçimini belirleyen en önemli nedir?

Tarımsal üretimde üretim tekniği seçimini belirleyen en önemli unsur; emek, sermaye ve toprağın bolluğu ve buna bağlı olarak ortaya çıkan nispi faktör fiyatlarıdır. Gelişmiş ülkelerde sermaye bol ancak emek nispeten daha kıttır. Gelişmekte olan ülkelerde ise emek bol ancak sermaye kıttır. Tarımsal üretime elverişli toprak miktarı ise ülkelerin gelişmişliğinden bağımsızdır.

S

Tarımsal üretimde doğru tekniğin seçilmesi konusunda nelere dikkat edilmesi gereklidir?

Bir ülkenin sahip olduğu üretim faktörlerinin miktarı ve fiyatı ile birlikte yurt dışından ithal edilip edilemediği veya bu ithalatın maliyetini de dikkate almak gerekmektedir. Tarımsal üretimde doğru tekniğin seçilmesi konusunda dikkat edilmesi gereken diğer bir unsur ise ekilebilir arazilerin ölçek büyüklüğü ile kullanılacak tarımsal makinelerin kapasitesinin uyumlu olup olmadığıdır. Bazı ülkelerde özellikle miras nedeniyle ekilebilir araziler bölünmekte, ölçek büyüklükleri azalmakta ve parçalı hâle gelmektedir.

S

Tarımın istihdam üzerindeki etkisi nasıldır?

Tarımsal istihdamın toplam istihdam içerisindeki payı, iktisadi gelişmişlik düzeyi açısından önemli bir göstergedir. Ülkelerin iktisadi gelişmişlik düzeyi arttıkça bu pay giderek azalan bir seyir izlemektedir. Çünkü iktisadi gelişme süreci ile birlikte tarım sektöründe makineleşme seviyesinin artması, bu sektördeki istihdamı görece azaltmaktadır. Öte yandan iktisadi gelişme, tarım dışı sektörlerin gelişmesi anlamına gelmektedir. Tarım dışı sektörlerdeki gelişme eğilimi, bu sektörlerin istihdam kapasitesini artırmaktadır. Dolayısıyla tarım sektöründen tarım dışı sektörlere emek göçü ortaya çıkmaktadır.

S

Tarımda makineleşmenin yaygınlaşmasının  istihdam açısından önemli etkisi nedir?

Tarımda makineleşmenin yaygınlaşması neticesinde yaşanan göçün istihdam üzerinde dolaylı bir etkisi de tarım çalışanlarının niteliğini değiştirmesidir. Tarım sektöründen diğer sektörlere yaşanan emek göçünde genellikle eğitimli, erkek ve genç nüfus öncü rol oynamaktadır. Bunun sonucunda ise geride kalarak tarımsal faaliyetleri sürdürenlerin etkinliği azalmakta ve tarımsal üretim üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır.

S

Tarımda sektörünün diğer sektörlere göre düşük katma değer üretmesinin sonucu nedir?

Tarım sektörünün diğer sektörlere göre daha düşük katma değer üretmesine ve tarım ürünleri fiyatlarının daha az artmasına bağlı olarak bu sektörün millî gelirden aldığı pay zaman içerisinde gerilemektedir. Bunların dışında tarım ürünlerinin gelir ve fiyat esnekliklerinin düşük olması ve tarımsal üretimin iklim koşullarından etkilenmesinden dolayı bu sektörde çalışanların millî gelirden aldıkları pay diğer sektörlerde çalışanların aldıkları paya göre gerilemektedir. Bu durum kırsal yoksulluğa neden olmaktadır. Birçok ülkede bu durumu hafifletmek  veya ortadan kaldırmak amacıyla tarım sektörüne yönelik destekleme politikaları uygulanmaktadır. Tarımda makineleşmenin artması ve teknolojinin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkan verimlilik artışı sayesinde tarım kesiminin millî gelirden aldığı payın gerilemesi engellenemese bile gerileme hızı azaltılabilmekte göreceli olarak daha adil bir gelir dağılımı sağlanması mümkün olabilmektedir.

S

Tarımda makineleşmenin yaygınlaşmasının gelir dağılımı üzerindeki etkisi nasıldır?

Tarımda makineleşme ve teknoloji kullanımının gelir dağılımı üzerindeki diğer etkisi ise tarım sektörünün millî gelirden aldığı payın kendi içinde dağılımıyla ilgilidir. Tarım faaliyeti ile ilgilenen işletmelerin ölçek büyüklükleri ve mali imkânları farklılıklar göstermektedir. Tarımsal üretimi gerçekleştirirken makineleşmeden ve teknolojiden etkin biçimde faydalanma imkânını bulanlar, ölçekleri nispeten büyük olan işletmelerdir. Dolayısıyla tarım sektöründeki makineleşmeden faydalanamayan veya daha az faydalanan küçük ölçekli işletmelerin bu sektörün gelirinden aldıkları pay gerilemektedir.

S

İngiltere’nin sanayi devrimi sonucundaki  gelişim Osmanlı Devletini nasıl etkilemiştir?

İngiltere’nin Sanayi Devrimi sonucunda gelişen tekstil sektörünün pamuk ihtiyacını alternatif pazarlardan temin etme çabaları, Osmanlı Devleti’nin pamuk üretimini teşvik tedbirleriyle sonuçlanmıştır. Bu çerçevede 1862 ve 1863 yıllarında pamuk üretimi için gerekli makinelerin ithalatında kolaylıklar sağlayan kararlar alınmıştır. Ayrıca 1863 yılında İstanbul’da düzenlenen Sergiyi Osmani de tarım alet ve makinelerini tanıtan bir stant açılmıştır. Ancak bu cılız girişimler, batının ihtiyaç duyduğu tarımsal hammaddelerin Osmanlı topraklarında üretilmesini ve dolayısıyla da makineleşme fırsatından faydalanmayı temin edememiştir.

S

Birinci Zirai Makineleşme Hareketi ve Zirai Kombinaların kuruluş amacı neydi?

Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren tarımsal üretimin modern araç ve gereçlerden faydalanılarak gerçekleştirilmesine yönelik politikalar uygulanmıştır. Bunun biri iç diğeri dış olmak üzere iki temel nedeni vardır. Başta Çanakkale Savaşı olmak üzere Osmanlı Devleti’nin girdiği savaşlarda yitirdiği insanlar nüfusun genç ve nispeten eğitimli kesimini oluşturmaktadır. Çalışma çağındaki nüfusun azalması, tüm sektörler için ama daha ziyade en önemli geçim kaynağı olan tarım faaliyetleri için gerekli emek gücünün yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Tarım sektöründe makineleşmenin yok denecek kadar zayıf olması da bu yetersizliği artırmaktadır. Toprağı bol ancak emeği kıt olan bir ülkede, emeğin etkinliğini çoğaltacak ziraat makinaları ve aletlerinin artırılması rasyonel bir tutumdur. Diğer taraftan I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan teknolojik gelişmeler sonucunda dünya makine sanayinin üretim kapasitesi yükselmiş ve bu makinelerin satılabileceği yeni pazarlar aranmaya başlanmıştır. Emeği kıt olan bir ülke kapasitesi artan bir sanayi için oldukça uygun bir pazardır.

S

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde uygulanan makineleşmeyi teşvik politikası hangi esaslara dayalıydı?

Bu dönemde uygulanan makineleşmeyi teşvik politikası üç esasa dayalıdır. Bunlardan birincisi tarım makinelerinde kullanılan akaryakıtların ve kimyevi girdilerin başta gümrük vergisi olmak üzere vergiden muaf tutulmasıdır. İkinci teşvik tedbiri, makine kullanan büyük çiftçilerin askerlikten muaf tutulmasıdır. Hatta bu teşvik sadece makine kullanan büyük çiftçileri değil kullanmayan büyük çiftçileri ve iki yardımcılarını da kapsamaktadır. Bu durum hükümetin tarım alanlarını genişletme ve aynı zamanda haksız rekabeti engelleme çabasını göstermektedir. Bu şekilde makineli tarım faaliyeti sürdüren büyük çiftçilere verilen teşvikin diğer büyük çiftçi ve sürü sahiplerinin aleyhine olmaması hedeflenmiştir. Üçüncü teşvik politikası ise hükümet malı traktörlerin büyük çiftçilere kiralanmasıdır. Bu çerçevede Ziraat Bankası yurt dışından 70 traktör ithal etmiş, bunun 40’ını çiftçilere dağıtmış kalan 30’unu ise kendisi işletmeye sokmuştur.

S

Cumhuriyet’in ilk on yılında uygulanan makineleşme hareketinin sonuçları nasıldır?

Cumhuriyet’in ilk on yılında uygulanan makineleşme hareketinin dört temel sonucu aşağıdaki gibidir:

  • Tarımsal makineleşme Anadolu’ya yaygınlaştırılamamış ancak bazı illerde geliştirilebilmiştir. Örneğin, bu dönemde Adana’da tarımsal alanların % 10’u traktörlerle sürülmekte iken birçok bölgede traktör kullanımı söz konusu olmamıştır. Traktör ithalatının doruk noktasına çıktığı 1925 yılında Ziraat Bankası yalnızca Tarsuslu çiftçilere 50 Fordson traktör dağıtmıştır
  • Krizin tüm alanlarda etkili biçimde hissedilmesiyle beraber hükümetin sağladığı muafiyetleri kaldırması ellerinde tarım makineleri bulunanları oldukça zor durumu düşürmüş ve birçok bölgede “makine mezarlıkları” oluşmuştur , Bu duruma düşülmesinde traktörlerin önemli bir bölümünün ABD’den ithal edilmesinin payı yüksektir.
  • Yabancı özel şirketlerin çiftçilere sattığı traktörlerin bedelini piyasa fiyatından daha düşük satın aldığı ürünlerle tahsil etmesi, uzun vadede özellikle borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin aleyhine bir durum sergilemiştir.
  • 1924 ve 1926 yılında çıkarılan tarımda makineleşmeye yönelik teşvik tedbirleri, 1927 yılında genişletilerek uygulanmaya devam etmiş ancak 1930 yılında tarım makineleri sahiplerine büyük tazminatlar ödenerek kaldırılmıştır.
S

1950 yılından itibaren tarımda yapılan  teknolojik yenilikler ve makineleşmenin sonuçlarıTürkiye’de tarımı nasıl etkilemiştir.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra tarımda teknolojik yenilikler ve makineleşme hızlanmıştır. Bunda tarım sektörünü önceleyen Marshall Yardım Planı’nın 1948 yılında devreye sokulması ile 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti hükümetlerinin tarımsal kalkınmaya yönelik olarak uyguladığı politikalar önemli rol oynamıştır. Tarımda makineleşmenin gelişmesi sonucu olarak hasat kaybı azalmış, üretim ve verimlilik artmıştır. Buna ilaveten ekilen toprakların genişlemesi, iklim koşullarının iyi gitmesi, Kore Savaşı nedeniyle tarım ürünleri fiyatlarının yükselmesi, Demokrat Parti’nin tarım ürünlerine verdiği sübvansiyonlar ve tarımsal kredilerin artması kırsal kesimde görülmemiş bir refah artışına neden olmuştur.

S

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’nın 1961 Anayasası’nda yer almasıyla tarımda nasıl gelişmeler yaşanmıştır?

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’nın 1961 Anayasası’nda yer almasıyla plancılık anlayışı resmî ve sağlam bir zemine oturmuştur. Bir yıllık programlardan oluşan orta vadeli beş yıllık kalkınma planları, 15 yıllık uzun vadeli yapısal dönüşümü içeren bir kalkınma stratejisinin parçalarını oluşturmaktadır. Kalkınma planları kamu sektörü için emredici, özel sektör içinse ancak teşvik edicidir. Dolayısıyla planlarda tarımla ilgili olarak yer alan hususlar ancak kamu kuruluşları üzerinde bağlayıcı bir etkiye sahiptir. Planlı kalkınma döneminde tarımın makineleşme derecesini yükseltmek için sarf edilen çabalar sonucunda özellikle tarım makinalarının ve traktörlerin imalatında büyük gelişme sağlanmıştır. Böylece traktör üretimi Birinci Plan dönemi sonunda Plan hedefini iki misli aşmış ve bu dönemde 45.190 adet traktör yurt içinde imal edilmiştir, İkinci Plan döneminde ise üretim yıldan yıla dalgalanmalar göstererek plan hedefinin en az üçte bir fazlasıyla gerçekleşmiştir. Kırsal yörelerde traktörün tarım işleri dışında taşıt olarak da çok  kullanılmakta oluşu traktör talebindeki büyük gelişmenin önemli bir sebebidir.

S

1990 yılından itibaren Tarımda yapısal dönüşümün sonuçları nasıl olmuştur?

Türkiye’de tarımda makineleşmenin gözlenen ilk etkileri ekime açılan alanların çayır, mera ve orman arazileri aleyhine genişlemesi olmuştur. Tarımsal ekim yapılan toprakların giderek genişlemesi neticesinde üretim marjinal alanlara kaymış ve bu durum verimlilik artışını olumsuz etkilemiştir. Tarımsal faaliyet yapılan arazilerdeki genişleme eğilimi 1990’larda tersine dönerek azalmaya başlamıştır. 1990’larda ekilen toplam arazi alanı 19 milyon hektara yaklaşmışken 2017 yılında ancak 15 milyon hektar civarında olmuştur. Ekilen arazi miktarındaki azalmaya rağmen traktör sayılarındaki artış trendi sürmüştür. Bu durum ekilen arazi başına düşen traktör sayılarının artışını hızlandırmıştır. Nitekim 1990 yılında 1000 ha başına düşen traktör sayısı 37 iken bu rakam 2017 yılında 84’e yükselmiştir.

S

Dünya Bankası verilerine göre ülkeler arası traktör dağılımı nasıldır?

Dünya Bankası verilerine göre 2008 yılı için işlenen her 100 kilometrekare toprağa düşen traktör sayısı Türkiye için 489 iken Almanya için 646, İsrail için 712, İspanya için 825, Polonya için 1246 ve Kore için 1633 ve İsviçre için 2603’tür. Bu karşılaştırmada dikkate edilmesi gereken önemli bir husus ise özellikle bazı gelişmiş ülkelerde tarımsal üretimde traktör kullanımının gerilediğidir. Almanya’da bu rakam 1981 yılında 1345 iken 2008 yılında 646’ya, Fransa’da ise 1981 yılında 847 iken 2005 yılında 635’e düşmüştür.

S

Türkiye Tarım Alet ve Makineleri İmalat Sektörünün durumu günümüzde nasıldır?

Türkiye’de Tarım Alet ve Makineleri İmalat Sektörü traktör imalat sanayi ve tarım makineleri sanayi olmak üzere iki alt sektörden oluşmaktadır. Tarım makineleri sanayinde faaliyet gösteren birkaç firma ile traktör imalatı yapan firmalar dışında kalan çoğu firma genellikle küçük ölçekli işletme düzeyindedir. Sayıları 1000 civarında olan bu firmaların önemli bir kısmı 10 kişiden az işçi istihdam etmektedir. Üretici firmaların yaklaşık 210’u “Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği” (TARMAKBİR) çatısı altında organize olmuşlardır.

S

Yerli traktör üretiminin son yıllardaki durumu nasıldır?

Yerli traktör imalatçılarının kapasite kullanım oranları incelendiğinde oldukça düşük olduğu göze çarpmaktadır. 100 binin üzerindeki toplam kapasitenin ancak dörtte biri kullanılabilmektedir. Dikkat çeken diğer bir husus ise yerli üreticilerin kapasite kullanım oranları arasındaki yüksek farklılıklardır. Türk Traktör % 63’lük bir kullanım oranına sahipken Yağmur dışındaki üreticilerin hiçbiri % 15’e ulaşamamaktadır. Traktör sektöründe yabancı sermaye katılımı bir firma ile sınırlıdır. Büyük üreticilerden Türk Traktör’ün eşit paya sahip ortağı CNH (Case New Holland) dünya genelinde sektörün en büyük kuruluşudur. Türk Traktör CNH ağına bağlı olarak “Case” ve “New Holland” marka traktörler üretmektedir. Yabancı sermaye iştiraki olmayan firmalardan Uzel bir diğer Dünya markası Massey Ferguson’nun, Hema Endüstri “Universal” ve “Valtra” markalarının lisans üretimini yapmakta Tümosan, Erkunt ve Başak ise kendi markalarını üretmektedir.

S

Tarım aletleri imalat sektörünün dünya çapındaki üretim hacmini nasıldır?

Tarım aletleri imalat sektörünün dünya çapındaki üretim hacmini tespit etmek kolay değildir. Ancak yapılan tahminlere göre bu sektörün üretimi 85 milyar USD civarındadır. Bu sektördeki toplam üretimin üçte birine sahip olan Avrupa’da son yıllarda duraklama yaşanırken en yüksek artış Latin Amerika, Çin, Doğu Avrupa ve Türkiye’de gerçekleşmiştir. Üretimin yaklaşık olarak üçte biri AB (%35) ve Kuzey Amerika (%28) tarafından yapılmaktadır. Geri kalan üretim ise sırasıyla Çin (% 10), Latin Amerika (%7), Hindistan (%6), Doğu Avrupa (%4), Türkiye (%3) ve Japonya (%3)’dır.

S

Traktör Sektörünün güçlü yönleri nelerdir?

  1. AB ile gümrük birliği ve teknik mevzuatta uyum
  2. Rekabetçi maliyetlerle, esnek üretim yapabilme yeteneği
  3. Rekabetçi yan sanayi
  4. Üretimde yüksek kalite standartları
  5. İyi eğitilmiş, genç iş gücü
  6. Büyük oyuncularda yüksek üretim kapasitesi 
  7. İki büyük küresel marka ile uzun süreli iş ortaklığı 
  8. Yaygın ve güçlü yerel hizmet ağı
S

Traktör Sektörünün zayıf yönleri nelerdir?

  1. Yeni yatırımları teşvik mevzuatının rakip ülkelere göre rekabetçi olmayışı
  2. Ar-ge teşvik mevzuatının rekabetçi ve etkili olmayışı -sorumlu kurumlarla ilgili belirsizlik ve eş güdüm eksikliği
  3. Rakip ülkelere göre yüksek iş gücü maliyeti -yüksek vergi ve sigorta yükü
  4. Yüksek enerji maliyetleri
  5. Kalitesiz akaryakıt kullanımı
  6. Vergi yükünün yüksekliği
  7. Tarımsal üretimde düşük verimlilik
  8. Mekanizasyona elverişsiz tarımsal işletme ölçeği
  9. Tarımsal işletme yapısını iyileştirmeye yönelik politika ve desteklerin bulunmayışı
  10. Yüksek 2’nci el stoku
S

Türk tarım ekonomisinin durumu ve Avrupa ile olan kıyaslaması nasıldır?

  • Kapasite kullanım oranının düşüklüğü gerek ülkemiz, gerekse AB ve EFTA ülkeleri için bu konudaki başta gelen sorundur. Ülkemizde bunun yanı sıra iç talepteki istikrarsızlık, bu sorunu daha da önemli hâle getirmektedir.
  • Avrupalı üreticiler, tarımlarında modern üretim teknolojileri uygulanmasının ortaya çıkardığı ihtiyacı karşılamak üzere, ürün yelpazelerini yüksek güç grubu traktörler yönünde geliştirmişlerdir. Ülkemiz tarımında ise bu yöndeki gelişim henüz ağırlık kazanmış değildir; dolayısıyla bu tür traktör htiyacı önemli sayılarda değildir.
  • Türk traktör sektörü verimlilik ve maliyetler konularında Avrupalı rakiplerinden çok geri değildir. Üretim girdilerine benzer değerlerde sahip olunması durumunda gerekli rekabet gücüne erişilecektir. Ancak bu gücün yurt içi traktör talebinin belirli bir istikrara kavuşmuş olması durumunda anlam kazanacaktır.
  • Eximbank aracılığı ile gerekli kredi desteğinin sağlanması durumunda sektörün Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelere komple ürün ihracatı gelişecektir.
  • AB’ye katılım sürecinde malların serbest dolaşımı kapsamında ikinci el traktör ithalatının serbest bırakılması durumunda sektör gelişmesinin önünde büyük bir engel olacaktır.