İktisadi Kalkınmada Tarımsal Sektörün Rolü
Arttırılmış tarımsal çıktı ve verimliliğin ekonomik büyümenin tamamına sağladığı katkıların en önemli yollarının beş önerme dâhilinde nasıl özetlenir?
1. Ekonomik kalkınma, tarımsal ürünlere yönelik talepteki kayda değer artışla karakterize edilir ve gıda arzının talepteki büyüme hızına uygun artırılmasındaki başarısızlık, ekonomik büyümeye ciddi sekte vurabilir.
2. Tarımsal ürün ihracatının arttırılması, özellikle de kalkınmanın erken aşamalarında gelirin ve döviz kazançlarının arttırılmasında en fazla gelecek vaat eden araçlardan biri olabilir.
3. İmalat ve ekonominin genişleyen diğer sektörleri için iş gücü ağırlıklı olarak tarımdan aktarılmalıdır.
4. Az gelişmiş bir ekonominin başat sektörü olarak tarım, ikincil sanayinin genişlemesi ve sabit yatırım masrafları için ihtiyaç duyulan sermayeye net bir katkı yapabilir ve yapmalıdır.
5. Çiftçi topluluğunun net nakit gelirlerinin artırılması, endüstriyel genişleme için önemli bir katalizör olabilir (Johnston ve Mellor, 1961: 572-573).
Üç sektör teorisi nedir?
Bu teoriye göre iktisadi analizlerin hemen hemen tamamı için gelişmenin seyri tarım, imalat, sanayi ve hizmetler şeklinde (Savaş, 1986: 17) sıralanmaktadır. Buna göre iş gücünün sektörel dağılımı ekonomik gelişmeyle birlikte tarım dışı sektörlerin lehine dönecektir (Çelik, 2006: 149).
Üç sektör teorisinin faaliyetleri nelerdir?
• Birinci sektör tüm tarımsal faaliyetleri (ormancılık ve balıkçılık dâhil),
• İkinci sektör endüstriyel faaliyetleri (imalat, elektrik, inşaat gibi),
• Üçüncü sektör bütün hizmetleri (ticaret, banka hizmetleri, sigorta, ulaştırma vs.) kapsamaktadır (Dinler, 2008: 10).
Tarım sektörünün en önemli fonksiyonu nedir?
Tarım sektörünün ilk ve en önemli fonksiyonlarının başında hiç kuşkusuz ki insan neslinin devam edebilmesi için ihtiyaç duyulan gıda maddelerinin üretilmesi gelmektedir
Tarım sektörünün ülke ekonomileri için kritik önem taşıyan en önemli özelliği nedir?
Kendisi dışındaki sektörler tarafından üretilen mal ve hizmetler için talep ortaya çıkarmasıdır.
Herhangi bir ülke ekonomisinin kalkınma sürecinde tarım sektörünce sağlanması beklenen belli başlı işlevler nelerdir?
Ülke, Bölge veya Dünya Ölçeklerinde Nüfusun Beslenmesi ve Gıda Güvenliğinin Sağlanması
Diğer Sektörlerin Ham Madde ve Bazı Hâllerde İş Gücü İhtiyaçlarının Karşılanması
Diğer Sektörler Tarafından Üretilen Mal ve Hizmetler İçin Talep Oluşturulması
Ekonominin Döviz İhtiyacının Karşılanmasına Katkı SağlanmasıTarım Sektörünün
Sermaye Birikim Süreçlerinin Önünü Açması
Gelir Dağılımının İyileştirilmesine ve Yoksulluğun Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Çabaların Odağı Olması
Kalkınma hamlesinin en temel şartlarından biri, üretim faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesi için gerek duyulan ve sermaye yetersizliği nedeniyle en azından kalkınmanın erken aşamalarında kamu tarafından sağlanması gereken birtakım sermaye varlıklarının meydana getirilmesidir. Altyapı olarak adlandırılan bu varlıklar nelerdir?
• Her türlü kara ve demir yolları, oto yollar, tramvay ve hafif raylı sistemler, metrolar, köprüler, tüneller, limanlar, su yolları, havaalanları gibi ulaştırma tesislerini, • Barajlar ve sulama kanallarını, • Elektrik üreten her türlü santraller ve türbinler ile üretilen enerjinin nakil hatlarını, doğal gaz ve petrol boru hatları gibi enerji tesislerini, • Fiber optik hatlar vb. her türlü telekomünikasyon ağlarını, linkler ile iletişim santralleri gibi sair tesisleri, • Su, kanalizasyon, katı atık toplama ve imha tesislerini kapsamaktadır
Eksojen kalkınma yaklaşımı nedir?
Eksojen kalkınma yaklaşımına göre kalkınma gelişmiş bölgelerden geri kalmış bölgelere (merkezden çevreye) doğru yayılma gösterir ve dışsal olarak belirlenir.
Endojen kalkınma yaklaşımı nedir?
Endojen kalkınma yaklaşımına göre kalkınma süreci yerel/ bölgesel aktör, kaynak, içsel potansiyeller ve dinamiklere göre şekillendirilmeli ve kalkınma alternatifleri yerel unsurlara göre belirlenmelidir.
Sürdürülebilir kalkınma nasıl hayat geçirilmelidir?
Sürdürülebilir kalkınma stratejisine göre kalkınma insan ihtiyaçları ile tabiatın bugünü ve yarını arasında denge kurarak gelecek nesillerin gelişmesini ve ihtiyaçlarının karşılanabilirliğini tehlikeye atmadan yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini göz önünde bulundurarak hayata geçirilmelidir.
Klasik tarımsal kalkınma modelleri kapsamında ele alınan modeller nelerdir?
Lewis Modeli, Kuznets Modeli, Fei-Ranis Modeli ve Kaldor Modeli
Klasik tarımsal kalkınma modellerinden Lewis modelinin temel varsayımları nelerdir?
• Dual (İkili) Ekonomik Yapı: Ülke ekonomisi sanayi ve tarım olmak üzere iki temel sektörden oluşmaktadır. Sanayi sektörü modern teknolojileri kullanmaktadır. Tarım sektörü ise sanayi sektörüne kıyasla oldukça geri düzeydedir. Gelişmesi büyük ölçüde kırsal alandaki kaynaklara bağlıdır ve modern teknolojiler henüz tam anlamıyla kullanılmamaktadır.
• Tarımsal Üretimin Kısırlığı: Sanayi sektörünün kullandığı sermaye yeniden üretilebilir niteliktedir. Ayrıca sermayenin devir hızı da yüksektir. Dolayısıyla sermaye sahiplerinin belirli dönemde elde edecekleri kazançta görece yüksektir. Toprak ise sabittir ve sürekli arttırılamamaktadır. Bu nedenle de tarımsal üretimin sınai üretimdeki gibi sürekli artırılması imkânı bulunmamaktadır.
• Marjinal Verimi Sıfır, Sonsuz Esnek Tarımsal İş Gücü Arzı: Kırsal alanda yaşayan nüfus fazladır. Bu nedenle de emek arzı sonsuz esnektir. Tarım sektöründe reel ücretler sabittir ve iş gücünün marjinal verimliliği sıfıra yakındır. Dolayısıyla da belirli miktardaki iş gücünün tarım sektöründen sanayi sektörüne kaydırılması toplam üretimi azaltmamaktadır.
• Sanayide Verimin Yüksekliği: Sanayi sektöründe istihdam edilenlerin gerçekleştirdiği kişi başına üretim, tarım sektörü çalışanlarına kıyasla görece yüksektir.
• Ücret Yapısının Farklılığı: Sanayi sektöründe ücretler, marjinal verimlilikle doğru orantılıdır. Yani marjinal verimlilik ne kadar yüksekse alınan ücret de o kadar fazladır. Tarım sektöründe ise böyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü tarımda iş gücünün marjinal verimi sıfır veya sıfıra yakındır.
Kuznets Ters U Hipotezi nedir?
Rus asıllı iktisatçı Simon Kuznets tarafından 1955 yılında geliştirilen hipoteze göre gelir düzeyi arttıkça gelir dağılımındaki eşitsizlik önce artmakta daha sonra ise azalmaktadır. Kuznets bu ilişkiyi tarımdan tarım dışı sektörlere olan istihdam akışıyla izah etmiştir. Tarım dışı sektörlerdeki verimliliğin tarım sektörüne kıyasla daha yüksek olduğuna dikkat çeken Kuznets, oluşacak bir göç dalgasıyla üretimin önce artacağına ve gelir dağılımının bozulacağına daha sonra ise elde edilen üretim artışının gelir dağılımının düzelmesini ve iyileşmesini beraberinde getireceğine işaret etmiştir.
Fei-Ranis Modeli nedir?
Lewis modeli ile paralel bir tarzda iktisadi kalkınmanın tarım sektöründen sanayi sektörüne iş gücü transferiyle sağlanabileceğini öne süren bir modeldir ve John C.H. Fei ve Gustav Ranis tarafından kazandırılmıştır.
Fei-Ranis Modeli'nin birinci aşamasının kapsamı nedir?
- Birinci aşama; tarım sektöründe iş gücü fazlası bulunduğu, ilave iş gücünün marjinal verimliliğinin sıfır veya sıfıra yakın, tarımdan sanayiye iş gücü transferinin alternatif maliyetinin sıfır, sanayide iş gücü arzının sonsuz esnek ve bu yüzden de cari ücret düzeyinin sabit olduğu varsayımlarından hareketle analize başlanmaktadır. Bu varsayımlardan hareketle sanayide yatırım miktarı arttıkça ilave iş gücü talebi ortaya çıkmaktadır. Bu talep karşısında tarım sektöründeki ilave iş gücü sanayi sektörüne aktarılmaktadır. Elde edilen tasarruflar yatırıma yönlendirilmekte ve tarım sektöründe sağlanan büyümeye paralel olarak tarımdan sanayiye iş gücü transfer edilmektedir. Bu aşamada tarımdan iş gücü transferi belirli bir düzeye erişinceye kadar toplam ücret gelirlerinde sanayiye transfer edilen iş gücü oranında bir azalma olacak ancak toplam üretimde herhangi bir azalma olmayacaktır. Çünkü bu aşamada (üretim fonksiyonunun yatay kısmında) iş gücünün marjinal verimliliği sıfırdır. Bu durum, iş gücünün belirli bir kısmının işten çıkarılması veya başka sektöre kaydırılması durumunda üretim miktarında herhangi bir değişmenin olmaması anlamına gelmektedir.
Neoklasik tarımsal kalkınma modelleri nelerdir?
Jorgenson ile Kelley, Wiliamson ve Cheetham modelleri
Neoklasik tarımsal kalkınma modellerinden Jorgenson modeli nedir?
Jorgenson modelinde ise;
• Sanayi sektöründe üretim miktarının iş gücü ile sermaye miktarının fonksiyonu olduğu ve üretimde ölçeğe göre sabit getiri bulunduğu, yani girdilerin eşit oranda arttırılması durumunda çıktıların da aynı oranda artacağı,
• Tarım sektöründe üretim miktarının arazi ile iş gücünün fonksiyonu olduğu ve üretimde azalan verimler kanununun geçerli bulunduğu, yani kısa dönemde diğer tüm girdiler sabit iken girdilerden birinin miktarının arttırılmasının toplam çıktıya katkısının nispi olarak azalacağı,
• Tarımdaki teknolojik gelişmenin daha çok sermaye veya daha fazla iş gücü kullanımına yol açmayan nötr veya tarafsız bir eğilim sergilediği,
• Sanayi sektöründe belirli miktarda bir sermaye stokunun mevcut olduğu kabul edilmektedir.
Neoklasik tarıımsal kalkınma modellerinden Jorgenson modeli'nin iktisat bilimine en önemli katkısı nedir?
Teknolojinin tarım sektörüne başarılı bir şekilde uyarlanması hâlinde, iş gücü transferine rağmen tarımsal üretim azalışlarının önüne geçilebileceğidir.
Kelley, Wiliamson ve Cheetham (KWC) Modeli'nin temel varsayımları nelerdir?
• Ekonomi başlangıçta dış âleme kapalıdır.
• Ekonomide tarım ve sanayi olmak üzere iki sektör bulunmaktadır.
• Hem tarım hem de sanayi sektöründe tek bir homojen mal üretilmektedir.
• Her iki sektörde de ölçeğe göre sabit getiri geçerlidir ve maliyet minimizasyonu ile kâr maksimizasyonu nihai hedeftir.
• Tarım emek yoğun sanayi ise sermaye yoğun sektörlerdir.
• Sanayi sektörünce üretilen ürünlerden hem tüketim hem de yatırım için istifade edilirken tarım sektörünce üretilen ürünlerden yalnızca tüketimde yararlanılır ve sanayi sektörü girdisi olarak kullanılmaz.
Cobb-Douglas Üretim Fonksiyonu nedir?
Üretim açısından faktörler arası ikame esnekliğinin 1’e eşit olduğu, tüketim açısından ise mal ve hizmetlerin bütçe içindeki payının sabit kabul edildiği, sabit ikame esneklikli fonksiyonların özel bir türüdür. Y=ALa Kb (Y=Toplam Üretim, A=Toplam Faktör Verimliliği, L=İş gücü Girdisi, K=Sermaye Girdisi, a=İş gücünün Çıktı Esnekliği, b=Sermayenin Çıktı Esnekliği) şeklinde formüle edilir.