aofsorular.com
FEL402U

19. YÜZYIL ALMAN İDEALİZMİ VE TARİH METAFİZİĞİ-2: HEGEL

3. Ünite 20 Soru
S

Hegel'e göre kaç tür tarih yazımı vardır ve bunlar nelerdir?

Tarih yazımı söz konusu olduğunda Hegel üç tür tarih yazımından söz eder, çünkü amacı diğer tarih yazımlarının genel bir dünya tarihi kavramını ve genel bir dünya tarihi tasarımının ilkelerini verecek olan dünya tarihi felsefesinden ayrımını ortaya koymaktır. Bu üç tür tarih yazımını şöyle belirler: Kaynaktan tarih (original history), ref­leksiyonlu tarih (ref­lective history) ve felsefi tarih (philosophical history) ya da tarih felsefesi.

S

Hegel'in kaynaktan tarih olarak tanımladığı tarih yazımını tanımlayınız. 

Hegel'e göre kaynaktan tarih Herodotos, Thukydides gibi betimledikleri eylemler, olguları kendileri yaşamış ya da anlattıkları çağın tininin içinde yaşamlarını sürdürmüş olan tarihçilerin yazdıkları tarihtir. Bu tür tarih yazımında yazar kendisinin de katıldığı, içinde bulunduğu olgu durumunu anlatır. Başka bir deyişle kaynaktan tarih denilen tarih yazımında “kaleme alanın tini ile anlattığı eylemlerin tini bir ve aynıdır”. Bu yüzden de yazarın ref­leksiyona gereksinimi yoktur.

S

Hegel'e göre felsefi tarihi konusu nedir?

Hegel'e göre felsefi tarihin konusu gerçek bir toplumsal ilişkiler dizgesi içinde sergilenen ahlaki insan aklıyla özdeş olan özgürlüğün gelişmesidir; bu yüzden de felsefi tarihin yanıtlaması gereken soru ‘devlet’in nasıl ortaya çıktığı sorusudur. Çünkü özgürlük en somut ifadesini devlette bulur.

S

Hegel'e göre dünyayı ve dolayısıyla dünya tarihini ne yönetir?

Hegel felsefi dünya tarihi kavramını açıklamak için felsefenin tarihe getirdiği tek kavramın “akıl” kavramı olduğunu söyler. “Buna göre us dünyaya egemendir ve dünya tarihinde her şey usa uygun olmuştur”. Başka bir deyişle “usun dünyayı yönettiğini ve bununla kalmayıp dünya tarihini de yönettiğini ve yönetmeye devam ettiğini” söyler. Akıl (us) hem kendi kendisinin ön koşulu ve varmak istediği ereği olarak mutlak son-erektir hem de doğal ve tinsel dünyalar olarak görünüş alanında kendisinin dışlaşmasıdır. “İşte bu idenin” der Hegel, “doğru, sonsuz ve kesinlikle güçlü ide olduğu, dünyaya kendisini açtığı ve bu açtığı şeyin kendi yüceliğinden başka bir şey olmadığı felsefede kanıtlanır.”

S

"Hegel'in tarih felsefesinde rastlantısallığın yeri yoktur" önermesini açıklayınız. 

Hegel’e göre felsefe araştırmasının rastlantısaldan kurtulmaktan başka bir amacı yoktur, felsefe zorunlu olanın peşinden gider. Hegel’e göre rastlantısallık dış zorunluluk ile aynı şeydir. Bu yüzden de Hegel tarihte öznel tini ya da tikel bir nedeni değil, “genel bir ereği, dünyanın son ereğini aramalı, onu usumuzla kavramalıyız” der. Hegel’e göre akıl tikel ve sonlu bir erekle değil, yalnızca mutlak erekle ilgilenir. Dolayısıyla isteme dünyası rastlantıya bırakılmamıştır. Bu yüzden dünya tarihinde aklın, ama tikel bir öznenin sonlu aklının değil, mutlak aklın egemen olduğu varsayılmalıdır.

S

Hegel'e göre tarihsel varlık alanının kategorileri nelerdir?

Hegel’e göre tarihsel varlık alanının kategorileri ereklilik, değişme, gelişme, ilerleme, us ve kültür kategorileridir.

S

Hegel'in tarihsel varlık alanının kategorilerinden biri olarak gördüğü kültür kategorisini açıklayınız. 

Halk-Tin’inin somut devinimi olarak ortaya çıkan tinsel etkinlik bir halkın tarihinde ilerlemeler ve gerilemeler yapar. Böylece “kültür kategorisi” ortaya çıkar. Bu da bir halkın tarihinde kültür bakımından zenginleşmesini ve kültürsüzleşmesini tasarlamaya olanak veren bir kategoridir. Buna göre kültür sayesinde bireyler kurumsal davranmaya alışırlar. Kültüre sahip olan insanlar ereklere göre davranma alışkanlığındadırlar.

S

Hegel'e göre dünya tarihinin son ereği nedir?

Dünya-tarihinin son-ereğinin ne olduğu sorusunun yanıtı, Hegel tarafından, insan özgürlüğü ya da genel olarak Tin’in özgürlüğünün kendisi olarak verilir. Özgürlük de Tin’in belirleniminde “kendi kendisinden başka hiçbir şeye bağlı olmaması demektir”. Genel dünya tarihinde Tin’in varlık kazandığı yer etkinlik hâlindeki tinsel gerçekliktir. Öyleyse Hegel’in düşüncelerinden çıkan bir sonuç olarak dünya tarihi aslında Tin’in tarihidir. Çünkü dünya tarihi Tin’in kendi eylemidir, yani Tin’in etkinliğinin bir sonucudur.

S

Hegel'in kullandığı zeitgeist kelimesininin anlamı nedir?

dünya tarihindeki her bir döneme karşılık bir ilke vardır. Bu ilke hem belirli bir dönemin varlık nedenidir hem de açıklayıcı ilkesidir. Başka bir ifadeyle belirli bir tarihsel dönemde olmuş bitmiş olaylar açıklanmak istenirse söz konusu tarihsel dönemin ilkesini bilmek gereklidir. Çünkü belirli bir tarihsel dönemde olmuş bitmiş her şeyin nedeni ve başka türlü olamamasının nedeni böyle bir ilke olarak o dönemin Tin’idir. Zeitgeist çağın ruhudur. 

S

Hegel aklın hilesi ifadesini ne için kullanır?

Hegel tutkuları aklın kendi amacı için kullanmasına aklın hilesi der. Aklın hilesi ile tutkular farkında olmadan aklın daha yüksek ereğine hizmet ederler. Akıl bireylerin tutkularını araç olarak kullanır.

S

Hegel'in devletin gerekliliğiyle ilgili görüşleri nelerdir?

Mutlak son-erek kendisini ‘Devlet’te gerçekleştirir. Devlet hukukun, sanatın, bilimin, felsefenin kendisinde buluştuğu birliktir. Devlette özgürlük nesneleşir ve gerçekleşir. Çünkü Hegel’e göre tek kişinin keyfi davranışları özgürlük değildir, özgürlük yasasızlık değildir. İnsanların gelip geçici olan öznel düşüncelerinde ve eylemlerinde kalıcı öğe olarak bu genel olan, ussal olandır. Bunların kalıcı olması da Hegel’e göre devletin amacıdır. Yalnızca devlet tabanı üzerinde sanat ve din diye bir şey olabilir. Bu yüzden dünya tarihinde yalnız devlet kurmuş olan halkların sözü edilebilir yani yalnız devlet kurmuş olan halkların tarihi vardır. Dünya tarihinin konusu da devlettir çünkü özgürlük devlette nesnellik kazanır.

S

Hegel dünya tarihinin ilerleyişinde kaç basamaktan söz eder ve bunlar nelerdir?

Hegel'e göre dünya tarihi içeriği özgürlük bilinci olan ilkenin basamak basamak gelişiminin sergilenmesinden başka bir şey değildir. Bu basamaklanış da Hegel’in akıl anlayışına göre - diyalektik mantığa göre - üçlü basamaklar hâlinde ortaya çıkar. Dolayısıyla ilerleme kendisini üçlü basamaklar hâlinde ortaya koyar ya da Tin üçlü basamaklar hâlinde gelişir de denebilir. Buna göre ilk basamağa Tin’in dolaysızlık aşaması, doğallık hâlinde olduğu aşama. “Bu aşamada” der Hegel, “tin özgür olamayan tikelliktir” yani bir kişi özgürdür. İkinci basamakta Tin kendi içinden çıkarak özgürlüğünün bilincine varır yani kimileri özgürdür. Ancak bu eksik bir özgürlüktür çünkü tin doğa aracılığıyla ortaya konmuştur, doğa ile ilişki içindedir yani. Üçüncü basamak ise tikel özgürlüğün, özgürlüğün saf genelliğine yükselmesidir ve bu aşamada insan, insan olarak özgürdür. Bu son aşama kendisinin bilinci aşamasına, tinselliğin özünü kendisinde duyma aşamasına yükselmesidir. Dünya tarihinin aşamalarından her biri “dünya-tini İde’sinin zorunlu bir aşamasına yani o andaki gelişme basamağına karşılık gelir”. Bu aşamayı, uğrağı (momenti) temsil eden halk, Hegel’e göre parlak bir talihe ve mutluluğa erişir ve tarihteki görevini tamamlar.

S

Hegel tarafından kullanılan res gestae kavramı ne anlama gelmektedir?

Res gestae yapılmış işler, başarılar anlamında tarihsel varlık alanına karşılık gelir.

S

Hegel'in kullandığı historia rerum gestarum kavramı ne anlama gelmektedir?

Historia rerum gestarum, tarihsel varlık alanının anlatımı anlamında tarih bilimine karşılık gelir.

S

Hegel'e göre bir halkın tarihinin olabilmesi için gerekli şart nedir?

Bir halkın tarihinin olabilmesi için bu halkın bir ereğinin, üstelik de ussal bir özgürlükle yani devlette ortaya çıkacak bir özgürlükle gerçekleşecek bir ereğinin olması gerekir. Bir halkın tarihi ancak böyle kendisinden yaratılabilir.

S

20. Yüzyıl düşünürlerinden Francis Fukuyama Hegel'den ne açıdan etkilenmiştir?

Hegel’in tarih anlayışında ilerleme Tin’in kendi özbilincine varmasıyla son bulacaktır. Hegel kendi felsefesiyle bu sürecin tamamlandığını düşünür ve tarihin kendi felsefesinde sona erdiğini iddia eder. Hegel’in bununla kastettiği artık tarihsel değişmenin bir gelişme olarak yorumlanabilmesini olanaklı kılan bir kavramın ortaya çıkamayacağıdır. Yoksa tarihin duracağı gibi bir anlam aramamak gerekir bu savda. 20. yüzyıl düşünürlerinden Francis Fukuyama “tarihin sonu” tezinde Hegel’in bu anlayışından etkilendiğini belirterek tarihin sonunu liberal demokrasi sisteminin dünya tarihindeki son sistem olmasından hareketle belirlemiştir.

S

Georg Wilhelm Friedrich Hegel hangi yıllar arasında yaşamıştır?

Hegel 1770 ve 1831 yılları arasında yaşamıştır. 

S

Hegel'e göre tarih felsefesini deneysel tarihten ne ayırır?

Tarih felsefesi Hegel’e göre, yalnızca “tarih üzerine felsefi olarak düşünme değil, daha büyük bir güçle ortaya çıkan tarihin kendisidir” (Collingwood 1996: 150) ve salt deneysel tarihten farklı olarak felsefi tarih, olguların niçin oldukları gibi olup bittiklerinin nedenlerini kavrar

S

Hegel'e göre İde'nin kaç şekli vardır ve bunlar nelerdir?

Hegel’e göre İde ilk olarak kendi başınadır, başka bir biçimiyle doğadır, üçüncü ve sonuncu biçimiyle de Tin denilen şeydir.

S

Hegel'in tarih yazımı türlerinden biri olarak tanımladığı refleksiyonlu tarihi açıklayınız. 

Refleksiyonlu tarih yazımında yazar kendi zamanının ötesine geçmektedir. Bu tür tarih yazımında yapılmak istenen “tüm geçmişi tinde bulunan bir şey olarak sergilemektir” (Hegel 2003: 17). Bu tür tarih yazımında yapılan tarihçinin kendi tininden ayrı bir tinsel içerik taşıyan malzemeyi ele almasıdır. Yazar belli bir kültürden gelen bir bireyken ele aldığı tarih olguları ve yararlandığı geçmişteki tarih yazarları başka bir kültürdendir (Hegel 2003: 19). Dolayısıyla ref­leksiyonlu tarih yazımında tarihçinin kendi çağının bakış açısından geçmişi değerlendirmesi için ref­leksiyona gereksinimi vardır