Sürdürülebilir Turizm Eğitimi

Latince bilgi kavramı “informato” kökünden gelmektedir.

Kelimenin anlamı “biçim verme”, “haber verme” ve “biçimlendirme” sözcüklerine karşılık gelmektedir.

Bilgi kavramının Türk Dil Kurumuna göre sözlük anlamı ise “insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad”; “öğrenme, araştırma ya da gözlem yolu ile elde edilen gerçek” ve “insan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü” şeklindedir.

Sanatın sağladığı bilgi: Süjenin gerçekleştirdiği, belirli bir yöntem doğrultusundan ziyade yaratıcı aktaranlar ile elde edilen bilgi türüdür. Bu özelliği, bu bilgi türünün felsefi bilgiden ve bilimsel bilgiden ayrılmasını sağlar.

1. Kullanılma biçimine göre,

Pragmatik bilgi: İşlerin yerine getirilmesinde ve karar almada sahip olunması gereken bilgiyi ifade etmektedir.

Günümüzde farklı düzeyleri, niteliği ve süreçlerini ifade edebilmek için bilgiyi tanımlarken farklı kavramların kullanıldığı görülmektedir. Bunların en yaygın kullanılanları veri, enformasyon, üst bilgidir.

Sürdürülebilir kalkınma kavramının kökenleri Dasmann, Milton ve Freeman tarafından 1973 yılında yayımlanan Ekonomik Kalkınma için Ekolojik İlkeler [Ecological Principles for Economic Development] isimli yayına kadar uzanmaktadır.

Sürdürülebilir turizm, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütüne göre, turizm endüstrisine ev sahipliği yapan çevrenin, toplulukların, ziyaretçilerin ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarından ödün verilmeksizin günümüzdeki ve gelecekteki sosyal, çevresel ve ekonomik faktörler dikkate alınarak sürdürülen turizm faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütüne göre, sürdürülebilir turizmin on iki temel ilkesi söz konusudur. Bunlar; ekonomik süreklilik, yerel kalkınma, istihdam kalitesi, sosyal katılım ve toplumsal cinsiyet eşitliği, ziyaretçi memnuniyeti, yerelden kontrol, toplumsal refah, kültürel zenginlik, fiziki bütünlük, biyolojik çeşitlilik, biyolojik kaynakların verimli kullanımı, çevresel etki olarak ifade edilmektedir.

YEŞİL TURİZM EĞİTİMİ 

Furqan, Som ve Hussin (2010) çalışmalarında, sürdürülebilir turizmin önemli bir bileşeni olan yeşil turizmi, “flora, fauna ve kültürel mirasın başlıca ilgi çekici yerler olduğu yerlere seyahat” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, doğal kaynaklara saygı duymak ve bunları korumak ve programları kırılgan kaynaklar bağlamına uyacak şekilde uyarlamak amacıyla iklim etkilerinin en aza indirildiği yerlere çevresel olarak sürdürülebilir seyahatleri içerecek şekilde genişletilmiştir.

YEŞİL TURİZM EĞİTİMİ 

Turizm endüstrisi hızlı tüketime açık mal ve hizmet üretmektedir. Birleşmiş Milletler Çevre Programına göre, turizm endüstrisinin neden olduğu ve ‘yeşil’ uygulamalara ihtiyaç duyan enerji ve sera gazı emisyonları, atık yönetimi, biyolojik çeşitliliğin kaybı, kültürel mirasın etkin yönetimi ve su tüketimi gibi konular çözüme kavuşturulmalıdır. Yeşil bir turizm uygulaması ile turizm endüstrisinde yapılan harcama miktarı, istihdama katkı, yerel ekonominin gelişmesi, yoksullaşmanın azalmasına katkı ve çevre kalitesine yönelik yararlarından söz edilmektedir 

YEŞİL TURİZM EĞİTİMİ 

Erkan ve diğerleri (2013), turizmin yeşilleştirilmesi için yapılabilecek yatırımlar ile ilgili karşılaşılabilecek unsurları ortaya çıkartmak amacıyla yeşil turizm, yeşil ekonomi ve sürdürülebilir turizm konulu araştırmaları, kitapları ve internet sitelerini inceleyerek kapsamlı bir SWOT analizi yapmışlardır. Araştırma sonuçlarında elde ettikleri sonuçlara göre; güçlü yanlar, zayıf yanlar, fırsatlar ve tehditler aşağıdaki şekilde özetlenmektedir: Güçlü Yanlar • Dünya ekonomisinin gelişmesinde yeşil turizm önemli bir potansiyele sahiptir. • Yeşil turizm, yeni iş alanlarının yaratılmasına ve istihdama büyük katkı sağlamaktadır. • Yeşil turizm uygulamaları ile gelir kaynakları artırılmaktadır. Böylece ekonomik fayda sağlanmakta ve yaşam kalitesinde iyileşmeler gerçekleşmektedir. • Yeşil turizm uygulamaları, sürdürülebilir turizm anlayışına hizmet etmektedir. • Doğal ve kültürel mirasın korunmasında ve dünyadaki biyoçeşitliliğinin sürdürülmesinde yeşil turizm büyük öneme sahiptir. • Yeşil turizm, ekonomik, sosyal ve çevresel yaşama ilişkin olumsuz etkileri en aza indirmektedir. • Turizm işletmeleri ve ziyaretçilerinden kaynaklı ortaya çıkan hava, su kirliliği ve atık yönetimini en az seviyeye indirmeye çalışmaktadır. • Su kullanımı konusunda ziyaretçi veişletme sahiplerinin bilinçlendirilmesi ile verimli kaynakların kullanımı gerçekleşmektedir. • Ulaştırma işletmeleri yeşil turizm uygulamaları kapsamında bilinçlendirilerek, ulaşımdan kaynaklı olarak ortaya çıkan emisyon salınımının çevre ve iklim değişiklikleri üzerindeki olumsuz etkileri azalmaktadır. • Deniz kirliliğinin önüne, atık toplama ve imha sistemlerinin kurulması ile geçilir. Böylece deniz canlılarının hayatı da koruma altına alınarak olası tehditler ortadan kaldırılmaktadır.

YEŞİL TURİZM EĞİTİMİ 

Erkan ve diğerleri (2013), turizmin yeşilleştirilmesi için yapılabilecek yatırımlar ile ilgili karşılaşılabilecek unsurları ortaya çıkartmak amacıyla yeşil turizm, yeşil ekonomi ve sürdürülebilir turizm konulu araştırmaları, kitapları ve internet sitelerini inceleyerek kapsamlı bir SWOT analizi yapmışlardır. Araştırma sonuçlarında elde ettikleri sonuçlara göre; güçlü yanlar, zayıf yanlar, fırsatlar ve tehditler aşağıdaki şekilde özetlenmektedir: Zayıf Yanlar • Yeşil turizm kapsamında bilimsel toplantılar eksik ve yetersiz kalmaktadır. • Yeşil turizm uygulamalarının geliştirilmesi kapsamında bilgiyi elde etme ve dağıtmada zorluklar yaşanmaktadır. • Yeşil turizm ve uygulamaları alanında yapılan araştırmalar ve akademik çalışmalar yetersiz kalmaktadır. • Yeşil turizm faaliyetlerinin uygulanabilmesi, yüksek maliyetli yatırımları gerektirmektedir. Burada devlet desteği büyük önem arz etmektedir. • Yeşil turizmin uygulanması kapsamında nitelikli işgücüne erişim sınırlıdır. • İşletmeler ticari kaygıları, kaliteden ve çevreye duyarlılıktan daha ön planda tutmaktadır. • Yeşil turizm kapsamında yapılacak yatırımlar ulaşım, konaklama, turizm ürünü ve enerji kaynaklarında pahalılığa neden olmaktadır. Fırsatlar • İnsanların çevre ve doğaya yönelik bilinci artmakta, insanlar iklim değişikliği konularında da daha duyarlı olmaktadırlar. • Yeşil turizme olan ilgi, turistlere sorumlu turizm seçeneklerinin sunulması ile artmaktadır. • İşletmecilerin, enerji tasarrufu yapmaları ve yenilenebilir enerji kullanmaları ile ödüllendirilmeleri, bu konuya yönelik teşviği de artırmaktadır. • Yeşil turizm anlayışıyla yeni kurulan işletmeler, kurulum aşamasında gerekli altyapı çalışmalarında kaynak kullanımında tasarrufa dikkat ederek verimliliklerini artırmaktadırlar. • Turizm endüstrisinde eşit şartlarda rekabetçilik olduğunda yeşil turizm, hizmet kalitesinin gelişmesine ve artmasına imkân tanımaktadır. • Yeşil turizm, dikkatli bir şekilde uygulanırsa tutarlı arazi yönetimi ve ekolojik akıl sağlığı açısından önemli bir adımı oluşturmaktadır.

YEŞİL TURİZM EĞİTİMİ

Erkan ve diğerleri (2013), turizmin yeşilleştirilmesi için yapılabilecek yatırımlar ile ilgili karşılaşılabilecek unsurları ortaya çıkartmak amacıyla yeşil turizm, yeşil ekonomi ve sürdürülebilir turizm konulu araştırmaları, kitapları ve internet sitelerini inceleyerek kapsamlı bir SWOT analizi yapmışlardır. Araştırma sonuçlarında elde ettikleri sonuçlara göre; güçlü yanlar, zayıf yanlar, fırsatlar ve tehditler aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:Tehditler • Turizm endüstrisinin farklı bölümlere ayrılmış bir yapıya sahip olması, yapılacak yatırımlara engel oluşturmaktadır. • Doğal kaynakların kişiler tarafından yoğun bir şekilde tahrip edilmesi söz konusudur. • Haksız rekabet, kayıt dışı istihdam gibi olumsuz durumlar meydana gelebilmektedir. • Yeşil turizme geçişte özellikle orta ve küçük ölçekli işletmeler için önemli maliyetler ortaya çıkmaktadır. Burada ekonomik sürdürülebilirlik de tehdit altına girmektedir.

Yeşil Turizm Uygulamaları 

Mavi Bayrak (Blue Flag): 1985 yılında Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı tarafından uygulamaya konulmuştur.