SUÇ SOSYOLOJİSİ

İnsanın doğasındaki kötücül karakteri üzerinden bir suç analizi geliştiren Yeni Sağ Gerçekçilik yaklaşımının ilk uygulamaları İngiltere ve Amerika'da görülmüştür.

Göreli mağduriyet, dışlanma ve marjinalleşmenin suçla ilişkisini kuran ve suçun önlenmesine yönelik hoşgörülü çözümlerin hesaba katılması gerektiğini öngören yaklaşım Yeni Sol Gerçekçilik yaklaşımıdır.

Suçun insan doğasıyla ilgili bir olgu olduğunda ısrar eder.

Her şeyi devletten beklememesi gereken aktif ve sorumlu vatandaş anlayışı neoliberalizm felsefesinin köşe taşlarından biridir.

Suçun ortadan kalkmasını kapitalizmin ortadan kalkmasına bağlayarak her şeyin devrimle değişebileceğini öngören Marksist idealizme itiraz olarak gelişmiştir.

Viktimoloji mağdur bilimi anlamına gelmektedir.

Barışçı kriminoloji yaklaşımına göre suç; bir toplum vatandaşlar arasındaki kişilerarası bütünlük ve uyumu bozan ilişkileri besleyip cesaretlendirdiğinde ve insanlar birbirlerinin sorunlarına ilgisiz ve kayıtsız hâle geldiği koşullarda ortaya çıkar.

Richard Quinney’in barışçı kriminoloji yaklaşımı yapısal ve kurumsal dönüşümün öncelikle bireylerin dönüşümüyle ve bireylerin toplumla ve ulusla ilişkiselliğinin daha fazla farkına varılmasıyla mümkün olduğunu savunur.

Beyaz yaka suçu deyimi ilk kez 1949 yılında Edwin Sutherland tarafından ortaya atılmıştır.

Neoliberal siyaset ve ekonomi rejimi; devletin küçülmesini, devletin bireylerin refahını arttırmaya yönelik sosyal güvenlik anlayışının tasviyesini, “daha az devlet daha çok sorumlu vatandaş” anlayışını ve herkesin “bireysel olarak kendisinin ayakta durması” gerektiği fikirlerini savunan yaklaşım Yeni Sağ Gerçekçilik Yaklaşımıdır.

Son olarak bu yaklaşım suç işleyen bireyler arasında sınıfsal, sosyal ve kültürel olarak hiç bir farklılık olmadığı kanaatindedir, bu açıdan bireylerin sosyal geçmişleriyle neredeyse hiç ilgilenmez.

Yeni Sol Gerçekçilik yaklaşımının temsilcileri arasında Roger Matthews, Jock Young, Geoff Pearson, John Lea bulunmaktadır.

Yeni Sol Gerçekçilik yaklaşımı, Gerçekçilik fikrini esas olarak Marksist yaklaşımdan ödünç almış olmasına rağmen, altkültür yaklaşımı, mağdur bilimi (viktimoloji), yapısal gerilim kuramı ve ekolojik yaklaşımlardan da etkilenmiştir.

Postmodernist yaklaşım, özellikle temel bilimlerin kaos teorisi, karmaşa (complexity) teorisi ve psikanalizin semiyotik yaklaşımlarını birleştirerek melez bir kriminoloji anlayışı geliştirmişlerdir.

Temsilciliğini Dragan Milovanoviç ve Stuart Henry’nin yaptığı Postmodernist kriminoloji, sadece geleneksel ve pozitivist kriminolojiye meydan okumakla kalmaz, aynı zamanda şiddet suçlarına karşı ana-akım ve ilerlemeci sosyal politikalara da karşı çıkar.

Belki de bu yaklaşımda yeniden öne çıkan şey, en az saldırgan ve suçlular kadar toplumun kendisine ve vatandaşların sosyal ilişki biçimleri ve sorumluluklarına yeniden dikkat çekilmesidir.

Yeşil kriminolojinin önde gelen düşünürü olan Rob White, çevresel
felaketlerin bildiğimiz dünyanın sonunu getirebileceğini iddia eden
önemli bir düşünürdür.

Beyaz yaka suçu deyimi ilk kez 1949 yılında Edwin Sutherland
tarafından ortaya atılmıştır.

Manuel Castells, Binyılın Sonu (End of Millenium, 1998) adlı kitabında son 20 yılda örgütlü suç faaliyetlerinin ekonomik küreselleşmenin ve yeni iletişim ve ulaşım teknolojilerinin yarattığı fırsatlardan yararlanarak, artan oranda uluslararası bir boyut kazandığını ileri sürmektedir.