SUÇUN ÖNLENMESİNDE CAYDIRICILIK VE ISLAH
Suç nedir?
Suç, en yalın haliyle cezai yaptırıma tabi kılınmış hukuka aykırılıkları ifade eder. Bu bağlamda her suç bir hukuka aykırılık olmakla birlikte, her hukuka aykırılık suç değildir. Suç karşılığında öngörülen yaptırımlara ise cezai yaptırımlar denilmektedir.
Ceza normu ne demektir?
Bir hukuk normunun ceza hukuku anlamında bir suçu düzenleyip düzenlemediği, ancak normun yaptırım kısmına bakılarak tespit edilebilir. Bu bağlamda ceza normu, kural ve yaptırım olmak üzere iki temel kısımdan oluşur. Kural kısmında suça ilişkin tanım ve buna uyulmasına dair emir yer alırken; yaptırım kısmında ise kuralın ihlal edilmesi halinde uygulanacak yaptırım türü yer alır. Ceza normunu diğer hukuk kurallarından ayıran husus, normun yaptırım kısmında saklıdır. Dolayısıyla bir hukuk kuralının ceza normu olup olmadığı, ancak onun yaptırım kısmına bakılarak tespit edilebilir.
Türk Ceza Kanunu’na göre, suç karşılığında söz konusu olabilecek yaptırımlar nelerdir?
Türk Ceza Kanunu’na göre, suç karşılığında söz konusu olabilecek yaptırımlar, ceza ve/veya güvenlik tedbiridir. Cezalar ise adli para cezası veya hapis cezası olabilir. Bu nedenle bir hukuk kuralına uymamanın karşılığı olarak adli para cezası ve/veya hapis cezası ya da emniyet tedbiri öngörülmüşse, o kural bir suçu düzenlemektedir. Cezai nitelikteki bu hukuk kuralları, düzenlenenler dışında, Bankacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gibi diğer kanunlarda da cezai yaptırıma bağlanmış kurallara yer verilmiş olabilir. Kanunda, ceza hukuku anlamındaki suç karşılığında yaptırım olarak ceza ve/veya güvenlik tedbiri öngörülmüştür. Güvenlik tedbirleri, TCK m.53 vd. belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakma, eşya ve kazanç müsaderesi, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri, vb. olmak üzere hükme bağlanmıştır. Cezalara ilişkin esaslar ise TCK m.45 vd. yer almaktadır.
Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak hapis cezaları nelerdir?
Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak hapis cezaları şunlardır;
a. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası.
b. Müebbet hapis cezası.
c. Süreli hapis cezası.
Adli para cezası nedir?
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
Caydırıcılık ve ıslah ne demektir?
Caydırıcılık ve ıslah suçların önlenmesindeki iki anahtar kavramdır. Birçok kez birlikte
kullanılmalarına rağmen, suçtan caydırma ve suçluyu ıslah birbirinden oldukça farklı içeriğe sahiptirler. Bu bağlamda caydırıcılık, bireyin gönüllülüğü aranmaksızın, korkutmak ve zorlamak suretiyle onun suçtan uzaklaştırılmasını ifade eder. Buna karşın ıslah ise, bireyde toplumsal nizamla uyumlu bir birey olma isteğinin uyandırılması ve bunun davranışlarına yansımasının sağlanmasını içerir.
Caydırıcılık ve ıslah kavramları arasındaki temel farklar nelerdir?
Caydırıcılık ve ıslah kavramları arasındaki temel farklar şu şekilde sıralanabilir:
• Öncelikle suçtan caydırma gerek suç failleri gerekse henüz suç işlememiş ama gelecekte
işleme potansiyeli olan toplumdaki bireyler bakımından söz konusu olabilirken; ıslah sadece suç işlemiş kimseler bakımından söz konusu olur.
• İkincisi ve bundan daha önemlisi caydırıcılıkta bir zorlama varken ve gönüllülük olmaksızın suçtan uzaklaştırma söz konusuyken; ıslahda gönüllülük ve kişide toplumsal
düzene uyum sağlama isteğinin uyandırılması durumu ortaya çıkar.
• Son olarak caydırıcılık gerek salt ceza normunun varlığı gerekse de cezanın infaz edilmesi ile gerçekleştirilirken; ıslah sadece cezanın infazı ile sağlanabilmektedir.
Modern sürecin cezalandırma üzerindeki etkileri nelerdir?
Aydınlanma süreci bazı sonuçları nedeniyle eleştirilebilir olmasına karşın; genel olarak sosyal ve kültürel alanda insana bakışı değiştirmiş ve kamusal faaliyetlerin merkezine insanı koymuştur. Bu dönemle birlikte artık her insanın, nasıl bir suç işlerse işlesin, nasıl bir kişiliğe sahip olursa olsun, sırf insan olma vasfı nedeniyle saygıdeğer olduğu düşüncesi hakim olmaya başlamıştır. Sosyal ve kültürel alandaki bu gelişmelerin, cezanın belirlenmesi ve cezalandırma sürecine ilişkin bakış açısını ve uygulamaları etkilememesi de düşünülemezdi. Nitekim modern dönemin daha başlarında suçluluğun ispatına, cezaların türüne ve infazına ilişkin büyük değişimler olmuş, insanlık adına çok önemli adımlar atılmıştır.
Cezalandırma ve cezanın belirlenmesi sürecine ilişkin ilk önemli gelişme cezalandırmanın
gayri insani bir toplumsal gösteri olmaktan çıkması şeklinde kendini göstermiştir. Gerçekten de daha önce büyük kalabalıklar önünde gerçekleştirilen infazlar yerini yavaş yavaş daha insani cezalandırma yöntemlerine bırakmıştır. Ayrıca işkence bir ispat ve cezalandırma aracı olmaktan çıkartılmıştır. Gelişen süreçte cezalandırmanın amaçları arasında ıslah da yer almaya başlamış, isnat yeteneği olmayanlar için ceza yerine, onların tehlikelilik haline karşı alınan önlemleri ifade eden güvenlik tedbirleri kavramı ortaya konulmuştur.
Modern süreçte caydırıcılık ve ıslaha ilişkin yaşanan değişimler nelerdir?
Modern sürecin başlarında yaşanan aydınlanma sayesinde, cezalandırma insanileşmiş ve insan odaklı bir kamusal faaliyet haline gelmiştir. Cezalandırmanın insanileşmesi ve ıslah amacının ön plana çıkmasına bağlı olarak ortaya çıkan gelişmeler ise üç temel başlıkta toplanabilir:
1) Cezalandırmanın ıstırap veren bir gösteri (seyirlik) olmaktan çıkması ve ıslahın amaçlanması.
2) Suçlu iradenin cezalandırılmaya başlanması ve isnat yeteneği olmayanlara emniyet tedbiri uygulanması.
3) Cezanın infazında gözetimin boyutlarının artması.
Cezai yaptırımın suçtan caydırma bağlamındaki pasif işlevi nedir?
Cezai yaptırımın suçu önlemedeki pasif işlevi, onun sırf hukuk düzeninin içinde öngörülmüş
olması dolayısıyla yerine getirdiği işlevi ifade eder. Nitekim cezai yaptırımın hukuk düzeni içindeki varlığı, korkutucu özelliği dolayısıyla, yaptırımın ilişkili olduğu hukuk kuralına uygun davranmak yönünde toplum içinde bir genel eğilim yaratır. Cezai yaptırım, yapısı gereği bir zorlamayı bünyesinde barındırması nedeniyle, gerçek ve tüzel kişiler bu zorlamanın muhatabı olmak istemezler. İhlali suç teşkil eden bir kurala aykırı davranmaları halinde, ilgili yaptırımın muhatabı olacaklarını bildiklerinden kurala uygun davranma eğiliminde olurlar. Özetle, pasif işlev bakımından cezai yaptırımın hukuk sistemi içindeki varlığı, bireyler üzerinde korkutucu bir etki yapmak suretiyle, onların kurallara uygun davranmasını sağlama ve suç işlemekten caydırma şeklinde ortaya çıkar. Bu işlevin sağlanması bakımından, aktif bir davranışla yaptırımın bireylere uygulanmasına gerek yoktur. Bu nedenle bu işleve pasif işlev denilmesi uygun görülmüştür.
Cezai yaptırımın pasif işlevini yerine getirmesine etki eden nedenler nelerdir?
Hukuk düzeninde kuralların ihlali halinde öngörülen yaptırımların özellikle pasif işlevlerini
layıkıyla yerine getirebilmeleri, bir takım koşulların varlığına bağlıdır. Bu bağlamda cezai yaptırımın etkinliği, onun türü ve içeriği (niteliği), miktarı (niceliği), uygulanabilirliği ve takibatın etkinliği gibi unsurlar işlevin yerine getirilmesinde etkilidirler. Söz konusu unsurlarda önemli ölçüde eksiklik bulunması halinde, yaptırımın etkinliği kalmayacak;
bu durumda da ondan yukarıda açıklanan işlevleri yerine getirmesi beklenemeyecektir.
Cezai takibat nedir?
Cezai takibat suç işlediği sanılan bir kimsenin, üstüne atılan o suçu işleyip işlemediğini ortaya çıkarmak için yapılan soruşturma, sorgu, tutuklama, salıverme ve benzeri işlemlerin tümüne verilen isimdir.
Genel olarak cezai yaptırımın aktif işlevi nedir?
Suç işleyene verilen cezanın infaz edilmesi, cezai yaptırımın aktif işlevini yerine getirmesini
sağlar. Bu bağlamda cezai yaptırımın aktif işlevini yerine getirebilmesi için, bir kuralın ihlal edilmesi nedeniyle yaptırımın kuralı ihlal eden kişi veya kişilere uygulanması (cezai yaptırımın infaz edilmesi) gerekir. Böylelikle ihlali yapan kimseye kamusal bir tepki olarak uygulanan cezai yaptırımla hem o bireyi aynı fiili tekrar gerçekleştirmekten uzak tutmak hem yaptırımın uygulandığını gören toplumdaki diğer bireyleri benzer hukuka aykırı fiilleri gerçekleştirmekten alıkoymak hem de cezanın infazı sırasında uygulanacak ıslah yöntemleri ile hükümlüde toplumsal düzenle uyumlu bir birey olma isteğini uyandırmak bakımından önemli bir etki göstereceği umut edilmektedir. Bunlardan ilk ikisi caydırıcılığı sağlayan etkiler iken; sonuncusu ıslaha yönelik bir etki doğurmaktadır.
Hapis cezalarının infazı suretiyle, suç işleyen kimsenin belirli bir süre kapalı alanda tutulması ve toplum dışına itilmesi söz konusu olduğundan, hükümlünün infaz kurumunda kaldığı süre boyunca toplumdan soyutlanması suretiyle, işleyebileceği diğer suçların önlendiği ve toplumun onun işleyebileceği diğer suçlara karşı korunduğu da söylenebilir. Ayrıca suç mağdurunun intikam duygularının tatmini de hala ceza adaleti içerisinde önemsenen bir husustur. Bu bağlamda cezanın infazı aynı zamanda mağdurun intikam duygularının tatminine de hizmet eder.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’unun 3. maddesine göre ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen amaçlar nelerdir?
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’unun (CGTİHK’nun) 3. maddesinde, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen amaçlar şu şekilde
sıralanmıştır;
• Genel ve özel önlemeyi sağlamak,
• Hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek,
• Toplumu suça karşı korumak,
• Hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek,
• Hükümlünün üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk
taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak.
Cezai yaptırımın infazının caydırıcılık özelliği nedir?
Cezai yaptırımın infazı (aktif işlevi) iki nedenden caydırıcıdır. Birincisi cezai yaptırımın
içerdiği zorlama, kuralı ihlal eden kişi üzerinde bir etki göstermek suretiyle, bu kimsede bir rahatsızlık ve hoşnutsuzluğa neden olur. Birçok kez aynı rahatsızlık ve hoşnutsuzluğu tekrar yaşamak istemeyen kimse, bundan sonraki davranışlarına daha fazla dikkat ederek hukuk kuralı ihlalinde bulunmaktan kaçınır. Bu durumda yaptırım doğrudan ihlali gerçekleştiren kimse üzerinde bir etki gösterir. İkincisi ceza normunun ihlaline bağlı olarak, ihlalde bulunan kimseye uygulanan yaptırım, toplumdaki diğer bireyler üzerinde de norma uymak yönünde bir etki gösterir. Nitekim normu ihlal edip suç işleyen kişiye uygulanan yaptırımın içerdiği zorlamanın, bu kişi üzerindeki olumsuz yansımaları, toplumdaki bireylerde “bu ihlali gerçekleştirirsem aynı şey benim de başıma gelecek” düşüncesini oluşturur. Böylelikle genel olarak toplumdaki diğer bireyler de her hangi bir cezai yaptırımla ve onun olumsuz sonuçlarıyla karşılaşmamak için genel olarak ceza normuna uygun davranmak yönünde hareket ederler. Bu hususun ceza hukuku doktrininde cezanın genel önleme amacının gerçekleşmesi olarak ifade edildiği de görülmektedir.
Günümüzde infazın ıslaha yönelik amacı nedir?
Günümüzde infazın ıslaha yönelik amacının, sadece hükümlünün eğitimi değil, onun yeniden sosyalleştirilmesi, diğer bir deyişle topluma kazandırılması olduğu ifade edilmektedir. O halde hükümlünün gelecekte sosyal sorumluluk anlayışı içinde suçtan uzak
bir hayata yöneltilmesi ve suçtan uzak bir hayat sürdürebilme yeteneğinin kazandırılması
amacı, infazın organizasyonu ve infaza katılan kişilerin yapısının oluşturulması bakımından
zorunlu bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Yeniden topluma kazandırmayı bir infaz amacı olarak gören bir sistemde buna uygun koşulların da yaratılmış olması gerekmektedir. Bu çerçevede kurum içindeki yaşam şartları, mümkün olduğunca, normal yaşam şartlarına uydurulmalıdır. İnfazın gevşetilmesi, açık cezaevleri, ziyaret, mektuplaşma, boş zamanın düzenlenmesi, hükümlünün odasında kişisel eşyalarına yer verilmesi, hükümlünün özel hayatına müdahalede takdir yetkisinin mümkün olduğunca az kullanılması ve insan haysiyetinin dokunulmazlığı ilkesi çerçevesinde genel nezaket kurallarına uyulması hep bunu sağlamaya yöneliktir.
İnfaz kurumlarında ıslah mümkün müdür?
Modernizmin kamusal cezalandırmaya ilişkin büyük anlatısı hep ıslah odaklı olmasına rağmen, bu ıslahın ne şekilde gerçekleştirilebileceği üzerine çok fazla çalışma yapılmamakta, “nasıl?” sorusu üzerinde durulmaksızın, sürekli olarak içi boş bir ıslah amacından ve bunun toplum için ne kadar yararlı olduğundan söz edilmektedir. her ne kadar modern cezalandırma söyleminde mantıklı esaslar üzerine oturtulmuş bir ıslah amacı söz konusu olsa da, uygulama bakımından bu amaca yönelik faaliyetlerin göz ardı edilebilecek kadar az olduğu ve ıslah amacının retorik bir söylem olmaktan öteye geçemediği görülmektedir. Modern cezalandırma sistemleri sadece cezaları insanileştirmiş; bunun dışında ıslaha yönelik olarak daha önceki uygulamalarının neredeyse bir adım ötesine geçememiştir.
Gözetim kavramını açıklayınız.
Gözetim, bilgi sahibi olma ya da disiplinize etme amaçlarından biri veya her ikisine yönelik
olarak bireyin, grupların ya da genel olarak toplumun izlenmesi olarak ifade edilebilir. Bu izleme, çoğu kez sanıldığının aksine sadece bireyin veya grupların hareketlerinin ya da toplumsal tercihlerin ve olayların doğrudan izlenmesi şeklinde ortaya çıkmaz. Bununla birlikte gözetim, sıklıkla bireyler hakkındaki bilgilerin ve kişisel verilerin depolanması suretiyle de gerçekleştirilir. Bu nedenle gözetim kavramı gündelik hayattaki kullanımından
çok daha geniş bir anlam içermektedir. Bu bağlamda gözetim kavramı iki farklı anlamda ele alınabilir. Birinci anlamıyla gözetim, hakkında toplandığı bireylerin, grupların veya genel olarak toplumun davranışlarını yönetmek üzere kullanılabilen bilgi depolanmasını ifade ederken; ikinci anlamıyla, bireylerin veya grupların davranışlarıyla genel olarak toplumsal davranışların doğrudan izlenmesini içerir. Bunlardan ilki depolayarak gözetim, ikincisi ise izleyerek gözetim şeklinde isimlendirilebilir.
Disiplinize etmeye ve suçtan caydırmaya yönelik kamusal gözetim nedir?
Gözetim bilgi sahibi olma ve disiplinize etme amaçlarından birisi ve veya her ikisine yönelik
olarak gerçekleştirilen bir faaliyettir. Özellikle disiplinize etmeye yönelik gözetim içerisinde,
gözetlenenin suç işlemekten caydırılması da önemli bir yer tutar. Nitekim devlet tarafından gözetlendiğini bilen kimsenin cezai yaptırıma muhatap olmamak için suçtan uzak durmaktan ve itaat etmekten başka pek şansı bulunmamaktadır. İşte bu durumu keşfeden
modern devletlerde, disiplinize etmeye ve suçtan caydırmaya yönelik kamusal gözetimin
boyutları giderek artmaktadır. Bu durumu gören birçok yazar, ülkelerin ve makro düzeyde dünyanın büyük bir hapishaneye dönüştüğü kanaatindedirler.
Günümüzde disiplinize etme ve suçtan caydırmaya yönelik gözetim nasıl bir etki yaratmaktadır?
Disiplinize etme amacına yönelik gözetim, tarihsel süreçte sistematik olarak ilk uygulanmaya başlandığında (modern sürecin başlarında), kapalı mekânlara ihtiyaç duyulmuştur. Nitekim o dönem bakımından bireyler ancak kapalı bir mekân dahilinde gözetlenebilmekteydi. Onların verilerini depolamaya veya dışarıdaki faaliyetlerini doğrudan izlemeye teknolojik imkân bulunmamaktaydı. Oysa günümüzde kapalı bir mekânda olmaksızın da teknolojik imkân dahilinde bireylere gözetlendikleri hissi verilerek disiplinize edilmeleri mümkündür.
Gerçekten de makro ölçekte insansız hava araçları (İHA) sayesinde ve uydu sistemleri
sayesinde belirli bölgeler ve hatta tüm gezegen bu imkânlara sahip devletlerce izlenebilmektedir. Diğer taraftan Telekomünikasyon İletişim Kurumu (TİB) gibi kurumların elinde bulunan imkânlar sayesinde sürekli telefonlarımızın dinlenebileceği, maillerimizin okunabileceği kaygısıyla hareket etmekteyiz. Bu kaygı ise bizleri disiplinize etmekte ve devlet aygıtına egemen gücün bize yaptırım uygulamasına neden olabilecek telefon görüşmeleri yapmamıza, hukuka aykırı içerikli mail yoluyla yazışmamıza ya da MOBESE
tarafından görülebilecek yerlerde suç teşkil edecek davranışlar gerçekleştirmemize engel olmaktadır. Dolayısıyla gözetim bizi disiplinize etmekte ve suçtan caydırmaktadır.