Stratejik iletişim kavramı iletişim dünyasının pek çok yerinde farklı biçimlerde kendisini gösterebilmektedir. Özünde, iletişimin doğası-en planlanmamış hâli olan kişilerarası iletişimde bile-stratejik olmayı ve davranmayı zorunlu kılar. Şöyle düşünebiliriz: Sıradan bir sohbette dahi amacımız duygu, düşünce ve görüşlerimizi karşımızdakine iletmek değil midir? Böyle olduğuna göre, bu durumun kendisi basit anlamıyla bir stratejidir. Buradaki strateji şudur: kendimizi karşımızdakine ifade etmek.
Strateji, gündelik yaşamımızın her yerinde ve iletişimin tam da merkezinde yer alır. Kaçınabileceğimiz bir olgu olmadığı gibi strateji, sosyal, mesleki ve düşünsel nedenlerle giderek daha belirgin, daha keskin ve daha boyutlu bir hâle bürünen bir olgu olarak karşımıza çıkar. Girdileri amaçlarımıza göre çeşitlilik gösterirken, çıktılarına göre yeniden stratejiler üretmemizi de zorunlu kılar. Başarılı olmamız hâlinde yeni hedefler saptanması gerekecek, başarısızlık ise bir analiz ile nerede yanlış yapıldığının saptanarak, yapılan yanlışların düzeltilmesi için yeni bir çabayı gerekli kılacaktır. İşte iletişim ve strateji ilişkisi bu kadar açık ve belirgindir. İster kendi iç dünyamızda bir sorgulama, isterse de formal biçimlerde faklı alanlarda analizler biçiminde ortaya çıksın, strateji ile iletişim ayrılmaz bir ikilidir.
İletişim disiplini açısından bakılacak olursa strateji, iletişimin farklı alanlarında değişik araç ve biçimlerle bir araya gelmektedir. Stratejik iletişim uluslararası arenada diplomatik ilişkilerin yönetiminden, kâr amacı gütmeyen kurum ve kuruluşların iletişimine, geleneksel pazarlama iletişimi araçlarının planlanmasından yönetilmesinden, lobicilik faaliyetlerine, görsel iletişim tasarımından dijital iletişim yönetimine kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır.
Aslında farklı alanlarda olsa da kullanılan araçlar benzerlik içermektedir. Örnek ola- rak sıralayacak olursak geleneksel halkla ilişkiler araçları arasında yer alan iç ve dış halkla ilişkiler ortam ve araçları; örneğin broşürler ya da fuar, festival ve sergiler stratejik iletişi- min de araçlarını oluşturur.
Diğer taraftan, kriz ve risk iletişimi, dijital stratejik iletişim, kurumsal iletişim gibi halkla ilişkilerin farklı uygulama alanları ise stratejik iletişimin ortamları arasındadır. Kullanılan araçlar benzeşik olmakla birlikte, stratejik iletişimin geleneksel halkla ilişkilere göre daha farklı ortamları, veya daha net ifade etmek gerekirse geleneksel halkla ilişkilerde sıkça kullanılmayan formatların kullanıldığı görülecektir.
Peki neden? Neden stratejik iletişimde geleneksel halkla ilişkiler ortamlarından daha çok uzmanlık gerektiren, özelleşmiş ortamlar ya da biçimler kullanılmaktadır? Bu sorunun yanıtını klasik anlamda halkla ilişkilerin tanımında aramak gerekecektir. Farklı pek çok tanımı olmakla birlikte halkla ilişkiler bir kurum ya da kuruluşun hedef kitle ve paydaşlarıyla sürekli ve kalıcı bir iletişim oluşturma ve sürdürmeye yönelik bir yönetim fonksiyonudur demek olasıdır. Burada görülebileceği gibi, süreğen, sıradan ve bilgilendirme temelli bir iletişim sürecinden söz edilmektedir.
Ancak stratejik iletişim doğası gereği, sınırlandırılmış özel bir hedefi olan ve bu hedefe odaklanmış, yüksek bilgi ve beceri gerektiren, uzmanlığa dayalı, genellikle kısa erimli ve yoğun bir iletişim sürecini ifade eder. Örnek vermek gerekirse, kriz dönemlerinde kurum ve kuruluşların izlediği iletişim süreci, tam olarak yukarıda yapılan tanıma uygun biçimde gerçekleşir. Kriz dönemlerinde konu uzmanlarının daha sık yer aldığı, anlık veri ve bilgi akışının sağlandığı, kimi zaman 24 saat ve yoğun paylaşıma dayalı ve sadece kriz konusu üzerine odaklanmış bir iletişim süreci yürütülür. İşte bu iki tanım arasındaki fark, stratejik iletişim ile geleneksel iletişim arasındaki temel ayrıma işaret eder.
Doğru cevap A'dır.