aofsorular.com
ULİ301U

Büyük Güçlerin Güvenlik Politikaları: ABD, Rusya, Avrupa Birliği, Çin

7. Ünite 21 Soru
S

Süper güç nedir?

Süper Güç: Süper güçler birinci sınıf askerî/siyasi kabiliyetler ile bunları destekleyecek nitelikte ekonomik kabiliyetlere ve tüm bu kabiliyetlerini küresel düzlemde uygulayabilme yeteneğine sahip olan ve bu statüleri diğer güçlerce tanınan güçlerdir.

S

ABD, 1787’deki kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı’na kadar nasıl bir politika izlemiştir?

ABD, 1787’deki kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı’na kadar yalnızcılık politikası izlemiştir. Güney Amerika ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmaya başladıkları bir dönemde, ABD Başkanı James Monroe tarafından 1823’te ilan edilen bu politikanın özünde, kendi kendine yetebilen Amerika kıtasının Avrupa sömürgeciliğine kapatılması ve ABD’nin Avrupa’nın iç çekişmelerine müdahil olmaması anlayışı yatmaktadır. Monroe doktrini olarak anılan bu politika çerçevesinde, ABD bir taraf­tan bir asırdan fazla dönemin uluslararası (temelde Avrupa) çatışmalarından uzak durmuş, diğer taraf­tan Avrupa’nın kolonyal devletlerinin Amerika kıtasında hareketlerini engelleyerek bölgede kendisi için güvenli bir “arka bahçe” oluşturmuştur. ABD yalnızcılık politikasını ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında Pearl Harbor donanma üssünde saldırıya uğraması sonucunda terk etmiş ve o zamana kadar izlediği “müttefik devletlere yakın tarafsızlık” politikası yerine “savaşan taraf” olarak savaşa katılmıştır.

S

Soğuk Savaş Dönemi’nde ABD nasıl bir politika izlemiştir?

Soğuk Savaş Dönemi’nde ise ABD yalnızcılık politikasından aktif uluslararası müdahaleciliğe geçmiştir. Bu dönemde ABD ve SSCB’nin art arda nükleer silah ve bunları kıtalar arası taşıyacak sistemleri geliştirmeleri karşılıklı tehdit algılamalarının niteliğini de değiştirmiştir.

S

Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında Harry Truman yönetimi nasıl bir strateji benimsemiştir?

Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında Harry Truman yönetimi, George Kennan tarafından ortaya koyulan “çevreleme” (containment) stratejisini benimseyerek, Sovyetler Birliği’nin çevrelenmesi ve izole edilmesini dış ve güvenlik politikasının temel hedefi hâline getirmiştir. ABD’nin bu dönemde kurduğu siyasi, ekonomik ve askerî yapılanmaların tamamını çevrelemenin mantığına uygun olarak işlediğini söylemek mümkündür. Bu çerçevede, ABD İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hızla iki kutuplu sistemde Sovyet tehdidini çevrelemek amacıyla Türkiye ve Yunanistan’ın Batı Blokuna kazandırılmasını hedef­leyen Truman Doktrini’ni benimsemiş, Avrupa’nın kalkınmasının yanı sıra komünizmin yayılmasının ekonomik temellerini ortadan kaldırmak ve savaş sırasında yıkılmış olan Avrupa ekonomilerini canlandırarak uluslararası ticarette alım yapabilecek güce kavuşturmak amacıyla 1948-1951 arasında Marshall Planını uygulamaya koymuş, Planın uygulanmasını sağlamak üzere 1948’de Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü’nü (Organization of European Economic Cooperation - OEEC) kurdurmuş; 1952’de NATO, 1954’de Balkan İttifakı ile Güneydoğu Asya’da SEATO ve 1955’de de Orta Doğu’da Bağdat Paktı’nın kuruluşunu sağlamıştır. Tüm bu girişimlerde SSCB’nin küresel çapta çevrelenmesi öngörülmüştür. Sonuç olarak 1945-1952 arasında ABD Başkanlığı görevini yürüten Truman’ın yönetim süresi bile incelendiğinde, Amerikan dış ve güvenlik politikasını temellerinden sarsacak şekilde değiştirdiği görülmektedir. 

S

Truman Doktrini nedir?

Truman Doktrini (1947): Harry Truman’ın 12 Mart 1947’de Kongre’de yaptığı konuşma Soğuk Savaşın başlangıcıolarakda anılmaktadır. Söz konusu konuşmayla, Yunanistan ve Türkiye’nin Batı için öneminin altı çizilerek, bu ülkelerin içinde olası bir komünist rejim tehdidi ile dışarıda SSCB’nin yaratacağı tehditle başa çıkabilmeleri ve ulusal bütünlüklerini sağlayabilmeleri amacıyla iki ülkeye mali yardımda bulunulması gerektiği vurgulanmıştır. Bu doktrin, Türkiye ve Yunanistan’ın ABD’nin yanında yer almasını sağlamıştır.

S

Eisenhower Doktrini nedir?

Eisenhower Doktrini (1957): Dwight D. Eisenhower tarafından 5 Ocak 1957’de Kongre’ye sunulan plan çerçevesinde şekillenen bu doktrin, ABD’nin Orta Doğu politikalarında önemli bir dönüm noktası oluşturmaktadır. Doktrin çerçevesinde ABD, SSCB’nin Ortadoğu’da karışacağı herhangi bir saldırıya karşı koymak ve bölge ülkelerinin bağımsızlığını temin etmek için askerî kuvvetlerin kullanılması dâhil her türlü yardımı sağlayacağını ifade etmiştir.

S

Nixon Doktrini nedir?

Nixon Doktrini (1969): Richard Nixon tarafından 25 Temmuz 1969’da açıklanan doktrin uyarınca, ABD ilk yenilgisini yaşadığı “Vietnam örneği savaşlara girmeyip, müttefiklerine Amerikan askerini kullanarak değil ekonomik ve askerî yardım” eliyle destek olacaktır.

S

Carter Doktrini nedir?

Carter Doktrini (1980): Jimmy Carter 23 Ocak 1980’de Kongre’de yaptığı yıllık konuşmasında, Basra Körfezi’ndeki yaşamsal çıkarlarını savunmak için ABD’nin gerektiğinde askerî güç kullanabileceğini ifade etmiştir. Carter doktrini olarak anılan bu politika, SSCB’nin 1979’da Afganistan’ı işgaline cevap niteliğindedir ve SSCB’nin bölgede izleyeceği politikalara yönelik caydırıcılık amacını taşımaktadır.

S

Reagan Doktrini nedir?

Reagan Doktrini (1985): Ronald Reagan’ın 6 Şubat 1985’te Kongre’de yaptığı yıllık konuşmada açıkladığı doktrin çerçevesinde, ABD’nin komünizm karşıtı hareketlere açık şekilde destek sağlayacağı ifade edilmekteydi. Doktrin, ABD’nin Soğuk Savaş Dönemi boyunca SSCB’yle süregelen gerginliğini bitirmek için artık açık bir şekilde mücadele edeceğini göstermektedir.

S

ABD'nin ilk savunma bakanı kimdir?

ABD’nin ilk savunma bakanı James Vincent Forresdal’dır.

S

Ulusal Güvenlik Konseyi'nin görevi nedir?

Konseyin görevi, ulusal güvenlik ve dış politika konularında başkana yardımcı olmak ve danışmanlık yapmaktır.

S

Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın görevi nedir?

Ulusal Güvenlik Danışmanı ise güvenliği ve dış politikayı ilgilendiren hemen her konuda ABD Başkanı’nın danışmanlığının yanı sıra, izlenecek politikaların olası etkileri konusunda başkanı bilgilendirmek ve konuyla ilgili birimler arasında koordinasyonu yürütmekle görevlidir.

S

Yeni Dünya Düzeni ne zaman kim tarafından adlandırılmıştır?

SSCB’nin Aralık 1991’de yıkılmasının ardından, ABD sahip olduğu siyasi, askerî ve ekonomik nitelikler çerçevesinde Soğuk Savaş sonrası dönemin tek süper gücü olarak belirmiştir. Dönemin Başkanı George H. W. Bush’un “Yeni Dünya Düzeni” (New World Order) olarak da adlandırdığı Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD’nin izlediği güvenlik politikalarında önemli değişimler yaşanmıştır.

S

Yurtiçi Güvenlik birimi ne zaman oluşturulmuştur?

11 Eylül 2001’de ABD’nin New York ve Washington şehirlerine yönelik terörist saldırıları başta ABD olmak üzere, tüm dünyanın güvenlik yaklaşımının değişmesine yol açmıştır. 11 Eylül saldırılarından (9/11 saldırıları olarak da bilinmektedir) bir yıl sonra, Eylül 2002’de açıklanan ve “Bush Doktrini” olarak anılan ABD’nin yeni “Ulusal Güvenlik Stratejisi” belgesinde, ABD güvenliğini tehdit eden unsurların artık değiştiğini ve geleneksel güvenlik tehditlerinin ortadan kalktığını vurgulamıştır. Bu doğrultuda, geleneksel olmayan güvenlik tehditleriyle başa çıkabilmek için gereken tüm araçların kullanımını içeren yeni bir güvenlik politikasının belirleneceği ifade edilmiştir. Yeni dönemde uygulanacak politikalar için Ulusal Güvenlik Konseyi’nin yapılanmasında da değişikliğe gidilmiştir. Ulusal Güvenlik Konseyi’nin yapısına yeni eklemeler yapılırken ilk kez bu birim altında Yurtiçi Güvenlik (Homeland Security) adında bir birim oluşturulmuştur.

S

Ulusal Füze Savunma Sistemi (Füze Kalkanı) nedir?

Bush tarafından gündeme getirilen proje kapsamında, ABD ana kıtasına ve Avrupa ülkelerine yönelik füze tehditlerinin zamanında önlenmesini içeren bir savunma ağı oluşturulması düşünülmekteydi. Füze kalkanı çeşitli Avrupa ülkelerine karaya konuşlanmış füzeler ve radarlar yerleştirilmesini öngören bir savunma ağı olarak tasarlanmıştı. Rusya’nın kendisine yakın ülkelere (Çek Cumhuriyeti ve Polonya) yerleştirilmesi planlanan füze ve radarlara tepki göstermesi üzerine, Obama döneminde planda değişiklikler yapıldı ve maliyetler de göz önüne alınarak Füze Kalkanı Projesinin NATO kapsamında ele alınmasına ve kararın alınacağı NATO Zirvesi’ne Rusya’nın da davet edilmesine karar verildi. Ayrıca yeni planda Rusya’yı kaygılandıran yakın çevresinde karaya konuşlandırılacak füzelerin yerine denize konuşlu füzelerin kullanılmasına ağırlık verilmesi de Rusya’nın endişelerini gidermeye yardımcı oldu. Sonuçta, Füze Kalkanı Projesi, 19-20 Kasım 2010’da Lizbon’da yapılan NATO Zirvesi’nde Rusya’nın da desteğiyle kabul edildi.

S

El-Kaide kimdir?

El-Kaide: 1980’lerin sonlarında Osama Bin Laden (1957-2011) tarafından kurulan köktenci silahlı terör örgütü. ABD, BM Güvenlik Konseyi, AB, NATO, İngiltere ve Rusya gibi güçlerin terör örgütü listesinde yer alan El-Kaide 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlenmiştir. Örgütün lideri Osama Bin Laden, 2011’de CIA tarafından
yürütülen bir operasyonda saklandığı Pakistan’da öldürülmüştür

S

Brejnev Doktrini nedir?

Brejnev Doktrini: SSCB lideri Brejnev tarafından 12 Kasım 1968’de açıklanan politika uyarınca, komünist ülkeler sınırlı bir egemenlik hakkına sahiptirler ve sosyalizm tehlikedeyse SSCB müdahale etmekle yükümlüdür(Tellal, 2008).Doktrinin oluşumunda, 1968’de Çekoslovakya’da yaşanan ve “Prag Baharı” olarak adlandırılan gelişmeler etkili olmuştur. Nitekim Çekoslovakya lideri Alexander Dubcek’in siyasi demokratikleşme yönündeki girişimlerinin, 21 Ağustos 1968’de SSCB’nin işgaliyle bastırılmasının ardından SSCB’nin Doğu Bloku içerisinde yaşanacak aykırılıklara izin vermeyeceği görülmüştür.

S

KOMİNFORM ne zaman kurulup ne zaman dağıldı?

KOMİNFORM (1947): SSCB, Bulgaristan, Fransa, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, İtalya, Romanya ve Yugoslavya komünist parti liderlerinin katılımıyla 1947’de Polonya’da düzenlenen konferansta kuruldu. Komünist Enformasyon Bürosu (Communist Information Bureau) olarak da adlandırılan ve resmî adı “Komünist ve
İşçi Partilerinin Enformasyon Bürosu” olan bu yapılanmanın temel hedefi, SSCB önderliğinde tüm komünist partilerin faaliyetleri arasında eş güdüm sağlanmasıydı. 1956 yılında dağılmıştır.

S

Şanghay İşbirliği Örgütü kimlerden oluşmaktadır?

Şanghay İşbirliği Örgütü: Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın 26 Nisan 1996’da Şanghay’da imzaladıkları “Sınır Bölgelerinde Askerî Güvenin Derinleştirilmesi Anlaşması”yla birlikte iyi komşuluk ilişkileri ve bölgesel güvenliğin tesis edilmesi amacıyla oluşturulan yapı. Şanghay Beşlisi olarak anılan grup, 2001’de Özbekistan’ın da dahil edilmesiyle Şanghay İşbirliği Örgütü adını aldı. 2001 sonrasında Rusya ve Çin’in, ABD’nin Irak ve Afganistan’a yönelik operasyonlarla bölgede artan etkisine tepki olarak örgütü daha aktif bir hâle getirmeye çalıştıkları görülmüştür.

S

Bağlantısızlık Hareketi nedir?

Bağlantısızlık Hareketi: İkinci Dünya Savaşı sonrası ortamda ABD ya da SSCB’den, bir başka deyişle kapitalist ya da sosyalist kamplardan herhangi birinin yanında yer almak istemeyen ülkelerin başlattığı hareket. Bağlantısızlık fikri ilk kez 1946’da Hindistan lideri Jawaharal Nehru tarafından ortaya atıldı. 1955’te yapılan Bandung Konferansı’nda fiilen oluşumu tamamlandı ve 1961 Belgrad Konferansı ile “Bağlantısız Devlet Grubu” adı altında resmiyet kazandı. Günümüzde hâlen varlığını sürdüren ve 2009’da 15. Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi’ni gerçekleştiren hareket, Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayip bölgelerinden katılan devletlerle üye sayısını 118’e çıkartmıştır.

S

Tayvan sorunu nedir?

Tayvan Sorunu: 1895-1945 yılları arasında Japonya’nın kontrolünde olan Tayvan, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD’nin kontrolüne geçmiştir. 1950’li yılların başında Sovyetlerin Çin’e destek vermesine karşılık, ABD’nin Tayvan’a bağımsızlık için destek vermesi ile Tayvan sorunu başladı. 1954’de ABD ile Tayvan arasında Karşılıklı Güvenlik Antlaşması imzalandı. Fakat, ABD- Çin diplomatik ilişkilerinin kurulmasıyla birlikte Tayvan’a yönelik ABD tutumu da değişti ve ABD, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Çin halkını temsil eden tek yasal hükûmet olduğunu ve Tayvan’ın onun bir parçası olduğunu kabul eden bir bildirge imzaladı. Bununla birlikte ABD Başkanı Reagan döneminde Tayvan’a yönelik askerî destek nedeni ile sorun yeniden su yüzüne çıktı. Yine de 1995’de ABD ile Çin sorunu göz ardı ederek ilişkilerin devam ettirilmesine karar verdiler. Bu sorunun hâlen varlığını sürdürmesinin arkasında, ABD’nin yükselen güç Çin’e karşı elindeki bir kozu kaybetmek istememesinin olduğu açıktır. Çin ve Tayvan arasındaki ilişkiler de 1992’de sağlanan “Tayvan Uzlaşısı” çerçevesinde devam etmektedir. Bu çerçevede Çin, Tayvan’ın bağımsızlığını kabul etmemesine rağmen, ilişkiler de facto iş birliği içerisinde devam etmekte fakat zaman zaman karşılıklı gerginlik artırıcı açıklama ve uygulamalara da sahne olmaktadır.