SPORDA RİSK YÖNETİMİ

4T olarak bilinen risk yönetimi aşamaları B, C, D ve E seçeneklerinde sırasıyla verilmektedir. Bu nedenler doğru cevap A seçeneğidir.

Risk yönetimi uygulamalarının geçmişe dair kayıtları silmek gibi bir gereksinimi yoktur. Bu nedenle doğru cevap B seçeneğidir.

Seçeneklerin hepsi riskten korunma yöntemidir. Ancak C seçeneğindeki madde dışsal riskten korunma yöntemlerinden biridir.

Seçeneklerin hepsi riskten korunma yöntemlerini içermektedir. Ancak D seçeneğindeki yanıt içsel riskten korunma yöntemlerinden biridir.

Maliyetlerin düşürülmesi ile ilgilenmek kurumsal risk yönetiminin esas içeriği ile ilgili bir uygulama değildir.

Söz konusu eylem, kurumsal risk yönetimi sürecinin son aşaması olan "izleme" öğesine ait bir faaliyettir.

Soruda geçen kavramlar yönetim ile ilgili riskleri ifade etmektedir.

Cevap seçeneklerinden sadece C şıkkındaki eylem, kurumsal risk yönetimindeki olgunluk seviyelerinden birinci düzeye uygun bir eylemdir.

Söz konusu davranış üçüncü olgunluk seviyesindeki kurumlara uygun bir eylemdir.

Kurumsal risk yönetimi birbirinden farklı fakat birbiriyle örtüşen kategorilerle hedeflere ulaşmayı sağlamaktadır.

Aslında risk yönetiminden son yıllarda daha çok söz edilmesine rağmen risk yönetiminin elemanları olan risk tanımlaması, risk değerlendirmesi, risk kontrolü ve risk finansmanı insanoğlunun kendisi kadar eskiye dayanan konulardır. İnsanoğlu çok eskiden beri kendisine zarar veren, ailesine ve mal varlığını tehdit eden tehlikeleri değerlendirmek ve tanımlamak için çabalamıştır. Dolayısıyla risk yönetiminin pratikte uygulanması çok da yeni değildir.

Günümüzde karmaşık bir hal alan iş yaşamı ve buna bağlı olarak zincirleme birçok karmaşık bağlantılar sonucunda organize bir risk yönetimine olan gereksinim ise kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Dünyada teknolojik, ekonomik, politik ve benzeri alanlarda köklü değişimler yaşanmaktadır. Rekabet koşulları hızla değişmekte ve bu değişim ise, geleceğe ilişkin kararlarda belirsizliği artırmaktadır. Buna bağlı olarak belirsizlik ortamında bir sonucun ya da geleceğin öngörülebilmesi, üzerinde durulması gereken en önemli alanlardan biri haline gelmiştir.

Risk yönetiminin sadece riskin kontrol edilmesi veya azaltılması olarak görülmemesi gerekir. Çünkü bütün kurumlar, hatta bireyler risk almakta ve bu risklerden bir getiri beklemektedir. Burada en doğru kararların verilip verilmediğinin, alınan riskler karşılığında yeterli getirinin elde edilip edilemediğinin ve buna ayrılan kaynakları ayırmaya değip değmediğinin bir şekilde ölçülmesi gereklidir. Zaten risk yönetiminin felsefesi; riski azaltmak veya gidermek değil, riski yöneterek getiriyi ve sermayeyi optimum düzeyde kullanmaktır. Belirli bir sermaye ayırarak risk üstlenilir ve getiri de aynı sermaye ile elde edilmeye çalışılır. İşte risk yönetimi aradaki dengeyi gözeten bir yönetim anlayışıdır.

• Tespit: Kurumun stratejik ve operasyonel hedeflerinin analizini takiben temel risklerin tespiti, tehlikelerin belirlenmesi aşamasıdır. Belirsizlik tanımlanır, çözümlenir ve tepki verme süresi gözden geçirilir.
• Tahlil: Orta ve üst kademe yönetiminin katılımı ile workshop’lar, olasılık-etki analizleri ve anketler uygulayarak risklerin tahlili ve önceliklendirilmesi aşamasıdır. Tehlikelerden kaynaklanan riskler değerlendirilir ve risk derecesi ya da büyüklüğü sayısallaştırılır ve kabul edilebilir risk düzeyi, eşik değer ya da risk toleransı belirlenir.
• Tedbir: Mevcut risk yönetimi seviyesinin belirlenmesi ve gerekirse yeni risk karşılama stratejilerinin oluşturulması aşamasıdır. Risklerin önlenmesi veya en düşük seviyelere düşürülmesi için gerekli kontrol tedbirler alınır, fırsatlar ortaya çıkarılır ve tehditlerin etkisi azaltılır.
• Takip: Risk politikaları ve prensipleri de dahil olmak üzere şeffaf ve güvenilir risk yönetim yapısının uygulanması suretiyle risk karşılama etkinliğinin periyodik ve sistematik takibi aşamasıdır. Alınan tedbirlerin etkinliği izlenir ve sürekli hale getirilir.

Risk yönetimi, belirsizlikleri ve belirsizliğin yaratacağı olumsuz etkileri daha kabul edilebilir bir düzeye indirgemeyi sağlayan disiplin ve problemlerin oluşmadan önlenmesini sağlayan proaktif bir yaklaşımdır. Risk yönetimi, riskleri değerlendirerek, etkisini en aza indirgeyecek süreçlerin tanımlanması ve bu süreçlerin etkililiğinin izlenmesi, sürekli iyileştirilmesi şeklinde yürütülür. Bunun için ise risk yönetim sisteminin oluşturulması, analizi ve denetimi için sorumlu kişi veya birimler oluşturulur.

Futures Sözleşmeleri: Belli nitelikteki ve miktardaki bir malın, menkul kıymetin, anlaşmanın yapıldığı tarihte belirlenen fiyattan gelecekte belirlenen tarihte teslimini öngören yasal düzenlemelere futures sözleşmeleri denir. Futures sözleşmeleri organize borsalarda işlem gören ve alıcı tarafı döviz, faiz, mal gibi belirli bir finansal varlığı belirli bir tarihte, sözleşmenin yapıldığı tarihte belirlenen fiyattan satın almaya mecbur tutan standart sözleşmelerdir.

Kurumun faaliyet gösterdiği ortam veya kurumun kontrolü altında olmayan harici etkenlerle ile ilgili risklerdir. Örneğin; rekabet, yasalar ve düzenlemeler, hissedar ilişkileri, jeopolitik, ekonomik koşullar/endüstriyel eğilimler, terörizm, savaş, iklim ve toplumsal düzensizlik.

Etkili risk yönetimi, en üst seviyeden başlatıldığı takdirde mümkündür. Risk yönetiminin kurum içindeki organizasyonu, hesap verebilirlik ilkesi uyarınca doğrudan yönetim kuruluna bağlı olacak şekilde yapılandırılmalıdır. En üst düzey yönetici nihai sorumludur ve sahipliği kabul etmelidir. Diğer yöneticiler risk yönetimi felsefesini desteklerler, risk iştahı ile uyumu ilerletirler ve sorumluluk kürelerindeki riskleri risk toleransları ile uyumlu olarak yönetirler. Diğer personel de kurumsal risk yönetiminin talimatlar ve protokollerle uyumlu yürütülmesinden sorumludur. Yönetim kurulu, kurumsal risk yönetiminde önemli bir gözetim rolü üstlenir.

İç denetim yöneticisinin görevi; kurumun genel risk yönetim sürecine bütünsel bir yaklaşım getirerek, yönetimin, kurumun risk/ödül tablosunu hem var olan değerleri koruyacak, hem de yeni değerler yaratacak şekilde dengede tutup tutamadığının belirlenmesini sağlamaktır. Ayrıca kurum bünyesinde aralarında düzenleme ve sözleşme uyumluluğu, rekabet, çevresel, güvenlik, gizlilik, iş sürekliliği, strateji ve yürütme, raporlama ve operasyonel risklerin de bulunduğu farklı risk türleri için ortak bir anlayış geliştirilmesine yardımcı olur.

Birinci olgunluk seviyesi, temel uygulamaları kapsamaktadır. Bu seviyede risk yönetimi sadece maddi kayıpların önlenmesine odaklanmaktadır. KRY ikinci olgunluk seviyesi, genel uygulamaları kapsamaktadır. Bu seviyede risk yönetimi faaliyetleri kurum içinde birim bazında ve birime özel alanlarda gerçekleştirilir. Bu sayede kurum içinde risk yönetimi anlaşılırlığı sağlanmaya başlanmış ve olay bazlı bilgi akışı elde edilmiştir. Üçüncü olgunluk seviyesinde bulunan organizasyonlar, KRY uygulamalarında bugünün en iyi uygulamalarını gerçekleştirmektedirler. Yönetim kadrosunda risk yönetimi sahiplenilmiş ve KRY’ye kurum genelinde yaklaşım sağlanmıştır. Dördüncü ve en üst olgunluk seviyesi ise gelecekteki en iyi uygulamalardır. Bu olgunluk seviyesi, dünya çapında sınırlı organizasyonlarca uygulanabilmekte olan karmaşık risk yönetimini kapsamaktadır.