aofsorular.com
SOS302U

Manuel Castells: Enformasyon Çağı ve Ağ Toplumu Teorisi

5. Ünite 20 Soru
S

Castells’e göre, postmodern topluma temel özelliğini veren şey nedir?

Castells’e göre, postmodern topluma temel özelliğini veren bilgi teknolojisi, internet ve dünyayı saran bilişim ağlarıdır. Bu gelişme başlangıçta sisteme yönelik bir tehdit olarak algılanmasına rağmen kısa sürede Batı kapitalizminin yeniden yapılanmasını ve canlanmasını sağlayarak dünya ölçeğinde küresel ağların kurulmasına yol açmıştır

S

Manuel Castells Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür (2008) adlı eserinde neyi ele almıştır?

Manuel Castells Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür (2008) adlı eserinde kapitalist dönüşümü, sanayileşmecilik ve devletçiliğin krizini, enformasyonel ekonominin doğuşunu, “ağ toplumu”nun oluşması olarak ortaya koymaktadır.

S

Ağ toplumu kavramı nedir?

Ağ toplumu; ağlar oluşturma mantığı etrafında merkezsiz, hiyerarşi içermeyen, yatay ilişkilerin hâkim olduğu bir toplumsal örgütlenme biçimidir.

S

Castells’e göre ağ toplumu hangi süreçlerin sonucunda meydana gelmiştir?

Castells’e göre ağ toplumu, 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında üç bağımsız sürecin birlikte oluşmasıyla meydana gelmiştir. Birincisi, enformasyon teknoloji devrimi; ikincisi, kapitalizmin de devletçiliğin de ekonomik krize girmesi ve peşinden yapılanmaları; üçüncüsü, liberteryanizm, insan hakları, feminizm ve çevrecilik gibi kültürel ve toplumsal hareketlerin yeşermesidir 

S

Castells'e göre ağ toplumunu oluşturan enformasyon teknoloji devrimi nasıl ortaya çıkmıştır?

İlk olarak, enformasyon teknolojisi devriminin temelinde mikro elektronik ve genetik mühendisliği vardır. Mikro-elektronik devrim “Mikroçipi, bilgisayarları, telekomünikasyonu ve onların ağlarını içerir. Bu teknolojiler bilgi işleme kapasitesinde; sadece bilgi hacminde değil, işlemlerin karmaşıklığında ve işlem hızında da olağan üstü bir artış sağlarlar. Teknolojiler belirli bir teknoloji paradigması etrafında örgütlenirler. Enformasyon toplumunun temelindeki teknoloji paradigması “Bilgi işlem teknolojileri kümesi çerçevesinde merkezlenmiş olan bilgi işlem teknolojisi devrimi etrafında başlatılan yeni bir teknoloji paradigmasıdır.” (Castells, 2007b: 148). Buna göre ağ toplumunun temelinde de bu teknoloji paradigması ve bilgi işlem teknolojileri esasına dayanan ağlar oluşturma mantığı vardır.

S

Castells’e göre, endüstriyel kalkınma ve devletçilik arasına sıkışmış Refah Devleti uygulamaları yerini serbest piyasanın egemen olacağı bir toplumsal düzene bırakmasının sonuçları nasıl ele alınmıştır?

1970’lerde devletçiliğin krizi, yeni gelişen enformasyon teknolojilerine devletin bürokratik mantığının uyarlanamaması ve kapitalizmin bilgisel üretkenlik, özelleştirme, devletin denetimini kaldırma, küreselleşme ve ağlar oluşturma aracılığı ile ağ toplumunun temelini oluşturmasıdır. Sermayenin toplumsal alanda, zamansal-mekânsal düzlemde akışkanlığını sağlayan küreselleşme 1970’lerden beri enformasyonel ekonomilerin gelişmesi ve endüstriyel krizle beraber ortaya çıkmıştır. Endüstriyel toplum maddi malların üretimine ve dolaşımına yönelik hukuksal, siyasal örgütlenme olarak ulus devletleri modernleşmenin temel koşulu olarak inşa etmiştir. Devlet eliyle kalkınma bunun en önemli göstergesidir. Küreselleşme bu anlamıyla ulusların (devletlerin) hâkimiyet alanını dönüştürmekte ve ortadan kaldırma eğilimindedir. Dolayısıyla, endüstriyelleşme ve modernleşme arasındaki temel tarihsel birliktelik küreselleşme ve enformasyonel toplumla birlikte ortadan kalkmaktadır. Endüstriyel toplum ve ona ait kurumsal yapılar, kültürel kimlikler, ulus devlet, ataerkillik, çalışma ilişkileri, kentler ve bürokratik yapı iktisadi alanın dönüşümü ve enformasyonel paradigma içerisinde anlamlarını yitirmektedir

S

Castells’e göre feminist hareketlerin günümüz toplumlarında doğmasına sebep olan dört özgül neden nelerdir?

1. Eğitim fırsatlarının kadınlara açılması ve işgücü piyasasının dönüşümü. 2. Biyoloji, farmakoloji ve tıpta, insan türünün çoğalmasıyla ilgili denetimi sağlayan teknolojilerin gelişmesi. 3. 1960’lardaki toplumsal hareketler içerisinde kadınların cinsiyetçiliğe maruz kalması. 4. Küreselleşmiş bir toplumda kültürel dönüşümlerin hızla yayılması ve gezegenin büyük bir bölümünde kadınların seslerinin bir üst doku oluşturmasıdır

S

Castells’e göre enformasyonel toplumda temelde çalışma  nasıl bir değişime uğramıştır?

Castells’e göre enformasyonel toplumda temelde çalışma ortadan kalkmamıştır, ortadan kalkan endüstriyel topluma ilişkin emek süreçleri ve iş biçimleridir.

S

Castells'e göre Enformasyonel teknolojilere dayanan ekonomik ve toplumsal örgütlenme biçimi, toplumların parçalanmasında nasıl bir rol oynar?

Enformasyonel teknolojilere dayanan ekonomik ve toplumsal örgütlenme biçimi yönetimin merkezsizleşmesini, çalışmanın bireyselleşmesini, piyasaların siparişe bağlanmasını, böylece çalışmanın parçalanmasını, toplumların parçalanmasını beraberinde getiriyor. Yarı-zamanlı üretim yöntemlerinin ortaya çıkması, işlerin sözleşmeli olarak başka bir iş koluna devredilmesi (taşeronlaştırma), başka bir şirkete devredilmesi, danışmanlık, şirketin çapının küçültülmesi ve sipariş üzerine iş yapma gibi yaygın pratikler de gelişmektedir

S

Castells’e göre enformasyon toplumunda esnek çalışma ilişkilerinin yaygınlık kazanmasında belirleyici olan dört unsur nelerdir?

1. “Çalışma süresi: Esnek çalışma, tam zamanlı bir işte haftada 35-40 saat çalışma anlamına gelen geleneksel çalışma biçimiyle sınırlı değildir.

2. İş güvencesi: Esnek çalışma, göreve odaklılık ve gelecekte istihdam edilme yönünde bir güvence sağlamaz.

3. Yer: Çalışanların çoğu düzenli bir biçimde şirketlerinde çalışsa da giderek evde, hareket hâlinde veya çalıştığı şirketin sözleşmeli olarak iş yaptığı başka şirkette çalışır.

4. İş verenle çalışan arasındaki toplumsal sözleşme: Geleneksel sözleşme iş verenin çalışanın tanımlanmış haklarına, tazminat, eğitim, sosyal güvenlik ve iş güvencesine dayanmaktaydı. Enformasyonel toplumda ise çalışanın şirkete sadık olması, işine razı olması, fazla mesai yapması beklenir.

S

Castells’e göre küresel çapta işgücünü birbirine bağımlı kılan üç ana mekanizma nedir?

1. Çokuluslu şirketlerde ve onlara bağlı sınırları aşan ağlarda küresel istihdam.

2. Kuzeyde ve güneyde uluslararası ticaretin istihdam ve çalışma koşullarına etkisi.

3. Küresel rekabetin ve ülkelerin işgüçlerinin yeni esnek yönetim biçimi

S

Castells'e göre Uzamsal (mekânsal) yayılma ile küresel bütünleşmenin bir araya gelmesi kentler üzerinde nasıl bir oynamaktadır?

Uzamsal (mekânsal) yayılma ile küresel bütünleşmenin bir araya gelmesi, büyük kentlere yeni yeni bir stratejik rol biçmiştir. Uluslararası ticaret ve bankacılık merkezleri olarak uzun bir geçmişin ötesinde, bu kentlerin artık dört yeni işlevi vardır: Öncelikle dünya ekonomisinin örgütlenmesiyle hayli yoğunlaşmış komuta merkezleri hâline gelmişlerdir; ikincisi, finans ve uzmanlık gerektiren hizmetler şirketlerinin kilit yerleşimleri olmuşlardır; üçüncüsü önde gelen sektörlerde yeniliklerin üretimi de dâhil üretim merkezleridir; dördüncüsü üretilen ürünler ve hizmetlerin piyasalarıdırlar

S

Kentlerin dönüşümü Ağ toplumunda nasıl bir rol oynamaktadır?

Ağ toplumunda kentler değişim özellikleriyle ileri hizmet üretiminin ve tüketiminin geliştiği mekânlardır. Dolayısıyla enformasyonel toplumlarda sermaye, emek, bilgi akışları, küreselleşme sürecinin etkisiyle birlikte kentleri büyük bir dönüşümün parçaları hâline getirmektedir.

S

Castells'e göre kimliğin inşasının farklı şekilde karşımıza çıktığı üç yönü nedir?

1. Meşrulaştırıcı kimlik: Toplumun egemen kurumları tarafından toplumsal aktörler karşısında egemenliklerini genişletmek ve akılcılaştırmak için inşa edilirler. Milliyetçilikler bu kimlik modeline örnek gösterilebilir. 2. Direniş kimliği: Hâkim olanın mantığı tarafından değersiz görülen ve damgalanan konumlarda bulunan aktörler tarafından geliştirilir. Etnik temellere dayalı milliyetçilikler, cemaatler bu bağlamda düşünülebilir. 3. Proje Kimliği: Toplumsal aktörlerin kendilerine sunulan kültürel malzeme temelinde toplumdaki konumlarını yeniden tanımlayan yeni bir kimlik inşa etmeleri sürecidir. Feminist hareketler bu kimlik modeline uygun olacaktır

S

Castells’e göre, enformasyon ekonomisinde aile nasıl bir rol oynar*

Castells’e göre, enformasyon ekonomisinde, endüstriyel toplumlardakine benzer ataerkil ilişki biçimleri üretim sürecinin değişmesi oranında değişmektedir. Küresel ekonominin ve çalışma ilişkilerinin dönüşümü kadının toplumsal rolünü arttırmıştır.

S

Castells’e göre, enformasyon ekonomisinde kadınların işgücü ile olan ilişkisi neden kaynaklanır?

Kadınların işgücüne katılımı “Ekonominin enformasyonelleşmesinden, ağlar oluşturmasından ve küreselleşmesinden; diğer yandan verimliliği, yönetim denetimini ve kârı arttırmak için işgücü piyasasının cinsiyete dayalı olarak bölünmesinden kaynaklanır.

S

Castells’e göre, enformasyon ekonomisinde aile yapısının değişmesinin temel nedenleri nelerdir?

Castells’e göre, enformasyon ekonomisinde aile yapısının değişmesinin temel nedenleri

1. Enformasyonel, küresel bir toplumun yükselişi.

2. İnsan türünün çoğalmasıyla ilgili teknolojik değişiklik (doğum kontrol, suni döllenme).

3. Feminist hareketin isyanı.

4. Kadınların ücretli işlerde çalışması etkili olmuştur

S

Castells’e göre  fundamentalizm ne anlama gelmektedir?

Castells’e göre  fundamentalizm “Kişisel davranışın ve toplumun kurumlarının, Tanrının hukukundan kaynaklanan, Tanrı ile insanlık arasında aracılık eden belli bir otorite tarafından yorumlanan kurallarla tanımlanması çerçevesinde gerçekleşen kolektif kimlik inşasıdır.

S

Castells' göre cemaatçiliğin toplumsal bir kimlik inşa etmesinde etkili olan faktör nedir?

Cemaatçiliğin toplumsal bir kimlik inşa etmesinde bu denli etkili olan şey, ağ toplumunda küreselleşmeyle, radikal bireycilikle silinip gitmeye bir karşı olma hâli içerisinde direniş kimlikleri oluşturabilmeleridir

S

Castells’e göre, kapitalizm, ulus devlet anlayışını nasıl etkilemiştir?

Castells’e  göre, kapitalizm, devlete enformasyonel ekonominin gelişimi karşısında giderek daha az bağımlılık duyarken, bilgiyi uzak alanlara iletecek yaygın bir enformasyonel sistemin işleyişine ise daha çok bağımlı hâle gelmektedir. Bu durum endüstri toplumundan enformasyonel topluma geçiş sürecinde ulus devleti dönüşüme zorlamıştır. Buna göre küreselleşme süreciyle birlikte ulus devletler egemenliklerini yitirmeye başlamıştır. Sermaye, mal, hizmetler, iletişim, teknoloji, enformasyon akışları devletin toplumsal alan üzerindeki kontrol yeteneğini ortadan kaldırma eğilimi taşımaktadır