SOSYAL SORUNLAR - Deneme Sınavı - 19

Bir diğer deyişle, Rawls’un önerisinde, bireylerin ana sosyal metaları sahipliğinin sosyal adaletin sağlanmasında temel unsur olarak görüldüğü bir sosyal adalet anlayışı hakimdir. Hâlbuki, farklı birçok özelliğe sahip olan birey aynı sosyal
metaya sahip olsalar dahi, onların farklı özellikleri bu sosyal metadan aynı oranda fayda sağlamalarını engelleyebilir.

Sorunun doğru yanıtı E şıkkıdır. Faydacı sosyal adalet yaklaşımının temelinde toplam
mutluluk ilkesi yer alır.

Sorunun doğru yanıtı C şıkkıdır. Sosyal adaletin ne olduğuna ilişkin tartışmada Hume ile birlikte ilk defa “ahlaki sorumluluk” ilkesinin dâhil edildiğini ifade edebiliriz.

Sorunun doğru yanıtı B şıkkıdır. Liberteryen adalet anlayışında, değere sahip olmanın
adaletini, o değerin ortaya çıkması için ortaya konulan emek belirlemektedir.

Sorunun doğru yanıtı E şıkkıdır. Kültürel birikim, Rawls'ın tanımladığı ana sosyal metalardan biri değildir.

Sorunun doğru yanıtı A şıkkıdır. Ana sosyal metaların toplumda nasıl dağıtılacağı Rawls’un “hakkaniyet olarak adalet” olarak bilinen teorisinde önemli bir yere sahiptir.

Sorunun doğru yanıtı C şıkkıdır. Faydacı sosyal adalet yaklaşımı, tek tek bireylerin mutluluk ya da refahlarıyla ilgili olmaktan daha ziyade toplamın mutluluğu ile ilgili olan bir bakış açısıdır.

Sorunun doğru yanıtı D şıkkıdır. Liberteryen adalet fikri üzerine ilk belirtilmesi gereken, bu adalet fikrinin sosyal adalet uygulamalarını reddettiği çünkü adaletin sosyal yani toplumcu bir boyutu olmayacağı, onun birey hak ve özgürlükleriyle ilgili olduğudur.

Slovenya’da bir bireyin doğumunda beklenen ortalama yaşam süresi 80,8 yıl ile Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir bireyden yaklaşık 1,5 yıl daha uzundur

Bu bakış açılarını sunan filozoflar arasında ekonomi biliminin klasikleri arasında gösterilen Adam Smith, Karl Marx, John Stuart Mill ve Thomas Malthus gibi isimlerin yanında,

1998 yılı Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan Amartya Sen’in,

1998 yılı Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan Amartya Sen’in, Dünya Bankası verilerine dayanarak aşağıdaki tabloda sunduğu karşılaştırması önemli çağdaş kalkınma literatüründe bir klasik olarak düşünülmektedir. Çin, Hindistan, Sri Lanka, Brezilya ve Meksika’nın oluşturduğu beş kalkınmakta olan ülkede 1983 ve 1984 yıllarındaki kişi başı toplam yıllık ekonomik gelirlerini ve bireylerin yaşam standardına ilişkin kimi değişkenleri içeren bu tablo şu şekilde:

1998 yılı Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan Amartya Sen’in, Dünya Bankası verilerine dayanarak aşağıdaki tabloda sunduğu karşılaştırması önemli çağdaş kalkınma literatüründe bir klasik olarak düşünülmektedir. Çin, Hindistan, Sri Lanka, Brezilya ve Meksika’nın oluşturduğu beş kalkınmakta olan ülkede 1983 ve 1984 yıllarındaki kişi başı toplam yıllık ekonomik gelirlerini ve bireylerin yaşam standardına ilişkin kimi değişkenleri içeren bu tablo şu şekilde

Tablo 3.1 Karşılaştırmalı Gelir ve Yaşam Standardı (Çin, Hindistan, Sri Lanka, Brezilya ve Meksika)

Değişken

Ülke

Dolar Olarak Kişi Başı Gelir

Yıl Olarak Ortalama Yaşam Süresi

Her 1000 Çocukta Ölen Çocuk Sayısı

Yüzde Olarak Yetişkin Okur- Yazarlık Oranı

Yüzde Olarak Yüksek Okul Mezuniyet Oranı

Hindistan

260

55

94

36

8

Çin

310

67

67

69

1

1998 yılı Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan Amartya Sen’in, Dünya Bankası verilerine dayanarak aşağıdaki tabloda sunduğu karşılaştırması önemli çağdaş kalkınma literatüründe bir klasik olarak düşünülmektedir. Çin, Hindistan, Sri Lanka, Brezilya ve Meksika’nın oluşturduğu beş kalkınmakta olan ülkede 1983 ve 1984 yıllarındaki kişi başı toplam yıllık ekonomik gelirlerini ve bireylerin yaşam standardına ilişkin kimi değişkenleri içeren bu tablo şu şekilde:

Tablo 3.1 Karşılaştırmalı Gelir ve Yaşam Standardı (Çin, Hindistan, Sri Lanka, Brezilya ve Meksika)

Değişken

Ülke

Dolar Olarak Kişi Başı Gelir

Yıl Olarak Ortalama Yaşam Süresi

Her 1000 Çocukta Ölen Çocuk Sayısı

Yüzde Olarak Yetişkin Okur- Yazarlık Oranı

Yüzde Olarak Yüksek Okul Mezuniyet Oranı

Hindistan

260

55

94

36

8

Çin

310

67

67

69

1

Hindistan 15 yıllık bir ekonomik büyüme patlaması tecrübe ettiği hâlde 1998-1999 yıllarında üç yaşın altındaki çocukların yüzde 47 gibi oldukça yüksek oranı yetersiz beslenme yoksulluğunu tecrübe etmekteydi. Bu

Sen’e göre bireyler hangi yapabilirliklerin kendileri için değerli olduğunu kendileri tanımlama özgürlüğüne sahip olmalıdırlar.

Martin Rein’in şu sözlerini hatırlatarak başlar: “Hiçbir insanın, yaşadığı toplumu gücendirecek ya da ona zarar verecek kadar yoksullaşmasına izin verilmemeli”

Henry Mayhew’in, 1840 ve 1860 yılları arasında Londra’nın gecekondu bölgelerinde yaptığı araştırmalar sonrasında ifade ettiği görüşler yoksulluğa dönük genetikçi açıklamaların ilk örneklerinden birisi olarak görülebilir.