Gruplar Arası İlişkiler
Guruplar arası davranış ne demektir?
Gruplar Arası Davranış, insanların kendilerini ve diğerlerini ayrı sosyal grupların üyeleri olarak görmelerini sağlayan herhangi bir algı, biliş ya da davranıştır.
Üst düzey hedefler ne demektir?
Üst Düzey Hedefler, gruplar arası bağlamda her bir grubun tek başına ulaşama-yacağı, sadece gruplar arası iş birliği ile ulaşılabilecek türden hedeflerdir.
Gerçekçi Çatışma Kuramı ne demektir?
Gerçekçi Çatışma Kuramı, gruplar arasındaki çatışmanın gerçek çıkar çatışmalarından kaynaklandığını ileri süren yaklaşımdır.
Asgari grup paradigması ne demektir?
Bu noktadan hareket eden bir grup sosyal psikolog, “Bir araya gelen bireylerin ait oldukları grubu kayırmaları ve diğer grupla rekabet etmeleri için psikolojik düzeyde gerekli ve yeterli koşullar nelerdir? sorusunu sormuşlardır. Sosyal psikolojide asgari grup paradigması adı verilen deneysel çalışmalar, bu soruya yanıt verebilmek için gerçekleştirilmiştir. 1971’de başlayan bu deneyleri gerçek- leştirenlerin temel düşüncesi, gruplar arası ayrımcılığın ortaya çıkması için gereken asgari koşulları yaratmak ve bundan sonra bu koşullar üzerine ne gibi etmenler eklendiğinde kendi grubunu kayırma olgusunun ortaya çıkacağını görmekti.
Sosyal Kategorizasyon ne demektir?
Sosyal Kategorizasyon, sosyal dünyanın belirli özellikler (cinsiyet, yaş, ırk,din, milliyet vb.) temelinde gruplara bölünmesidir. Diğer bir deyişle, sosyal kategorizasyon, yani deneklerin kendilerini “biz” ve karşıt grubu “onlar” biçiminde ayırması, gruplar arası davranışı yaratmaktadır.
Sosyal Kimlik Kuramı ne demektir?
Sosyal Kimlik Kuramı, sosyal değişmeye aracılık eden psikolojik süreçleri sosyal kimlik kavramı çerçevesinde işe koşan bir gruplar arası ilişkiler kuramıdır. Sosyal kimlik, “bireyin, ilgili grubun üyeliğine duygusal bir önem ve değer atfının eşlik ettiği, belirli sosyal gruplara ait olma bilgisi” (Tajfel, 1978, s.63) olarak tanımlan-mıştır.
Sosyal kimlik ne demektir?
Sosyal Kimlik, bireyin bir gruba aidiyeti ile elde edilen kimliktir; bireyin kim olduğunu ve o grup üyeliğinin birey için ne anlam taşıdığını ifade eder. Sosyal kimlik yaklaşımına göre, bireyler olumlu sosyal kimlikler edinmek ya da varolanı koruyabilmek yönünde güdülenmektedirler.
Sosyal Karşılaştırma ne demektir?
Sosyal Karşılaştırma, kişi ya da kişilerin kendi gruplarını çeşitli değerlendirme boyutları (doğruluk ve dürüstlük, çalışkanlık ve tembellik, zenginlik ve yoksul- luk, vatanseverlik ve vatansever olmama vb.) üzerine diğer gruplarla kıyaslama-sıdır. Sosyal karşılaştırma, tek taraflı değil karşılıklı işleyen bir süreçtir. Yani, söz konusu süreçte her bir grup, kendi grubunu, karşılaştırma boyutunun olumlu ucunda değerlendirmekte ve diğer grubu olumsuz uçta görme eğilimindedir.
Sosyal Değişme ne demektir?
Sosyal Değişme, sosyal kimlik kuramı bağlamında, alt statüdeki grubun kolektif biçimde üst statüye geçmesini ifade eder. Ancak, sosyal kimlik kuramı asıl olarak gruplar arası davranışı analiz ederek sosyal değişme sürecinin sosyal psikolojik düzeyde anlaşılmasına katkı yapmak üzere geliştirilmiştir.
Sosyal Hareketlilik ne demektir?
Sosyal Hareketlilik, sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grup üyelerinin kolektif olarak değil kişisel olarak üst statülü gruba geçişlerini ifade eder.
Sosyal kimlik kuramına göre, bu durumda olan insanların, yani statülerini yükseltmek isteyen grup üyeleri için iki temel strateji vardır:
• Birisi, düşük statülü gruptan ayrılarak yüksek statülü gruba bireysel geçiş
olanağının aranması. Bu, aşağıdan yukarı bireysel hareketlilik ya da sosyal
hareketlilik stratejisidir.
• Düşük statülü grubun göreli statüsünü grup olarak yükseltmeye çalışmasını içeren grup hareketliliği ya da Tajfel’in deyimiyle sosyal değişme stratejisidir (Tajfel, 1978).
Sosyal Yaratıcılık ne demektir?
Sosyal Yaratıcılık, sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grup üyelerinin statükoyu değiştiremedikleri durumda, olumsuz olan sosyal kimliklerini olumluya çevirmek için bulduğu yolları ifade eder. Üç sosyal yaratıcılık stratejisinden söz edilebilir:
- Düşük statülü grup, gruplar arası karşılaştırmada kendi lehine olacak yeni karşılaştırma boyutu bulur.
- Daha önceden olumsuz olarak algılanan iç grup özelliklerine bu kez olumlu anlamlar yükleme girişimlerinde bulunma diğer bir stratejidir.
- Son bir strateji, grubun kendini daha alt statüdeki gruplarla karşılaştırarak olumlu sosyal kimliğe ulaşmasıdır.
Gruplar Arası Rekabet ne demektir?
Gruplar Arası Rekabet, sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grupların statükoyu değiştirmek üzere üst statüdeki grup ya da gruplarla direkt olarak çatışmaya girmesini ifade eder.
Eğer statüko gayrimeşru, istikrarsız ve güvenliksiz olarak algılanırsa ve kurulu düzenin yerine bir başka düzen getirilebileceğine ilişkin bir inanç varsa direkt olarak statüsü yüksek grup ya da gruplarla çatışmaya girilir, yani gruplar arası rekabet başlar.
Propaganda ve eğitim kavramlarını nasıl tanımlarsınız?
İnsanların önyargılı olmamaları konusunda hazırlanan resmî uyarılar, birtakım mutlak ahlak standartlarına uymaktadır. Bu tür propaganda mesajlarının en azından bu ahlaki standartlara duyarlı olanlar için etkili olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu tür uyarıların kamusal yerlere asılması belki aşırı biçimlerde ayrımcılık yapılmasını önlüyor da olabilir; zira bunlar sosyal bir ortamda ayrımcılığın alenen onaylanmayacağının da ilanıdır.
Önyargı bilgisizlikten kaynaklandığı için, eğitimin, özellikle de çocukların formel eğitiminin bağnazlığı azaltabileceği düşünülmektedir. Böyle bir eğitim, ayrımcı lığın ahlaki yönlerinin ya da farklı gruplar hakkındaki gerçeklerin öğretilmesiyle gerçekleştirilebilir. Eğitimde izlenecek diğer bir strateji, öğrencilerin bir önyargı nın kurbanı olmalarına izin vermek olabilir.
Gruplar arası temas ne demektir?
Sürekli bir biçimde gruplar arası temasın yokluğu ve dış gruptan gerçek kişilerle karşılaşma fırsatının çok az olması anlamına gelmektedir. Grupların birbirlerinden eğitim, iş, kültür vs. farklılıkları sayesinde ayrı tutulmasının yanı sıra, birbirlerine yönelik duydukları korku ve kaygıdan dolayı da uzak durdukları araştırmalarla gösterilmiştir.
Temas konusunda çeşitli denenceler geliştirilmiş olmakla birlikte, genel olarak temas denencesi, düşman grupların birbirleri hakkında gerçekçi olmayan bir şekilde olumsuz beklentiler oluşturmaları ve birbirleriyle temastan kaçınmaları
fikrine dayanmaktadır.
Benzerlik kavramını nasıl tanımlarsınız?
Grupların birbirlerine yönelik önyargılarının, bilgisizlikten ve gruplar arasındaki farklılıkların uzlaşmaz farklılıklar olarak algılanmasından kaynaklandığına inanılmaktadır. Dolayısıyla temasla birlikte, grupların birbirlerini gerçekte düşündüklerinden daha benzer görecekleri ve böylece birbirlerini sevmeye başlayacakları varsayılmaktadır. Ancak bu bakış açısı ile ilgili problemlerin olduğu ileri sürülür.
• Gruplar çoğunlukla gerçekten de birbirlerinden çok farklıdır, dolayısıyla temas bu farklılıkları daha çok gün ışığına çıkaracaktır ve aradaki hoşlanmayı daha da azaltacak ve gruplar arası tutumları kötüleştirecektir.
• Gruplar gerçekte son derece farklı olduklarından, onların benzer olduğuna dair fikirler ileri sürmek yanlıştır. Bu, yanlış bir şekilde olumlu beklenti yaratacak ve daha sonra temas kurulduğunda bu beklentiler yıkılacaktır.
Çok Kültürlü Bağlamda Temas Politikası ne demektir?
İlk bakışta, etnik gruplar arasındaki ilişkilere ayrım yapmadan ve önyargısız yaklaşmanın en iyi yolunun, tarafların farklılıklarını tamamen göz ardı etmek olduğu düşünülebilir. Böylece, tüm taraflara eşit bir statü verilmiş olacaktır. Ancak böyle bir yaklaşımda karşılaşılabilecek üç problem olduğu belirtilmektedir:
• Bu yaklaşım, ayrımcılığın belirli grupların dezavantajlı bir durumda olmasına yol açtığı gerçeğini inkâr eder. Bu durum düzeltilmezse dezavantajlı grubun mağduriyeti devam edecektir. Kıbrıs’a AB’ye girmeden önce ekonomik yardım yapılarak durumunun Güney’le eşit düzeye getirilmesi buna örnek olarak gösterilebilir.
• Bu yaklaşım etnik-kültürel farklılıklar olduğu gerçeğini reddeder.
• İlk bakışta bütün grupları aynı potada eritiyormuş gibi görünen bu yaklaşımdaki eritme potası, gerçekte bir eritme potası değildir. Zira olsa olsa böyle bir potada azınlıkların baskın sosyal gruplar tarafından eritilmesinin söz konusu olabileceği ifade edilmektedir.
Üst Düzey Hedefler neler olabilir?
Üst düzey hedeflerin en etkili olanlarından biri, iki karşıt grubun ortak bir düşman tarafından tehdit edilmesidir. Ortak düşmana karşı birlikte direnme, kısa süreli de olsa aradaki gerginliği kaldıracaktır.
Üst düzey hedefler bazı durumlarda işe yaramayabilir. Eğer gruplar ortak hedefe ulaşmada başarısız olmuşlarsa bu durumun, gruplar arasındaki ilişkiyi iyileştirmekten çok kötüleştirdiği görülmüştür. Çünkü böyle bir başarısızlık durumunda, her bir grup başarısızlıktan diğer grubu (dışgrubu) sorumlu tutmaktadır. Ama eğer başarısızlık açık bir biçimde dış etmenlerle açıklanabi-liyorsa yine gruplar arasında ilişkide bir iyileşme beklenebilir.
Üst düzey hedeflerin işe yaramadığı diğer bir durum, gruplar arasında kurulan yoğun ve uzun süreli iş birliği ilişkileridir. İlk bakışta gruplar arası çatışmayı yok etmek için ideal gibi görünse de böyle bir durum kolayca geri tepebilir.
İletişim nasıl tanımlanır ve kaç şekilde verilmiştir?
İletişim, çatışma hâlindeki grupların, çatışmayı ortadan kaldırmak ve ilişkileri geliştirmek için başvuracakları bir yol, aralarındaki sorun hakkında direkt olarak iletişim kurmaktır. Bu iletişim üç şekilde olabilir: Pazarlık yapma, arabulucudan yararlanma ya da hakem yoluyla anlaşma.
Uzlaşma kavramını nasıl açıklarsınız?
Direkt iletişimin gruplar arası ilişkileri geliştirmesine karşın, bazen taraflar arasındaki gerginlik ve şüphe o kadar üst boyutlarda olabilir ki artık direkt iletişim imkânsız hâle gelir. Bu durumda, gruplar çoğu kez birbirlerini tehdit eder, birbirlerine baskı kurar ya da misilleme yaparlar. Bu davranışlar karşılıklı geliştiğinden, aradaki çatışma durmaksızın tırmanır. Bugün İsrail ve Filistin arasındaki çatışmada bu durum tüm çıplaklığı ile gözlenebilir. İsrail, Filistin topraklarına girip halk üzerinde baskı kurdukça karşılığını intihar bombacılarının eylemleriyle almaktadır. ABD’nin tarihinde “Vietnam Sendromu” olarak yerini almış Vietnam Savaşı da yine bu çerçevede açıklanabilir. ABD Vietnam’ı bombaladıkça Vietnam halkının direnişi artmıştır. Aslında bugün ABD’nin Irak’daki durumu da benzerdir.
Daha etkili bir strateji her iki tarafın da intikamcı değil uzlaşmacı davranması ve tarafların, uzlaşma arayışlarının sömürülmesini engelleyecek kadar güçlü olmasıdır. Bu yolla taraflar arasındaki gerilim azaltılabilir. Bunun en azından iki aşamada olabileceği belirtilmektedir: 1- Bir taraf uzlaşmacı niyetini ilan eder, atacağı küçük adımı açıkça ortaya koyar ve karşı taraftan da aynısını yapmasını ister.
2- Süreci başlatan taraf ilan ettiği adımı eksiksiz ve herkesin görebileceği şekilde atar. Artık o andan itibaren karşı taraf üzerinde, aynı davranışı göstermesi için büyük bir baskı oluşur.