SOSYAL MEDYA VE KURUMSAL İLETİŞİM

"Akdoğan (2015) ise kurumsal iletişimin hiyerarşik basamakların belirlenmesinde ve otoritenin sağlanmasında önemli rol oynadığını belirtmiştir."

Özdemirci’ye göre (2007:8) kurumsal iletişimin dört temel işlevi vardır.

Bunlardan ilki örgüt
içi ve dışı belirsizliklerin azalması adına doğru zamanda
bilgi sağlamaktır.

İkincisi, kurumun diğer
aktörlerin sahip olduğu tutum ve düşüncelerini
etkilemesini ve ikna etmesini sağlamaktır.

Üçüncüsü,
örgütsel yapı içindeki üstlerin astlarla iletişim
kurmalarını düzenlemektir.

Sonuncusu ise örgüt
kültürü çerçevesinde ve örgüt amaçları doğrultusunda
çalışanlara eş güdümlü davranış biçimleri
kazandırmaktır.

C ŞIKKI Akdoğan'a (2015) aittir.

Solmaz, kurumsal iletişimi oluşturan öğeleri

kurumsal felsefe,
kurumsal davranış,

kurumsal tasarım,

kurumsal imaj,

kurumsal kimlik,

kurumsal reklam,

kurumsal itibar,

kurumsal kültür olarak sıralamaktadır.

s: 5

kurum felsefesi, kurumun ana hatlarının
oluşturulmasında ve çalışanların davranışlarını biçimlendirmede önemli bir rol oynamaktadır.

Gürsoy’a göre (2019) yazılı iletişim araçla rı, belgeler, broşürler ve bültenler, şirket gazetesi,
afişler ve duyuru panoları, dilek kutuları şeklinde
örneklendirilebilir.

Şirket gazetesi ise genellikle kurum çalışanları
arasında bütünlük sağlamak adına ilgili birimlerin
yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vermek amacını taşımaktadır.

s: 6

Gürsoy (2019) sözlü iletişim araçlarını ise görüşme ve toplantılar, konferanslar, telefon görüş meleri olarak sıralamıştır.

Binark ve Löker (2011), yeni medya teknolojilerinde neyin “yeni” olduğu sorusuna cevap vermeyi
amaçlamıştır. Söz konusu yenilik şu terimlerle açıklanmıştır: dijitallik, etkileşim, multimedya formu,
kullanıcı türevli içerik üretimi, hipermetinsellik ve
sanal yayılma.

Kress (2003)de etkileşim
özelliğinin yeni medyanın öne çıkan özelliği olduğunu
ileri sürmüştür. Kullanıcılar aktif bir şekilde
içerik üretimine ve dağıtımına dâhil olabilmektedir.

Aynı şekilde Van Dijk (2006), yeni medyanın ayırt
edici özelliklerinin etkileşim ve multimedya olduğunu
söylemiştir.

s: 16

Onat ve Alikılıç (2008) kurumsal
iletişimde sosyal medya kullanım biçimlerini
şöyle sıralamaktadır:
• Sosyal ağ sitelerinde rakip ve ilgili kuruluşların
halkla ilişkiler kapsamındaki eylemlerini
incelenebilir.
• Kurumlar, sponsoru oldukları etkinliklerini
hedef kitleye hızlıca duyurabilir.
• Yarışma, workshop, eğitim gibi kurum dışına
taşabilen etkinlikleri duyurmada kullanılabilir.
• Sosyal sorumluluk projelerini ilgili hedef
kitleye tanıtabilir.
• Sosyal ağlar, kriz yönetimi kapsamında da
işlevsel olabilir. Kurumsal itibarın inşasında
önemli bir rol oynamaktadır.

Akyürek (2005) kurumsal iletişim faaliyetlerinin işlevlerini aşağıdaki gibi sıralamaktadır: • Kurum dışı ve kurum içi aktiviteleri destekleme ve düzenlemek • Ürün ve kurum bazlı yönelim doğrultusunda kimlik oluşturma ve ikna etmek • Kurum dışı ve içinde bulunan hedef kitleye bilgi sağlamak • Bireylerin iyi bir kurumsal vatandaş olarak toplumsallaşması ve toplumla bütünleşmesine katkı sağlamak • Bu işlevler doğrultusunda, kurumsal iletişim işletmelerin kurumsal kimliğinin ve kurum imajının dış ve iç çevreye empoze edilmesi görevini üstlenerek işletmenin ilgili tüm çevrelerce kabul edilirliğini güçlendirmek.

Özdemirci’ye göre (2007:8) ise kurumsal iletişimin dört temel işlevi vardır. Bunlardan ilki örgüt içi ve dışı belirsizliklerin azalması adına doğru zamanda bilgi sağlamaktır. İkincisi, kurumun diğer aktörlerin sahip olduğu tutum ve düşüncelerini etkilemesini ve ikna etmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, örgütsel yapı içindeki üstlerin astlarla iletişim kurmalarını düzenlemektir. Sonuncusu ise örgüt kültürü çerçevesinde ve örgüt amaçları doğrultusunda çalışanlara eş güdümlü davranış biçimleri kazandırmaktır.

Sosyal ağların ortaya çıkışından bu yana geçen sürede Facebook, Instagram ve benzeri siteler milyonlarca kullanıcıya ulaşmıştır. Bilinen ilk sosyal ağ sitesi 1997 yılında kurulup 2000 yılında kapanan SixDegress.com sitesidir.

Kurumlar çalışanlarıyla, paydaşlarıyla çevredeki tüm aktörlerle sürekli iletişim kurmaktadır. Bu iletişim sürecinin doğru araçlarla gerçekleştirilmesi örgüt içi ve örgüt dışı iletişimde mesajların doğru şekilde iletilmesini sağlamaktadır. Söz konusu araçlar temel olarak yazılı, sözlü, görsel-işitsel, elektronik iletişim araçları olmak üzere dörde ayrılmaktadır. Gürsoy’a göre (2019) yazılı iletişim araçları, belgeler, broşürler ve bültenler, şirket gazetesi, afişler ve duyuru panoları, dilek kutuları şeklinde örneklendirilebilir. Gürsoy (2019) sözlü iletişim araçlarını ise görüşme ve toplantılar, konferanslar, telefon görüşmeleri olarak sıralamıştır. Üçüncü olarak görsel- işitsel iletişim araçları slaytlar, üç boyutlu modeller, grafik ve hareketli grafik tasarımları olarak örneklendirilebilir. Son olarak kurumsal iletişimde elektronik iletişim araçları da kullanılmaktadır. Kurumsal iletişimde kullanılabilecek yeni medya dolayımlı ortamlara örnek olarak sosyal medya platformları başta olmak üzere sosyal paylaşım siteleri, e-yayınlar, elektronik panolar, bloglar, vikiler, gösterilebilir.

Kurumlar çalışanlarıyla, paydaşlarıyla çevredeki tüm aktörlerle sürekli iletişim kurmaktadır. Bu iletişim sürecinin doğru araçlarla gerçekleştirilmesi örgüt içi ve örgüt dışı iletişimde mesajların doğru şekilde iletilmesini sağlamaktadır. Söz konusu araçlar temel olarak yazılı, sözlü, görsel-işitsel, elektronik iletişim araçları olmak üzere dörde ayrılmaktadır. Gürsoy’a göre (2019) yazılı iletişim araçları, belgeler, broşürler ve bültenler, şirket gazetesi, afişler ve duyuru panoları, dilek kutuları şeklinde örneklendirilebilir. Gürsoy (2019) sözlü iletişim araçlarını ise görüşme ve toplantılar, konferanslar, telefon görüşmeleri olarak sıralamıştır. Üçüncü olarak görsel- işitsel iletişim araçları slaytlar, üç boyutlu modeller, grafik ve hareketli grafik tasarımları olarak örneklendirilebilir. Son olarak kurumsal iletişimde elektronik iletişim araçları da kullanılmaktadır. Kurumsal iletişimde kullanılabilecek yeni medya dolayımlı ortamlara örnek olarak sosyal medya platformları başta olmak üzere sosyal paylaşım siteleri, e-yayınlar, elektronik panolar, bloglar, vikiler, gösterilebilir.
Bunlardan görsel- işitsel iletişim araçları slaytlar, üç boyutlu modeller, grafik ve hareketli grafik tasarımlarını içermektedir. Kurumsal iletişimin kamuoyu oluşturmada kullandığı bu araçlar çift yönlü iletişime pek olanak tanımazken, hedef kitleye ilgili mesajı ulaştırmak için tercih edilmektedir.

Yanık (2014) yeni medya özelliklerini literatürdeki kaynaklarla eşleştirerek sıralamıştır. Bu sıralamaya göre: Yalnızca fiziksel ağ bağlantısına dayalı olmayan (Not-only physical ): Yeni medya yalnızca fiziksel ağ bağlantılarıyla değil fiziksel olamayan bağlantı modelleriyle (Cloud, DLNA, NFC, Bluetooth, Uydu vs...) de ulaşılabilir olması onu diğer medyalardan ayırmaktadır. Çünkü yeni medya her türlü ağ bağlantısı protokolünü tanıyan bir yapısal özellik barındırmaktadır.

Başka bir deyişle sosyal medya kullanıcısı, radyo, televizyon, gazete ve dergi gibi geleneksel tek yönlü iletişim araçlarındaki alıcı konumundan çıkmıştır ve içeriğin oluşturulmasına, dağıtılmasına katkı sağlayan bir aktör olmuştur. Lerman (2007) tüm sosyal medya araçlarında ortak olan dört temel özelliği şöyle sıralamıştır: • Kullanıcılar sosyal medya platformlarında içerik üretebilmektedir ve oluşturulan içeriklere katkıda bulunabilmektedir. • Kullanıcılar sosyal medya içeriklerine etiketler ekleyebilmektedir. • Kullanıcılar mevcut içerikleri aktif olarak kontrol edebilir ya da pasif olarak kullanabilir. • Kullanıcılar diğer kullanıcılar ile çeşitli konular hakkında iletişim kurarak yeni ağlar oluşturabilmektedir.

Bloglardaki uzun metinler yerine zamanla verilerin daha hızlı okunabileceği mikrobloglar popülerlik kazanmıştır. Mikrobloglar metnin kısa ve öz halini daha kolay okunabilir bir formatta sunmaktadır. Mikrobloglarda anlık gönderiler çoklu ortamlarla aktarılabilmektedir. Anlık bir iletinin yanına video ya da fotoğraf eklenebilmektedir. Twitter’ın örnek olarak gösterilebileceği

Vikiler, birden fazla kullanıcının eş zamanlı olarak içerik üretebildiği, bilgilerin güncellenebildiği ve linkler aracılığıyla hipermetinsel olarak sergilenebildiği elektronik ansiklopedilerdir. Tarihsel olarak ilk kez 1995 yılında geliştirilmiştir. Hawai dilinde “çabuk” anlamında gelen “viki” kelimesinden türemiştir.

İlk olarak bloglar, kurumlar tarafından farklı amaçlar doğrultusunda kullanılabilmektedir. Lee vd. (2006) kurumsal blogları çalışan bloğu, grup bloğu, yönetici blogları, tanıtım bloğu ve haber bloğu şeklinde beşe ayırmıştır. Çalışan bloğu tek bir çalışanın kurum tanıtımına yazdığı bloglardır. Grup bloğunda birkaç çalışan bir araya gelip belirli bir konu üzerinde yazılar yazmaktadır. Yönetici bloglarında kurumların üst düzey yöneticileri kurumsal deneyimleri hakkında yazmaktadır. Tanıtım bloğunda kurumun ürünleri, hizmetleri ve etkinlikleri duyurulmaktadır. Haber bloğu ise kurumların bültenlerini sundukları ortamlar olarak görülebilmektedir. Kurumlar bloglar aracılığıyla hedef kitlenin görüşlerine ulaşabilmektedir.

Müşterilere yönelik aşağıdakiler önerilmektedir:
• Kurumun web sitesinde ürün ve hizmetle ilgili geniş bilgilere yer vermek
• Kurum ile ilgili yapılan şikayetleri dikkate almak
• Sohbet yöntemiyle müşterilerin sorunlarına çözüm üretmek
• Sanal ağları takip ederek müşteri kazanma
• Anket oluşturarak müşterilerin fikirlerini almak